Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Narin SON DAKİKA | Narin duruşmasında sanıklar ne dedi? Narin davası ne oldu | Son dakika haberleri

        Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde, 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra cansız bedeni, Eğertutmaz Deresi kenarında bulunan 8 yaşındaki Narin Güran davasında ilk duruşma dün, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti.

        İKİNCİ DURUŞMA İÇİN GETİRİLDİLER

        4 sanık ve 26 tanık, davanın ikinci gününde geniş güvenlik önlemleri altında Diyarbakır Adliyesine getirildi. Duruşmanın, saat 09.00’da başlayacağı dün mahkeme başkanı tarafından bildirildi.

        SANIKLAR SALONA ALINDI

        Sanıklar ve tanıklar sırayla saat: 09.30'da duruşma salonuna alındı. Önce Arif Güran, ardından Enes Güran geldi. Peşinden anne Yüksel Güran içeri girdi. Üzerinde dünkü siyah kıyafetleri var. Sonrasında da Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar getirildi. Narin'in tutuksuz olan abisi Baran Güran salona çağrıldı. İşte dakikada dakika duruşmadan detaylar....

        "ANNEN, KARDEŞİN VE AMCAN SANIK"

        Narin ve ağabeyi Baran Güran.
        Narin ve ağabeyi Baran Güran.

        Ağabey Baran Güran tanık olarak kürsüye geldi. Mahkeme Başkanı, "Annen, amcan ve kardeşin sanık, tanıklık yapmama hakkın var" dedi.

        Baran: Tanıklık yapacağım. Erzurum'da çalışıyorum. Saat 07.00-08.00 gibi kardeşim Muhammet aradı ve Narin'in kaybolduğunu söyledi. Ben de eve geldim caminin orada toplanmışlardı sonra 112'yi aradım.

        HAKİM: Amcanın evine kamera kurulmuş gizli toplantı yapılmış.

        Baran: Gizli toplantı evde mi olur? 'Bakan geliyor evi boşaltın' diyorlardı, bakan geliyordu gizli toplantı olsa köyde olmazdı.

        HAKİM: Kadınlar kavgası...

        Baran: Ben orada değildim.

        HAKİM: Kadınların ağzı kapatılıyor konuşmasın diye.

        Baran: Herkes gergin.

        HAKİM: "Erkekler yaptı neden susuyorsunuz" diye kadınlar söylemiş.

        Baran: Herkes gergin o gerginlikle söylenmiştir.

        HAKİM: Narin kaçırıldı veya öldürüldü diye bir şey duydun mu?

        Baran: Olay günü bir araba geldiği söylendi bir araba gelmiş o gün biz kaçırılmış dedik. Şıha gidildi; 'ölse ben bilirdim, kaçırılmış' dedi. Biz de kaçırılmış sandık.

        DURUŞMA SALONU KARIŞTI

        DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI NAHİT EREN: Biz sorgu yaparken sen dışarıdaydın.

        Salim Güran, "Sen neyin peşindesin" dedi. Baran'ın da peşinde olduğu şeyin peşindeyim.

        Bu sırada baba Arif Güran ağlamaya başladı...

        DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI NAHİT EREN: Arif bey lütfen benim neyin peşinde olduğumu söylemem lazım benim amacım; yaşamıma da neden olsa 3 çocuk babası olarak mis gibi kokan Narin'in katilinin peşindeyim. O yüzden Baran sana Adli Tıp'ta kardeşini göstermedim; o kokuyu alma diye sen de mis kokusuyla kalsın diye.

        "KIZIM KATLEDİLMİŞ SEN NE DİYORSUN"

        Arif Güran haykırarak Kürtçe konuşmaya başladı. Arif Güran, "Kızım katledilmiş sen ne diyorsun" diye bağırdı. Ardından duruşma salonundan çıkartıldı.

        Duruşmayı takip eden Güran ailesi mensupları, Nahit Eren'e tepki gösterip, "Onu istemiyoruz" dedi. Sanık avukatları da "Böyle yargılama yapılamaz" diye tepki gösterdi. Mahkeme başkanı da duruşmayı izleyen Güran ailesi fertlerinin yanına gitti ve kendilerini sakinleştirmeye çalıştı.

        Duruşma salonu karıştı. Mahkeme başkanı, avukatlara, "Soruyu direkt soracaksınız. Direkt sorulmazsa salondan çıkartırım" dedi.

        ÖZÜR DİLEYİP SORUSUNU YÖNELTTİ

        Bunun üzerine Nahit Eren özür dileyerek sorusuna döndü:

        - Sana, "Narin nereye defnedilecek farklı bir yere defnedelim" dedim. Sen bana ne dedin?

        - "Ne olursa olsun kendi köyüne gömülsün ama..."

        - Ben sana hatırlatayım; "Bu konuda benim ve babamın dışında kimsenin söz hakkı yoktur" demedin mi?

        Baran: Dedim. Nereye çekiyorsun beni? 7 saat Adli Tıpta beklettiniz, yaralı ağabey olarak babam karar versin" dedim.

        - "Kim öldürdüyse ceza alsın" dedin. Ailem de olsa Nevzat da olsa ceza alsın dedin. Sen de bana bunun için vekalet verdin.

        Sanık avukatları vekâlet ilişkisi gizlidir soru sorulamaz diyerek itiraz etti.

        Mahkeme başkanı "Sanık avukatlarının itirazı doğru" dedi. Bunun üzerine Baran cevap vermedi.

        Avukat cezaevindeki kardeşi Enes ile yaptığı kamera görüntülerini sordu.

        Baran: Kamera görüntüsü çok yayıldı nerden yayıldı bilmiyorum. Kardeşime "dik dur" dedim moral vermek için. Cezaevinde olduğu için sahipsiz mi bırakalım?

        Aile Bakanlığı avukatı Baran Güran'a sordu:

        Avukat: Sence ne oldu?

        Baran: Bence kardeşim tepeye çıktığı zaman bu pislik tarafından kaçırıldı. Köyde kavga etmeyen tek kişi, Enes'tir. O çocuktur. 'En son Narin'i ben öptüm, DNA'da ben de mi çıkarım' diye korkmuştur. Bir insan cinayet işlerse korkmaz mı? Her zaman babamın yanına geliyordu. Bence Nevzat yalan söylüyor. Enes orada Salim'i ya da Nevzat’ı görseydi, silah olmasa bıçakla onları doğrardı.

        Avukat: 19 gün kardeşin aranıyor. Aileniz yanlış yönlendiriyor, ne diyorsunuz?

        Baran: Benim ailem karakol görmemiştir o yüzden yanlış ifade vermiş olabilirler.

        Avukat: Enes madde kullanıyor mu şiddet uygular mı?

        Baran: Kesinlikle öyle bir şey yok.

        Avukat: Kolunu ısırdı.

        "BEN DE KOLUMU DUVARA VURDUM"

        Baran: Ben de kolumu duvara vurdum, bundan haberiniz var mı? Normal bir durum bu.

        Avukat: Nevzat ile ilgili siz ne düşünüyorsunuz mesela ailenle dost mu?

        Baran: Uzun zamandır konuşmuyoruz onu biliyorduk.

        Sanık avukatı soruyor:

        Avukat: Nevzat, Narin dışında başka çocuğa para verdi mi?

        Baran: Vermemiş. Yaşıt çocuklara sorduk sadece Narin'e para vermiş.

        Avukat: Sence Nevzat babanla tartışması sonucu bu cinayeti işlemiş olabilir mi?

        "NEVZAT ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR Mİ?"

        Baran: Olabilir. Nevzat çok soğukkanlı 50 cinayet işlemiş gibi.

        HAKİM: Baran, "Nevzat para verdi" dedin. Neden şüphelenmedin o sırada?

        Baran: Normal olabilir.

        HAKİM: Sen, "soğukkanlı, cinayet işlemiş gibi" dediğin için söylüyorum.

        Baran: İnsan ilk kez cinayet işlemiş, insan korkar ama o babamın yanına geldi o derece soğukkanlı.

        Salim Güran'ın avukatı soruyor:

        - Ali Rıza Güran, Bahtiyar ailesine para teklif etti mi?

        Baran: Asla, asla.

        Avukat: Salim Güran nasıldı?

        Baran: Amcam sürekli jandarmanın yanında arama yapıyordu.

        Avukat: Salim Güran yeğenlerini döver mi?

        "ENES, AMCAMIN KAFASINA SIKARDI"

        Baran: Asla, hiç dövmez.

        Avukat: Amcan ile annen arasında ilişki olduğu iddia ediliyor. Enes görse ne yapardı?

        Baran: Kafasına sıkardı.

        Baran Güran'ın sorgusu tamamlandı.

        NARİN'İN AMCASININ OĞLU OSMAN GÜRAN DİNLENDİ

        Narin'in amcasının oğlu Osman Güran tanık kürsüsüne çağrıldı.

        HAKİM: Narin'in kaybolduğunu nasıl öğrendin?

        Osman: Ben fabrikada çalışıyordum 'Narin kayboldu' dendi. Ben merkezde oturuyorum, gittiğimde Enes’i gördüm.

        HAKİM: Ertesi gün aramalarda terlik bulunmuş.

        BABA ARİF GÜRAN FENALAŞTI

        Bu sırada Arif Güran için ambulans geldi. Sağlıkçılar duruşma salonunun dışında müdahalede bulundu.

        Osman: Terliği Muhammet, köy yolunun üstünde almış arabaya. Benim yanıma getirdi ben de Baran'a fotoğrafını attım.

        HAKİM: Çok ilginç değil mi terliği bulup haber vermemesi?

        Osman: Bilmiyorum, öyle dedi. Muhammet buldu deyince araba ile oraya gittik.

        SAVCI: Senin 6 kez geçtiğin ve görmediğin terliği, araba ile geçerlerken gözüne takılarak almaları normal mi?

        Osman: Görmedim. Muhammet öyle bulmuş.

        SAVCI: ANNEN, YÜKSEL'İ SUÇLAMIŞ

        SAVCI: Annen, kadınlar kavgasında Yüksel’i suçlamış.

        Osman: Bilmiyorum.

        Sanık avukatları sorular yöneltti. Kolluk kuvvetlerinden kötü muamele gördüm mü?

        Osman: Düz duvara tutup zor kullanma ve tırnakların çekilmesi gibi muamele gördük.

        ARİF GÜRAN HASTANEYE KALDIRILDI

        HAKİM: Neden şikayetçi olmadın?

        Osman: Biz Narin'in katilinin bulunmasını istiyorduk.

        Avukat: Enes'in gözünde morluk var mıydı?

        Osman: Yoktu, görmedim.

        Arif Güran hastaneye götürüldü. Osman’ın ifadesi sona erdi.

        MUHAMMET KAYA DİNLENDİ

        Tutuklu sanıklardan Muhammet Kaya tanık olarak kürsüye geldi.

        Muhammet: Enes dayımın oğlu, Salim dayım olur. O sabah uyandım davetiye dağıtıyordum. Akşam 8'de Devran Güran haber verdi, 'Narin kayıp' diye. Biz de aramaya gittik.

        HAKİM: Terliği bulduğun güne gelelim.

        Muhammet: Süt almaya giderken terliği gördüm. Es geçtim sütü aldım. Dönüşte tekrar terliği gördüm alayım dedim aldım.

        "YÜZLERCE KİŞİ GÖRMEDİ SEN NASIL GÖRDÜN?"

        HAKİM: Oradan yüzlerce kişi geçti. Kimse görmedi de sen nasıl gördün? Acaba sana başka biri söylemiş olabilir mi?

        Muhammet: Terliği aldım eve geçtim. Evde toplantı yapılacaktı komutan bağırıyordu. Ben de ona yardımcı olayım dedim. Sonra arabaya bindik. Osman arabada terliği fark etti. Baran'a atalım dedi fotoğrafı attı.

        "TERLİĞİ NEDEN HERKESE GÖSTERMEDİN?"

        HAKİM: Terliği unutmak biraz ilginç belki o yüzden tutuklusun. Neden herkese göstermedin?

        Muhammet: Unuttum o panikle. Yüksel terliği gösterince ben olabilir dedim, ki kızın terliği vardı ama sonra baktık numarası farklı. Anladık Narin'in olmadığını.

        SAVCI: Salim seni bilmediğin biri ile ayın 22'sinde bir yere göndermiş. Neresi orası?

        Muhammet: Bilmiyorum, belki dayım istihbarattan biri ile göndermiştir beni.

        Muhammet Kaya gözaltındayken darp edildiğini söyledi.

        Muhammet: 9 saat boyunca darp ettiler. Jandarma bana "katil" dedi.

        Muhammet Kaya'nın ifadesi tamamlandı.

        YENGE MAŞALLAH GÜRAN DİNLENDİ

        Tutuklu sanıklardan yenge Maşallah Güran (amca Hüseyin Güran'ın eşi) tanık olarak dinlendi.

        HAKİM: Sizin eviniz nerede?

        Maşallah: Köyde.

        HAKİM: Neresinde?

        Maşallah: Tepenin altında.

        HAKİM: Arif’in evi ile ne kadar mesafe var?

        Maşallah: Bilmiyorum.

        HAKİM: Sizin evinizden Ariflerin evini görebiliyor musunuz?

        Maşallah: Yok.

        HAKİM: Yüksel ilk size geliyor değil mi, Narin nerede diye?

        Maşallah: Evet.

        HAKİM: 15.15-15.30 arasında Yüksel’in evinde bir hareketlilik gördün mü?

        Maşallah: Görmedim.

        HAKİM: Nevzat’ın evini görebilir misin?

        Maşallah: Göremem.

        HAKİM: Hareketlilik duymadın mı?

        Maşallah: Duymadım.

        "KADINLAR ARASINDA NEDEN KAVGA ÇIKTI?"

        HAKİM: Kadınlar arasında kavga neden çıktı?

        Maşallah: Narin'in bulunduğu gün, Hülya komutan geldi. Yüksel'e 'başın sağ olsun' dedi. Yüksel de, "bana söz vermiştin hani benim Narin'im" dedi. Ambulansa aldılar ben de 'o Narin'i hangi şerefsiz öldürdüyse Allah belasını versin' dedim. Bana biliyorsanız anlatın dediler.

        HAKİM: "Herkes her şeyi biliyor beni konuşturmayın" demişsin.

        Maşallah: Hayır öyle söylemedim.

        HAKİM: Kızını susturan oldu mu?

        Maşallah: Hayır olmadı.

        HAKİM: Salim sizi yönlendirdi mi yalan beyanda bulunun diye?

        Maşallah: Hayır olmadı.

        "NARİN KOŞARAK GİDERKEN NE GÖRDÜ?"

        HAKİM: Siz Narin'in saatini yanlış söylemişsiniz.

        Maşallah: Kızım söylemişti. Bize gelirdi Narin, hatta Mina gelmişti ama aklımdan çıkmış. 17.40'ta Mina geldi ben onu Narin sandım. Sürekli onu düşünüyordum. Narin benim de çocuğumdu.

        HAKİM: O günkü videoda Narin 14'te size gelmiş, koşarak gidiyor. Ne gördü?

        Maşallah: Bir şey görmedi.

        HAKİM: O saatler arasında Salim evinize geldi mi?

        Maşallah: 18.00 gibi geldi. Amcası olan Hüseyin Güran’ın elini öptü.

        HAKİM: Narin'i Salim öldürmüş olabilir mi panik var mı?

        Maşallah: Yok.

        HAKİM: Nevzat'ı tanıyor musun?

        Maşallah: Komşumuzdur. Bu saatten sonra artık iyi olmaz.

        HAKİM: Salim de Yüksel de Enes de yargılanıyor.

        Maşallah: Kamera görüntüleri çıksın.

        HAKİM: Nevzat'ın birini öldürme ihtimali var mı?

        Maşallah: Yok bugüne kadar.

        "SALİM, YÜKSEL VE ENES ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR Mİ?"

        HAKİM: Salim, Yüksel ve Enes öldürmüş olabilir mi?

        Maşallah: Yok, bir fiske bile vurmazlar.

        HAKİM: Yüksel nerede arıyor özellikle 15.30 gibi?

        Maşallah: O saatte ne yapıyorlar duymadım, görmedim. Yüksel tepeye çıktı çocuğunu aradı kaybolduğunda.

        Aile bakanlığı avukatı soruyor...

        Avukat: Bu kızı kim niye öldürdü?

        Maşallah: Düşünmedim. Hep biz kayıp sanıyorduk.

        Mahkeme Başkanı; Yüksel, Enes ve Salim Güran'a "Soru sormak ister misiniz" diye söz hakkı verdi.

        Tutuklu Enes Güran soru sormak istedi.

        Enes Güran yengesi Maşallah Güran'a şu soruyu yöneltti.

        Enes: Yenge, Narin kaybolduğunda aramaya çıktığında tepede beni görmedin mi yanında?

        Maşallah: Görmedim.

        O sırada Salim Güran'ın sesi yükseldi: "Bize iftira atanların Allah belasını" versin.

        Maşallah Güran da "bin kere bin kere" diyerek destek verdi.

        "YÜKSEL BANA 'RÜYA GÖRDÜM KÖY YANIYORDU' DEDİ"

        Sanık avukatı, Maşallah Güran’a soruyor...

        Avukat: Arif ile Nevzat arasında bir araç yüzünden gerilim olmuş. Daha sonra Nevzat Bahtiyar’ın eşi Gazal Bahtiyar, "Hakkımı helal etmiyorum, parayı verdik zor durumda kaldık" demiş.

        Maşallah: Benim evimde böyle bir şey olmadı.

        Avukat: Narin’in kaybolmasının ardından Gazal Bahtiyar, "Biz buralardan gideceğiz" dedi mi?

        Maşallah: Hayır. Şunu söylemek istiyorum, yangın çıkmadan önceki gün Yüksel’lerdeydik. Yüksel ağladı, sigara verdim. "Rüya gördüm, köy yanıyordu" dedi. Sonraki gün köy yandı. Böyle bir şey olabilir mi?

        Mahkeme Başkanı araya girdi: "Olur, olur, rüyalar alemi diye bir şey var."

        Saat: 12.00'ye geldiğinde, 26 tanıktan 5'i dinlendi. 21 tanık arasında yer alan Narin'in akranları ve arkadaşları SEGBİS sistemi üzerinden uzaktan bağlanarak duruşmaya katıldı. İlk olarak M.E.G dinlendi. Çocuklara, psikolog eşliğinde sorular yöneltiliyor.

        "NARİN KAYBOLDUKTAN SONRA ENES'E KIZDILAR MI?"

        Pedagog, çocuk M.E.G.'ye soruyor; Narin o gün camiye gitti. Kim kim evdeydiniz, neler yaşandı? Anlatabilir misin?

        M.E.G.: Narin gittikten sonra Enes abimle oyun oynadık. Annemin telefonu ile oynuyorduk, o da annemin telefonu ile oynuyordu. 2 el attık, çıktık.

        Pedagog: Saat kaç gibiydi?

        M.E.G.: Saati hatırlamıyorum.

        Pedagog: Saat 16.30’a kadar evde uyudun mu?

        M.E.G.: O saatlerde bakkalın oraya indim.

        Pedagog: Şimdi tekrar sorayım; siz PUBG oynadınız. Sen uyandığında evde kimler vardı?

        M.E.G.: Annem vardı ve Eren vardı.

        Pedagog: Abin ne zaman evden çıktı?

        M.E.G.: Bilmiyorum.

        Pedagog: Hediye yengeni gördün mü?

        M.E.G.: Geldiğini görmedim.

        Pedagog: Nereden biliyorsun geldiğini?

        M.E.G.: Eren dedi.

        Pedagog: Ne dedi?

        M.E.G.: Gördüm dedi.

        Pedagog: Sonra nereye gittin?

        M.E.G.: Bakkala gittim.

        Pedagog: Kim vardı?

        M.E.G.: Abim vardı. Ben eve giderken Enes abim oradaydı, konuşuyorlardı.

        Pedagog: Ne konuşuyordu?

        M.E.G.: Bilmiyorum, Ufuk Kaya vardı. Abimin terliği yoktu, Osman’a "Gelince bana terlik al" dedi. Sonra Osman, Dörtyol’a gitti, terlik baktı. O sırada annem sofrayı bıraktı, Narin’i çağır dedi. Sonra koltuğun üzerine çıktım, camdan "Melike, Narin orada mı?" dedim" Yok dedi. Sonra annem gitti, yengem Maşallah oradaydı. Sonra yengem Hediye'yi aradı. Ben onların evine gittim. "Narin orada mı?" dedim, yok dedi.

        Pedagog: Bu aralar saat kaç gibiydi?

        M.E.G.: Karanlık olmuştu.

        Pedagog: Salim amcan neredeydi?

        M.E.G.: Onu okulun orada gördüm.

        Pedagog: Okuldan önce hiç görmedin mi?

        M.E.G.: Kimi?

        Pedagog: Salim amcanı.

        M.E.G.: Yok, görmedim. Sonra evine gittik, Gizem açtı kapıyı.

        Pedagog: Nevzat’ın da evi çok yakın değil mi?

        M.E.G.: Oraya gitmedik.

        Pedagog: Peki, onlar duymadı mı siz ararken?

        M.E.G.: Yok.

        Pedagog: Onlara bir şey söylediniz mi?

        M.E.G.: Halit, Zeyno oradaydı, Narin’i arıyoruz dedim.

        Pedagog: Hediye eve geldiğinde kapıyı açmış mı?

        M.E.G.: Kapıyı Eren açtı ben yatıyordum içeride yatıyordum annem koltuğun üstünde abim Enes diğer koltuğun üstünde yatıyordu. Hediye 2. kez geldiğinde ben 16.30 gibi uyandığımda Hediye yengem gelmişti.

        Pedagog: Saati nasıl bu kadar net hatırlıyorsun?

        M.E.G.: Güneş batmamıştı

        Pedagog: Eve o gün birileri girdi mi?

        M.E.G.: Muzaffer amcam sabah kahvaltıya geldi

        Pedagog: Salim amcan geldi mi?

        "SALİM AMCAM EVE GELMEDİ"

        M.E.G.: Gelmedi, gelse sesleri bana gelirdi.

        Pedagog: Uyuduğu odanın kapısı kapalı mı?

        M.E.G.: Hayır açıktı.

        Pedagog: Enes'in telefonu şarjda mıydı?

        M.E.G.: Hayır açıktı.

        Pedagog: O gün Enes'in davranışları nasıldı? Abinde ısırık izi var gördün mü?

        M.E.G.: Görmedim, bilgim yok.

        Pedagog: Narin tek başına eve girebiliyor mu?

        M.E.G.: Giriyor, açamazsa kapıya vuruyordu.

        Pedagog: Narin kaybolduktan sonra Enes’e kızdılar mı "Senin yüzünden kayboldu" diye?

        M.E.G.: Böyle bir şey olmadı.

        NARİN'İN KARDEŞİNİN İFADESİNİN ALINMASI İPTAL EDİLDİ

        Salonda gerginlik arttı. Narin’in 6 yaşındaki kardeşinin ise ifadesinin alınması, mahkeme başkanı tarafından iptal edildi.

        Pedagog: Hiç annen yanınıza geldi mi? Enes'ler bir aradayken?

        M.E.G.: Hayır. Bir şey diyeceğim. Eren durmuyor, ikide bir gitmek istiyor, söylemek istedim.

        Sanık avukatları: Biraz hassasiyet.

        HAKİM: Tamam, son soru.

        O esnada Narin'in 6 yaşındaki kardeşi Eren ağlayıp bağırmaya başladı.

        HAKİM: Eren’i içeri alın.

        Sanık avukatları: Hassasiyet.

        HAKİM: İki çocuğun da ifadesi alınmasın tamam.

        Bunun üzerine Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın avukatı "Çocuğun dinlenmesi gerekiyor" dedi.

        Mahkeme başkanı sinirlendi ve ses tonunu yükselterek "Size bunu izah etmekten utanıyorum" dedi.

        Ardından abi Baran Güran tekrar duruşma salonuna geldi.

        Mahkeme başkanı az önce ifadelerini iptal ettiği çocukları kastederek "Baran, kardeşlerinin yanına git" dedi. Gerginlik yatışırken sonrasında 9 yaşındaki kız çocuğu M.K.'nin ifadesi pedagog eşliğinde alındı.

        SALİM GÜRAN'IN KIZININ İFADESİ ALINDI

        Salim Güran'ın 16 yaşındaki kızı G.G. de pedagog eşliğinde dinlendi. İşte o diyalog...

        Pedagog: Baban evden saat kaçta çıktı?

        G.G: 15.30 gibi babam çıktı.

        - Nereye gitti?

        G.G: Tarlaya gitmiş.

        - Sonra ne oldu?

        G.G: Eve gelmedi.

        - Sonra babanı ne zaman gördün?

        G.G: Babam eve gelmedi. Narin kaybolunca babamı aradım.

        - O zaman saat kaç gibiydi?

        G.G: Karanlıktı. Yüksel yenge geldi, kapıyı çaldı.

        - Peki, baban 15.30 gibi evden çıktı ya, hiç telefonla konuşup sana "bir şey söyleme" dedi mi?

        G.G: Hayır.

        HAKİM: Kendisi evden çıkmış mı hiç, babası evden çıktıktan sonra eve gelen oldu mu?

        Pedagog: Peki, baban evden çıktıktan sonra siz ne yaptınız?

        G.G.: Oturduk.

        Pedagog: Evde kimler vardı?

        G.G: Duyamadım.

        HAKİM: Enes eve gelmiş mi hiç, sorar mısın?

        Pedagog: Enes sizin evinize geldi mi?

        G.G: Hayır, hiç gelmedi. Ben de evden hiç çıkmadım.

        HAKİM: G.G.'ye teşekkür ederiz. M.G.'yi alalım diyerek Salim Güran'ın kızının ifadesini sonlandırdı.

        MAŞALLAH GÜRAN'IN KIZININ İFADESİ ALINDI

        Pedagog, daha sonra çocuklardan M.G.'ye sorular yöneltti.

        Pedagog: Narin kaybolduktan sonra kavga olmuş. Anlatır mısın?

        M.G: Narin kaybolduğu gün kadınların arasında kavga oldu. Yüksel yengemi ambulansa götürdüler. Narin’in teyzesi, anneme parmağını salladı, ben de sinirle ayağa kalktım; 'Yeter, biz bir şey bilmiyoruz.' dedim.

        Pedagog: Yasemin neden öyle dedi?

        M.G.: Annemler çok ifadeye gelip gitti. Herkes herkesten şüpheleniyordu, bence ondan.

        Pedagog: Peki annen kavga esnasında bir şey dedi mi Yasemin’e?

        M.G.: Hayır, annem ona bakıyordu.

        HAKİM: Narin ne zaman eve geldi, sorar mısın?

        Pedagog: Narin olay günü size geldi mi?

        M.G.: Kapı çaldı, 'Narin' dediler, ben Narin’i görmedim, köydekiler hep 17.00-18.00 diyordu.

        Pedagog: Bu olaylardan sonra İstanbul'a gidip geldi. Konuştunuz mu?

        M.G: Bize geldi ama hiç konuşmadık.

        Pedagog: Anneniz ya da ablanız konuştu mu?

        M.G.: Hayır.

        Pedagog: Saat konusunda Enes’in size telkini oldu mu?

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren araya girdi: Enes’in "Bu saatte görmeniz imkansız" gibi söylemi olmuştu. Bunu sorar mısınız?

        Pedagog sordu: Bu konuda ne düşünüyorsun?

        M.G.: Hayır, ben duymadım.

        ANNEANNE: KADINLARIN KAVGASINI DUYMADIM

        Mahkeme başkanı, "Çocukları çıkarıp evlerine gönderebilirsiniz" diyerek çocukların ifadesini tamamladı. Mahkeme Başkanı, kürsüden inerek Narin’in anneannesinin yanına gitti. Yakın mesafeden, yanlarında tercümanlık yapan Jandarma personeli eşliğinde, soru-cevap şeklinde ifadesini aldı. Mahkeme Başkanı kadınlar arasındaki kavgayı sordu, anneanne de ben şahit olmadım dedi. Zaten çok yaşlı olan kadını daha fazla yormadan ifadeyi bitirdi.

        SALİM GÜRAN'IN EŞİ MELEK GÜRAN'IN İFADESİ

        Tanık olarak Salim Güran'ın eşi Melek Güran dinlendi.

        "Eşim geldi, 'Açım' dedi, bir şeyler hazırladım. Kızların yanına gittim, kızlarım da kıyafetlerini giymişlerdi. Babalarına gösterdiler, babaları 'Çok güzel olmuş' dedi.

        HAKİM: Eşiniz ne yedi?

        - Kahvaltılık hazırlamıştım.

        HAKİM: Evden kaç gibi çıktı?

        - Hatırlamıyorum. Olay günü Nevzat'ı görmedim. Yüksel bize geldi, düğünden bahsediyordu. Benim telefonum yok. Eltilerimle Salim'in telefonundan ben konuşuyordum. Narin'i, cesedi kim götürmüşse, o öldürmüştür.

        HAKİM: Evinize başka biri geldi mi?

        - Hayır.

        HAKİMB: Enes geldi mi?

        - Hayır.

        HAKİM: Siz dışarı çıktınız mı?

        - Çıkmadım.

        HAKİM: Kızlarınız çıktı mı?

        - Hayır, onlar da evdeydi.

        "SALİM'İN HAREKETLERİNDEN ŞÜPHELENDİNİZ Mİ?"

        HAKİM: Peki, bu olaylardan sonra eşinizin hareketlerinden şüphelendiniz mi?

        - Hayır, kesinlikle şüphelenmiyorum.

        HAKİM: Eşinizin bazı yönlendirmeleri oldu mu?

        - Nasıl?

        HAKİM: Eşiniz jandarmayı yönlendirmiş Narin bulunamasın diye, iddia bu. Yaşandı mı böyle bir şey?

        - Hayır.

        HAKİM: Dosyada şöyle bir iddia var; kızınızın telefonu 15.39’da aranmış.

        - Hayır, böyle bir şey olmadı, çarşıda aradım o kadar.

        Savcı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor...

        SAVCI: 15.39’da neredeydiniz?

        - Evdeydik.

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor...

        - Olay günü için demiyorum. Sen Hediye’yi, 3-4 defa cevapsız kalacak şekilde başka bir zaman aradın mı?

        Hatırlamıyorum.

        Diyarbakır Baro avukatı soruyor...

        Avukat: Eşiniz, sizi aldattığını bu salonda ikrar etti. Haberiniz var mı?

        - Eşim beni aldatmaz.

        HAKİM: Tanığın haklarına saygı duyalım.

        Avukat: Kocanız size altın hediye alır mıydı?

        - Hayır.

        "EŞİNİZ ÖLDÜRMÜŞ OLABİLİR Mİ?"

        Avukat: Size 600 bin liralık altın almadı mı?

        - Hayır.

        Salim Güran’ın avukatı, Salim Güran’ın eşi Melek Güran’a soruyor...

        Avukat: Çocuklarınız ile Narin oynar mıydı?

        - Evet, hep kapıda oynarlardı.

        Avukat: Peki, DNA bu yüzden bulaşmış olabilir mi?

        - Olabilir. Narin, 16 Temmuz'da Salim'in kullandığı araca bindi.

        Avukat: Eşiniz Narin’i öldürmüş olabilir mi?

        - Hayır.

        Sanık avukatlarından biri mikrofonu aldı ve "Burada sistematik bir işkenceden bahsediyoruz. Hepsi korkuyor" dedi. Melek Güran’ın da ifadesi tamamlandı.

        "YORULDUK, BAYILACAĞIZ"

        Narin'in kuzeni Maşallah Güran'ın kızı Birsen Güran ifade için çağrıldı. Bazı avukatlar "Yorulduk, bayılacağız” diyerek ara istedi.

        Mahkeme Başkanı, "Ben de iki katı efor sarf ediyorum. 1 saat sonra ara veririz" diyerek duruşmaya devam etti. O sırada Salim Güran ihtiyaç molası istedi ve jandarma eşliğinde tuvalete götürüldü.

        NARİN'İN KUZENİ BİRSEN GÜRAN'A SORULDU

        HAKİM: Salim seni yönlendirdi mi?

        - Yönlendirmedi. Ben galiba kendimi yanlış ifade ettim, okumadan imzaladım, ilk mahkememde öğrendim.

        HAKİM: O zaman Birsen Hanım, 17.40’ta Narin’i gördün diye söylemeni Salim mi istedi?

        Hayır, olmadı. Ben ve Melike, Narin’i arıyorduk. Saat konusunu tartışıyorduk.

        HAKİM: Neden saat konusunu tartışıyordunuz?

        - 17.40 dememenin sebebi şu: Mina geldi. Melike kardeşim kapıyı açınca... (anlaşılmadı) 19 Ağustos’ta ben, babam ve annem üniversiteye kayıt yapmaya gitmiştik. Heyecanlıydım.

        "SALİM SANA 17.40'I SÖYLE DEMEDİ Mİ?"

        HAKİM: Yani Salim size 17.40'ı söyleyin demedi mi?

        - Hayır, böyle olmadı.

        HAKİM: Bu olaydan sonra Salim sizi başka konuda yönlendirdi mi?

        - Hayır olmadı. Ben sürekli evdeydim. 18.00’de görenler olduğunu söylemişti.

        Mahkeme heyeti kendi arasında konuştu. Diyarbakır Barosu avukatı, Birsen Güran’a soru yöneltti...

        Avukat: İlk ifadenizde sorun var mıydı?

        - Sorun vardı. Yüksel yengemden duyduğumu söylemiştim.

        DURUŞMA, ARANIN ARDINDAN DEVAM ETTİ

        Avukat: Olaydan 8 gün sonra yine ifade veriyorsunuz, burada baskı gördünüz mü?

        - Kim tarafından?

        Avukat: Kötü muameleye maruz kaldınız mı?

        - Kötü muameleye maruz kaldım. Beni, benim özel hayatımla... (avukat anlatmasını istemedi) Kimseye suç duyurusunda bulunmadım, korkuyorum.

        Mahkeme başkanı avukatlara, "Dinlenen tanıklar salonda dursun mu?" diye sordu. Tanıkların salonda durmasına karar verildi. Saat 16.00'ya kadar duruşmaya ara verildi.

        15 YAŞINDAKİ R.A., TANIK OLMAK İSTEMEDİ

        Duruşma aradan sonra hızlı başladı. 15 yaşındaki tutuklu R.A. (Salim Güran ile telefon konuşması çıkmıştı) mahkemeye getirildi. Mahkeme başkanı "tanık olmak istiyor musun?" diye sordu. R.A. da "tanık olmak istemiyorum" dedi. Mahkeme başkanı "cezaevine geri götürün" dedi. Avukat Nahit Eren bunun üzerine "CMK'nın hangi maddesine göre tanık olmamasının dosyaya eklenmesini istedi.

        Mahkeme başkanı da "tamam teşekkür ederim" diye yanıt verdi. Mahkeme, tanık R.A. hakkında benzer iddialar olduğunu, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma yürütüldüğünü belirtti. Ayrıca, ileride herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermemek için tanıklıktan çekileceğinin hatırlatıldığını ve R.A.’nın da tanıklıktan çekildiğini tutanağa geçirdi.

        ARİF GÜRAN’IN KAN ŞEKERİ DÜŞÜK ÇIKTI

        DHA'da yer alan habere göre de duruşmada fenalaşarak Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesine götürülen ve bir süre acil serviste bekletilen babası Arif Güran’ın, yapılan tahlillerle kan şekeri değerinin düşük olduğu belirlendi. Arif Güran’ın, bir süre daha gözlem altında tutulacağı öğrenildi.

        HEDİYE GÜRAN DİNLENDİ

        Duruşmada Narin'in amcası Fuat Güran'ın eşi Hediye Güran tanık olarak ifade verdi.

        HAKİM: Narin'in kaybolduğu günü anlatır mısın?

        HEDİYE: Saat 15 gibi Yüksel'in evine suyu açmaya gittim suyu açtım sonra çıktım. Kapıyı Eren açtı "Annem yatıyor" dedi evde başka kimseyi görmedim. 2. kez eve geldiğimde kapı açıktı. Eve patika yoldan gittim. Yüksel Güran'ın evindeki suyu kapattım. Sonra eve girdim. Yüksel, Enes, Muhammet evdeydi. Enes uyuyordu ben gelince uyandı. Enes'in çıktığını görmedim ama evden çıktı.

        HAKİM: Evde ne yaptınız?

        HEDİYE: Oturduk sohbet ettik, kıyafetleri valize koyduk.

        HAKİM: Kaç saat evde kaldın?

        HEDİYE: Bayağı uzun oturduk.

        HAKİM: Enes ahırda olabilir miydi?

        HEDİYE: Hayır.

        HAKİM: Bir beyanınızda "Enes uyuyor", diğerinde "Enes eve geldi" demişsiniz.

        HEDİYE: Ben geldiğimde Enes uyandı onu gördüm.

        HAKİM: Nevzat'ı tanıyor musun, şüpheli hareketine şahit oldun mu?

        HEDİYE: Hayır.

        HAKİM: Evlere kamera taktırmışlar.

        HEDİYE: Bilmiyorum. Sadece Hüseyin amcagil olaydan sonra taktı.

        HAKİM: Neden?

        HEDİYE: Kendi aileleri için.

        HAKİM: Bu kameraların bulunduğu evlerde gizli toplantılar yapıldı mı?

        HEDİYE: Hayır.

        HAKİM: Delilleri saklayın veya jandarmayı yanlış yönlendirin diyen oldu mu?

        HEDİYE: Hayır, olmadı.

        HAKİM: Narin bulunduğu zaman Yüksel nasıldı?

        HEDİYE: Perişandı.

        HAKİM: Nasıldı, işlediği bir suçun açığa çıkması gibi bir durumu var mıydı?

        HEDİYE: Bir anne olarak yüreği yanar gibiydi.

        HAKİM: Salim’le hiç görüştünüz mü?

        HEDİYE: Hayır.

        HAKİM: Salim sizin kayınbiraderiniz değil mi?

        HEDİYE: Evet.

        HAKİM: Sizin eşiniz gidip geldiğinde size anlatmadı mı bir şey?

        HEDİYE: Hayır, kimse anlatmadı.

        Savcı soru soruyor;

        SAVCI: O gün çıktın Yüksel'e çamaşırları bıraktın suyu açtın ve kapattın. Kendi evinde ne kadar kaldın?

        HEDİYE: Bilmiyorum.

        SAVCI: Çocukların senin 1 kere evden çıktığını söylemiş.

        HEDİYE: Hatırlamıyor o.

        Avukat Nahit Eren, Hediye Güran'a soruyor;

        NAHİT EREN: Sabah çocuklarınıza kahvaltı hazırladığınızı söylediniz, Abdurahman kahvaltıda mıydı?

        HEDİYE: Evet.

        NAHİT EREN: Saat 13.00-15.00 arası nerede olduğunu hatırlıyor musun?

        HEDİYE: Evimdeydim.

        NAHİT EREN: Oğlun ifadesinde, 'Ben saat 13:00’te uyandım, annem evde değildi, annemi sadece 17.00 sıralarında gördüm' diyor. 13.00-15.00 arası neredeydin?

        HEDİYE: Evdeydim.

        NAHİT EREN: 15.00-17.00 arası neredeydin?

        HEDİYE: Evdeydim.

        NAHİT EREN: Öğleden sonra uyanık mıydı Abdurahman?

        HEDİYE: Uyuyordu.

        NAHİT EREN: Salim kendi beyaz arabasıyla o evin önüne ve çevresine park etse görürdün değil mi?

        HEDİYE: Evet.

        NAHİT EREN: Araç büyük beyaz bir araç görmedin mi?

        HEDİYE: Dikkat etmedim.

        Sanık avukatları araya girerek "Üst üste aynı soru soruluyor" diye itiraz etti.

        NAHİT EREN: Siz Yüksel ile tek kaldığınızda Muhammet sizi gördü mü?

        HEDİYE: Ben onu gördüm.

        NAHİT EREN: O seni gördü mü?

        HEDİYE: Bilmiyorum.

        NAHİT EREN: "Çıktığımda Enes'in eve girdiğini gördüm" dedin. Muhammet yanında mıydı?

        HEDİYE: Hayır.

        Hediye Güran'ın ifadesi de sona erdi.

        GÜRAN'IN ÇALIŞANI İFADE VERDİ

        Sanıklar Salim Güran, Enes Güran, Yüksel Güran ve Nevzat Bahtiyar yemek molasına çıkarıldı. Duruşmaya yarım saat ara verildi.

        Salim Güran'ın çalışanı Mehmet Selim Atasoy dinlendi.

        Mehmet Selim Atasoy ifade verdi:

        Ben gittim, Salim ve benim oğlan sondajın orada oturmuştu.

        - Saatini hatırlıyor musun?

        MEHMET SELİM ATASOY: Saat 15'i geçiyordu.

        - İkindi ezanı okunmamış mıydı?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hatırlayamadım. Tarlaya gittim, Salim ve Ramazan oradaydılar. Kısa bir süre oturdum. Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarlaya indim suyu değiştirmeye gittim. Ondan sonra tekrar yukarı çıktım. Güneş batmak üzereydi. Tekrar Tavşantepe ile Batı Karakoç’un oraya gittim, güneş batmak üzereydi. Telefonu çaldı, bizim köyde bir çocuk kayıp dedi."

        - Yani o zaman yaklaşık 4 saat tarlada birlikteydiniz.

        MEHMET SELİM ATASOY: Saati tam olarak hatırlamıyorum.

        - Salim ile konuştuğunuzda Salim’in hareketlerinden şüphelendiniz mi?

        MEHMET SELİM ATASOY: Ben orada çok kalmadığım için…

        - İddianameye göre, Salim Narin'i öldürdükten sonra oraya gelmiş oluyor. Hareketleri nasıldı?

        MEHMET SELİM ATASOY: Onu bilmiyorum.

        - 15:52’de sizi telefonda aramış. Ramazan size başka bir şey söyledi mi?

        MEHMET SELİM ATASOY: Beni aramadı, öyle bir şey konuşmadık.

        - 15:52’de bu konuşma neden gerçekleşti? Sizinle değil Ramazan ile konuşuyor. Sizi kaçta aradığını biliyor musunuz?

        MEHMET SELİM ATASOY: Aradığını biliyorum, saatini hatırlamıyorum.

        Diyarbakır Barosu’ndan bir avukat, Mehmet Selim Atasoy’a sordu;

        - 18:38’de neredeydiniz?

        MEHMET SELİM ATASOY: Tavşantepe ile Çarıklı arasındaki tarladaydım.

        - Oğlunuz Ramazan sizinle birlikte miydi?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır.

        - Bir telefon konuşması var. Salim Güran oğlunuzu arıyor. Kürtçe bir konuşma. ''Senin bir şeyin düşmüş sınırda...'' diye. Bununla ilgili bir şey söyledi mi?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır, söylese ben de size söylerdim.

        - 18:51’de bu kez oğlunuz arıyor, bir araçtan bahsediyor. Sonra 1 dakika sonra yeniden arıyor. ''Tamam gitti'' demiş. Nedir bu?

        MEHMET SELİM ATASOY: Salim bize kaçaktan dolayı haber vermemizi söylemişti.

        - TEDAŞ’ın gece saati teftişi oluyor mu? Bir jandarma tutanağı var. Jandarma tutanağında, oğlunuz, ''Muhtar öğleden sonra geldiğinde her iki ayak bileğinin de paçaları ıslaktı'' demiş. Doğru mu?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır, öyle bir şey yok.

