Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

6 Ekim 1952'de Bandırma'da doğan Ayten Mutlu, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ndeki öğrenimini üçüncü sınıfından ayrılarak yarım bıraktı. Daha sonra girdiği İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi'nden mezun olan Mutlu, 1977'den itibaren Merkez Bankası İstanbul Şubesi'nde çalışarak 1998'de emekliye ayrıldı.

İlk deneme, öykü ve şiirleri, ortaokul yıllarından başlayarak yerel gazetelerde yayımlayan Ayten Mutlu, şiir, deneme ve çevirileri birçok dergide yayımlandı.

Lirik, akıcı, çarpıcı metaforlarla zenginleştirdiği bir dille yazdığı şiirlerle tanınan Ayten Mutlu; içli, kırılgan ama kararlı ve tutkulu bir kadın imgesini şiirlerinin özüne yerleştirdi.

KİTAPLARI

* Döngüsü

* Çiy Taneleri

* İstanbul'un Gözleri

* Kül İzi Gitmek Gibi Sızılı Bir Titreşim Işıklarda

* Yitik Anlam Peşinde

* Çocuk ve Akşam

* Uzun Gemide Akşam

* Eşikte

AY VURUNCA YÜZÜME

bu böyle bir şiir işte

ay girince geceye

bu şiirde bakır yeşil

çuha delik deşik lekeli masalarda

ihtiyarlar en kimsesiz ihtiyar

kahveler nargilesiz

bu şiirde çatanalar denizsiz

çocukların gözü pamuk helvacılarda

kadınların kocaları haylidir işsiz

badem çiçekleri kırağı pası

bahar ayaksız elsiz

sıkıyönetim gecesinde bir yüzün kalmış

çırılçıplak

kimliksiz

bu şiirde aşk

yüzümde unuttuğun utanmasız bakışın

mor kumlarda çürümüş deniz kabuğu

ikindi güzlerine düşürdüğün bir tarih

bu böyle bir şiir işte

ay vurunca yüzüme

FEMİNA

nasıl bir ayin gerek bu lanete Femina

yaşamının kırıkları birleşsin diye

hangi büyülü ezgiyle dans edeceksin

yeni günün şafağında?

bin yılların laneti bu Femina

başka gün yok başka dünya

hadi dans et, elinde bir tas zehir

ayak bileklerinde demirden halkalarla

sıkılgan hecelerin sedef çiçekleriyle

kanırt çivisini tüm kutsal kitapların

Femina dans et ince topuklarınla

sars kızıl opalini toprağın

uzun kürklü hayvanların ininde

soğuk yıldızların ince yılanı

gibi kıvrıl Kybele ananın suretinde

başka gün yok başka dünya

boyun eğişlerin gururlu zilleriyle

çal bin yıllık aldanışı Femina

içinde eskil ritim, yırtılan etin sesi

umarsız sessizliğin iç çekişleri

eşlik edecek senin dansına

işaret bekleme sim gölgeler çağından

ışığın içindeki gölge gibi gel

ballı şerbetleri yudumlar gibi

iç aykırılığın saf içkisini

yaz buğusunda yanan ülke gibi gel

aklın deliliğe çarpan kıyılarından

bay tanrının yatağından

sisten çık gel siyah tüller içinde

siyah güller içinde

dantel tencerelerin kızgın köpüklerinde

hadi dans et, çoktan başladı ayin

büyülü ellerinle çal aşkın zillerini

Femina, uysallığın çılgın gelini

dans et, siyah iplik gününde parlak taşların

dans et, lanetli çığlığıyla bataklık kuşlarının

dans et, usanmış askeri gündelik savaşların

dans et, çağıran ritmiyle kaybolmuş hayatların

başka gün yok başka dünya

yeni günün şafağında

Femina

dans et

DAYAN EY SEVDAM

tüm dağlara kar yağsa

sarsa dorukları boran

ve tüm ışıkları yutsa fırtına

dayan

ey sevdam

ey sevdası yarınların

dayan

şimdi

kavrulsam da ayazdan

sarsılsam da kaygılarla

sımsıkı sarılmak zamanıdır umuda

umuttur sevgiyle ürer

ve sevmek yürek işidir

ve büyütmek sevdayı

emek işidir

bin yılların çilesini

ve tutkusunu geleceğin

nakış nakış dokuduğum bu kilimi

yani emeğimi

yani yüreğimi

adıyorum sana

ey sevdam

ey sevdası yarınların

durmadan

yılgınlığa varmadan

dayan

ÇARŞAMBA: Baki

'KORONA GÜNLERİNDE ŞİİR'İN DİĞER ŞAİRLERİ

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