Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Eğitim Edebiyat Teşhis Nedir? Söz Sanatı Kişileştirme - Teşhis Ne Demek ve Örnekleri Neler?

        İster Divan isterse de Halk edebiyatı olsun, Türk edebiyatında kullanılan söz sanatları; mecaza dayalı söz sanatları, düşünceye dayalı söz sanatları, anlama dayalı söz sanatları ve söze dayalı söz sanatları olmak üzere 4 gruba ayrılmaktadır. Peki, mecaza dayalı söz sanatları ailesi içinde yer alan teşhis örnekleri nelerdir? İşte, teşhis sanatı hakkında tüm bilinmesi gerekenler…

        Teşhis Nedir?

        Kullanılan sözcüklerin gerçek anlamları dışında kullanılması sebebiyle, mecaza dayalı söz sanatları grubu içinde yer alan teşhis ya da bir diğer ifadeyle kişileştirme sanatı; insan dışındaki herhangi bir varlığı, insana ait bir özellikle ifade ederek onun kişiselleştirilmesidir. İnsan dışında kalan canlı ya da cansız varlıklara insana has olan konuşmak, gülmek, ağlamak ve benzeri özellikler yüklenerek, kaleme alınan metindeki anlatı güçlendirilir.

        Mecaz kullanarak oluşturulan bir söz sanatı olan teşhis sanatına daha çok masallarda, dini metinlerde, hitabet sanatı kullanılarak oluşturulmuş edebi eserlerde ve görsel metinlerde sıkça rastlanmaktadır.

        Teşhis sanatının her kullanıldığı metinde aynı zamanda kapalı istiare de bulunmaktadır. Bir başka söz sanatı olan ve bir şeyi benzediği bir başka varlığın ismiyle anmak anlamına gelen istiare sanatının kullanıldığı bir metinde, eğer sadece benzeyen kullanılıyorsa o metinde kapalı istiare bulunmaktadır.

        REKLAM

        Teşhis sanatında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus ise tıpkı kapalı istiarede olduğu gibi, bir metinde eğer intak sanatı varsa, aynı zamanda teşhis sanatı da olduğu gerçeğidir. İnsan dışı bir varlığın konuşturulmasına dayanan bir sanat olan intak sanatı, teşhis sanatının sınırları içinde kaldığı için bu iki söz sanatı aynı metin içinde yer alabilmektedir.

        Teşhis Örnekleri

        İnsanın dışındaki herhangi bir canlı ya da cansız varlığın konuşma, gülme, ağlama, üzülme, sevinme gibi insana has özellikler ile donatılması anlamına gelen teşhis sanatının örneklerini yazımızın devamında bulabilirsiniz.

        Örnek 1:

        Ne vakit Maçka’dan geçsem,

        Limanda hep gemiler olurdu.

        Ağaçlar kuş gibi gülerdi.

        Bir rüzgâr aklımı alırdı.

        Attila İlhan’a ait olan Üçüncü Şahsın Şiiri’nden alından bu pasajda teşhis (kişileştirme) sanatı kullanılmıştır. İnsana ait bir özellikle olan gülme hali hem ağaca hem de kuşa yüklenmiş ve bu iki varlık üzerinden teşhis sanatına başvurulmuştur.

        Örnek 2:

        Elinin arkasında güneş duruyordu.

        Aylardan kasımdı üşüyorduk.

        Ağacın biri bulvarda ölüyordu.

        Şehrin camları kaygısız gülüyordu.

        Her köşe başında öpüşüyorduk.

        Sisler Bulvarı’nda seni kaybettim.

        Sokak lambaları öksürüyordu.

        Yukarıda bulutlar yürüyordu.

        Terkedilmiş bir çocuk gibiydim,

        Dokunsanız ağlayacaktım.

        Yenikapı’da bir tren vardı.

        • Attila İlhan’ın Sisler Bulvarı adlı şiirinden alınmış olan bu bölümde de şair tarafından teşhis sanatı ustalıkla kullanılmıştır. İnsana ait bir özellik olan ölüm kavramı ağaca, gülmek kavramı şehrin camlarına, yürümek kavramı gökyüzündeki bulutlara ve öksürmek kavramı ise sokak lambalarına yüklenmiş ve bu insan dışı dört varlık kişileştirilmiştir.

        Örnek 3:

        Hava bulutlanıp gök gürleyince,

        Bir yağmur başlar ya inceden ince,

        Bak o zaman topraktaki sevince.

        • Abdürrahim Karakoç’a ait olan Topraktaki Sevince adlı şiirinden alınan bu dizelerde de insana has olan sevinç kavramı toprağa yüklenmiş ve teşhis sanatı kullanılmıştır.
        ÖNERİLEN VİDEO
        Haberi Hazırlayan: Mehmet Kerem Hançer
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa