Ahmet Arif: Hasretinden Prangalar Eskittim
'Korona Günlerinde Şiir'in konuğu Ahmed Arif'in aralarında 'Hasretinden Prangalar Eskittim', 'Akşam Erken İner Mahpusaneye' ve Otuzüç Kurşun'un da yer aldığı birçok şiiri bestelenerek şarkı haline getirildi
Asıl adı Ahmet Hamdi Önal olan Ahmed Arif, 23 Nisan 1927'de Diyarbakır'da doğdu.
Ahmed Arif, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1940 - 1955 yılları arasında çeşitli dergilerde yayınladığı şiirlerinde kullandığı kendine has lirizmi ve hayal gücüyle Türk edebiyatındaki yerini aldı.
Ahmed Arif'in şiirlerinin toplandığı kitabı 'Hasretinden Prangalar Eskittim' 1968'de yayımlanırken Türkiye'de en çok basılan kitaplar listesinde yer aldı. Arif'in birçok şiiri bestelenerek şarkı haline getirildi. Ahmed Arif, 2 Haziran 1991'de Ankara'da geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
BESTELENEN ŞİİRLERİ
* Akşam Erken İner Mahpusaneye
Cem Karaca
Fuat Saka
Ay Karanlık
Ahmet Kaya
Cem Karaca
* Diyarbekir Kalesinden Notlar ve Adiloş Bebe Cem Karaca
Grup Yorum
Grup Kızılırmak
Moğollar
* Hasretinden Prangalar Eskittim
Ahmet Kaya
Suavi
* İçerde
Rahmi Saltuk
Manuş Baba
Kara
Cem Karaca
Grup Ekin
* Otuzüç Kurşun
Cem Karaca
Grup Baran
Zülfü Livaneli
Fikret Kızılok
Onur Akın
Ciwan Haco
* Sevdan Beni
Cem Karaca
Fikret Kızılok
* Suskun
Fikret Kızılok
Ahmet Kaya
Edip Akbayram
Alaaddin Us
* Unutamadığım
Cem Karaca
Grup Baran
* Uy Havar
Ahmet Kaya
* Vay Kurban
Cem Karaca
Grup Baran
Grup Yorum
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni, anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard-arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza,
Bir kibrit çöpüne varana,
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
İÇERDE
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
AY KARANLIK
Maviye
Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine
Rüzgarda asi,
Körsem,
Senden gayrısına yoksam,
Bozuksam,
Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç,
Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille
Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş,
Etme gel,
Ay karanlık...
SALI: Cahit Külebi
'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