        - Dere kenarına gitmediniz mi?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır. Salim eve geldiğine kalabalığın içine girdik

        - Ama ifadenizde "Salim üstünü değiştirmeye girdi" demişsiniz.

        MEHMET SELİM ATASOY: Evet üstünü değiştirmeye gitti.

        Nahit Eren sordu: Sen yukarıdaki sondaj olan yere, Ramazan ile Salim’in yan yana olduğu yere tam olarak saat kaçta geldiğini hatırlıyor musun?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hatırlamıyorum. Genelde işçiyi sabah 06:00'da tarlaya bırakıyorum, sonra köye saat 15:00 gibi bırakıyorum, motosiklet ile tarlaya geri dönüyorum.

        - Süreyi hatırlamıyor musun?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır.

        - Sen Narin’in nereden çıkarıldığını biliyor musun?

        MEHMET SELİM ATASOY: Hayır, bilmiyorum.

        - 3 tarlaya gittiğinde Eğertutmaz Deresi’nin konumunu görebiliyor musun?

        MEHMET SELİM ATASOY: Bilmiyorum.

        Ses kaydı, dosyaya “Abi derenin yanında o tekeri açtım, ben ne yaptıysam olmadı” şeklinde girdi.

        Sanık avukatı; “Tekeri açmaya çalıştım, açılmıyor” dedi.

        Mehmet Selim Atasoy’a soruldu,

        “bilmiyorum” dedi.

        Avukatı, Salim Güran’ın el kaldırdığını belirterek söz hakkı verilmesini istedi.

        Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı çağırdı.

        "Salim, bu Kürtçe konuşma nedir?” dedi.

        Salim Güran da "Biz traktörün arkasına takılan, taş atmak için kullanılan alete kepçe diyoruz." diye açıkladı ve tekrar yerine geçti.

        Nahit Eren, çevirinin yanlış yapıldığını ifade etti.

        "KEPÇE ARABANIN ARKASINA BAĞLIYDI"

        Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, Mehmet Selim Atasoy’a sordu:

        - Salim size emir verir miydi?

        MEHMET SALİM ATASOY: Hayır, bizim işimiz tarla işiydi, bize yardım ederdi.

        - Nevzat’ı tanıyor musun?

        MEHMET SALİM ATASOY: Tanımam.

        - Salim’in maddi durumu nasıldı?

        MEHMET SALİM ATASOY: Bilmiyorum.

        - Saat kaçta Salim yayına geldi

        MEHMET SALİM ATASOY: Hatırlamıyorum.

        - ⁠Salim Güranın 3 tarlası var o tarlanın konumu dereyi görebiliyor mu?

        MEHMET SALİM ATASOY: ⁠Bilmiyorum

        - ⁠3 tarlada suyu değiştirmen ne kadar sürdü?

        MEHMET SALİM ATASOY: ⁠Değişir zaman.

        - ⁠Narin'in öldürüldüğü gün sen kepçe ile ilgilendin mi?

        MEHMET SALİM ATASOY: ⁠Kepçe arabanın arkasında bağlıydı

        - ⁠Sen tarlaya gelen elektrikçileri gördün mü?

        MEHMET SALİM ATASOY: ⁠Görmedim.

        NARİN'İN TEYZESİ DİNLENDİ: ALLAH BÜYÜKTÜR YÜKSEL!

        Yüksel Güran’ın kız kardeşi yani Narin'in teyzesi Yasemin Gül tanık olarak dinlendi.

        Yasemin Gül: Narin kaybolduğu gün evdeydim, saat 21 gibi aradı. Köye geldik, aramalara katıldık.

        Başkan: Yüksel, “Narin’in bir mezarı olsun” dedi mi?

        Yasemin: Öyle değil, Tülin öldüğü için öyle dedi. Öldüyse onunla bari bir mezarı olsun, dedi.

        Hakim: Enes’te morluk var mıydı?

        Yasemin: Vardı, hafif bir morluk vardı.

        Hakim: Olay günü mü?

        Yasemin: Hatırlamıyorum.

        Hakim: Kadınların kavgası neydi?

        Yasemin: Narin bulununca eşim ile köye gittim. Ablam üzüntülüydü, “Allah kimseye yaşatmasın,” dedi. Maşallah geldi, tepki gösterdi, “Allah belanızı versin,” diye. Ben de dedim ki, “Bizi mi suçluyorsun?” Sonra Kürtçe “Allah belanı versin, gözüm çıksın, boynun devrilsin,” dedi ama kime söylediğini bilmiyorum. Kadınların hepsine dönerek söyledi.

        Diyarbakır Baro avukatı:

        Avukat: “Böyle bir olay varsa, öldürüldüyse, bunu köyün dışından birinin yapması imkansız.”

        Yasemin: “Köyde çocuk mu kaybolur, öldürülür dedin. Ablamın gönül ilişkisi olsa benim haberim olur.”

        Mahkeme Başkanı: Evde çocukları beklediği için Yasemin Gül’ün evine gitmesine izin verdi. O sırada Yasemin Gül ablasına seslenerek selam verdi ve “Allah büyüktür Yüksel” diyerek el salladı ve salondan çıktı.

        "NEVZAT KIZI ÖLDÜRMÜŞ, HERKES BİLİYOR, İTİRAF ETSİN, SUÇU ÜSTLENSİN"

        Salona Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar getirildi.

        Vecdi Bahtiyar: “Ali Rıza Güran, Hasan Kaya’ya demiş ki, ‘Nevzat kızı öldürmüş, herkes biliyor, itiraf etsin, suçu üstlensin.’ Ben de gidip Nevzat’a görüşte söyledim.”

        Mahkeme Başkanı: “Siz kiminle konuştunuz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Yeğenim İbrahim bana söyledi.”

        Mahkeme Başkanı: “Nerede yaşıyorsunuz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Çarıklı.”

        Mahkeme Başkanı: “Narin’in kaybolma olayını biliyor muydunuz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Ben Hatay’da çalışıyordum, eşim aradı haber verdi. Salim Güran’ı aradım.”

        Mahkeme Başkanı: “Salim’i nereden tanıyorsunuz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Eski köylümüzdür.”

        Mahkeme Başkanı: “Nevzat diyor ki, ‘Ben eve gittiğimde kız evde ölüydü, Salim bana ‘ben öldürdüm, al bu cesedi yok et’ dedi.’ Salim size bu yönde tembihlerde bulundu mu?”

        Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”

        Mahkeme Başkanı: “Sizin bu rutin aramalarınız tamamen meraktan mıydı? Salim size talimat verdi mi?”

        Vecdi Bahtiyar: “Hayır.”

        Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

        “Sıralı aramaları hatırladın mı?”

        Vecdi Bahtiyar: “Aradığımı biliyorum.”

        Nahit Eren: “Aynı gün içerisinde 2-3 saat arayla Salim’e ne sordun?”

        Vecdi Bahtiyar: “‘İnşallah bulursunuz’ dedim, ‘buldunuz mu?’ dedim.”

        Nahit Eren: “Bir günde 2-3 defa sorma ihtiyacı hissettin yani?”

        Vecdi Bahtiyar: “Evet.”

        Nahit Eren: “23 Ağustos’tan sonra niye bir daha hiç aramamışsın?”

        Vecdi Bahtiyar: “Çünkü köye geldim.”

        Diyarbakır Barosu Avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

        “Siz mi daha samimiydiniz, Salim ile abiniz mi?”

        Vecdi Bahtiyar: “Abim.”

        Avukat: “Peki, nasıl oluyor da siz daha fazla görüşüyorsunuz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Zaten onlar işbirliği yapmışlar.”

        Aile ve Sosyal Politikalar Başkanlığına bağlı avukat, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor: 50 bin liralık ödeme bu cinayete mi sebep oldu?

        Vecdi Bahtiyar: “Hayır, öyle bir şey yok.”

        Avukat: “Arama çalışmalarına beraber mi gidiyorlardı?”

        Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ben görmedim.”

        Avukat: “Alacak verecek meselesinden sonra Salim ve Nevzat’ın arası nasıldı?”

        Vecdi Bahtiyar: “İyiydi, aralarında problem yoktu.”

        Yüksel Güran’ın avukatı, Nevzat Bahtiyar’ın kardeşi Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

        “Aileniz Salim’den korkar mı?”

        Vecdi Bahtiyar: “Hayır, ama arkadaşı olduğu için çekinirdi.”

        Avukat: “Siz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Ben sadece Allah’tan korkarım.”

        Avukat: “Dosyada sizin adınıza bir ihbar var.”

        Vecdi Bahtiyar: “Kabul etmiyorum.”

        "SEN AVUKATSIN DAHA ÇOK PARAYI SEVMİYOR MUSUN?"

        Avukat: “Nevzat yakalanınca siz neredeydiniz?”

        Vecdi Bahtiyar: “Evdeydik, yollar kapalıydı, giriş çıkışlar kapalıydı.”

        Avukat: “Ali Rıza Güran teklifte bulunmuş dediniz. Başka aracılar ile teklif ilettiğini söylediniz değil mi?”

