Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Evcil hayvanların bütünsel sağlığında gerçek gıdalarla dengeli beslenmenin gücü
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Hayvan sağlığında bütünsel yaklaşımın dünyadaki en önemli sözcülerinden Çiğ Besleyen Veteriner Topluluğu Kurucu Başkanı Dr. Nick Thompson, Raw For Us’ın ev sahipliğinde İstanbul’da veteriner hekimlerle ve hayvanseverlerle buluştu. Türkiye’de ilk defa evcil hayvanlar için freeze-dried (dondurarak kurutma) teknolojisini kullanarak özgün çiğ besinler üreten Raw For Us’ın davetiyle İstanbul’u ziyaret eden Dr. Thompson, köpek ve kedilerin hayatlarında fark yaratan besin seçimlerini anlattı.

        Dr. Thompson, köpeklerde kaşıntıdan böbrek hastalıklarına, kanserden artrite birçok farklı hastalığın önlenmesine çiğ beslemenin önemini bilimsel verilere dayanarak aktardı.

        REKLAM

        Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Raw For Us Kurucusu Naz Çakıroğlu, “20 yıldır savunduğu çiğ beslenmenin detaylarını dinlemek üzere Dr. Thompson’ı İstanbul’da ağırlamaktan dolayı çok mutluyuz. Dr. Thompson, işlenmiş gıdanın tüylü dostlarımız için zararlı olduğunu ve elimizi çabuk tutup sağlıkları adına harekete geçmemizi öneriyor” dedi.

        "SON 10 YILDA BİRLEŞİK KRALLIK'TA EVCİL HAYVANLARIN BESLENMESİNDE ÇİĞ GIDAYA CİDDİ BİR GEÇİŞ VAR"

        Son 10 yılda Birleşik Krallık’ta evcil hayvanların beslenmesinde çiğ gıdaya ciddi bir geçiş olduğunu söyleyen Dr. Thompson, “Kuru mama gibi işlenmiş, sentetik gıdalarla beslenen köpeklerle, gerçek gıdalarla çiğ beslenen köpekler arasında fark var. Gerçek gıdalarla beslemeyi, hayvanlarda sağlığın önündeki engellerin kaldırılması olarak görüyorum. Köpeklerde çiğ beslemeye geçtiğinizde etkisini 2 günden 2 haftaya kadar görebiliyorsunuz. Daha sessiz, sağlıklı çalışan bağırsakları oluyor. Bağırsak mikrobiyomunu destekliyorsunuz. Çiğ besleme iştah kontrolünü sağlıyor. Sadece obezitenin önlenmesini değil, ihtiyaç varsa iştah açarak kilonun yükselmesine de katkıda bulunuyor. İstediğimiz vitamin ve takviye miktarını kendimiz kontrol edebiliyoruz. Hidrasyon sağlayan mama veriyoruz. Diş taşı kontrolünü sağlayarak olası diş eti rahatsızlıklarının önlenmesine katkıda bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

        REKLAM

        Evcil hayvanların hayatları boyunca her gün aynı mamayı yediklerine dikkat çeken Dr. Thompson, “Gezegenimizde 8.7 milyon tür yaşıyor. Peki, bu türlerin kaçı her gün aynı gıdayı yiyor? Herhangi bir canlıyı her gün aynı gıdayla beslemenin mantıksızlığını anlamak için bilim insanı olmaya gerek yok. Tekdüze, hep aynı gıdaları aldığınız bir beslenme olursa, bunun sorunları kendini er ya da geç gösterecektir. Her gün aynı gıdayı yediğimiz için değil, farklı gıdaları tükettiğimiz için hayattayız. Kedilerin ve köpeklerin de çeşitliliğin olduğu, gerçek gıdalarla beslenmesinin öneminin altını çizmemiz gerek. Kuru mama ve konserve mamalarla onları her gün her öğünde işlenmiş gıdalara maruz bırakıyoruz” ifadelerini kullandı.

        İngiltere’de Liverpool Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre köpeklerin yüzde 74’ünün ya fazla kilolu ya da obez olduğunu belirten Dr. Thompson, “Köpeklerimizde ve kedilerimizde bir obezite epidemiğinden bahsediyor olabiliriz. Obez bir köpek diğer köpeklere göre 2 yıl daha az yaşıyor. Kuru mama, yüksek karbonhidrat içeriği nedeniyle insülini tetikleyerek evcil hayvanlarda diyabete zemin hazırlayabiliyor. Bir etobur, karbonhidrat odaklı beslenirse bağışıklık sisteminden davranışına kadar her şey değişir. Bu; bir ata ya da köpeğe çimen yedirmeye ya da dizel ile çalışan bir araca benzin koyulmasına benziyor” dedi.

        Evcil hayvanların beslenmesinde yüksek proteinli diyetlerin gelecekte odaklanılması gereken bir alan olduğunu düşündüğünü belirten Dr. Thompson sözlerini şöyle sürdürdü: “2017 yılında Mark Robbins tarafından yapılan araştırmada 20 köpek az yağlı kuru mamayla, diğer 20 köpek ise daha orta ya da yüksek yağlı çiğ gıdayla beslendi. Bu deney sonucunda en yüksek trigliserit kuru mamayla beslenen köpeklerde çıktı.”

        Araştırmalara göre köpeklerin yüzde 25 oranında, 10 yaş ve üstü köpeklerin ise yarısının kansere yakalandıklarını ifade eden Dr. Thompson, “Dünyadaki tüm canlılar arasında en fazla kansere yatkın olan tür, 10 yaş üzerindeki köpekler. Köpeklerimize nasıl bir yaşam tarzı sunuyoruz ki kansere neden oluyor? 2000 – 2030 yıllarını kapsayan, çiğ beslenen kedi ve köpeklerdeki yaşam sürelerini ve kansere yakalanma oranlarını değerlendiren Uzun Ömürlü Evcil Hayvanlar Araştırması’nın tamamlanmasına 8 yıl kaldı. Ancak 22 yıllık sonuçlar; sentetik dediğimiz, işlenmiş kuru mamalarla beslenmeyen; gerçek, çiğ gıdalarla beslenen köpeklerde kansere yakalanma oranının yüzde 3’e düştüğünü gösteriyor” dedi.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa