Elektrikli model geliştiren Türk otomotiv sanayisinin tarihsel süreci
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun (TOGG) geliştirdiği yerli otomobilde sona gelindi. Uzun bir süredir merakla beklenen otomobilin üzerindeki örtü kalktı. Yüzde yüz elektrikle çalışan bir SUV olarak yollara çıkacak yerli otomobil, 1961 yılında tanıtılan Devrim'den sonra Türkiye'nin kendi imkanları ile yarattığı ikinci model olacak. Yerli otomobil haricinde, otomotiv sanayisinde bir takım başka gelişmeler de bizleri bekliyor. Öyle ki, Alman Volkswagen'in (VW) ticari araçlarını Ford Otosan fabrikalarında üretmesi ve Manisa'da da 300 bin araç kapasiteli bir üretim tesisi açması bekleniyor. En son yatırımın 20 yıl önce gerçekleştiği Türk otomotiv sanayisinin, hangi evrelerden geçerek elektrikli araç üretebilecek noktaya geldiğini anlamak için ise tarihsel sürece bakmakta fayda var. Yiğitcan Yıldız yazdı...
Türkiye'nin yerli otomobilinde uzun bekleyiş sona erdi. Beş 'babayiğit' firmanın ortaklaşa kurduğu Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) tarafından geliştirilen araç, bugün Türkiye ile birlikte dünyaya tanıtıldı.
TOGG'un Genel Merkezi'nin bulunduğu Bilişim Vadisi'nde ilk kez sergilenen yerli otomobil, yüzde yüz elektrikli olması Türk otomotiv sanayisinde yeni bir devir başlatıyor.
Yerli otomotiv sanayisi demişken, Volkswagen (VW) ve Ford arasında varılan anlaşma kapsamında, VW'nin ticari araçları önümüzdeki dönemde Türkiye'deki Ford Otosan fabrikalarında üretilecek.
Ayrıca, Volkswagen'in 300 bin araç kapasiteli yeni bir üretim tesisini Manisa'ya açacak olması da, önümüzdeki dönemde otomotiv endüstrisinde hareketli günlerin bizi beklediğini gösteriyor.
Tüm bu gelişmeler ışığında, Türk otomotiv sanayisinin tarihsel sürecine bakmakta fayda var. Öyle ki, yeni gelişmelerin gebe olduğu yerli otomotiv sanayisi bugünlerde 90'ıncı yaşını geride bırakmaya hazırlanıyor.
İLK ÜRETİM 1929'DA BAŞLADI
Türkiye'nin otomobil üretiminin tarihi Cumhuriyet'in ilk yıllarına kadar gidiyor. Buna göre, Türkiye'de ilk seri üretim 1929 yılında Ford Motor Company ile dönemin hükümeti arasında imzalanan 25 yıllık anlaşma ile başladı.
İstanbul Tophane'de açılan fabrikada, 450 işçi günde 50'ye yakın otomobil üretimi gerçekleştiriyordu. Fakat, dünya ekonomilerinde yaşanan 'büyük buhran' buradaki üretimi de etkiledi ve fabrikanın üretimine 1934 yılında son verildi.
Ülkenin ikinci ürettiği otomobil ise, 1955 yılında bantlardan inmeye başlayan Jeep'ler oldu. Yerli 'Jeep'lerin montajı, sermayesinin yüzde 25’i Willys-Overland'a ait olan Tuzla Çayırova'daki Türk Willys Overland Tuzla Montaj Fabrikası'nda yapılıyordu. İlerleyen yıllarda, aynı fabrikada Bussing marka kamyon montajı da gerçekleşmeye başladı.
1960 yılına gelindiğinde Ford Motor Company'nin ikinci Türkiye serüveni 30 yıl aradan sonra başlamış bulunuyordu. Ford ve Koç Grubu'nun ortak girişimiyle açılan Otosan fabrikasında,Ford'un Consul otomobili ve Thames kamyonlarının montajı gerçekleşiyordu.
Buraya kadar saydığımız tüm modeller, kuşkusuz Türkiye'nin otomotiv sanayisinin temelini oluşturmaları açısından ayrı bir öneme sahipler. Fakat, hiçbiri motoru dahil tüm parçaları Türk mühendisler tarafından üretilen 'Devrim' kadar 'yerli' değildi.
'YÜZDE YÜZ YERLİ İLK OTOMOBİL 135 GÜNDEÜRETİLDİ'
1961 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in isteği ile hayat geçen Türkiye'nin ilk 'yerli otomobil' projesi,Eskişehir Devlet Demiryolları Fabrikası’nda başladı. Türk mühendisler tarafından tamamıylaTürkiye’de tasarlanıp, geliştirilen ilk yerli otomobil olan Devrim, 135 gün içinde üretilerek 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerine yetiştirildi.
Ne var ki, Cumhurbaşkanı Gürsel'in tören sırasında bindiği 'Devrim'in benzini biterek yolda kalması sonucu otomobil gözden düştü ve üretimi sonlandı. Böylece,4 aylık bir süre içinde üretilmesi ile bir başarı hikayesi olan Devrim, seri üretime dönüştürülmeden rafa kalkması ile de, yerli otomobil tarihinde hüzünlübir başlangıçolarak tarihe geçti.
YATIRIMLAR 1960'LARDA HIZ KAZANDI
Devrim'in ardından Türk otomotiv sanayisinde gelişmeler hızlandı. 1966 yılında,Otosan fabrikasında prototipiİngiliz Reliant firmasından, mekanik parçaları ise Ford’dan alınan ve ismi yarışma ile belirlenen fiberglass gövdeli Anadol'un üretimi başladı.Otomobil, 1984 yılına kadar 93 bin adetten fazla bir üretimsayısına ulaştı.
1960'ların ikinci yarısından sonra Türkiye'de ticari araç üretimine de ağırlık verildi. 1967 yılında Mengerler ve Mercedes ortaklığında kurulan Otomarsan'da Mercedes-Benz marka otobüslerin üretimi başladı. Aynı yıl, Alman ticari araç üreticisi Man'ın kamyonları da Türkiye'deki bantlardan inmeye başladı.
Takvimler 1968 yılını gösterdiğinde, Koç Grubu İtalya Fiat ile birlikte Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.'yi kurdu. Bir yıl sonra da,Oyak Renault Otomobil Fabrikaları'nın temeli atıldı. Bursa'da yer alan her iki fabrikada da üretim 1971 yılında başladı. Tofaş Murat 124'leri üretirken, Oyak-Renault ise 381 işçisi ile Renault 12 üretimini gerçekleştiriyordu.
1990'LARDA UZAKDOĞULULAR GELDİ
Aradan geçen 20 yıl sonra General Motors'un sahibi olduğu Opel, İzmir Torbalı'da montaj fabrikası kurdu. Vectra modelinin montajının yapıldığı tesiste, üretimin başladığı ilk yıl olan 1990'da bin 156 otomobilin montajı gerçekleşti.
Otomotiv sanayisinde yatırımların hızlı başladığı 90'lı yıllarda, Toyota Corolla'nın 7'inci neslinin üretimine Japon markanın Sakarya fabrikasında başlandı. Toyota'nın yatırımından 3 yıl sonra 1997 yılında bir başka Japon Honda Gebze fabrikasında Corolla'nın rakibi Civic üretimine start verdi.
1997 yılına gelindiğinde ise, Güney Koreli Hyundai, Assan ile kurduğu fabrikasında hafif ticarisi H100 ve sedan modeli Accent'i üretmeye başladı.
Hyundai'nin yatırımı, bir otomobil üreticisinin Türkiye'deki son yatırımı oldu. Fakat, 1970'lerin başından 1990'lara kadar da aynı süreçten geçen Türk otomotiv sanayisinde ise tarih kendinitekrar ediyor.
Öyle ki, 2022 yılında piyasa çıkması hedeflenen yerli otomobilin yanı sıra, VW'nin Otosan fabrikasında üreteceği ticari araçlar ve Manisa'ya açacağı yeni fabrika da göz önüne alındığında, Türkiye'nin otomobil sanayisinin uzun bir aradan sonra en hareketli dönemini yaşayacağını gösteriyor.