Cem Yılmaz'dan eleştirilere yanıt: Son gösterim zamanın ruhunu taşıyor
'Fatih Altaylı ile Bire Bir'in bu haftaki konukları Cem Yılmaz, Nilperi Şahinkaya ve Zafer Algöz oldu. 13 Mayıs'ta 'Erşan Kuneri' ile izleyicisiyle buluşacak olan Yılmaz, son gösterisi 'Diamond Elite Platinum Plus' ile ilgili gelen eleştirilere yanıt verdi. Ünlü komedyen, "Eskiye nazaran daha yavaş bulanlar oldu. Halbuki şunu unuttular; Pandemi zamanıydı. Hayatımda ilk defa yarısı boş salonda sahneye çıktım. İnsanlar maskeli. Herkesin ilk defa tecrübe ettiği bir şeydi. Dolayısıyla biraz zamanın ruhunu taşıyor." dedi
Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, dün akşamki programında; Cem Yılmaz, Nilperi Şahinkaya ve Zafer Algöz'ü ağırladı.
Fatih Altaylı, Cem Yılmaz, Nilperi Şahinkaya, Zafer AlgözEski bayramları aynı sıcaklıkla yaşadığını söyleyen Cem Yılmaz, "Özlenen bayramlarla ilgili fikrim şu; özlenmesine gerek yok, ne yaşıyorsak o güzel. Güzel şeyler yapıyorsak her gün bayram." ifadeleriyle programa başladı.
"PANAYIR HAVASINDA DİZİ ÇEKTİK"
Yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği 'Erşan Kuneri' ile ilgili konuşan ünlü komedyen, "Erşan Kuneri' iki dakikalık bir karikatür ve figürdü. Bir karakteri böyle genleştirip, bütünüyle bir hale getiriyorsam arkadaşlarımla paylaşıyorum. Diyorum ki; 'Böyle bir tayfa olsun, böyle bir maceraya girsinler'. Herkes kıpırdanmaya başlayınca, 'Ben böyle bir karakter miyim?' deyince, 'Tamam o zaman' diyoruz ve çekmeye başlıyoruz. Sekiz bölümlük bir dizi. İçerisinde filmler ve bu arkadaşlar grubunun neler yaşadığına dair drama var. Karma bir format aslında ama genel tanımı dizi. İşin mutfağıyla ilgili duyduğumuz o anektodlarla şahsına münhasır adamlar yaratmaya çalıştık. Kadın oyuncularımız Ezgi Mola, Nilperi Şahinkaya ve Merve Dizdar da çok önemli isimler. İşe çok can kattılar. O yüzden mutluyum. Panayır havasında bir set yaşadık." dedi.
Erotik film yapımcısı olan 'Erşan Kuneri'nin hikayesi anlatılan diziyle ilgili Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir sürü şeyden içimiz kararıyor. Biraz serserilik o kadar özlenen bir şey ki... Yaşımız icabı biraz terbiyelenme bekleniyor ama hayatın da bir supaba ihtiyacı var olduğunu düşünüyorum."
"ORGANİK BAĞ KURMA DERDİNDEYİM"
Cem Yılmaz, Fatih Altaylı'nın "Sende eski Türk Sineması takıntısı var." yorumu üzerine ise şunları aktardı:
"Mizah üretiminde ve sinemada zincir kopuk. Sahnede, tiyatroda yine usta-çırak ilişkisi var ama sinemada pek yok. Organik bir bağ kurma derdindeyim. Bir şey unutulunca gerçekten o zaman ölüyor. Eğer bir komedi de olsa bir film yapıyorsan, şimdinin teknolojisini kullanarak o stili anmak istiyorum. Film üretenlerinin çok azının bizim sinemayla bağı olduğunu görüyorum. Bu çok irkiltiyor beni. Sadece eğlence filmi yapanların değil, hüzünlü bir festival filmi yapanın da bir bağı olsa iyi olur diye düşünüyorum."
"SON STAND-UP'IM ZAMANIN RUHUNU TAŞIYOR"
Netflix'te yayınlanan son stand-up'ı 'Diamond Elite Platinum Plus' hakkında da konuşan Yılmaz, gelen eleştirilere yanıt verdi.
