İran-İsrail gerilimi, İncirlik kararı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Irak ziyaret
Ortadoğu'da yaşanan sıcak gelişmeler, İncirlik kararı ve Cumhurbaşkanı'nın Irak ziyareti ve bölgede yaşanan diğer konu başlıkları. Habertürk'ten Bülent Aydemir yazdı...
İsrail'in 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına saldırısının ardından 13 Nisan'da İran, ilk kez kendi topraklarından İsrail'e dronlar ve füzelerle saldırı düzenlemişti. İsrail'in 1 Nisan'da İran'ın Şam'daki konsolosluk binasına saldırısının ardından 13 Nisan'da İran, ilk kez kendi topraklarından İsrail'e dronlar ve füzelerle saldırı düzenlemişti.
Tansiyonun düşmediği bölgede İsrail, İran topraklarına üç SİHA ile saldırı gerçekleştirdi. Belki de bu SİHA’lar istihbarat toplama amaçlı bölgede uçuyordu. İsrail'e ait üç SİHA'nın imha edildiğini belirten İranlı yetkililer, İsfahan'da durumun normal olduğunu bildirdi. İ
İran'dan yapılan açıklamada "Küçük bir saldırı oldu, püskürttük" ifadeleri kullanılırken, İsrail Ordu Sözcüsü yaşananlara ilişkin yorum yapmadı. Üst düzey İranlı yetkili, "Acil misilleme planı yok, olayın arkasında kimin olduğu net değil” ifadelerini kullandı. Karşılıklı saldırıların yöntemi, içeriği ve karşı tarafa zayiat verdirilememesi, bu operasyonların sorgulanmasına yol açtı. İnsansız araçlarla yapılan karşılıklı saldırılar simüle edilmiş bir “savaş oyununa” benzetildi.
Eskilerin kullandığı bir tabir vardır, “silahla şaka olmaz” diye… Ne olursa olsun bu saldırılar şaka veya oyun olarak değerlendirilemez. Bu gerginlik, bölge ülkelerini tümden içine alacak bir anafora dönüşebilir. Bütün bu gelişmeler yaşanırken, ABD’li yetkililere dayandırılan bir habere göre ABD Hava Kuvvetleri'ne ait iki B-1B stratejik bombardıman uçağı Türkiye'deki İncirlik hava üssüne nakledildi. ABD’nin saygın yayın organlarından Wall Street Journal, Biden yönetiminin İsrail için tank mühimmatı, askeri araçlar ve havan mermileri de dahil olmak üzere 1 milyar doları aşan yeni bir silah anlaşması yapmayı düşündüğünü haberleştirdi.
Biden yönetimi İsrail'e, göreve başladığı 2021 yılında 4.1, 2022'de 4.8 ve geçen yıl 3.6 milyar dolar askeri yardımda bulundu. Geçen hafta ise Beyaz Saray'ın Tel Aviv'e 18 milyar dolarlık bir paket içinde 50 adet F-15 satmaya yeşil ışık yaktığı açıklanmıştı.
İNCİRLİK 10. JET ÜS KOMUTANLIĞI OLDU
Bütün bu gelişmeler bir tarafa, Türkiye tarafında önemli bir gelişme yaşandı. Milli Savunma Bakanlığı, Adana İncirlik'teki 10'uncu Tanker Üs Komutanlığı'nın isminin 10'uncu Ana Jet Üs Komutanlığı olarak değiştirildiğini duyurdu. 1951’de kullanıma açılan Üs içerisinde Türk Hava Kuvvetleri ve ABD Hava Kuvvetleri’nin askeri uçakları bulunuyor.
İncirlik, Türk Hava Kuvvetleri tarafından ‘10. Tanker Üs Komutanlığı’ olarak adlandırılıyordu.FETÖ darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz 2016’dan sonra Merzifon’da bulunan 152. Filo, İncirlik’e kaydırılmıştı. Muharip bir filonun İncirlik’te görevlendirilmesiyle burası ‘Tanker Üssü’ kategorisinden çıkarak ‘Ana Jet Üssü’ kategorisine geçirildi. Burada konuşlu avcı savaş uçağı sayısında bir değişiklik olmadığı ifade ediliyor. Üssün ana jet üssüne dönüştürülmesinde tanker uçaklarla birlikte terör örgütü PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonların daha etkili olabileceği, buradaki alt yapı tesislerin daha aktif kullanılacağı belirtiliyor. Bu statü dönüşümünün İran-İsrail gerginliği ve PKK’ya yönelik sınır ötesi operasyonun konuşulduğu bir dönemde gerçekleşmesi dikkat çekti.