        Vecdi Bahtiyar: “Evet, telefon görüşmesi de oldu.”

        Avukat: “Kimle?”

        Vecdi Bahtiyar: “İbrahim Bahtiyar, Hasan Kaya ona söylemiş.”

        Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

        “Mahkeme başkanı bu soruyu geçti.”

        Avukat: “Kardeşinizi nasıl bir insan olarak tanımlarsınız?”

        Vecdi Bahtiyar: “Kendi halinde, sakindir.”

        Avukat: “Kardeşiniz soğukkanlı mı?”

        Vecdi Bahtiyar: “Gördüğünüz gibi soğukkanlılığı ortadadır.”

        Avukat: “Siz Nevzat’ın bu suçu işlediğine inansaydınız, yardımcı olur muydunuz?”

        Mahkeme Başkanı: “Bu soruyu geçiyoruz.”

        Enes Güran’ın avukatı, Vecdi Bahtiyar’a soruyor:

        “Nevzat’ın paraya ihtiyacı var mı?”

        Vecdi Bahtiyar: “Abimin paraya ihtiyacı yok. 3 tane erkek oğlu var. Hepsi çalışıyor.”

        Avukat: “Ağabeyiniz Askeri Bahtiyar parayı sever miydi?”

        Vecdi Bahtiyar: “Sen de avukatsın, sen daha çok parayı sevmez misin?”

        Mahkeme Başkanı müdahale etti.

        SALİM GÜRAN'IN KARDEŞİ ERHAN GÜRAN DİNLENDİ

        Salona Salim Güran’ın kardeşi Erhan Güran getirildi.

        Hakim: “Bu yangını planlı mı yaptınız?”

        Erhan Güran: “İstesek de yapamayız, teller çok yüksek.”

        Hakim: “Kamerayı neden taktınız?”

        Erhan Güran: “Sürekli benim evimin etrafında çalışmalar yapılıyordu. Evimizin önüne herhangi bir şey atarlar diye kamera taktık.”

        Hakim: “Siz Narin bulunmadan önce mi kamera taktırdınız?”

        Erhan Güran: “Evet, 4 Eylül’de.”

        Hakim: “Siz bu evlerde toplantı yaptınız mı gizli saklı? Narin’in kimin öldürdüğünü bilip çıkmaması için hareket ettiniz mi?”

        Erhan Güran: “Çıkmaması için değil, biri bir şey biliyorsa yardımcı olsun diye toplandık.”

        Hakim: “Bu toplantının sebebi katilin bulunmasıydı yani?”

        Erhan Güran: “Evet.”

        Hakim: “Bu toplantılarda Salim var mıydı?”

        Erhan Güran: “Yok, o hep kolluk ile beraberdi.”

        Hakim: “Siz dışarıdasınız, tutuklu değilsiniz. Vecdi Bahtiyar olayı nedir? Para teklifi oldu mu?”

        Erhan Güran: “Kesinlikle Vecdi ile yan yana gelmedik. Numarası da kayıtlı değildi. Beni aradı, kendimi tanıttı; ‘Bizim bir suçumuz yok,’ dedi. ‘Dedim biz sana bir şey dedik mi?’ Hayır dedi.”

        Hakim: “Ben masumum demek için aramış olamaz mı?”

        Erhan Güran: “Niye beni arıyor ki?”

        Hakim: “Sen nasıl evine başın belaya girmesin diye kamera taktırmışsın; o da ondan aramış olamaz mı?”

        Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'ndan avukat;

        Avukat: " Saat 13.00-15.00 sıralarında bir şey gördünüz mü?"

        Erhan Güran: "Benim evim altta görmüyor. 17.00 sıralarına kadar evdeydim."

        Diyarbakır Barosu'ndan avukat sormaya başladı:

        Avukat: 'Kanala yoğunlaştık' dediniz, neden?"

        Erhan Güran: "Köpekler yönlendirdi."

        'TELEFONLA GÖRÜŞTÜKTEN SONRA 'BİR ÇOCUK KAYBOLMUŞ, KÖYE GİDELİM DEDİ'

        Duruşmada Salim Güran'ın işçisi bir başka işçisi Mehmet Selim Atasoy, tanık olarak dinlendi. Olay gününü anlatan Atasoy, Salim Güran ile arasında geçenlerle ilgili, "O zaman ben evdeydim, Salim beni aradı. Saati hatırlamıyorum. Bana dedi ki ‘Ne zaman tarlaya geliyorsun?’ Ben de ‘Yemek yedikten sonra geleceğim’ dedim. Yemekten sonra Tavşantepe ile Batı Karakoç arasındaki tarlaya gittim. Oğlum R.A. ile salim tarladaydı. Kendisine ait tarlada sulama yapıyorum. Tekrar yukarıya çıktım, o anda güneş batmak üzereydi. Orada biraz oturduk. Telefonu çaldı, biraz yürüdü. Sonra ‘Bizim köyde bir çocuk kaybolmuş, yanındaki el fenerini al, beraber köye gidelim’ dedi" diye konuştu.

        'SALİM, İŞ DIŞINDA BENDEN VE OĞLUMDAN BİR ŞEY İSTEMEDİ'

        "O sırada Salim oğlunu arayıp, ‘Senin bir şeyin düştü, sınırın sonunda, taş sınırında’ demiş, oğlun o konuda bir şey söyledi mi?" sorusuna Atasoy, "Salim bir cihaz getirip telefona bağlıyordu. Elektriği kaçak yapmak için. Ondan sonra taşın altına koyuyordu. Kendisi kaçak yaptığında, ‘Biri geldiğinde bana söyleyin’ diyordu. Köye girdiğinde Salim arabayı evin önüne çekti, kalabalığa girdi. O da ‘Ben eve girip üstümü değiştireceğim’ dedi" yanıtını verdi. "Jandarma tutanağına göre, oğlunuzun ‘Öğleden sonra geldiğinde Salim’in bacakları ıslaktı’ diye bir söylemi var" sorusuna Atasoy, "Öyle bir şey yok" dedi. "Aramanızda, Kürtçe olarak ‘Ağabey, derenin yanında o tekeri ne yaptıysam açamadım’ demişsiniz" sorusuna da Atasoy, "Salim iş dışında, başka herhangi bir konuda ne oğlumdan ne benden başka bir şey istemedi. Ben suçsuzum, masumum" dedi.

        YASEMİN GÜL: MAŞALLAH KİME BEDDUA ETTİ, BİLMİYORUM

        Dana sonra tanık olarak dinlenen Yüksel Güran'ın kardeşi Yasemin Gül, olay gününü anlattı. Gül, "Haberim yok, yeğenim ‘Narin kayboldu’ deyince, eşimle birlikte köye geldim. Biz onun sağ olduğunu düşünüyorduk. Hep bir umudumuz vardı. Basından gelenlere konuştu. ‘En azından mezarı olsun’ dedi. Olay günü evdeydim. ‘Narin'in cesedi bulunmuş.’ Hemen televizyonu açtım. Eşimi aradım, o da işten çıkıp hemen geldi. Ben hemen köye gittim. ‘Saçmalamayın, köyde çocuk mu kaybolur?’ dedim. Jandarma bana bunu dedi, ‘Narin görmemesi gereken bir şey gördü ki Salim öldürdü’ dediler, ben de ‘Hayır’ dedim. ‘Ablan öldürdü’ dediler, ben ‘Kesinlikle öyle bir şey yapmaz’ dedim. ‘Keyif için bu kız öldürülmez’ dedim. Kadınların olduğu kavgada Maşallah Kürtçe ‘boynun devrilsin’, ‘Gözün kör olsun’, ‘Allah belanı versin’ gibi beddualar etti. Ben balkona çıktım, öyle baktım onlara. Narin’in ölüm şoku ve kavganın şokundaydım. Annem ‘Dışarı çık, hava al’ dedi. O sırada jandarma geldi" diye konuştu.

        "Maşallah o bedduayı kime yönelik söyledi" sorusuna Yasemin Gül, "Ben bilmiyorum, kime yönelik ‘Allah belanı versin’ dediğini bilmiyorum. Kızı da ‘Biz nereden bilelim’ dedikten sonra ben balkonun üzerine çıktım" dedi.

        DURUŞMA SABAH 10.00'DA DEVAM EDECEK

        Mahkeme duruşmayı saat 10.00'da devam etmek üzere sona erdirdi.

        İLK DURUŞMADA SANIKLAR NE SÖYLEMİŞTİ?

        Dünkü duruşmada sırasıyla tutuklu sanıklar: İtirafçı komşu Nevzat Bahtiyar, ağabey Enes, anne Yüksel, amca Salim ve "müşteki" olarak baba Arif Güran ile tanık olarak Nevzat Bahtiyar'ın eşi Gazal Bahtiyar dinlendi. İşte Narin davasında ilk günün ardından tutuklu sanıkların ifadelerinden çarpıcı notlar...

