Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Seçim Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Ahmet Haşim, 1887'de Bağdat'ta doğdu.

Babası; Bağdat'ın en bilinen ailelerinden Alusizadeler'e mensup kaymakam Hikmet Bey.

Annesi; Bağdat'ın ileri gelenlerinden Kahyazadeler'in kızı Sara Hanım.

Babasının Arabistan vilayetlerindeki memuriyetleri nedeniyle düzensiz bir ilkokul tahsili gören Ahmet Haşim,annesinin ölümü üzerine 12 yaşında babasıyla birlikte İstanbul'a gelerek Galatasaray Sultanisi'nde yatılı olarak okumaya başladı. Sanata ve edebiyata ilgisi burada başlayan Ahmet Haşim, ilk manzumesi 'Leyâl-i Aşkım'ı 1901'de yayımladı.

Muallim Naci, Abdülhak Hamit, Tevfik Fikret ve Cenab Şahabettin'in etkisi altında kalan Ahmet Haşim, 1905 - 1908 arasında yazdığı ve 'Piyâle' kitabına aldığı 'Şir-i Kamer' serisinde bulunan şiirlerindeki hayal zenginliği, iç ahenkteki kuvvet ve büyük telkin kabiliyetiyle dikkat çekti.

I. Dünya Savaşı sırasında Çanakkale Cephesi'nde bulunan Ahmet Haşim, savaştan sonra memurluk ve öğretmenlik yaptı.

'Edebiyatı ideolojinin değil, estetiğin emrine verme' görüşünü benimseyen Ahmet Haşim, Fecr-i Âtî grubunun yayın organı Servet-i Fünûn Dergisi'nde şiirler yayımladı.

Fecr-i Ati'nin dağılmasından sonra siyasi ve edebi akımların dışında kendisine has bir şiir ve nesir anlayışının tek temsilcisi olarak kalan Ahmet Haşim, gözlemlerini kendi prizmasından geçirerek kaleme aldığı şiirlerinin yanı sıra fıkraları, denemeleri ve gezi yazılarıyla Türk Edebiyatı'nda önemli bir konum elde etti.

Ömrü yarım kalan aşklar ve sonu gelmeyen evlenme teşebbüsleri içinde geçen Ahmet Haşim, 1933'te Kadıköy'deki evindeki yardımcısı Zarife Özgünlü ile evlendi.

Ahmet Haşim, evlendikten 18 gün sonra 4 Haziran 1933'te 46 yaşındayken vefat etti. Ahmet Haşim, Eyüp Sultan Camii'nin yanına defnedildi.

ŞİİRLERİ

* Ağaç

* Akşam yine toplandı derinde

* Bahçe

* Bir günün sonunda arzu

* Bir Yaz Gecesi Hatırası

* BülBül

* Başım

* Gece

* Gelmeden Evvel Geldin Birlikte

* Havuz

* Hayal-i Aşkım

* Karanfil

* Karanlık

* Kari'e

* Mehtapta Leylekler

* Merdiven (Popüler)

* Mukaddime

* O belde

* O Eski Hücreye Benzer ki

* Orman

* Öğle

* Parıltı

* Seher

* Sonbahar

* Süvari

* Şafakta

* Şairsiz Dünya

* Tahattur

* Yarı Yol

* Göl saatleri

* Piyale

DİĞER ESERLERİ

* Gurabahane-i Laklakan (Deneme)

* Bize Göre (Deneme)

* Frankfurt Seyahatnamesi (Gezi Yazısı)

KARANLIK

Aşkın bu karanlık gecesinde

Bülbül yine vahşi müterennim

Mecnûn'u terk etti mi Leylâ?

Vahşî sesi firkat sesi sandım.

Aşkın bu karanlık gecesinde,

Hicrânımı duydum, seni andım,

Firkatzede bülbül gibi yandım.

***

BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İsveyle, fısıltıyla, gülüşle

Olmuş sebi sevda yine bihap

Oklar gibi saplanmada kalbe

Düştükçe semadan yere mehtap...

Buseyle kilitlenmiş ağızlar

Gözler neler eyler neler israp! ...

Uçmakta bu ateşli havada

Vuslat demi bir kuş gibi bitap.

***

KARANFİL

Yârin dudağından getirilmiş

Bir katre âlevdir bu karanfil,

Rûhum acısından bunu bildi!

Düştükçe vurulmuş gibi, yer yer,

Kızgın kokusundan kelebekler,

Gönlüm ona pervâne kesildi.

ÇARŞAMBA: Zeynep Hatun

'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