Irak’ın kuzeyine yönelik muhtemel bir operasyonun hedefinde İran güdümlü Haşdi Şabi’nin etkinliğinin ve nüfuz alanının kırılması da bulunuyor. İran, nükleer programı, Haşdi Şabi gibi proxy’ler üzerinde yürüttüğü dizayn faaliyetleri nedeniyle hem ABD’nin, hem de İsrail’in hedefinde. Ancak bu tepkilerin İran’a yönelik fiziki bir operasyona dönüşmesi farklı gerekçelerle zor görünüyor. Türkiye, ABD’den 26 milyar dolarlık F-16 yeni nesil uçak alımı, elindeki uçakların modernizasyonu, mühimmat ve malzeme alımı konusunda tedarik anlaşmasını imzalamak üzere. Yeni alınacak uçakların da ihtiyaç doğrultusunda İncirlik 10. Ana Jet Üssü’nde konuşlandırılacağı ifade ediliyor. Bütün bunlar olurken 5 Nisan’da Cumhurbaşkanlığı kararı ile Türkiye 1990’da Paris’te imzalanan ve 1992’de Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe giren, “Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Anlaşma”nın uygulamasının durdurulmasına karar verildi. Bu işlemin rutin bir uygulama olduğu ifade edildi. Yaşanan gelişmeler Türkiye’nin bölgesindeki gergin atmosfere karşı bazı tedbirler aldığını gösteriyor.
ERDOĞAN-BİDEN GÖRÜŞMESİ İPTAL Mİ OLDU?
Hem terör örgütüne yönelik sınır ötesi operasyon hem de Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG varlığının statüsü, İran’a yönelik olası bir müdahale, Rusya’ya yönelik ABD yaptırımları, ABD’nin Yunanistan’a yaptığı askeri yığınak, dikkatlerin 9 Mayıs’ta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden arasında planlanan görüşmeye kilitlenmesine yol açmıştı. Türkiye’nin jeopolitik tercihleri ve dış politikası açısından önemli kararların bu görüşmeden sonra alınabileceği ifade ediliyordu. Ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren bu görüşmenin iptal edildiği haberleri gündeme bomba gibi düştü. Terörle mücadele, Gazze, savunma projeleri ve ekonomik ilişkilerin yanı sıra, bölge siyasetine yönelik önemli sonuçlar doğuracağı vurgulanan ziyaretin iptal edilip edilmediğine ilişkin iki taraftan da teyitli bilgi gelmedi ancak büyük ihtimalle görüşmenin gerçekleşmeyeceği vurgulandı.
İSRAİL-İRAN GERGİNLİĞİ
İran ile İsrail arasında, “stratejikomik” bulunan insansız hava saldırılarını değerlendirirken, - Saldırıların amacı - Operasyonun başarısı - Siyasi sonuçları - Hangi riskleri doğurduğuna dikkatle bakılmalı… Her askeri operasyonun bir amacı vardır. Bu saldırıların amacı neydi ve ne sonuç alındı? Amaç hasıl oldu mu? İntikam almak içinse başka yöntemler kullanılamaz mıydı? İntikam duygusal bir davranıştır. Askeri stratejide yeri yoktur. Yaklaşımınız rasyonel olmak zorunda. Prestij kurtarma amacı varsa sonuçlarının da bunu sağlaması gerekir. Bu tür karşılıklı sınamalar, savaş alanının genişlemesine, istenmeyen veya planlanmış olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu arada önemli bir not; Malatya Kürecik’teki NATO radar üssü tamamen İran’ı gözetleme ve önleme amaçlı kuruldu. İran’ın 13 Nisan’daki hava saldırısında Kürecik üssü aktif olarak kullanıldı. İsrail 13 Nisan’da ilk saldırıya uğradığında anında karşı saldırıya geçmedi. 6 gün bekleyip sadece drone saldırısı yapmak İsrail açısından pek akılcı görünmüyor.
DÜNYADA VE BÖLGEDE GÜÇ MÜCADELESİ
İsrail’in hava savunmasına İngiltere, ABD, Körfez ülkeleri de destek verdi. Ancak henüz İran’a karşı büyük bir saldırı olmadığı için Çin ve Rusya herhangi bir tutum takınmadı. Dünyadaki değişimi-dönüşümü, küresel güç mücadelesini Türkiye’nin iyi okuyup anlaması gerekiyor. Çin sessiz sedasız yayılmacı politikalarını sürdürüyor. Ortadoğu’da arabuluculuk yapıyor. İran’a yatırım yapıyor. Kendisi aleyhine faaliyetleri ABD’yi çok rahatsız ediyor. Küresel güç mücadelesinin üç büyük aktörü ABD, Rusya ve Çin’in Asya Pasifik ve Avrupa’dan sonra üçüncü cephesini Orta Doğu oluşturuyor. Bu da ülkemizin çevremizdeki gelişmelere kayıtsız kalamayacağını gösteriyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğinin onaylanmasından sonra Türkiye’nin ve boğazların üzerinde büyük bir yük ve stres biriktiğini görmek gerekiyor. Orta Kuşak Projesi üzerinde yer alan Türkiye’nin tehditler kadar fırsatları da görmesi ve iyi okuması lazım.
Bir NATO üyesi olan Türkiye’nin dış politikasındaki karar ve tercihleri, ülkenin kaderini doğrudan etkileyecek türden… Türkiye, hem Çin’in hem ABD’nin jeopolitik etki alanında. Aynı zamanda İngiltere’nin jeopolitik etki alanı içinde. Buralarda hem tehditler hem de fırsatlar bulunuyor. Bu nedenle çok akılcı davranmak gerekiyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov dedi ki, “Eğer bizi daha fazla sıkıştırırsanız, ABD’nin nükleer silah bulundurduğu ülkeler, Rusya’nın da hedefidir.” Rusya’nın bunu kullanıp kullanmayacağı ayrı fasıl tehditler arasında bu da var. İncirlik’teki NATO üssünde, ABD’nin Avrupa’daki taktik nükleer silahları da bulunuyor. ABD, bu silahları Yunanistan’a yerleştirmedi; Türkiye’de tutuyor. Sonuçta; yeni dünya düzeni ve küresel güç mücadelesinde her türlü gerginlik, çatışma ve bunların ortaya çıkaracağı belirsizlikler ülkemiz için tehdittir. Bizim bu tehditleri iyi anlayıp, tanımlayıp önlem almamız şart. Aksi durumda bize ait olmayan bir savaşın içinde kendimizi bulabiliriz; Suriye’de olduğu gibi…
IRAK ZİYARETİ VE STRATEJİK SONUÇLARI
Bölgemizde ve dünyada yaşanan küresel güç mücadelesi, tehditler doğurduğu gibi yeni fırsatlar da oluşturuyor. Türkiye’nin bir süredir ABD ile Rusya arasında dengeli bir politika izlediğine tanık oluyoruz. Rusya ile gelişen enerji, ticaret ve savunma sanayi işbirliğinde yeni fırsatlar da var. Gaziantep ve Ceyhan’da bir doğalgaz merkezi kurup Avrupa’ya buradan doğalgaz transferi projesinin yanı sıra, yeni küçük ölçekli nükleer santraller ve başka projeler de gündemde. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 31 Mart seçimlerinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini Irak'a yaptı. 13 yıl sonra gerçekleşen ziyaretle Erdoğan Bağdat'ta merkezi hükümetin yanı sıra; Erbil'de Kürt Bölgesel Yönetimi ile de görüşecek. Bu ziyarette 20 kadar önemli anlaşmanın imzalanacağı belirtiliyor. Türkiye ile Irak arasında ilişkileri geliştirme amaçlı ziyaretten çıkan sonuçlara göre; Irak Hükümeti, Türkiye'ye kendi toprakları içindeki terör örgütü PKK unsurları ile mücadele konusunda destek olacak olacak. Bu ziyarette Basra'yı Anadolu üzerinden Avrupa'ya bağlayacak Kalkınma Yolu projesinin başlatılmasına ilişkin hazırlıklar konuşuldu. Proje gerçekleşirse İran’ın hakimiyetindeki Hürmüz Boğazı baypas edilecek. Bunun yanı sıra Irak’taki İran yönlendirmeli Haşdi Şabi unsurlarının nüfuzu da kırılacak. Irak ile Türkiye arasında petrol, doğalgaz projelerine ilişkin görüşmeler de yapılıyor. Bir diğer önemli konu ise sınır aşan sular sözleşmesi kapsamında Fırat ve Dicle suyunun kullanımı. İklim değişikliğinin etkisi ile yeterli kadar su alamayan Irak’ta ciddi kuraklık yaşanıyor. Irak daha fazla suya ihtiyacı olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu anlamda elinde büyük bir koz bulunuyor.
ALMANYA CUMHURBAŞKANI’NIN ZİYARETİ
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 100. Yılı dolayısıyla Türkiye’ye geldi. Steinmeier, İstanbul’dan sonra Gaziantep ve Ankara’yı ziyaret edecek. İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşen Steinmeier, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la da görüşecek. Bu ilginç ziyareti de bir kenara not etmek gerekir. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmeler, ülkemiz açısından riskler içerdiği gibi fırsatlar da içeriyor. Türkiye’nin diplomaside atacağı adımlar ve alacağı kararlar, geleceğimiz açısından çok kritik sonuçlar doğuracak.