Tüm erkek çocuklarının babalarından duyması gereken 7 şey
Oğlunuza ne sıklıkta "Seni seviyorum" diyorsunuz? Uzmanlara göre bir baba bu konuda kesinlikle cimri olmamalı. Özellikle erkek çocukların ağlamamaları konusunda babalar genellikle uyarılarda bulunur. Oysa bu durum sanıldığından çok daha fazla sorunlara yol açabiliyor. Bu tutumlar kırılması zor bir alışkanlık olabilir. Peki, bir baba oğluyla nasıl konuşmalı?
- 1
Psikolog ve How to Raise a Boy: The Power of Connection to Build Good Men kitabının yazarı Michael C. Reichert, "Genç bir adamın temel insani ihtiyaçlarını göz ardı ederken, erkeklikle ilgili eski fikirleri öğretmekle meşgul olduk" diye açıklıyor. İçinde, erkek çocukların metanetli ve "erkeksi" olmaya ihtiyaç duymasıyla ilgili ideallerin onları nasıl kapatmalarına neden olduğunu ve bunun da öfke ve izolasyonun yanı sıra saygısız ve hatta yıkıcı davranışlara yol açtığını araştırma yoluyla anlatıyor. Reichert'e göre, ebeveynlerin erkekliği mitolojiden arındırması ve erkek çocuklarını, diğer şeylerin yanı sıra, savunmasız ve duygusal olarak farkında olacak şekilde yetiştirmesi çok önemlidir.
- 2
Baskıcı kültürü değiştirmenin anahtarı; ebeveynlerin, eğitimcilerin ve akıl hocalarının daha iyi tavsiyeler vererek erkek çocukların sosyal ve duygusal olarak gelişmesine nasıl yardımcı olduklarında yatmaktadır. Peki, nereden başlamalı? İşte tüm babaların oğullarına daha sık söylemesi gereken yedi basit cümle…
- 3
1. "BİR MİLYON KEZ BAŞARISIZ OLDUM"
Bir çocuk için, babasının asla yanlış bir şey yapmadığını düşünmek kolaydır. Küçük bir çocuğun, babasının yüzlerce farklı girişimde başarılı olduğundan iki kat daha fazla başarısız olduğunu erken yaşlardan itibaren bilmesi gerekir.
-
- 4
Reichert, "İdeal erkek tipi ve etten kemikten babalarla büyümüş erkeklerin gözlemleyebildiği şey, erkeğin tüm insani başarısızlıklarıdır." diye açıklıyor. Soğukkanlılığımızı kaybetme şeklimiz, korktuğumuz yol, aşık olma şeklimiz; tüm bu insan özü, rolü mitolojiden arındırıyor. Oğlunuza 'Biliyorsunuz, bir sürü hata yaptım' demek, öncelikle mitolojiden arındırmak ve erkekliği daha gerçek ve kabul edilebilir kılmak içindir ve ulaşılamaz ideal bir standart değildir.
- 5
2. "BAŞKALARINI MUTLU EDEBİLMEK İÇİN ÖNCE KENDİNİ MUTLU ETMELİSİN"
Genç bir çocuk, kendini korumaktan başka bir nedeni olmasa da biraz bencil olması gerektiğini erkenden öğrenmelidir. Reichert "Kendini sevmenin, kendini tanımanın ve kendini kabul edip savunmanın ne demek olduğunu bilmiyorsan, bunu başkası için nasıl yapacaksın?" diyor.
- 6
Bilinçli bir şekilde fedakarlık yapmak bazen yararlıdır, ancak bir çocuğa öğretilen tek şey buysa - başka bir deyişle "takım için bir tane almak" - ve her zaman kendi pahasına, o zaman bu bir seçim olmaktan çıkar. Gelecekte birçok soruna yol açabilecek varsayılan bir moda dönüşür.
-
- 7
3. "GERÇEKTEN EN İYİ ÇABAN BU MUYDU?"
Oğlunuzun bir şeyi yarım yamalak yaptığını gördüğünüz anlarda, elinden gelenin en iyisini yaptığından emin olmak için ona seslenmek önemlidir. Daha da önemlisi bunu nasıl yapacağınızdır.
- 8
Reichert bu konuyla alakalı şunları söylüyor; “Araştırmamda, bir çocuğun elinden gelenin en iyisini yapmasını sağlayan şeyin, onu tanıyan ve onu yüksek standartlarda tutan bir öğretmen olduğunu buldum. Temelde 'Bu senin elinden gelenin en iyisi değil, geri dön ve tekrar dene' diyen ve daha azıyla yetinmeyi reddeden bir adam. Erkeklerin en çok saygı duyduğu öğretmenlerdir. Bunlara 'dönüştürücü ilişkiler' diyoruz çünkü erkek, ilişkinin ağırlığıyla tek başına başarabileceğinden daha fazlasını başarmaya çalışıyor.”
