Cemal Hünal: Verdiğim yanıt Çağan Irmak'ı sandalyeden düşürdü!
Bloomberg HT ekranlarının sevilen programı 'Fatih Altaylı ile Bire Bir'in son bölümündeki konuklarından biri de Cemal Hünal oldu. Başrolünü Melis Birkan ile paylaştığı 'Issız Adam' ile büyük bir şöhret yakalayan Hünal, filmin yönetmeni Çağan Irmak ile ilgili itiraflarda bulundu
Bloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen 'Fatih Altaylı ile Bire Bir' bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, dün akşamki programında; ünlü oyuncular Altan Erkekli ve Cemal Hünal, müzisyen Elif Buse Doğan ile şef Deniz Orhun'u ağırladı.
"İNŞAAT MÜHENDİSİ OLMAK İSTİYORDUM"
Diyarbakır Maarif Koleji'nde eğitim gördüğünü söyleyen Altan Erkekli, tiyatro hayatının burada başladığını söyledi. Usta oyuncu, "Çok iyi taklit yapıyordum. Beni bir eğlence programına çıkardılar. Okul müdürünün taklidini yaptım, herkes yıkıldı. İnşaat mühendisi olmak vardı kafamda. İstanbul Kadıköy'deki Maarif Koleji'ne nakil ile geldim. Sevgili İngilizce öğretmenim Esen Şentürker benim bu yeteneğimi fark etti, 'seni kendi ellerim ile tiyatrocu yapağım' dedi." ifadelerini kullandı.
Usta oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ankara Üniversitesi Tiyatro Bölümü'nü kazandım. Konservatuar değildi. O bölümün amacı bilgili yetenekli tiyatro seyircisi yetiştirmekmiş. Yıkıldım bir an. Özdemir Nutku, sahneye yıl sonu oyunu koyacaktı. 'Seninle provaları yapacağım ama sen oynamayacaksın' dedi ama sonra ben oynadım başrolü. Ankara Sanat Tiyatrosu gelmişti. Rutkay Aziz herkesi tebrik etti, bana 'bizimle devam eder misin?' dedi. Ankara Sanat Tiyatrosu'nda 60 oyunda oynadım.
"İSTANBUL'A GELMEKTEN ÜRKÜYORDUM"
'Vizontele'nin kadrosuna dahil olma hikayesini de anlatan Erkekli, "Rahmet Gürdal (Tosun) daha ölmemişti. 'Otogargara' ile Ankara'ya turneye geldiler. Ben de 'İnadına Yaşamak' isimli tek kişilik bir oyun oynuyordum. BKM ekibi olarak oyunu izlediler. Oyunumuz biraz çakışıyordu. Yılmaz (Erdoğan) 'ağabey sen geleceksen oyunu biraz geç başlatırım.' dedi. Hakikaten geç başlattı. 2.5 yıl sonra Yılmaz (Erdoğan) telefon açtı. Ben de İstanbul'a gelmekten ürküyordum. Zaten oyunum vardı, Rutkay Aziz yönetiyordu oyunu. 'Biz seni ezmezsek Rutkay ağabeyden izin alsak' dedi. Sonra Rutkay ağabey izin verdi, senaryoyu okudum beğendim. Rutkay ağabey de 'Okyanuslarda yüzmen gerekiyor' diyerek izin verdi. Filmi çekip tekrar dönecektim Ankara'ya. Filmin bitmesine iki gün kala Gürdal rahmetli oldu. Ölüm haberini ben aldım, herkes uyuyordu. Cenazeye geldik, çekimlere ara verdik. Yılmaz akşamında 'ağabey ne olur sevdiğimizi kaybettik gel ne olur beraber olalım. Biz seni sevdik' dedi. Rutkay ağabey de izin verdi, doğduğum yere geldim." diye konuştu.
Filmlerin artık çok hızlı çekildiğini söyleyen Erkekli, "Bir filmimi 15 günde çektik. 'Kim Bu Aile?', biraz uzun sürdü, 6 haftada bitirdik. Filmlerin çekimleri ortalama 10-15 gün. Hollywood filmlerinin çekim süresi ise 3 ayı buluyor. 'Vizontele'yi 35 günde çekmiştik." dedi.
