HT Gastro
Stil

Beyin çürümesinin yegane ilacı bulundu

Sosyal medyanın neden olduğu, son zamanlarda sıkça haberlere konu olan beyin çürümesini engellemenin tek yolu okuma akışkanlığınızı tekrar kazanmak. Akıllı telefonda gezinmenin dopamin etkisi kitap okumayı her şeyden daha zahmetli hale getiriyor. Cep telefonları hepimizi esir aldı. Ancak okumaya tekrar aşık olmak, hepimize musallat olan telefondan bizi kurtaracak yegane şey.

Giriş: 05.01.2025 - 08:30 Güncelleme: 06.01.2025 - 11:44
Haberler Stil Beyin çürümesinin yegane ilacı bulundu

Bir zamanlar 800 sayfadan oluşan, tek bir günün anlatıldığı o efsane tuğla kitap Ulysses'e sahip olmak için üniversiteli gençler harıl harıl harçlık biriktirirdi. Sahaf sahaf gezer, okumak istedikleri baskısı bitmiş nadir kitapların peşinde iz sürerlerdi, bulunca büyük bir iştahla okur, bir gün kendi evlerinde kuracakları, geniş bir kütüphanenin dizinin dibinde, rahat bir koltukta kitap okuma hayalleri kurarlardı.

Nereden nereye geldik.

Bugün artık edebiyat öğrencileri bile bir kitabı başından sonuna kadar tamamen okumuyor.

Neden mi?

Hem ABD hem de İngiltere'deki üniversitelerde ders veren Shakespeare uzmanı Sir Jonathan Bate yakın zamanda okumaya ilişkin bu dramatik düşüşten yakındı: 40 yıl önce öğrencilerime bu hafta Dickens'tan Büyük Umutlar, David Copperfield ve İki Şehrin Hikayesi'ni okumanız gerekiyor derdim ve okurlardı. Şimdi haftada üç roman yerine, pek çok öğrenci üç haftada bir romanı bile bitirmekte zorlanıyor, diyor.

Kısa süre önce Birleşik Krallık'ta yapılan bir anket, yetişkinlerin yalnızca yarısının zevk için düzenli olarak kitap okuduğunu gösterdi. 2015 yılında bu oran yüzde 58'di. Daha da endişe verici olanı, yüzde 35'inin eskiden bu hobiden zevk aldığı halde artık okumayı bırakmış olmaları. 1976'da lise son sınıf öğrencilerinin yaklaşık yüzde 40'ı sene başında yaz tatiilinde eğlenmek için en az 6 kitap okuduğunu söylerken, hiç kitap okumayanların oranı yüzde 11,5'ti. 2022 yılına gelindiğinde bu oranlar tersine döndü.

Pek çok insan artık kitap okumak yerine kendilerini telefona bakarken bulduklarını söylüyor. Onları kim suçlayabilir ki? Sosyal medya ile bir kitabın sayfaları rekabet edebilir mi? Sosyal medya dikkatimizi ele geçirmek için tasarlanmış.

Kitap okumayan seçkin üniversite öğrencileri

Gazeteci Rose Horowitch ABD’de 33 üniversite profesörüyle görüşerek The Atlantic'e bir makale hazırlamış. Profesörlerin özellikle son on yılda öğrencilerin kitap okuma seviyesinde büyük düşüş olduğunu belirtmişler.

Birçoğumuz çocuklarımızı güzel okullara gönderebilmek için mütevazı birikimlerimizi yıllarca biriktiriyoruz. Ancak Horowitch'e ait bu makale, birçoğumuzun uzun süredir şüphelendiği ancak dile getirmeye cesaret edemediği bir şeyi, yani en iyi ve en parlak üniversite öğrencilerinin bile artık kitap okumakta zorlandığını söylüyor. Gençler lisede nadiren okudukları ya da hiç okumadıkları için üniversitede oldukça zorlanıyorlar. Bu öğrenciler sadece kitapların bazı bölümlerini ya da ciddi kitapların basitleştirilmiş versiyonlarını okuyabiliyor.

Öğrenciler paniğe kapılıyor

Nicholas Dames 1998'den beri Columbia Üniversitesi'nde öğrencilerin alması zorunlu olan Literature Humanities dersleri veriyor. Ders büyük ve önemli kitapları okuma dersi. Elbette üniversite öğrencileri hiçbir zaman kendilerine verilen her şeyi okumazlar, ama bu durum daha farklı ve endişe verici. Dames'in öğrencileri artık bir sömestrde birden fazla kitap bitirme düşüncesi karşısında paniğe kapılıyorlar. Meslektaşları da aynı sorunu fark etmiş.

