Yasin Suresi okunuşu: Yasin Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, fazileti, tefsiri ve okunuşu
Yasin Suresi, Mekke döneminde inmiştir. Tamamı 83 ayettir. Yasin Suresi adını ilk ayeti oluşturan "Ya-Sin" harflerinden almıştır. Surede başlıca insanın ahlaki sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah'ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir. Yasin Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, yazılışı, meali, fazileti, tefsiri ve diğer merak edilenler içeriğimizde yer alıyor.
- 1
Yasin Suresi okunuşu... Yasin Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Yasin Suresi, Kur'an-ı Kerim'in 36. suresidir ve 83 ayetten oluşmaktadır. Yasin Suresi, halk arasında “Yasin-i Şerif” olarak da bilinir. Müslümanlar arasında Yasin Suresi'nin önemi büyüktür ve "Kalplerin Kur'an'ı" olarak da adlandırılır. Sure, İslam inancında peygamberlerin gönderilme amacını, ölümden sonra dirilişi ve kıyamet gününü anlatır. Yasin Suresi'nin başında yer alan "Yasin" kelimesi, Kur'an'ın huruf-i mukattaat (ayrılmış harfler) grubundandır ve kesin anlamı bilinmemektedir.
Yasin Suresi Okunuşu ve Anlamı
Yasin Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Yasin Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı.
- 2
Yasin Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim.
(1) Yasin
(2) VeI Kur'an-iI hakim
(3) İnneke IemineI mürseIin
(4) AIa sıratın müstakim
(5) TenziIeI azizirrahim
(6) Li tünzira kavmen ma ünzira abaühüm fehüm gafiIûn
(7) Lekad hakkaI kavIü aIa ekserihim fehüm Ia yü'minûn
(8) İnna ceaIna fi a'nakihim agIaIen fehiye iIeI ezkani fehüm mukmehûn
(9) Ve ceaIna min beyni eydihim sedden ve min haIfihim sedden feağşeynahüm fehüm Ia yübsirûn
(10) Ve sevaün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Ia yü'minûn
(11) innema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane biI ğayb fe beşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerim
(12) İnna nahnü nuhyiI mevta ve nektübü ma kaddemû ve asarehüm ve küIIe şey'in ahsaynahü fi imamin mübin
(13) Vadrib Iehüm meseIen ashabeI karyeh. İz caeheI mürseIûn
(14) İz erseIna iIeyhi müsneyni fekezzebûhüma fe azzezna bisaIisin fekaIû inna iIeyküm mürseIûn
(15) KaIû ma entüm iIIa beşerün misIüna vema enzeIerrahmanü min şey'in in entüm iIIa tekzibûn
(16) KaIû rabbüna ya'Iemü inna iIeyküm IemürseIûn
(17) Vema aIeyna iIIeI beIaguI mübin
(18) KaIû inna tetayyerna biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minna azabün eIim
(19) KaIû tairüküm meaküm ein zükkirtüm beI entüm kavmün müsrifûn
(20) Vecae min aksaImedineti racüIün yes'a kaIe ya kavmittebiuI mürseIin
(21) İttebiû men Ia yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
(22) Vema Iiye Ia a'büdüIIezi fetareni ve iIeyhi türceûn
(23) Eettehizü min dûnihi aIiheten in yüridnirrahmanü bi-durrin Ia tuğni anni şefaatühüm şey'en veIa yünkizûn
(24) İnni izen Iefi daIaIin mübin
(25) İnni amentü birabbiküm fesmeûn
(26) KiIedhuIiI cennete, kaIe yaIeyte kavmi ya'Iemûn
(27) Bima gafereIi rabbi ve ceaIeni mineI mükremin
(28) Vema enzeIna aIa kavmihi min badihi min cündin minessemai vema künna münziIin
(29) İn kanet iIIa sayhaten vahideten feizahüm hamidûn
(30) Ya hasreten aIeI ibadi ma ye'tihim min resûIin iIIa kanûbihi yestehziûn
(31) EIem yerev kem ehIekna kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Ia yerciûn
(32) Ve in küIIün Iemma cemi'un Iedeyna muhdarûn
(33) Ve ayetün IehümüI arduI meytetü ahyeynaha ve ahrecna minha habben fe minhü ye'küIûn
(34) Ve ceaIna fiha cennatin min nahiIiv ve a'nab ve feccerna fiha mineI uyûn
(35) Liye'küIû min semerihi vema amiIethü eydihim efeIa yeşkürûn
(36) SübhanneIIezi haIekaI ezvace küIIeha mimma tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimma Ia ya'Iemûn
(37) Ve ayetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehare fe izahüm muzIimûn
(38) Veşşemsü tecri Iimüstekarrin Ieha zaIike takdiruI aziziI aIim
(39) VeIkamere kaddernahü menaziIe hatta adekeI urcûniI kadim
(40) Leşşemsû yenbegi Ieha en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sabikunnehar ve küIIün fi feIekin yesbehûn
(41) Ve ayetüI Iehüm enna hameIna zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
(42) Ve haIakna Iehüm min misIihi ma yarkebûn
(43) Ve in neşe' nugrıkhüm feIa sariha Iehüm veIahüm yünkazûn
(44) İIIa rahmeten minna ve metaan iIa hin
(45) Ve iza kiIe Iehümüttekû ma beyne eydiküm vema haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
(46) Vema te'tihim min ayetin min ayati rabbihim iIIa kanû anha mu'ridin
(47) Ve iza kiIe Iehüm enfikû mim ma rezakakümüIIahü, kaIeIIezine keferû, IiIIezine amenû enut'ımü menIev yeşauIIahü et'ameh, in entüm iIIa fi daIaIin mübin
(48) Ve yekûIûne meta hazeI va'dü in küntüm sadikin
(49) Ma yenzurûne iIIa sayhaten vahideten te'huzühüm vehüm yehissimûn
(50) FeIa yestetiûne tavsıyeten veIa iIa ehIihim yerciûn
(51) Ve nüfiha fissûri feizahüm mineI ecdasi iIa rabbihim yensiIûn
(52) KaIû ya veyIena men beasena min merkadina haza ma veaderrahmanü ve sadekaI mürseIûn
(53) İn kanet iIIa sayhaten vahideten feiza hüm cemi'un Iedeyna muhdarûn
(54) FeIyevme Ia tuzIemu nefsün şeyen veIa tüczevne iIIa ma küntüm ta'meIûn
(55) İnne ashabeI cennetiI yevme fişüğuIin fakihûn
(56) Hüm ve ezvacühüm fi zıIaIin aIeI eraiki müttekiûn
(57) Lehüm fiha fakihetün ve Iehüm ma yeddeûn
(58) SeIamün kavIen min rabbin rahim
(59) VemtazüI yevme eyyüheI mücrimûn
(60) EIem a'hed iIeyküm ya beni ademe en Ia ta'buduşşeytan innehû Ieküm adüvvün mübin
(61) Ve eni'budûni, haza sıratun müstekim
(62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesiran efeIem tekûnû ta'kıIûn
(63) Hazihi cehennemüIIeti küntüm tûadûn
(64) lsIevheI yevme bima küntüm tekfürûn
(65) EIyevme nahtimü aIa efvahihim ve tükeIIimüna eydihim ve teşhedü ercüIühüm bima kanû yeksibûn
(66) VeIev neşaü Ietamesna aIa a'yunihim festebekus sırata fe enna yübsirûn
(67) VeIev neşaü Iemesahnahüm aIa mekanetihim femestetaû mudıyyev veIa yerciûn
(68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIa ya'kiIûn
(69) Ve ma aIIemnahüşşi'ra vema yenbegi Ieh in hüve iIIa zikrün ve kur'anün mübin
(70) Liyünzira men kane hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kafirin
(71) EveIem yerav enna haIakna Iehüm mimma amiIet eydina en amen fehüm Ieha maIikûn
(72) Ve zeIIeInaha Iehüm feminha rekûbühüm ve minha ye'küIûn
(73) Ve Iehüm fiha menafiu ve meşaribü efeIa yeşkürûn
(74) Vettehazû min dûniIIahi aIiheten IeaIIehüm yünsarûn
(75) La yestetiûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
(76) FeIa yahzünke kavIühüm. İnna na'Iemü ma yüsirrûne vema yu'Iinûn
(77) EveIem yeraI insanü enna haIaknahü min nutfetin feiza hüve hasimün mübin
(78) Ve darebe Iena meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izame ve hiye ramim
(79) KuI yuhyiheIIezi enşeeha evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIim
(80) EIIezi ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari naren feiza entüm minhü tûkidûn
(81) EveIeyseIIezi haIakassemavati veI arda bikadirin aIa ey yahIüka misIehüm, beIa ve hüveI haIIakuI aIim
(82) İnnema emrühû iza erade şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
(83) FesübhaneIIezi biyedihi meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.
- 3
Yasin Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.
1.Ya, Sin.
2.Yemin olsun o hikmetlerle dolu Kur'an'a ki,
3.Hiç kuşkusuz, sen, gönderilen elçilerdensin;
4.Dosdoğru bir yol üzerindesin.
5.Aziz ve Rahim'in indirdiği üzeresin.
6.Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.
7.Yemin olsun ki, onların çoğuna söz hak olmuştur, artık onlar iman etmezler.
8.Biz onların boyunlarına bukağılar geçirdik. Bukağılar çenelere dayanmıştır da bu yüzden onların kafaları yukarı kalkıktır.
9.Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.
10.Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.
11.Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!
12.Biz, yalnız biz, ölüleri diriltiriz ve onların önden gönderdiklerini de eserlerini de yazarız! Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntılı olarak kaydetmişizdir.
13.Onlara o kent halkını örnek ver. Hani, elçiler gelmişti oraya.
14.Hani, biz onlara iki kişi göndermiştik, onları yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyle destek vermiştik. Şöyle demişlerdi: "Biz, size gönderilen elçileriz!"
15.Kent halkı dedi ki: "Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz."
16.Dediler: "Rabbimiz biliyor ki, biz size gönderilmiş elçileriz."
17."Bize düşen, açık bir tebliğden başka şey değildir."
18.Dediler: "Sizin yüzünüzden uğursuzlukla karşılaştık/biz sizi uğursuzluk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutlaka taşlayacağız. Ve bizden size acıklı bir azap kesinlikle dokunacaktır."
19.Dediler: "Uğursuzluk kuşunuz sizinle beraberdir. Size öğüt verildi diye mi bütün bunlar? Hayır, siz savurganlığa, aşırılığa sapmış bir topluluksunuz."
20.Kentin öbür ucundan bir adam koşarak gelip şöyle dedi: "Ey topluluk, bu elçilere uyun!"
21."Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar."
22."Beni yaratana ne diye kulluk etmeyecek mişim ben? Ve sizler de O'na döndürüleceksiniz."
23."O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar."
24."Bu durumda ben elbette ki açık bir sapıklığın içine düşerim."
25."Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinleyin beni!"
26."Gir cennete!" denildi. Dedi: "Kavmim bir bilebilseydi?
27.Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram edilenlerden kıldı."
28.Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik.
29.Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.
30.Yazık şu kullara! Kendilerine gelen her resulle mutlaka alay ederlerdi.
31.Görmediler mi, kendilerinden önce nice nesilleri helak ettik! Onlar artık bir daha bunlara dönmeyecekler.
32.Ancak herkes toplandığında, onlar da huzurumuzda hazır bulundurulacaklar.
33.Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dane çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.
34.Onda hurmalardan, üzümlerden bahçeler oluşturduk, ondan pınarlar fışkırttık;
35.Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hala şükretmiyorlar mı?
36.Şanı yücedir o Allah'ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır.
37.Gece de onlar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup alırız da onlar karanlığa gömülüverirler.
38.Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Aziz, Alim olanın takdiridir bu.
39.Ay'a gelince, biz onun için de bir takım durak noktaları/birtakım evreler belirledik. Nihayet o, eski hurma sapının eğrilmişi gibi geri döner.
40.Güneş'in Ay'a ulaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
41.Zürriyetlerini o dopdolu gemilerde taşımamız da onlar için bir ayettir.
42.Onlar için gemilere benzer, binecekleri başka şeyler de yarattık.
43.Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.
44.Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.
45.Onlara, "Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!" denildiğinde, hiç aldırmazlar.
46.Çünkü Rablerinin ayetlerinden kendilerine bir ayet gelince, ondan mutlaka yüz çevirmişlerdir.
47.Onlara, "Allah'ın size lütfettiği rızıklardan dağıtın!" dendiğinde, nankörlüğe sapanlar, iman edenlere şöyle derler: "Allah'ın, dilediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıklık içindesiniz, hepsi bu."
48.Bir de şöyle derler: "Eğer doğru sözlüler iseniz, bu tehdit ne zaman?"
49.Sadece korkunç titreşimli bir sesi bekliyorlar. Onlar çekişip dururlarken, o ses kendilerini enseleyecektir.
50.O zaman ne bir tavsiyede bulunmaya güçleri yetecek ne de ailelerine dönebilecekler.
51.Sûra üfürülmüştür! Bak, işte kabirlerden, Rablerine doğru akın akın gidiyorlar.
52.Şöyle diyecekler: "Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler."
53.Topu topu korkunç titreşimli bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
54.O gün hiçbir canlıya, hiçbir şekilde haksızlık edilmez. Sizler, sadece yapıp ettiklerinizin karşılığı olarak cezalandırılırsınız.
55.O gün cennet halkı bir uğraş içinde eğlenip ferahlamaktadır.
56.Kendileri ve eşleri, gölgeliklerde, koltuklar üzerinde yaslanmışlardır.
57.Orada kendileri için meyveler var. İstedikleri her şey kendilerinin olacak.
58.Rahim Rab'den bir de sözlü selam!
59.Ey günahkarlar! Bugün şöyle ayrılın!
60.Ey ademoğulları! Ben size, "Şeytana kulluk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
61."Bana ibadet edin, dosdoğru yol budur!" demedim mi?
62.Yemin olsun, şeytan, içinizden birçok nesli saptırmıştı. Aklınızı hiç işletmiyor muydunuz?
63.Alın size, tehdit edildiğiniz cehennem!
64.İnkar edip durmanız yüzünden dalın oraya bugün!
65.O gün, ağızlarını mühürleyeceğiz. Bize elleri konuşacak, ayakları da kazanmış olduklarına tanıklık edecek.
66.Dilesek, gözlerini siler, onları elbette kör ederiz. O zaman yola koyulmak isterler ama nasıl görecekler?
67.Dilesek, onları oldukları yerde hayvana çeviririz. O zaman ne ileri gitmeye güçleri yeter ne de geri dönebilirler.
68.Kimi uzun ömürlü kılarsak, onu yaratılışta gerisin geri çeviririz. Hala akıllarını işletmiyorlar mı?
69.Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;
70.Diri olanı uyarsın ve gerçeği örten nankörler/inkarcılar aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir.
71.Görmediler mi, ellerimizin yapıp ettiklerinden, kendileri için nice hayvanlar yarattık da onlar, bu hayvanlara sahip oluyorlar.
72.O hayvanları bunlara boyun eğdirdik. Onlardan binekleri vardır ve onlardan bir kısmını da yiyorlar.
73.O hayvanlarda bunlar için birçok yararlar var, içecekler var. Hala şükretmiyorlar mı?
74.Kendilerine yardım edilir ümidiyle Allah'tan başka ilahlar edindiler.
75.Oysaki, o ilahlar bunlara yardım edemezler. Tam aksine, bunlar, o ilahlara hizmet eden ordular durumundadır.
76.Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.
77.Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesilmiştir o.
78.Kendi yaratılışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyle diyor: "Şu çürümüş kemiklere kim hayat verecek?"
79.De ki: "Onlara hayat verecek olan, onları ilk kez yaratandır. O, bütün yaratılmışları/her türlü yaratmayı çok iyi bilmektedir."
80.O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
81.Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? Elbette güç yetirir. Her şeyi bilen Alim, sürekli yaratan Hallak O'dur.
82.O, bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söylemektir: "Ol!" Artık o, oluverir.
83.Her şeyin kaynağı/egemenliği elinde olan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüleceksiniz.
-
- 4
Yasin Suresi Konusu
Hz. Muhammed aleyhisselamın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tabi olanlar teselli edilir. Allah Teala’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Razi’nin belirttiği üzere bu surenin, İslam inançlarının üç temel umdesinin (Allah’ın birliği, peygamberlik ve ahiret) en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki: 3. ayette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip ayetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilahi huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son ayette de yine bu iki nokta (vahdaniyet ve haşir) özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır (XXVI, 113).
Yasin Suresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci suredir. Cin suresinden sonra, Furkan suresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. ayetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur.
Yasin Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)
Taha suresinin ilk ayetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı surelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir (bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1). Diğer eğilime göre ise “yasin” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapçanın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Said b. Cübeyr’den, bunun Resulullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir (İbn Atıyye, IV, 445). Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır (Taberi, XXII, 148-149).
- 5
Yasin Suresi Fazileti
Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yasin Suresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir: “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir” (Tirmizi, “Fezailü’l-Kur’an”, 7; Darimi, “Fezailü’l-Kur’an”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkani, IV, 410-411). İbn Abbas’ın da –bu surenin son ayeti hakkında– “Yasin’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu ayetten dolayı imiş” dediği nakledilir (Zemahşeri, III, 294-295). Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslam alimleri Resulullah’ın bu sureye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve Müslümanlar da Kur’an tilavetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yasin suresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır (Ölülere Yasin okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hakim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004).
Yasin Suresi Ne Zaman Okunmalı?
Surenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yasin suresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” mealinde olup (Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295) sahih görülmüştür.
Yasin suresini gece okumanın yanı sıra gündüz okumak da sünnettir. Hz. Peygamber, hem gece hem de gündüz okumanın ayrı sevapları olacağını müjdelemiştir.
Yasin-i Şerif Ölülere Okunur Mu?
Yasin suresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir.
Hz. Peygamber bir hadisinde; “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret edip, Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar” müjdesini vermiştir.
- 6
Yasin Suresi Kaç Ayet?
Yasin Suresi 83 ayetten oluşmaktadır.
Yasin Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?
Yasin-i Şerif, Kur'an-ı Kerim'in 22. ve 23. cüzlerinde bulunuyor. Yasin suresi, 439. sayfadan başlayıp 444. sayfada sona eriyor.
-
- 7
Yasin Ne Demek?
Yasin Suresi, adını ilk ayeti olan “Ya-Sin” harflerinden almıştır.
Yasin Suresi Abdestsiz Okunur Mu?
Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.
Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Yasin suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)
Keza, başörtüsü olmadan da Yasin suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.
Yasin Suresi Adetliyken Okunur Mu?
Yasin suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.