"VERDİĞİM YANIT ÇAĞAN IRMAK'I SANDALYEDEN DÜŞÜRDÜ!"
2008'de vizyona giren 'Issız Adam' filmiyle büyük bir şöhret yakalayan Cemal Hünal, oyunculuk kariyerini şöyle anlattı:
Cemal Hünal3 yaşında bana, 'ne iş yapacaksın?' diye sorduklarında, 'hikaye anlatacağım' yanıtını verirdim. 13 yaşında tiyatroya, 17 yaşlarında setlerde çalışmaya başladım. Hedefim oyunculuk değildi, yönetmenlik ve yazarlık yapmak istiyordum. Kardeşimle ortak çizgi film şirketi kurduk. Tabii bir yandan setlerde çalışıyordum, dublörlük de yapıyorum. 'Ulak' filminde Yetkin Dikinciler'in alt dublörüydüm. 'Ulak'ta birden rolü kaptım. İlk rolüm hikayenin içerisindeki masalsı karakterdi. O dönem de Nişantaşı'nda restoran çalıştırıyordum. Ardından filmin yönetmeni Çağan Irmak'ı restorana davet ettim. Sonra 'Issız Adam'dan bahsetti bana. Sahne sahne anlattı. 'Bu filmde oynar mısın?' diye sordu, 'evet' dedim. Birden kendimi sette buldum. Çağan,filminden o başarıyı beklemiyordu. 'İnşallah şu filmi 350 bin kişi izler de Mustafa Bey'in parasını çıkaralım' dedi. Sonra bana, 'Cemal bu filmi kaç kişi izler?' sorusunu sordu. 'Herhalde 1.5 milyon kişi izler' dedim. Gülmekten sandalyeden düştü, şaka yapmıyorum! Film 4 milyona yakın gişe yaptı.
"KENDİMİ İFADE EDERKEN TÜRKÜLERİ DAHA DOĞRU AKTARDIM"
Son dönemde 'Samsak Döveci' türküsüyle büyük bir ün yakalayan Elif Buse Doğan, "Ailem müziğe olan merakımı görünce Kocaeli'de güzel sanatları lisesine başladım. Lisede keman ve piyano eğitimi aldım. Kendimi ifade ederken, türküleri daha doğru aktardığımı düşündüm. Ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı'nı tamamladım. Üniversitede kemanı, piyanoyu ve batı müziğini bırakarak ses yöneldim." dedi.
Elif Buse DoğanDoğan, "Samsak Döveci ile tanınırlığım çok fazla arttı. Yaklaşık 3 aydır evde durduğum gün sayısı 3 ya da 4'tür. 18 kişilik ekibimle tüm Türkiye'nin ilçelerini dolaştım." ifadelerini kullandı.
"TEMELİ TIBBA DAYALI BİR MUTFAĞIMIZ VAR"
Ziraat mühendisi olduğunu söyleyen şef Deniz Orhun, "Bizim dönemimizde ziraat mühendisliğinin içinde gıda mühendisliği de vardı. İnanılmaz güzel bir eğitim aldık. Sonra uluslararası firmalarda çalıştım. Biyokimya mühendisi olan eşimle 'kendi işimizi kuralım' dedik." diyerek sözlerine başladı.
Deniz OrhunOrhun, "Temeli tıbba dayalı bir mutfağımız var. Kombinasyonlar olarak bakmak lazım. Mesela şu an şakşuka ile bir çalışma yapılıyor. Patlıcan ve biberin birlikte yapıldığı zaman antioksidan değerinin iki katına çıkıyor." ifadelerini kullandı.
Orhun ayrıca, "Bu işin Harvard'ı olan Kendall College'da aşçılık eğitimi aldım. Bill Clinton, Barack Obama ve Prens William'a yemek yaptım. 2008'de Türkiye'ye döndüm." dedi.
Programda 60. yaşına giren Fatih Altaylı'nın doğum günü de kutlandı.