Pek çok öğrenci artık üniversiteye, hatta dünyanın en seçkin üniversitelerine bile kitap okumaya hazır olarak gelmiyor. Ortaokul ve liseler öğrenciden kitap okumasını talep etmiyor. 20 yıl önce Dames, sınıfında bir hafta Gurur ve Önyargı, ertesi hafta Suç ve Ceza üzerine sofistike tartışmalara girmekte sorun yaşamadığını anlatıyor. Şimdi ise öğrencileri ona bunun imkansız olduğunu söylüyor. Sorun sadece kalın bir kitap okumak da değil; genel olay örgüsünü takip ederken küçük ayrıntılara dikkat etmekte zorlanıyorlar.

Lisede tek bir kitabı bütün olarak okutulmamış

Dames'e dertleşmek için gelen bir öğrencisi, okuduğu devlet lisesinde hiçbir zaman bir kitabın tamamını okumasının istenmediğini söylemiş. Bu da yeni gelenlerdeki okuma becerisinin gelişmemişliğini açıklıyor. Kendisine kitaptan alıntılar, şiirler ve haber makaleleri okutulmuş ama baştan sona tek bir kitap bütün olarak okutulmamış. Ve ilk dersi oldukça zor bulduğunu belirtmiş. Dames, üniversitede kitap okumak için, lisede kitap okumuş olmak gerekir diyor. Ortaokul ve lisede çocuklardan kitap okumaları istenmiyor. Onlar da üniversiteye kitap okuma alışkanlığı kazanmadan geliyorlar. Bu yeni bir şey ama iyi bir şey olduğunu sanmıyorum diyor.

Okumayı seven öğrenci artık istisna

Princeton Üniversitesi'nde tarihçi olan Anthony Grafton, öğrencilerinin kampüse eskisine kıyasla daha dar bir kelime dağarcığı ve gelişmemiş bir dil becerisiyle geldiklerini söylüyor. Her zaman çok okuyan, okumayı seven ve güzel yazan öğrenciler gelirdi, ancak bunlar artık çok istisna diyor. Virginia Üniversitesi'nde Çin edebiyatı profesörü olan Jack Chen, öğrencilerinin anlamadıkları fikirlerle karşılaştıklarında “kendilerini kapattıklarını” söylüyor; karşılarına zorlayıcı bir metin çıktığında, eskisine göre daha sabırsızlar, anlamak için kendilerini zorlamıyorlar diyor. Kendilerini önemli bir metne kaptırmak için gereken dikkati toplamakta zorlanıyorlar. Bu çıkmazla karşı karşıya kalan pek çok üniversite profesörü, daha az okuma ödevi vermekten ve beklentilerini düşürmekten başka çareleri olmadığını düşünüyor.

Bu düşüş için tanıdık bir açıklama: Akıllı telefonlar

Öğrenciler artık üniversiteye yıllarca sürekli akıllı telefonlarını kullanmaya maruz kaldıktan sonra geliyorlar. Sonuç olarak, zihinleri bir kitabı özümseyecek kadar uzun süre konsantre olamıyor. Bu küresel bir sorun. Gençler sürekli cihazlarının cazibesine kapılıyor, bu da üniversiteye gerekli şekilde hazırlanamamaları demek. Sonra üniversiteye gidiyorlar ama dikkat dağıtıcı şey gene aynı. Sıkılmak doğal olmayan bir şey haline geldi. Kitap okumak, zevk için bile olsa, TikTok, Instagram ve YouTube ile rekabet edemiyor.

Müfredat paragraf soruları ve test formatını teşvik ediyor

Stanford Üniversitesi'nde eğitim profesörü olan Antero Garcia daha önce Los Angeles'ta bir devlet okulunda öğretmenlik yapmış. Müfredatın öğrencilerin sadece net argümanlar oluşturmalarına, metni yorumlamalarına ve sentezlemelerine yardımcı olmayı amaçladığını söylüyor. Türkiye'de de durum aynı. Lisede öğretmenler, test formatını taklit etmek için kitap yerine kısa pasajlara geçiyorlar. Pasajların okunarak hızlıca sentezlenmesine ve testin daha hızlı bitirilebilmesine odaklanılıyor. Ancak bu yapılırken, gençlerin genel olarak uzun metinlerle boğuşma becerileri ortadan kaldırılıyor. Garcia kitapların yerini alıntıların aldığını söylüyor. Bu öğrenciler üniversiteye geldiklerinde, hiç kimse onlardan üniversite müfredatının gerektirdiği büyüklükte ve ciddilikte bir şey yapmalarını istememiş oluyor. Ders programlarını altüst eden ve dersleri online ortama taşıyan pandemi de bu probleme tuz biber ekti.

Okul dışı faaliyetler de zaman alıyor

İyi üniversite hedefi olan öğrencilerin ders dışı programları, okulun kendisi kadar hatta belki daha yoğun oluyor... Okul dışı faaliyetler, onların gözünde, seçkin kurumlara kabul edilmek için gerekli. İyi bir okula girme baskısı nedeniyle sınıf dışında da kendilerini farklılaştırmak zorundalar. Bu da gün içinde oturup kitap okuyacak vakit kalmaması demek.