Ünlü komedyen, "Çok izlenmesinin bir önemi yok ama çok çok izlendi. Bu formatta tek bir kişi çıkıyor, bir şeyler anlatıyor. İnsanların 65-70 dakika alışkan olduğu bir şey. Dijital platformlar bu sürelerdeki işleri satın alıyor. Benim gösterim 140 dakika, onu 90 dakikaya indirmemi rica ettiler. Aslında ben istemedim, çünkü materyal geniş ve öyküseldi. Eskiye nazaran daha yavaş bulanlar oldu. Halbuki şunu unuttular; Pandemi zamanıydı. Hayatımda ilk defa yarı doluluktaki salonda sahneye çıkıyorum. İnsanlar maskeli. Maskeden güleni göremiyorsun. Herkesin ilk defa tecrübe ettiği bir şeydi. Dolayısıyla biraz zamanın ruhunu taşıyor. Seni biraz yavaşlatıyor. Ben yaptığım işten çok eminim. Benim yaptığım işim muadili bir ışık arıyorum. Bir sürü genç insanı takip ediyorum, izliyorum, onlara destek olmaya çalışıyorum. Gayretim var bunlarla ilgili. Veteranlığı yakıştırabilirler bu hoş bir şey. Benim çıraklık dönemim çok kısa oldu. 95 yılında başladım. 'Hiç komik değil' dendi, sonra 'Çok komik' ardından da 'Hiç komik değil' oldu. (Gülüyor) Bu da hayatın bir döngüsü. 20 yaşındaki bir çocuktan daha enerjik, daha fırlama ve daha parlak olmam bekleniyor." ifadelerini kullandı.
"BABA SEN ÖLSEN MİLLETİN IQ'SÜ DÜŞER!"
Yılmaz, kendisine yapılan 'şişman' yorumlarıyla ilgili oğlu Kemal'in esprisini de anlattı:
"Baba görüyorum gazetelerde senin için, 'yaşlı şişman' diyorlar. Sen harika bir adamsın ya! Olur mu öyle şey, ben her zaman yanındayım, sen ölsen milletin IQ'sü düşer" dedi.
Ünlü komedyenin, Ahu Yağtu ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Kemal 9 yaşında."UÇSUZ BUCAKSIZ BEKLENTİ VAR"
Filmlerine gelen eleştirilere de yanıt veren ünlü komedyen, "Bazı şeyleri elbette kafama takıyorum ama övgüyle de çok ilgilenmiyorum. Mesele geriye bir şeyler bırakmak. Eleştirilere kulak kabartan insanlarız. Elbette reaksiyonlarla da ilgileniyorum. Daha az olup, daha kıymetli şeyler de duyuyorum. Olumsuz eleştiri anlamında, anlamlı şeyler duymuyoruz. Uçsuz bucaksız bir beğeni ve beklenti listesi var." diye konuştu.
Yılmaz'ın bu sözleri üzerine Zafer Algöz de düşüncelerini dile getirdi. Usta oyuncu, "Cem'in stand-up gösterisinde belli bir matematik var. Her 10-15 saniyede bir salonu güldürüyor. Aynı ritmi sinema filminde de istiyorlar. Sinema filminde sürekli espri yapılırsa insanlar filmi anlamaz. Çünkü herkesin gülme süresi farklıdır. 'Arif ve 216'nın fragmanı yayınlandı, birisi 4 sayfa yorum yazmış. 'Anladığım kadarıyla özen gösterilmemiş, aceleye getirilmiş' yorumu yapmış." dedi.
Yılmaz da, "Vallahi kendimi bir yere koyarak söylemiyorum ama bir sürü üretim alanından insan tanıyorum. Eğer biz aceleye getiriyorsak başkaları ne yapıyor acaba? Mümkün değil böyle bir şey. En uzun süre hazırlanan işler, bizim işler. Daha uzununu görmedim." sözlerini kulllandı.
Yakın zamanda film yapmayacağını belirten Cem Yılmaz, "Böyle bir kaynağım yok. Sinema filmi yapmak o kadar imkansız ki... 'Arif ve 216'yı 8.5-9 milyon dolar para (135 milyon TL) harcadık. 7 milyon kişi izlese, bilet başına 10 TL kalsa, 70 milyon TL. Sylvester Stallone geçen gün bir röportajında, "Bugün elime 'Rocky'nin senaryosunu elime alsam kapı kapı gezsem kimse çekmez." dedi. Bu iş şekil değiştiriyor." diye konuştu.
2023'TE YENİ GÖSTERİ: FIFTY FIFTY
2023'ün sonbaharında yeni bir gösteri yapacağını belirten Yılmaz, "Adı belli; 50. yaşıma gireceğim için 'fifty fifty'. 'Şunu anlatırım, bunu anlatırım' diye bir havuz yapmaya başladım." dedi.
"BÖYLE ŞEYLERE ÇOK ÜZÜLÜYORUM"
Cem Yılmaz ayrıca, Metin Akpınar'ın "Çok zeki çocuk, mükemmel işler yapıyor. Ama aktör kumaşı zayıf. Olmak zorunda değil. Stand up da aktörlük gerekmiyor. " sözleri ilgili çıkan haberlere de açıklık getirdi. Yılmaz, "Demet Akbağ'ın 'Aydınlıkevler' oyununun galasında Metin (Akpınar) Ağabey ile birlikteydik. 'Metin Akpınar sana şunu dedi' falan diye bir hadise yaptılar... Böyle şeylere o kadar üzülüyorum ki... Allah rahmet eylesin Ferhan (Şensoy) Ağabey ile ilgili de böyle şeyler yapıyorlardı. Biz bu işlerin çoluk çocuğuyuz... Hayatımız Metin Akpınar'ı izleyerek geçti." dedi.
"100 TANE NFT SATMIŞTIMDIR"
Çizdiği karikatürleri NFT olarak satışa çıkaran ünlü komedyen, "100 tane NFT satmışımdır." ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE İLK KEZ BÖYLE BİR ŞEY YAPILDI"
'Erşan Kuneri'de rol alan Zafer Algöz ise, "Projenin adının belli olduğu aşamadan itibaren olayın içirisinde olduğum için şanslıyım. Hemen hemen hayal ettiğimizin hepsini yaptık. Kimin hangi rolü oynayacağını baştan bildiğimiz için Cem de ona göre yazdı senaryoyu. Neticede öyle bir şey ortaya çıktı ki; Sekiz tane ayrı hikayede, çekirdek kadroda herkes sekiz tane değişik rol oynamış oldu. Cem'in babasını, annesini, dostunu, düşmanını, amcasını oynadım. Türkiye'de şu ana kadar hiç böyle bir şey yapılmadı. Onun için ilk olması anlamında da çok kıymetli buluyorum." dedi.
"ANNEM BEN DOĞMADAN KARİYER PLANIMI YAPMIŞ!"
Annesi, kendisine hamileyken tiyatroya giden ve 'İnşallah çocuğum tiyatrocu olur' diyen Zafer Algöz, şunları aktardı:
Annem ve babam, 1961 yılında Devlet Tiyatroları'nda 'Küçük Tilkiler' diye bir oyunu seyretmeye gitmişler. Sahnede eski aktörlerden Yalın Tolga vardı. O kadar çok beğenmiş ki, babama da, "İnşallah oğlum olursa bu adam gibi aktör olur." demiş. Tesadüfen Devlet Tiyatroları'ndaki ilk oyunumu Yalın Tolga yönetti. Yalın Tolga'nın son oyununda da beraber oynamak nasip oldu. Annem ben doğmadan önce kariyer planımı yapmış! Zaten orta okul ve lise yıllarında da annem ve babam oyuncu olmam için çok ısrar etti.
Oyunculuğun yanı sıra aynı zamanda 'Haşırt Dı Bilekbord' ve 'Keş On Dı Teybıl' adında iki kitabı da bulunan Zafer Algöz, Altaylı'nın "Senaryo yazmayı düşünüyor musun?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Senaryo yazmak çok zor iş, başka bir matematik. Ben daha çok yazılmış senaryoya ukalalık yapıyorum. (Gülüyor)"
"SADECE CEM DEĞİL, HERKES KOMİKTİ"
Diplomat olan babasının görevi nedeniyle Senegal'de doğan Nilperi Şahinkaya, "Avrupa'da birkaç ülkede yaşadım. 15 yaşında Türkiye'ye döndüm. Babam ise Cibuti'de şu an. Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nden mezun oldum. Annem oyuncu olmam için hep arkamdaydı. Babam ise açıkçası çok istemedi, emin olamadı. Babam biraz daha garantici. 'Para var mı?' bu işte diyerek, ileride geçim sıkıntısı yaşamamı istemedi." ifadelerini kullandı.
Şahinkaya'nın bu sözleri üzerine Cem Yılmaz ise araya girerek, "Cibuti'nin kodunu bilen varsa arayayım babanı 'Bu işte para var' diyeyim." sözleriyle güldürdü.
Nilperi Şahinkaya'Erşan Kuneri' hakkında konuşan Şahinkaya, "Daha önce beraber çalışmıştık, tanıdığım bir ekip ama şu an şampiyonlar ligi bir kadro var. Çok heyecanlandım tabi. Set rüya gibiydi. Herkesin rüya gördüğü saatlerde çalıştık. Devamlı stand-up'a gider gibi sete gidiyorduk. Sadece Cem değil, herkes birbirinden komikti." ifadelerini kullandı.