- 9
Reichert, bu ilişkinin spor, bilim, matematik veya sanatta işe yaradığını iddia ediyor. Bir koç, akıl hocası veya baba talepkar ama sevgi dolu ve adilse, genç bir adam o koç için canını dişine takacak ve kendinden sandığından daha fazlasını alacaktır.
-
- 10
4. "İNSANLARA SANA DAVRANILMASINI İSTEDİĞİN GİBİ DAVRAN"
Oğlunuza insanlara kendisine davranılmasını istediği gibi davranmayı öğretmek sadece sosyal etkileşimler için işe yaramaz. Okula ve takım sporlarına taşınabilir ve hatta genç bir adama sadakat ve topluluk fikrini aşılayabilir.
Reichert, "Bu fikir, bireyciliğe gerçek bir meydan okumadır. Bütün, parçalarının toplamından daha büyüktür. 'Hiç kimseyi geride bırakmayın' denizcilik zihniyeti, çünkü yaralanırsanız geride kalabileceğinize inanarak asla savaşa gitmek istemezsiniz. Her biriniz için her şey olmak istiyorsunuz." diyor.
- 11
5. "İNSANLARI İNCİTMEK, İNSANLARI İNCİTİR"
Erkeklerin genç yaşta öğrenmesi için iyi bir ders. Sözlerle veya eylemlerle incinmiş insanlar, incindikleri için zarar verirler. Reichert'e göre bu, "travmatik canlandırma" olarak bilinir.
Bir baba, oğluna, bir kişi onu incittiğinde, bu duruma karşı nasıl güçlü bir tavır sergilemesi gerektiğini öğretmesi gerekir. Bir kişinin neden incitici bir şey yapabileceğini anlamak, acıyı telafi etmez, ancak onu bir perspektife oturtur.
- 12
6. "HER ZAMAN KENDİNİ SUÇLAMA"
Her çocuk, dünyanın güzel olduğu temel varsayımıyla doğar ve bu fikirleri bozan her şey, yanlış bir şey yaptığı için kötülüklerle karşılaştığı düşüncesine kapılmasıdır.
Bir gün, sebepsiz yere, sınıfındaki başka bir çocuk gelip karnına yumruk attığında "Gerçekten onu kızdıracak bir şey yapmış olmalıyım" diye düşünebilir.
-
- 13
Reichert, "Belirli davranışları anlamak için gerçekten bilişsel çerçevelere sahip değiliz" diyor. "Bazı şeyler anlaşılmaz. Özellikle biz gençken. Travmatik deneyimlerde bu kadar zor olan da budur. Bunu gerçekten anlamıyoruz, bu yüzden ilk tepkimiz 'peki, bu benim hatam olmalı' oluyor.”
Bir baba oğluna kötü bir şey olduğunda bunun her zaman onun suçu olmadığını söylemesi gerekir. Her eylemde yer alan milyonlarca başka faktör vardır.
- 14
7. "SENİ SEVİYORUM VE ANLIYORUM"
Babalar çoğunlukla çocuklarına özellikle de oğullarına seni seviyorum demezler. En kolay mazeretleri ise kendi neslindeki erkeklerin diğer erkeklerle, özellikle de oğullarıyla bu şekilde konuşmamasıdır.
- 15
Sonuç olarak, gerektiğinde ve bazen de sebepsiz yere babalar oğullarına "Seni seviyorum" demeli. Sürekli "Seni seviyorum" itirafları çocukların üzerindeki etkisini muhtemelen birkaç yıl sonra kaybedecek. Ancak Reichert, bunun bir babanın oğula sevildiğini hatırlatmaktan daha fazlası olduğunu söylüyor ve şunları ekliyor;
-
- 16
“Aşk, bir duygudan daha fazlası olmalı. Önemli olması gerekiyor. Psikologların kefaret olarak adlandırdıkları, 'benim sürüngen beynim senin sürüngen beynini hissediyor' ilkesine dayanmalıdır. Biz birbirimize uyum sağlamış durumdayız. Seninleyim, seni anlıyorum, seni kavrıyorum ve tanıyorum. İşte o zaman 'Seni seviyorum' demek, çocuğa 'Senin kim olduğunu gerçekten biliyorum ve kim olduğunu, eşsiz bir birey olarak kabul ediyorum' gibi hissettirecektir.”