Ceyda Düvenci: 27 yaşından beri psikoloğa gidiyorum
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', renkli konuklar ve keyifli sohbetlerle Bloomberg HT'de ekran yolculuğuna devam ediyor. Altaylı'nın, dün akşamki konuklarından biri de ünlü oyuncu Ceyda Düvenci oldu. 27 yaşından beri psikoloğa gittiğini söyleyen Düvenci, "Çok kıymetini gördüm. Bazı arkadaşlarım ise 'Ne faydası olacak bana?' diyor. Psikolojide çok kadim bilgi var. Buna kayıtsız kalıp o hayatı mutsuz idame ettirme meselesi haksızlık ve cehalet gibi geliyor. Hepimiz yaralı bir neslin yetiştirdiği yaralı çocuklarız. Çocuklara bırakacağımız en güzel miras, o yaraları temizlemek. Bu da insanın kendi içine yapacağı yolculuktur." ifadelerini kullandı
Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, dün akşamki programında; Oyuncu Ceyda Düvenci, müzisyen Selçuk Balcı, milli motosikletçi İlayda Yağmur Yılmaz ve şef Tolgar Mireli'yi ağırladı.
"BABAM DA OYUNCU"
Babasının da oyuncu olduğunu belirten Ceyda Düvenci (45), ekran serüvenini şöyle anlattı:
"Babam Yıldız Kenter ve Haldun Dormen'in öğrencisiydi ama sonra aile mesleğine döndü. Dedemlerin Bursa'da benzin istasyonu ve un fabrikası vardı. Babam da çok isteyerek olmasa da mecburen ticaret yapmaya başladı ancak işleri yolunda gitmedi. Ardından İstanbul'a geldik. Koşuyolu'nda oturuyorduk. Babam Feriköy'deki Dormen Tiyatrosu'na beni başlattı. Sonrasında Kandemir Konduk'un 'Palavra Aşklar' dizisinin seçmelerine katılıp, seçildim. İlerleyen dönemde de İktisat Fakültesi'ni bitirip oyunculuk üzerine yüksek lisans yaptım."
"EVİNE FAZLA BAĞLI BİRİYİM"
Çocuğu Okan Ali doğduktan sonra ekranlardan uzaklaşan Düvenci, "Galiba fazla evine bağlı biriyim. Oğlum da doğduktan sonra hep evde olmak istedim. Çocuk gelişimi ve psikolojiye olan aşkım ile dedim ki; Ben gerçekten olmak istediğim projelerde yer alacağım. Gelir kaynağımın şeklini ve yönünü değiştireceğim. Yapmak istediklerimi yapmak için kendime alan açacağım. Çünkü bu hayat bir defa yaşanıyor." diye sözlerini sürdürdü.
.png"BİR YIL BODRUM'DA YAŞADIK"
Eşi Bülent Şakrak'ın dizisi için bir yıl Bodrum'da yaşadıklarını belirten Düvenci, "Aslında yerleşmeyi istedik, hala da aklımın bir köşesinde... Ama Bülent'in bir kariyeri var. Git-gel yapması da zor. Bülent mesela şu an sette, gece 2'de eve dönecek." ifadelerini kullandı.
"BAZI İNSANLAR BİZİ SÜREKLİ MUTLU ZANNEDİYOR"
Kızı Melisa doğar doğmaz beyin kanaması yüzünden Serebral Palsi hastası olan ünlü oyuncu, Altaylı'nın "Sosyal sorumluluk meselesi içerisinde görüyorum sizi." yorumu üzerine şöyle konuştu:
"Sosyal medyayı uzun zamandır kullanan bir insanım. Hayatın inişli-çıkışlı her anını paylaşmayı seviyorum. Bazı insanlar bizi çok zengin, çok sorunsuz, sürekli mutluyuz zannediyorlar. Ben bundan rahatsızım. Ben ilk günden beri paylaşmayı seviyorum. Kızımla geçirdiğimiz süreçleri, hastalığıyla ilgili keşfettiğimiz şeyleri paylaştım. Öğrendiğim şeyleri insanlara duyurmak istedim. Bu yüzden Instagram'da 'Bana iyi gelen, sana da iyi gelsin' diye canlı yayın yapıyorum her hafta. Sonra şunu keşfettim; Serebral Palsi teşhisi olan bireyler ya da teşhisli çocuğu olan aileler çok sırlar. Kapalı kapılar ardındalar, çocuklarının elini tutup sokağa çıkmıyorlar. Çok şaşırdılar Melisa hayata bu kadar karışmama. Ben de buna şaşırmalarına şaşırdım. Böylelikle bir yol başladı."