        NEVZAT BAHTİYAR NELER DEDİ?

        "Salim, Narin eve geldiğinde, Salim ile Yüksel'i ilişkiye girdiği için öldürdüğünü söyledi. Salim, 'Narin'i parça parça suya at' dedi. Salim beni Arif’in evine götürdü. 2. odada Narin’in cesedi vardı. Ben evde bağırma sesi duymadım. Ben ve Salim dışında kimse yoktu. Salim’in evinde de kimse yoktu. Odaya girdiğimde Narin'in öldüğünü gördüm. Salim beni tehdit etti, 'çocuğunu öldürürüm' dedi. Narin'e baktım, ağzından köpük çıktı. Beni tehdit ettiği için yapmak zorunda kaldım.

        Silah ile beni tehdit etti. 'Oğlun Muhammed’in kafasına ve senin kafana sıkarım' dedi. Ben de korktum. Evde, Enes ile Yüksel'i görmedim. Salim dışarı çıktı, battaniye getirdi. Ben evde yalnızdım kimseyi görmedim. Sonra Salim ile battaniyeye sardık. Ardından da benim arabanın yanına gittik o sırada kimse bizi görmedi. Kırmızı arabama koydum.

        O sırada Yüksel’i gördüm yukardan, ağlıyordu. Ben Narin'in öldürüldüğünü görmedim. Narin'i evin içine koyduğumda, bizim evin üstü yüksekti tepede Yüksel'i gördüm eli yüzünde bana bakıyordu. Enes’i hiç görmedim. Enes, bu işin hiçbir yerinde. Salim, parçala dedi yapamadım. Benim oraya çuvalı taşıdığımı sadece Salim ve Yüksel biliyordu. Ağabeyime tarla teklif edildi. Salim ile Yüksel arasındaki ilişkiyi bilmiyordum. Narin’i oradan çıkaracaktım, fırsatım olmadı."

        ENES GÜRAN NE DEDİ?

        "Narin anneme, 'Saat 13.00 oldu, camiye gideceğim"' dedi. Daha sonra Narin’i görmedim. Koltuğa uzanıp yattım. Uyurken biri beni aradı, saat 16.00 sıralarında annemi ve Hediye’yi gördüm. Sonra dışarı çıktım. Saat 17.30 sıralarıydı. Telefonla oynuyordum, annem abimi aramam gerektiğini söyledi. Geç geleceklerini söylediler. Sonra arkadaşlarımla sigara içiyordum. Salim Güran'ı hiç görmedim. (Hakim: Senin hoş olmayan bir görüntü içerisinde olduğun iddia ediliyor) Hayır, kesinlikle öyle bir şey yok.

        (Hakim: Salim'in kızlarıyla ilişkiye girdin mi?) Kesinlikle hayır. Sırtımdaki izler arama yaparken oldu. Bana Salim Güran ile ilgili sorular sorulurken işkence edildi. Nevzat ile ilgili söylediklerim doğru. Köyün en pis insanıdır, kekemedir."

        YÜKSEL GÜRAN NE DEDİ?

        "Yemin ederim gözüm kör olsun. Kuran kursuna gittikten sonra bir daha hiç görmedim. Narin, benim çocuğum nasıl öldürebilirim. (Hakim: Salim veya Enes öldürmüş olabilir mi?)

        Hayır. (Hakim: Nevzat öldürmüş olabilir mi?) Her şey ortada. (Hakim: HTS analiz raporu var. Senin ve Enes'in telefonu evde ve 15.20'de Salim eve giriyor.) Kesinlikle hayır. Salim ile kesinlikle ilişkim yoktur. Namusuna leke sürdüler; ben 22 senelik evliyim 5 çocuğum var. 22 senedir kocam bana tokat atmadı gül gibi baktı. Salim ile ilişkim olsa beni öldürün, namusuma leke sürmeyin." Nevzat Bahtiyar'a dönerek "yalan söylüyor" dedi. Ardından kürsüyü yumruklayarak "Yalan söylüyor bu" dedi.

        "Bana herkes öyle söyledi. Narin'i 17.00'de, 18.00'de gördüklerini söylediler. Bir ara Narin geldi elinde 20 lira vardı. Ben "kim verdi" dedim. "Nevzat abi verdi" dedi. Sonra aklıma geldi. Bu adam delirmiş kızımı öldürmüş. Bu şerefsiz evimize gelmedi. Allah’a havale ediyorum, ikimize iftira atıyor."

        SALİM GÜRAN NE DEDİ?

        "Nevzat bahçenin içindeydi. Ne selam verdim ne de konuştum. 2 aydır konuşmuyorduk. Arif'in parasını vermiyordu. Bana selam vermiyor ben de ona selam vermiyordum. Ben Nevzat'a 'Arif'in parasını öde' dedim. Narin'in kaybolduğunu 18.30 gibi öğrendim. (Hakim: Ses kaydı alan programı telefonuna neden indirdin?) Toplantı için, bende unutkanlık var o yüzden indirdim. (Hakim: Narin kaybolduktan sonra o program sana lazım neden sildin?) Ben silmedim. (Hakim: Narin kaybolduğu gece saat 12'de silmişsin.) Ben o programdan anlamıyorum. (Hakim: Sen de çok zekisin, sen bu salondaki herkesi suya götürüp susuz getirirsin. Asıl o tarihte işine yarayacak o programı sildin.)

        (Hakim: Telefon mesajlarını silmişsin. Neden?) Eskort mesajlarını silmiştim. (Hakim: Ama silmen gerekeni silmemişsin WhatsApp'ta eskort mesajları duruyor diğer mesajları silmişsin.) Silmemiş miyim? (Hakim: Narin'i kim öldürdü?) Kim öldürmüş bilmiyorum. Üfürükçü getirdiler; onların evinin etrafında, üfürükçü Nevzat'ın evinin orayı gösterdi. Üvey annemin etrafında dolaştırıyorlar ben de üvey annemden dahi şüphelendim. Kimseyle husumetimiz yok. Nevzat ile küçük bir husumet vardı. Arif sorun yok dediği için benim için sorun yok.

        (Hakim: Jandarma tutanağında sen yanlış yönlendirmişsin.) Ben kimim ki koskoca devleti yönlendireyim? (Hakim: 17.46'da Nevzat ile konuşman var.) Aramadım. (Hakim: Arabanda DNA çıktı.) Arabanın kapısı bozuk, herkesin çocuğu arabaya biniyor. (Hakim: Arabanın şoför koltuğunda DNA var. Nevzat dedi ya, Narin'in ağzından köpük çıkıyor; o köpük arabaya senin elinden bulaşmış olabilir mi?) Kesinlikle hayır. Benim petrol istasyonunda da battaniye içinde Narin'in naaşını taşıdığım söylendi ama asılsız çıktı. Narin, kesinlikle arabaya binmedi.

        Kesinlikle bu şerefsizliği ağabeyime getirmem. Ben bu kadar alçak mıyım, kardeşimin namusuna laf getireyim. Nevzat, Narin'i kim öldürdü, çık erkek gibi söyle. Adam gibi çık konuş. Üç günlük dünya için yapma. Hepsi yalan. 8 yaşındaki Narin'i, bir meleği neden öldüreyim? Yalan atıyor, Allah belasını versin, yok öyle bir şey."

        ARİF GÜRAN NE DEDİ?

        "Bugün Nevzat Bahtiyar da suçsuz olabilir. Herkesten şüpheleniyorum. Ben HTS bilmem, ben kamera kaydını görmek istiyorum benim için tek delil o. (Enes ile konuşman var cezaevinden. Çok konuşma diyorsun. Ne demek istiyorsun?) Oğlumdur, moral vermeyeyim mi? Ben miyim katil? Oğlumu mu koruyorum? Oğluma ne diyeyim? Sadece moral vermişim. (Salim’in Narin'i öldürmesi için sebebi var mı?) Asla asla olmaz. İlk gün de söyledim. (Eşiniz?) Eşim de asla. Severek evlendik. Hatta annem boyu kısa diye istemedi ben o olacak dedim. 22 yıllık eşim bir şey olsa sesi titrer asla.

        Kimin parmağı benim kızımın kanında varsa, Rabbim o parmakları çürütsün. Benim gözümde benim ailem bana bunu yapmaz. Eşimden asla şüphelenmedim. Benim kızım herkesin üstündedir. Eşim saat 17.00’de beni aradı ‘Yemeğe gelecek misin?’ dedi. Sesinde tedirginlik yoktu."

        Mahkeme başkanının, "Şüphelendiğiniz biri oldu mu?" sorusu üzerine Arif Güran, "Benim karşımdadır (Nevzat Bahtiyar)" dedi.

        Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren'den Nevzat Bahtiyar'a: Narin'i başka yere gömdün mü?
        Haberi Görüntüle
        İtirafçı Nevzat Bahtiyar'a "ilişki" sorusu!
        Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa