SON DAKİKA! Uludağ'da kaybolan Mert Alpaslan'ın eşi: "Umutluyum! Onlar mağaradalar!"
Bursa Uludağ'da 1 Aralık'ta kaybolan dağcılardan Mert Alpaslan'ın eşi Burcu Alpaslan, "Doğayı tanıyan iki mühendis kafasıyla hayatta kalma mücadelesi veriyorlar ve bence pes edecek insanlar da değiller. İkisine de ait kötü bir şey bulunmadı. Başlarına kaza gelmediği sürece dayanacaklarına inanıyorum. Biz mağarada olduklarını düşünüyoruz" diye konuştu
Habertürk'ten Alper Uruş'un haberine göre, Türkiye 1 Aralık pazar günü Bursa Uludağ'da iki dağcının kaybolduğu haberini aldı. Kaybolan dağcılar; Mert Alpaslan ve Efe Sarp'ı bulmak için kelimenin tam anlamıyla bir seferberlik ilan edildi. Uludağ'da aranan iki dağcı aradan geçen 11 güne rağmen bulunamazken arama kurtarma çalışmaları bugün de devam etti.
DÖRT YIL ÖNCE EVLENDİLER
HABERTÜRK, dağcılardan Mert Alpaslan'ın (31), on yıllık bir arkadaşlığın ardından dört yıl önce hayatını birleştirdiği eşi Avukat Burcu Alpaslan ile konuştu. İşte umudunu hiç yitirmeyen Burcu Alpaslan'ın eşi Mert ve arkadaşları Efe Sarp ile ilgili paylaştığı çok önemli tespitler...
"İKİSİ DE DAĞA DONANIMLI ÇIKTI"
"Eşim, en son kayboldukları gün saat 08.00'de benimle iletişim kurdu. Kahvaltı yapıp yapmadıklarını sorduğumda, 'Efe'nin yanında çorba var, onu içeceğiz' dedi. Bir önceki akşam dağa çıkmadan önce çantasını birlikte hazırladık. Kamp ocağı koyduk.
10 gün boyunca yetecek bir şey değil ama onun yanında vardı. Ayakkabıları ve montu çok iyiydi. Yine poları vardı. Orada çok üşüdüklerini tahmin ediyorum ama söylendiği gibi ne eşim ne de Efe hazırlıksız değillerdi.
"DAĞDA SUCUK EKMEK YAPACAĞIZ"
Dahası Efe'nin kamera görüntüsünü izledik. Efe'nin yanındaki malzemeler, eşim Mert'in malzemelerinin iki katıydı. Eşimin yanında sallama çaylar vardı. 'Dağa çıkmadan alışveriş yapacağız' dedi Mert. Yani yanlarına gıda malzemesi de alıp çıktılar. Hatta bana, 'Dağda sucuk ekmek de yapacağız' demişti.
"BULUNAN MONT MUNTAZAM BIRAKILMIŞTI"
11 gün geride kaldı ve geçen süre içinde Efe'ye ait kırmızı bir mont ile her ikisine ait birer baton bulundu. Efe'ye ait mont sağlamdı; yani bir hayvan saldırısıyla üzerinden düşmemiş ya da parçalanmamıştı. Tam aksine düzenli biçimde mont yere bırakılmıştı. Bulunan birer batona gelince; dağcılar iki ellerinde iki baton kullanıyor. Yani belli ki her ikisi de birer batonu atarak yollarına devam etmiş. Batonlar birbirine yakın bulundu.
"GÜZEL BİR MÜCADELE VERİYORLAR"
Efe'nin babası, 'Uludağ'ı Efe'ye ben öğrettim. Nasıl avlanacağını da nasıl ateş yakacağını da biliyor. Hatta buradaki mağaraları da biliyor' dedi. Yani Efe'nin babası da Efe'ye en başından beri çok güveniyor. Biz açıkçası Uludağ'da en riskli şey olan sis anında kaybolduklarını düşünüyoruz. Ancak şunu inanarak söylüyorum, gerçekten güzel bir mücadele veriyorlar.
"HAYATİ BİR EŞYALARI BULUNMADI"
Biz, sığınarak ilerlediklerini ve o geçişleri yakalayamadığımızı düşünüyoruz. Şu ana kadar tek bir hayati eşyaları bulunmadı. Doğayı tanıyan iki mühendis kafasıyla hayatta kalma mücadelesi veriyorlar ve bence pes edecek insanlar da değiller. İkisine de ait kötü bir şey bulunmadı. Başlarına kaza gelmediği sürece dayanacaklarını düşünüyorum.
"MAĞARADA OLDUKLARINI DÜŞÜNÜYORUZ"
Efe'nin bir arkadaşına, "Orada bir mağara var; çok kişi bilmez ama oraya gidince sana bir mesaj atacağım' dediğini biliyoruz. Yani Efe Uludağ'daki mağaraları bilen bir dağcı. Hatta birçok kişinin bilmediği mağaraları bildiğini babası da söylüyor. Ağaçlık bölgeler var ve buralar termal kameraların açısına girmiyor. Biz mağarada olduklarını düşünüyoruz.
"DAHA FAZLA DESTEĞE İHTİYAÇLARI VAR"
Ben çok umutluyum ama bir tek endişem var. Geçen süre insanlarda olumsuzluğa neden oluyor. Ümitlerini kaybetmelerine neden oluyor. Umutların azalmaması gerekiyor. Bu iki insanı bulmanın bir yolu olmalı. Yetkililer gerçekten çok büyük destek veriyor ancak onların daha fazla desteğe ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum.