"HEPİMİZ YARALI NESİLLERİN YETİŞTİRDİĞİ ÇOCUKLARIZ"
27 yaşından beri psikoloğa gittiğini söyleyen Düvenci, "Çok kıymetini gördüm. Bazı arkadaşlarım ise 'Ne faydası olacak bana' diyor. Psikolojide çok kadim bilgi var. Buna kayıtsız kalıp o hayatı mutsuz idame ettirme meselesi haksızlık ve cehalet gibi geliyor. Hepimiz yaralı bir neslin yetiştirdiği yaralı çocuklarız. Çocuklara bırakacağımız en güzel miras, o yaraları temizlemek. Bu da insanın kendi içine yapacağı yolculuktur." ifadelerini kullandı.
45 yaşındaki oyuncu, 'Tatlı Kaçıklar', 'Çiçek Taksi', 'Böyle mi Olacaktı' ve 'Binbir Gece' gibi pek çok dizide rol aldı. Düvenci, sinemaya ise Cem Yılmaz'ın 'Her Şey Çok Güzel Olacak' filmiyle adım attı."BAZI ŞARKILARIMIN SÖZLERİNİ ANNEM YAZIYOR"
Müzisyen Selçuk Balcı, "Babam Türk Halk Müziği'ni çok sevdiği için onu bize empoze etti. Muhlis Akarsu, Davut Sulari ve Arif Sağ gibi ne kadar sözlerinde anlam yüklü üstat varsa onları dinletiyordu. 'Oğlum benim size hayatla ilgili bir şey öğretmeme gerek yok. Bu türküleri dinleyin hayatınıza uygulayın' derdi. Ailem de müzikle iç içe. Bazı şarkılarımın sözlerini annem yazıyor." şeklinde konuştu.
Pandemi döneminin mesleki açıdan zor geçtiğini söyleyen Balcı, "O psikolojide üretim yapmak zor. Doğaya daha fazla dokundum. Bir köpek, üç ördek büyüttüm." dedi.
"MOTOSİKLETLE HAYALLERİMİN PEŞİNDEN GİTMEK İSTEDİM"
Türkiye'nin ilk uluslararası yarışlara katılan kadın motosikletçisi olan İlayda Yağmur Yılmaz, "Babam tehlikeli olduğu için ilk başta karşı çıktı ama motosikletle tanışınca hayallerimin peşinden gitmek istedim." diye konuştu.
Yılmaz, geçirdiği kazalarla ilgili, "Ayaklarım, parmaklarım kırıldı. Dirsek içi bağlarım da koptu. Kaburgam ve omurgam da kırıldı. Ailem alıştı artık. Tabi zor oluyor biraz da onlar için. Sağ olsunlar destekliyorlar. Çünkü ben motosiklet sürmediğim sürece mutlu olamıyorum ki." şeklinde sözlerini sürdürdü.
"HAYATIMI BİR KİTAP DEĞİŞTİRDİ"
Çocukluktan beri yemek yapmaya çok düşkün olduğunu söyleyen Tolgar Mireli, "En büyük avantajım Almanya'ya gitmekti. Turizm İşletmeciliği ve Gastronomi üzerine eğitim aldım. Babama 'aşçılık okuyorum' demedim tabi. Okulu bitirdikten sonra Ali Güngörmüş'e yazı yazdım. Kendisi dünyanın 'michelin yıldızı' alan ilk Türk aşçısı. Onunla birlikte çalıştım. Sonrasında Dubai'de kariyerimi sürdürdüm. Bütün hayatımı bir kitap değiştirdi aslında. Dünyanın en iyi 50 restoranının anlatıldığı bir kitaptı. Kitaptaki 30-35 restorana mail attım. Olumlu, olumsuz yanıtlar aldım. Cenevre'de de çalıştıktan sonra Londra ve San Francisco'da restoranlarda çalıştım. Ankaralı olduğum için, hayalim Ankara'da bir restoran açmaktı. Sonra bunu da gerçekleştirdim ama pandemide kapatmak zorunda kaldık. Şimdi ise bir otelde çalışıyorum." dedi.