SON DAKİKA! Uludağ'da kaybolan dağcının eşi: "Ne olur yardım edin!"
Bursa Uludağ'da, 1 Aralık'ta kaybolan iki dağcının bulunması için başlatılan çalışmalarda iki hafta geride kaldı. Yüzlerce kişinin katıldığı arama kurtarma çalışmasında şu ana kadar bir sonuç alınamadı. Habertürk'ten Alper Uruş'un haberine göre kaybolan dağcılardan Mert Alpaslan'ın eşi Burcu Alpaslan, "Havanın şu an ılık olması onlar için güzel bir durum ancak iki gündür yoğun sis nedeniyle helikopterler arama yapamıyor. Karma karışık duygular içindeyiz, Lütfen teknolojik, insani yardım istiyoruz. Umutla onları kucaklamak istiyoruz" dedi
Türkiye 1 Aralık pazar günü Bursa Uludağ'da iki dağcının kaybolduğu haberini aldı. Kaybolan dağcılar; Mert Alpaslan (31) ve Efe Sarp'ı (37) bulmak için kelimenin tam anlamıyla bir seferberlik ilan edildi.
Uludağ'da aranan iki dağcı aradan geçen iki haftaya rağmen bulunamazken arama kurtarma çalışmalarına sis nedeniyle bugün karadan devam edilebildi.
ULUDAĞ'DAKİ SON DURUMU EŞİ ANLATTI
HABERTÜRK, dağcılardan Mert Alpaslan'ın, altı yıllık bir arkadaşlığın ardından dört yıl önce hayatını birleştirdiği eşi Avukat Burcu Alpaslan ile yaşanan son gelişmeleri ve Uludağ'daki son durumu konuştu. İşte umudunu hiç yitirmeyen Burcu Alpaslan'ın eşi Mert ve arkadaşları Efe Sarp ile ilgili paylaştığı çok önemli tespitler:
"ŞU AN HAVA ILIK, BU ONLAR İÇİN İYİ"
"Efe'nin montu bulunana kadar haklı olarak bölge daraltılmadan dağın her yönünde arama çalışması yapıldı. Farklı alanlara bakıldı. Ancak mont ve batonlar bulunduktan sonra Uludağ'ın kuzey bölgesine yöneldiler. Şu an, hava ılık ve kar, yağmurla karışık olarak yağıyor. Bu onlar için de olumlu bir durum.
"SİS NEDENİYLE HELİKOPTER KALKAMIYOR"
Ancak sis nedeniyle bölgede, helikopterle bir arama-kurtarma faaliyeti gerçekleştirilemiyor. Arama yapılan bölge ise gerçekten çok kayalık. Karadan yapılan aramada ekipler sabah yola çıkıyor ve öğleye kadar gidilen bölgeden bir süre sonra dönmek durumunda kalıyorlar. Yani çember daralsa da istediğimiz biçimde çalışma yapılamıyor. Karadan yapılan arama ister istemez yavaşlıyor.
"UMUTLUYUZ VE ÇOK YORGUNUZ"
Her sabah kalktığımızda, arama çalışmaları bugün de devam edecek mi, yoksa devam edilmeyecek mi kaygısı da yaşıyoruz. Bize, bulana kadar çalışma yapılacağı söylendi; o da umutlandırdı bizi. Bu süreç insanı çok fazlasıyla yoruyor. Hepimiz umutluyuz ve çok yorgunuz. Mert ve Efe'nin dönmesi için dua ediyoruz.
"HEYECANLA BEKLEMEYE DEVAM EDİYORUZ"
Umudumuz olmasa inanın zaten konuşamayız; nefes alamayız ki... Buradaki uzman dağcılar, binbaşı komutan, komandolar hepsi olumsuz bir ibareye rastlanmadığını söylüyorlar. Çok şükür kötüye yoracak bir şey bulunmadı. Heyecanla beklemeye devam ediyoruz.
"YAŞADIKLARIMIZ GERÇEK Mİ?"
Eşimin ailesi de umutla evladını bekliyor; Efe'nin ailesi de... Bazen, gerçek mi bu yaşadıklarımız diye düşünüyoruz. Efe'nin ailesinin ona duydukları güven bizlere güç veriyor; umut aşılıyor. İnşallah güzel olacak. Psikolojimiz hepimizin inişli çıkışlı. Çevremizin ve ailelerimizin desteğiyle ayakta durmaya çalışıyoruz.
"BELKİ BİR MAĞARADA BELKİ BİR OYUKTALAR"
Uludağ'da çok fazla kayalık alan, oyuk ve mağara var. Kapalı bir yerde olduklarını düşünüyoruz. Belki bir mağara belki bir oyuk... Karadan yapılan çalışmada zorluklar oluyor.
Zemin hem kaygan hem de kayalık. Ama kayalık olması onlara korunak sağlaması açısından olumlu. Teknolojik, insani yardım ne kadar destek verilebilinirse biz destek istiyoruz. Onları umutla kucaklamayı bekliyoruz..."