Tüm sınıfın tek kitabı okuması işe yaramıyor olabilir

Bazı öğrenciler her zaman öğretmenin seçimine ilgi duymayabilir. Örneğin klasik romanları alakasız ve anlaşılması zor olarak algılayabilir. Öğrencilerin kendi kitaplarını seçmelerine izin vermek, kendi ilgi alanlarına göre kitap okumalarını sağlamak da okumaya teşvik edilebilir.

Kitap, sofistike bir empati geliştirir

Kitaplar, okuyucuyu yüzlerce yıl önce yaşamış birinin ya da okuyucununkinden tamamen farklı bir bağlamda yaşayan bir kişinin zihnine taşıyarak sofistike bir empati biçimi geliştirir. Berkeley profesörü Kahn; empatiye dair pek çok çağdaş fikir, özdeşleşme ve kimlik üzerine inşa edilmiştir. Okumak bundan daha karmaşıktır, bu yüzden sempati geliştirir, diyor.

Derin okuma zihin geliştirir

Ancak bu tür faydalar, bir karakterin yolculuğu boyunca onunla birlikte kalmayı gerektirir; 5 ya da 30 sayfalık bir alıntıyı okuyarak bu faydalara yaklaşamazsınız. Sinirbilimci Maryanne Wolf'a göre, derin okuma; eleştirel düşünme ve kendini yansıtma da dahil olmak üzere bir dizi değerli zihinsel alışkanlığı uyarır. Kısa ve hızlı okuma bunu yapmaz.

Sosyal medyanın dopamin etkisi, okumayı daha zahmetli hissettirebilir. Ancak kitap okuyarak edinecekleriniz ekstra çabaya değer şeyler: Düzenli okuyucular daha yüksek refah ve yaşam memnuniyeti bildiriyor, kaliteli uyku, odaklanma ve yaratıcılıktan yararlanıyor. Sadece 6 dakikalık okumanın stres seviyelerini üçte iki oranında azalttığı gösterilirken, derinlemesine okuma eleştirel düşünme, duygularını rahat ifade edebilme, empati gibi ek bilişsel faydalar sağlar.

Okuma öğrenilen bir beceridir

Reader, Come Home: The Reading Brain In A Digital World kitabının yazarı nörobilimci Maryanne Wolf'a göre, beyinlerimiz doğuştan okumaya programlı değildir; okuma öğrenilen bir beceridir. Ancak beyin plastisitesi her iki şekilde de çalışır: Ya kullanır geliştirirsiniz ya da kaybedersiniz.

Görünen o ki biz kaybetmeyi seçiyoruz.

Yılın kelimesi "beyin çürümesi" seçilmişti

Geçtiğimiz aylarda Oxford University Press'in 2024 yılı için seçtiği sözcük beyin çürümesi olarak açıklanmıştı. Kelime, hem internette yer alan her türlü ’düşük kaliteli, değersiz içerik” hem de bu içeriğin aşırı tüketiminden kaynaklanan entelektüel bozulma anlamına geliyor. İlk olarak Henry David Thoreau'nun 1854 tarihli Walden kitabında kaydedilen bu kelimenin bu yılki kullanımındaki artış TikTok videolarındaki referanslara bağlanıyor. Kitap okumak, değersiz içerik tüketmenin yarattığı beyin çürümesinin panzehiri. Çağımızın en büyük sorunu olan empati eksikliğinin ilacı. Hem sosyal hem duygusal becerileri ve yaratıcı düşünmeyi besler. Kitap okumak kelime dağarcığını geliştirir, dil becelerini geliştirir, kendinizi daha kolay ifade edersiniz. Kendinizi tanımanın ve karşınızdakini anlamanın başlıca yollarından biri kitap okumaktır. Kitap okuyarak zihinsel sağlığınızı aktif tutar, beyninizin sağlıklı çalışmasını desteklersiniz.

Okuma alışkanlığı tekrar nasıl kazanılır?

Yazar ve terapist Ella Berthoud okuma alışkanlığı kazanmak için sesli kitapları denemeyi, basılı kitaplar için bir okuma köşesi oluşturmayı ve bir okuma günlüğü tutmayı öneriyor, çünkü not almak okuduklarınızı hafızaya yerleştirmenize yardımcı oluyor. Berthoud, okuma kaslarınız körelmişse, doğrudan Ulysses'e gömülmek yerine, kısa öyküler veya kısa hikayelerle küçük bir başlangıç yapmanın daha kolay olabileceğini söylüyor.

Bu içeriği paylaş
İLGİLİ İÇERİKLER