Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Edebiyat Necati Cumalı öyküleriyle sinemaya can verdi

        Türk sinemasının ilk uluslararası ödül kazanan filminin öyküsünün yazarı olan Necati Cumalı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın '100 Türk Edebiyatçı' listesinde yer alıyor.

        Necati Cumalı, 3 Ocak 1921'de Manastır'ın Cuma kazasında doğdu.

        Ailesi, 1923'teki Türkiye - Yunanistan Nüfus Mübadelesi kapsamında Türkiye'ye göç ederek İzmir'in Urla ilçesine yerleşti.

        Ortaöğrenimini 1938'de İzmir Atatürk Lisesi'nde tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne giren Necati Cumalı'nın ilk şiiri, 1939'da Urla Halkevi Dergisi olan 'Ocak'ta 'A. N. Acar' takma adıyla yayımlandı.

        Necati Cumalı, 1940'ta Varlık Dergisi'nde tanıştığı Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Cahit Sıtkı Tarancı ve Nurullah Ataç'ın etkisiyle şiirlerine yön verdi.

        Ankara'da Toprak Mahsulleri Ofisi'nde çalıştıktan sonra İlk kitabı 'Kızılçullu Yolu' 1943'te yayımlayan Necati Cumalı, askerlikten döndüğü 1945'te Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü'nde çalışmaya başladı. Cumalı, askerliği sırasında yazdığı şiirlerini 'Harbe Gidenin Şarkıları' adlı kitabında topladı.

        1945'ten itibaren çeşitli dergi ve gazetelerde şiirleri yayımlanan Necati Cumalı, aynı yıl hikâye de yazmaya başladı. Bir süre Ankara'da Cahit Sıtkı Tarancı ile aynı evi paylaşan Cumalı, 1949 yılında sahnelenen 'Boş Beşik' adlı oyunu ile dikkatleri üzerine çekti.

        1949'da Ankara'daki görevinden ayrılarak İzmir'e giden Necati Cumalı, 1957'ye kadar İzmir'de avukatlık ve memurluk yaparken şiir, hikâye, roman çalışmalarını birlikte sürdürdü. Urla ve çevresine ait gözlemleri, avukatlık yıllarında karşılaştığı olaylar ve baktığı davalardan edindiği izlenimlerle eserlerine şekil veren Cumalı, özellikle Ege yöresindeki kasaba ve kırsal kesim insanlarının sorunlarını işledi.

        1957'de avukatlığı bırakan Necati Cumalı, Paris'e giderek Türkiye'nin Paris Büyükelçiliği Basın Ataşeliği'nde çalıştı. Cumalı, hayatını edebiyatla kazanma kararı alarak memuriyetten ayrılıp Türkiye'ye döndükten sonra İstanbul'a yerleşti.

        1960'da Dış İşleri Bakanlığı'nda çalışan Berin Teksoy ile evlenen Necati Cumalı, eşinin işi nedeniyle 1963 - 1965 arasında Tel Aviv ve Paris'te yaşadı.

        Yazdığı bazı yazılar sakıncalı bulununca 1966'da eşi Berin Hanım'ın görevinden alınmasıyla tekrar İstanbul'a yerleşti.

        REKLAM

        Necati Cumalı'nın öyküleri Türk sineması tarafından beyazperdeye aktarıldı.

        O öykülerden biri Türk sinemasının ilk uluslararası ödül kazanan filmi olan 'Susuz Yaz'...

        1963'te Metin Erksan tarafından çekilen filmdeHülya Koçyiğit'e başrollerde Erol Taş ile Ulvi Doğan eşlik etti.

        'Susuz Yaz', Berlin Film Festivali'nde 'En İyi Film' dalında Altın Ayı'ya layık görüldü.

        Yaşar Kemal'in 'Yaşlanmaz çocuk şair' Necati Cumalı'nın filme çekilen diğer öyküleri şunlar;

        'Boş Beşik', sinemaya iki kez uyarlandı.

        BOŞ BEŞİK (1952)

        Yönetmen: BahaGelenbevi

        Oyuncular: Muhterem Nur, Bülent Ufuk

        BOŞ BEŞİK (1969)

        Yönetmen: Orhan Elmas

        Oyuncular: Fatma Girik, Tugay Toksöz

        .png
        .png

        DİLA HANIM (1977)

        Yönetmen: Orhan Aksoy

        Oyuncular: Türkan Şoray, Kadir İnanır

        (Ay Büyürken Uyuyamam'dan uyarlandı)

        MİNE (1983)

        Yönetmen: Atıf Yılmaz

        Oyuncular: Türkan Şoray, Cihan Ünal

        ADI VASFİYE (1985)

        Yönetmen: Atıf Yılmaz

        Oyuncular: Müjde Ar, Yılmaz Zafer

        AY BÜYÜRKEN UYUYAMAM (2011)

        Yönetmen: Şerif Gören

        Oyuncular: Ayça Bingöl, Hazal Kaya

        10 Ocak 2001'de yakalandığı karaciğer kanserinden kurtulamayarak 80 yaşındayken hayata veda eden Necati Cumalı, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

        KİTAPLARI

        Öykü: 9

        Şiir:16

        Roman: 6

        Hatıra: 1

        Deneme: 6

        İnceleme: 2

        OYUN SAYISI: 15

        SENARYO SAYISI: 1

        ÖDÜL SAYISI: 9

        AŞKIN EN GÜZEL YÖNÜ

        Aşkın en güzel yönü

        Belli bir başı vardır belli bir sonu

        Sakınır bitkiler gibi büyütürüz

        Açtığını görürüz derken solduğunu

        Dere tepe düz sürdüğümüz tımarlı atlarımız

        Varır uzun bir kışa girer salar tüyünü.

        Çizgiyi geçtik mi geçtik, sen yalnız ben yalnız

        Ondan öte ne dargın ne barışık

        İki aşk ölüsüyüz salt iki tanıdık

        Ah, bitti bitti bil ki bitti artık

        Binde bir, bir yerde karşılaşırsak

        İki ölü gibi- o da belki- selamlaşırız...

        KAR AYDINLIĞINDA

        Sen sıcaktın yataklar sıcak

        Pencerende aydınlık kar

        Ateşim kömürüm esmerim benim

        O günlerin tadı başka nerde var

        Gençtik âşıktık deliydik

        Seviştikçe ağardı karanlıklar

        Bunca dağın karlarını erittik

        UZAK HAZİRAN

        İki dudak arası bir zaman

        Göz göze geldikse geçerken

        Mayıs'la Haziran arasında

        Yağmurlu bir saçak altından

        Aşktı uçup giden üstümüzden

        Aşktı değip geçen yanımızdan

        Uyanıp kış uykularından

        Şubat'la Mart arasında

        Eylül'le Ekim arasında

        Yaz sularından kıyıya çıkan

        İki adım arası bir zaman

        Göz göze geldikse geçerken

        Günlük güneşlik bir kaldırımdan

        Aşktı uçup giden üstümüzden

        Aşktı değip geçen yanımızdan

        Aşktı görmedik bilmedikse

        Kim bilir hangi Eylül bir daha

        Hangi uzak Haziran

        CUMA: Nilgün Marmara

        'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

        REKLAM
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa