Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para "İstanbul soğan kokar diye korkup kebap yemediler" - Makro Ekonomi Haberleri

        Ebru Erdoğan / Gazete Habertürk

        Bahçelievler'deki bin kişilik restoranıyla hizmet veren Hacı Bozan Oğulları, İstanbul'u ilk kez kebap ve lahmacunla tanıştırmış olmasıyla da lezzet açısından ayrı bir misyona sahip. Neredeyse 65 yıldır kebap severlerin uğrak noktası olan şirket, baklava ve pastada da oldukça iddialı.

        Hacı Bozan Oğullarının hikayesi, 1948'de Bozan Bey tarafından Urfa'da kurulmasıyla başlıyor. 10 yıl burada hizmet veren küçük kebap ve lahmacun salonunun ünlenmesi, Bozan Bey'in 7 çocuğundan biri olan Mehmet Emin Bey'in askerliğini yapıp ticaret için İstanbul'a gelmesiyle başlıyor. Urfa'nın yöresel ürünlerini İstanbul'a getirip satan Mehmet Emin Bey, kendisi de özlemiş olacak ki lahmacun fırınının olmadığını görüp bu işe girişir. Gedikpaşa'da açılan fırında pide ve lahmacun yapıp satar. 1960 yılında Laleli'de bir dükkan satın alır; lahmacunun yanına kebabı da ekler. Ama işler çok da umduğu gibi gitmez. Gerisini Mehmet Emin Bey'in oğlu ve Hacı Bozan Oğullarının kardeşiyle birlikte şu andaki patronu olan Ali Bozanoğlu'ndan dinleyelim: "Gedikpaşa'da işler biraz zormuş. Babam İstanbul'da kebabı tanıtmak için büyük zorluklar çekti; işin hamallığını çekti biz şimdi keyfini sürüyoruz desem çok yanlış olmaz. İddiayla söyleyebilirim ki; bugün İstanbul'da kebapçılar iş yapıyorsa, bunda babamın payı çok büyüktür. Babam Gedikpaşa'da lahmacun yaptığı zaman insanlar 'Bu nedir, soğan kokuyor' diye yemezlermiş. 'Aman İstanbul'u soğan kokutacaksınız' demişler. Bunun üzerine babam tanıtım için 1 lahmacun alana 1 lahmacun promosyon vermiş. 1965 yılından sonra talep patlamış. Hiçbir zaman biz müşterimizi kaybetmedik. Kuruluşumuzdaki reçete neyse hala aynı formülü uyguluyoruz."

        Laleli'de üniversite öğrencilerinin yoğunluklu olması nedeniyle işler de daha kolay yoluna girmiş. Öyle ki; İstanbul'a yakın başka kentlerdeki insanlar bile kebap yemeye geliyormuş. Mehmet Emin Bey, işi büyütmüş; 1975'te "Baklavasız kebap olmaz" deyip tatlı da üretmeye başlamış. Ancak 1980'de genç yaşta yaşama veda etmiş. Ali Bozanoğlu'nu askerde olduğu için küçük kardeşi Murat Bey, daha 17 yaşındayken işi devralmak zorunda kalmış. Ali-Murat Bozanoğlu kardeşler babalarının ölümünün ardından kebapçıya pastaneyi de eklemişler. Bugün 11 şubesi olan pastaneler zinciri, yine Hacı Bozan Oğulları adıyla hizmet veriyor.

        KADIKÖY'E KEBAPÇI AÇACAK

        İstanbul'un Anadolu yakasında oturan müşterilerinin yoğun trafiğin de etkisiyle artık restorana gitmekte zorluk çektiklerini anlatan Bozanoğlu, Kadıköy civarında da yeni bir kebapçı açmak istediklerini belirtiyor. Uygun bir yer aradıklarını ifade eden Bozanoğlu, "Tek restoranımız İstanbul Bahçelievler'de. Aslında Urfa'da da yapmamız gerekirdi. Ama babamla birlikte bütün aile İstanbul'a göçtüğü için orada bu işin başında duracak kimse de kalmadı" diye konuşuyor.

        'İlkokulda herkes oyuna biz bulaşığa giderdik'

        Çok küçük yaşlardan itibaren restorandaki tüm süreçlerde kardeşiyle birlikte çalıştığını belirten Bozanoğlu, "Evimiz Laleli'deki dükkanın üst katındaydı. Herkes okuldan sonra parka giderdi ama babam 'Restorana gelin' derdi. O zamanlar restorana gelenler sigara içip izmaritini yere atardı. Peçete yoktu; yine kullanılıp yere atılan küçük pelur kağıtlar vardı. Babam çok titiz olduğu için masaların altından bunları toplardık, bulaşık yıkardık" diye konuşuyor. Orta okul üçüncü sınıfta okuldan ayrıldığını anlatan Bozanoğlu, şöyle devam ediyor: "Hem iş hem okul bir arada olmuyordu. Biraz da tembel bir talebeydim; okuldan şikayet geliyordu. Bir gün rahmetli babam dedi ki; 'Bir seçim yapalım. Okuyacak mısın çalışacak mısın?' Ben de çalışmak istediğimi söyledim. Okumadığım için pişmanım ama okusam da bu işi yapardım."

        FAST FOOD RESTORANLA BÜYÜYECEK

        Pilot olarak belirledikleri Şirinevler'de bir restoran açarak 'fast food' ürün satışına başladıklarını anlatan Ali Bozanoğlu, burada yine lahmacun, içli köfte ve döner dürüm sattıklarını söylüyor. Başarılı olması durumunda bunu bir zincir haline getirmeyi hedeflediklerini anlatan Bozanoğlu, şöyle devam ediyor: "Şu anda gayet iyi gidiyor. Alışveriş merkezlerinde ve semt çarşılarında olmak, İstanbul'da en az 15 dükkan açmak istiyoruz. Franchise da vereceğiz. Öte yandan 20 gün önce, bir toptancı markette yine Hacı Bozan Oğulları markasıyla dondurulmuş içli köfte, lahmacun ve etli kuru patlıcan dolması satışına başladık. Restoranda masanıza ne geliyorsa, dondurulmuş bu ürün de aynı. Catering şirketleri, oteller, restoranlar buradan alışveriş yaptığı için, daha çok insana ulaşalım diye bu marketi seçtik. Ama bu ürünleri önümüzdeki dönemde diğer marketlere de taşıyacağız."

        'Kebap alkol mezesi değil'

        Bozan Bey'in vasiyeti üzerine alkol satmadıklarını anlatan Bozanoğlu, "Bence kebap, alkol mezesi değil. Sıcak yenmesi lazım; soğuyunca tadı kaçar" diyor.

        FORMÜL

        İyi bir kebap için etin, sebzenin ve baharatın da iyi olması gerekiyor. Terbiyeli özel ürünleri dışında hiçbir eti soslamadıklarını anlatan Bozanoğlu, "Eti 30 yıldır çalıştığımız kasaptan alıyoruz. Onun dışında hiçbir et buraya giremez. Kuzuda Balıkesir ve Tekirdağ'ı, dana etinde Afyon'u tercin ediyoruz" diyor.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa