Hukukçular limanlarda işletme süresini 49 yıla uzatan düzenlemenin iptalini Habertürk’e değerlendirdi
Anayasa Mahkemesi (AYM), özelleştirilen Denizcilik İşletmeleri AŞ (TDİ) ve Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü'ne (TCDD) ait bazı limanlardan 49 yıldan az süreli işletme süresi olanlarının sözleşme süresinin ihalesiz olarak 49 yıla uzatılmasını öngören yasal düzenlemeyi iptal etti. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Profesör Doktor Ali Ulusoy, Profesör Doktor Metin Günday ve ceza hukukçusu Profesör Doktor Ersan Şen kararı Habertürk'e değerlendirdi. Bedri Can Özbey'in haberi..
Prof. Dr. Ulusoy, 49 yıla kadar ihalesiz sözleşme uzatılmasının hem rekabet hem de eşitlik ilkelerine aykırı olduğunu söyledi.
"AYM, OYUNUN KURALINI SONRADAN DEĞİŞTİREMEZSİN DİYOR"
Ulusoy, “Oy birliği ile alınan bu karar, hukuken son derece haklı bir karar. Siz özelleştirme ihalesi yapıyorsunuz. Bir limanı da 25 yıl özelleştirdiğinizi söylüyorsunuz ve baştaki şartnameye göre 25 yılın sonunda özelleştirme sona eriyor, limanın da devlete geri devredilmesi gerekiyor. Fakat siz diyorsunuz ki 25 yıl dolduktan sonra yeni ihale yapılmadan mevcut kişilerin özelleştirme sürelerini uzatıyorum. Dolayısıyla bu kişilere bir ayrıcalık tanımış oluyorsunuz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi de diyor ki ‘Oyunun kuralını siz sonradan değiştiremezsiniz’ diyor. Çünkü ihalesiz bir şekilde sürenin 49 yıla kadar uzatılması hem rekabet kurallarına aykırı hem de eşitliğe aykırı olur.” dedi.
Prof. Dr. Günday ise, “Yasal düzenleme iptal edilmeseydi, eşitlik ilkesine aykırı olurdu. Hukuka uygun olan limanlar ile ilgili sözleşme süreleri bittikten sonra yeniden ihale yapılmasıdır. Bu sayede başka firma ve şirketler kendi tekliflerini sunabilir ve ihaleye katılabilir. Aksi halde bu hakları önlenmiş olur. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ve gerekçesi tamamen doğrudur.” ifadelerini kullandı.
"İPTAL KARARI ÖNCESİ EK SÖZLEŞME VAR İSE İDARE BUNU İPTAL ETMELİ"
Prof. Dr. Günday, ihalesiz bir şekilde sözleşme uzatılmasının mümkün olmadığına değindi.
Günday, “Sözleşmelerin bu şekilde uzatılmaları mümkün değildir. İdare bunu yapamaz ancak yeniden bir ihale süreci başlatabilir. Eğer Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce, ek sözleşmeler ile uzatılan yeni sözleşmeler var ise bunların da fesih edilmesi gerekmektedir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Ulusoy ise iki görüşün olduğunu belirtti. “Burada iki görüş ön plana çıkıyor. Birincisi, ek sözleşmeler karardan etkilenmez diye bir görüş var. İkinci görüş ise bu karardan sonra, öncesinde yapılmış olan ek sözleşmelerin ne olacağı. İdarenin bu sözleşmeleri fesih etmesi gerekir. Çünkü, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararı ile bu sözleşmelerin dayanağı kalmadı.” değerlendirmesini yaptı.
"BU İŞİN İÇİNDEN NASIL ÇIKILACAK?"
Prof. Dr. Şen yasal düzenlemenin çıkış noktasını işaret etti. Şen, “Şimdi bu işin içinden nasıl çıkılacak? Bir taraftan infaz edilmeyen yargı kararları, bir taraftan da TBMM’den Anayasa'ya aykırı kanun çıkarması ve deyim yerinde ise atı alanın Üsküdar’ı geçmesi. Bu tür örnekler, hukuk düzenini ve kuvvetler ayrılığı ilkesini bozmaktadır. AYM’ye göre bu hüküm; Anayasanın 10., 13. ve 48. maddelerine aykırıdır.” ifadelerine yer verdi.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karara değinen Şen, “İptal edilen geçici 30.madde, 2022 yılının başında 7350 sayılı Kanunun 1. maddesi ile eklenmiştir. Bu hükümle; kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 4 ay içinde başvuru yapmak, başvuru yapmadan önce açılan davalardan vazgeçmek kaydıyla, yeni ihale yapılmaksızın mevcut liman işletmecisinin limanı işletme süresi 49 yıl için uzatılmakta idi. Bunun kabulü mümkün değildir. İptal edilen bu hükümde, üstün kamu yararı ve geçerli bir hukuki sebep de bulunmamaktadır. Ancak AYM’nin iptal kararı geriye yürümediğinden, AYM kararının gerekçeli olarak yayımlanmasına veya kararda belirtilen süreye kadar bu iptal kararının tatbik edilebilme kabiliyeti olamamaktadır.” diye konuştu.