Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Disney Plus Atatürk dizisini neden yayınlamadı? 72 yıllık hayal... - Magazin haberleri
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ne yazık ki Türk sineması, küresel bir izlenirliğe sahip olmadığı için bugüne kadar çektiğimiz ‘Atatürk’ filmleri sınırlarımızı aşamadı.

        Kendimiz çektik, kendimiz izledik...

        Kimi hikâye, kimi oyunculuk açısından tatmin etmedi ama kişiliğini, başarılarını ve eserlerini kayıt altına alan unsurlardı.

        Ulu önderimize saygı duruşunda bulunma adına da önemli yapımlar olarak hafızalarımıza kazındı.

        AMAÇ KÜRESEL TANINIRLIĞIN ARTMASI

        Ülke olarak en büyük emellerimizden biri başta Hollywood olmak üzere yabancı yapımı bir ‘Atatürk’ filmiyle ulu önderimizin küresel çapta kişiliğinin, başarılarının ve eserlerinin gözler önüne daha belirgin bir şekilde serilmesi.

        Kısacası daha çok tanınırlık kazanması, yeni nesillere aktarılması...

        İLK OLARAK 1951'DE GÜNDEME GELDİ

        Yabancıların çekeceği Atatürk içerikli yapım heyecanımız ilk olarak 1951’de başladı.

        O günden sonra;

        Zaman zaman devlet eliyle çekilmek istendi.

        Zaman zaman yapımcıların hayallerini süsledi.

        Zaman zaman, ülkemize gelen yabancı oyuncular, yöneltilen "Atatürk'ü canlandırmak ister misiniz?" sorusuna "Seve seve" cevabı verdi.

        OSCARLI OYUNCU ANITKABİR'İ ZİYARET ETTİ

        Onlardan biri, Oscar ödüllü Kevin Costner...

        2007'de konser vermek için ülkemize gelen Kevin Costner, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'ndeki Cumhuriyet resepsiyonuna katılmasının ardından Anıtkabir'i ziyaret ederek Atatürk'ün mozolesine çelenk koydu.

        Kevin Costner, bir soru üzerine, Türk halkı için Atatürk'ün taşıdığı önemi bildiğini ifade ederek, Cüneyt Ortan'ın projesi olan filmde Atatürk'ü canlandırmasının istendiğini, teklifi incelediğini söyledi.

        Günün sonunda 1951'den 2023'e kadar aradan geçen 72 yıl boyunca Atatürk’ün ünlü oyuncular tarafından canlandırılacağı açıklanan yabancı yapımı ‘Atatürk’ filmleri birçok kez gündeme gelse de bu konuda başarıya ulaşılamadı.

        CUMHURİYET'İN 100'ÜNCÜ YILINDA HEYECANIMIZ DAHA DA ARTMIŞTI

        ‘Atatürk’ adlı dizi, yayınlanacağı platformdan dolayı küresel çapta izlenirliğe sahip olacaktı.

        Üstelik yayın tarihinin Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılının kutlanacağı gün olarak belirlenmesi, heyecanımızı iyiden iyiye artırmıştı.

        Ne var ki Disney Plus, hafta içinde ‘Atatürk’ü yayınlamaktan vazgeçtiğini açıkladı.

        AYNI 'FİLM' 26 YIL SONRA YENİDEN GÖSTERİMDE

        Bu karar, doğal olarak büyük tepki çekti.

        Disney Plus’ın bu kararı almasında ABD’deki Ermeni lobisinin olduğu dile getiriliyor.

        Bu durum karşısında hafızalarımızdaki aynı 'film', 26 yıl sonra yeniden canlandı.

        Zira Atatürk’ü Antonio Banderas’ın canlandıracağı açıklanan bir ‘Atatürk’ filmi de Ermeni lobisinin baskısı, hatta tehditleri nedeniyle çekilememişti.

        Disney Plus’ın 'Atatürk' kararından sonra Türkiye Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu, "ABD'deki Ermeni kurum, kuruluşlarına ve uluslararası medya örgütlerine, Türkiye ve Ermenistan arasında yürütülen normalleşme sürecini desteklemeleri ve bu anlamda katkı sunabilmek adına daha sorumlu davranmaları için çağrıda bulunmaktayız" şeklindeki açıklamayla 'Atatürk'e karşı çıkanlara seslendi.

        REKLAM

        80 MİLYON KİŞİ ÖLDÜ

        Nazi Almanyasının 1 Eylül 1939'da Polonya'ya saldırmasıyla başlayan II. Dünya Savaşı'na 60 ülke katılırken 110 milyon kişi silah altına alındı. İnsanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biri kabul edilen savaşta asker ve sivil olmak üzere yaklaşık 80 milyon kişi hayatını kaybetti.

        6 yıl süren II. Dünya Savaşı'nın meydana getirdiği moral çöküntüsü de bir hayli fazlaydı.

        Savaş sonrası küresel boyutta değişim rüzgârları esiyordu. Her büyük felaketten sonra olduğu gibi insanlar; yaşamın tadını olabildiğince çıkarma, moral çöküntüsünü bertaraf etme adına her fırsatta sosyalleşmeye çalışıyordu.

        Sinema, en fazla sosyalleşme unsurlarından biri olarak ön plana çıktı.

        Angels One Five (1952)

        DEVLET DESTEKLİ FİLMLERİ DÜNYAYA İZLETTİLER

        Hollywood; II. Dünya Savaşı filmlerini küresel dağıtım ağlarıyla tüm dünyaya izletebiliyordu.

        Hollywood; bu sayede güçlendikçe güçleniyor, ABD’nin en önemli sanayi kuruluşlarından biri haline geliyordu.

        ABD'nin savaştan kalma silah ve araç - gereçleri Hollywood'a tahsis etmesi, filmlerin kalitesinin yükselmesinde, bunun sonucunda da daha çok izlenmesinde önemli pay sahibi oldu.

        ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİLDİ

        Her ne kadar II. Dünya Savaşı’na girmemiş olsa da başta savaşın meydana getirdiği küresel ekonomik krizin etkileriyle de oldukça zor bir dönem geçiren Türkiye’de de sosyalleşme arzusu bir hayli fazlaydı.

        II. Dünya Savaşı sonrasında ülkemizde de başlayan değişim rüzgârları, 14 Mayıs 1950’de yapılan genel seçimlerle tek partili hayattan çok partili hayata geçişle hız kazandı.

        Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de sinemaya olan ilgi arttı.

        1940 - 1949'da 73 film çekilirken 1950 - 1959'da 537 film çekildi. Yüzde 635'lik artış, sinemaya olan ilginin büyüklüğünü gösteriyor.

        Çekilen film sayısının artmasında elbette artan nüfus ve şehirleşme de büyük oranda pay sahibiydi.

        Türkiye'de nüfus böyleyken dünyada şöyleydi;

        1940... 2 milyar 300 milyon.

        1950... 2 milyar 500 milyon

        SİNEMAYA YOĞUN İLGİ VARDI

        Ülkece destansı bir mücadeleye imza atılmış olmasına rağmen, 1950’ye kadar Kurtuluş Savaşı ile ilgili çok sayıda film çekilemedi. Çekilen film sayısı sadece 6’ydı.

        Öyle olmasının ana nedeni elbette 1914’te kurulan Türk sinemasının henüz yolun başında olması ve teknik yetersizliklerdi.

        Ayrıca; çekilen filmler, sadece Türkiye’de gösterime çıkmış, destansı mücadelenin hikâyeleri sınır ötesine taşınamamıştı.

        Ayrıca; o filmlerde Mustafa Kemal Atatürk yeterince işlenmemişti.

        ANITKABİR'İN AÇILIŞI FİLMLE TAÇLANDIRILMAK İSTENDİ

        Beyazperdenin propaganda gücünün yeterince kullanılmak istenmesiyle 1950'de bir ‘Atatürk’ filminin çekilmesi gündeme geldi.

        Üstelik, temeli 9 Ekim 1944'te atılan Anıtkabir'in inşaat sürecinde sona yaklaşılmıştı.

        Anıtkabir'in açılışı, bir 'Atatürk' filmiyle taçlandırılmak isteniyordu.

        Anıtkabir, Mimar Emin Onat ile Mimar Orhan Arda tarafından tasarlandı.

        REKLAM

        DEVLET TÖRENİYLE KARŞILANDI

        Yıl 1951…

        Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandırması için ABD’li Douglas Fairbanks Jr.'a teklif götürüldü.

        O Douglas Fairbanks Jr.'ki 70 filmde rol almasıyla o dönemde Hollywood’un en ünlü oyuncuları arasındaydı.

        Uçağa atladığı gibi ülkemize gelen ünlü oyuncu, devlet töreniyle karşılandı.

        Devlet adamları gibi ağırlanan Douglas Fairbanks Jr. ile 'Atatürk' filmi için prensip anlaşmasına varılıp el sıkışıldı.

        Douglas Fairbanks Jr. (1909 - 2000)

        AYNI YIL ATATÜRK'Ü KORUMA KANUNU ÇIKARILDI

        Douglas Fairbanks Jr. ülkesine dönüp Türkiye'den haber beklemeye başladı.

        Başladı, başlamasına ama bir filmin çekimine başlanması için ilk adım olan senaryo bir türlü yazılamadı.

        Bunun başlıca nedeni ise 25 Temmuz 1951’de çıkarılan Atatürk’ü Koruma Kanunu’ydu.

        Atatürk filmi düşüncesi yeniydi, Atatürk’ü Koruma Kanunu da öyle...

        Hal böyle olunca senaryonun nasıl yazılacağı konusunda derin bir endişe vardı.

        Atatürk’ü Koruma Kanunu'nun henüz tam anlaşılmadığı bir dönemde olunmasından dolayı senaristler, Atatürk ile ilgili hangi konulara değinebileceklerini - değinemeyeceklerini bilemediler. Senaryo yazmaktan çekinildiği için film çekilemedi.

        Laurence Olivier (1907 - 1989)

        İNGİLİZ OYUNCU ÇOK İSTEDİ AMA YİNE SENARYO SORUNU

        Hemen akabinde Mustafa Kemal Atatürk’e hayran olan İngiliz oyuncu Laurence Olivier, çekilecek bir filmde seve seve Atatürk’ü canlandıracağını söylese de arzusu gerçekleşmedi.

        Bunun nedeni de yine hiç kimsenin senaryo yazımına cesaret edememesi.

        Elbette bütün senaristler ‘Atatürk’ senaryosu yazmak istedi ama düşüncelerinde hep, “Ya bir hata yaparsam… O zaman beni linç ederler” vardı.

        Yul Brynner (1920 - 1985)

        ABD, İNGİLİZ... SIRA RUS OYUNCUDA

        Yıl 1962…

        Yapımcı Adil Özkaptan, dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel ile görüşerek bir ‘Atatürk’ filmi çekmenin zamanının geldiğini söyledi.

        Atatürk’ü canlandıracak kişinin de Yul Brynner olması gerektiğini salık verdi.

        Hollywood’un ünlü oyuncusu Rus Yul Brynner, projeye sıcak baktığını davet üzerine Türkiye'ye gelmesiyle gözler önüne serdi.

        ANITKABİR'DE ATATÜRK'E SAYGI DURUŞUNDA BULUNDU

        Lüks bir otele yerleştirilen Yul Brynner, gazetecilere Atatürk pozları vererek, Dolmabahçe Sarayı ve Anıtkabir’e gidip Ata’ya saygısını sunarak filmde rol almayı ne kadar arzuladığını gösterdi.

        CUMHURBAŞKANIYLA GÖRÜŞTÜ

        Adil Özkaptan, istekliydi.

        “Bana düşen görevi yerine getirmeye hazırım” diyen Yul Brynner de öyle. Hatta Brynner ile 35 dakika görüşen Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel de bir hayli istekliydi.

        Yul Brynner, Milli Eğitim Bakanı Hilmi İncesulu ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Cüneyt Gökçer ile de görüştü.

        ATATÜRK'ÜN YAKIN DOSTLARI DANIŞMAN OLARAK ATANDI

        Atatürk’ün yakın dostları Falih Rıfkı Atay ile Kılıç Ali, filme danışman olarak atandı. ‘Atatürk’ filminin çekilmesi için tünelin sonundaki ışık gürünse de projenin gerçekleşmesini istemeyenler de vardı.

        Onlar, bahanelerini "Tarihlere sığmayacak bir varlık, filmlere sığdırılamaz" şeklinde dile getirdi.

        Bu düşüncenin girdabıyla “Ya Atatürk’ü yeterince anlatamazsak” düşüncesinin oluşmasıyla Yul Brynner gibi dönemin en ünlü oyunculardan birinin kabul etmesine rağmen ‘Atatürk’ filmi projesi bir kez daha rafa kalktı.

        Anthony Quinn (1915 - 2001)

        ANTHONY QUINN ÇOK İSTENDİ AMA...

        1970’li yıllarda ‘Atatürk’ filmi bir kez daha gündeme getirildi.

        Atatürk’ü canlandıracak olanlar arasında Anthony Quinn, Kirk Douglas ve Charlton Heston’ın adı geçti.

        Aslında Anthony Quinn’e hiçbir zaman teklif yapılmadı. Adının bir Atatürk filmi için geçmesinin nedeni Atatürk’ü canlandırmasının çok arzulanmasıydı.

        Kirk Douglas (1916 - 2020)

        Atatürk’ü canlandırması için düşünülen bir diğer Hollywood yıldızı olan Kirk Douglas, yapımcı eşi Anne Buydens (1919 - 2021) ile birlikte Türkiye'ye gelerek böyle bir filmde rol almayı onur sayacağını açıkladı.

        Anne Buydens - Kirk Douglas

        EŞİ DE ÇOK İSTİYORDU

        Anne Buydens; doğum tarihini 23 Nisan, doğum yılının ise 1919 olmasından dolayı Atatürk'e ayrı bir sempati duyuyordu.

        Bu nedenle eşinin 'Atatürk' filminde rol almasını çok istiyordu.

        Charlton Heston (1923 - 2008)

        BİR BAŞKA ÜNLÜ OYUNCU DAHA ADAY GÖSTERİLDİ

        Aynı sıralarda bir diğer Hollywood yıldızı Charlton Heston’ın adı da Atatürk rolü için geçmeye

        başladı. Charlton Heston'ın 1923 doğumlu olması 'Atatürk' filmi için kendisini daha da sempatik kılıyordu. Ne var ki daha önceki projelerde olduğu gibi senaryo yazımında endişe edilen nedenlerden dolayı ‘Atatürk’ü canlandıramadı.

        YOLA 'ATATÜRK - BİR MİLLETİN DOĞUŞU'NDAN ÇIKILDI

        Yıl 1997…

        İngiliz Lord Kinross'un yazdığı ‘Atatürk’ kitabı temel alınarak ABD’li senarist Timothy Prager tarafından 5 yıllık bir çalışma sonucu yazılan senaryo tamamlandı.

        Filmin yapımcıları; daha önce 'Atatürk' filminde rol almayı çok isteyen İngiliz Laurence Oliver'ın Atatürk hayranı oğlu Tarquin Olivier, onun Türkiye doğumlu eşi Zelfa Olivier ve Alinur Velidedeoğlu, yönetmeni ise Avustralyalı Bruce Beresford’du.

        Tarquin Olivier, babasının oyuncu olarak arzuladığı 'Atatürk' filmine yapımcı olarak ulaşmayı kendine hedef olarak belirledi.

        Antonio Banderas

        CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANDAN TAAHHÜT ALINDI

        32 milyon dolarlık bir bütçe oluşturulan filmde Atatürk’ü canlandırması için de İspanyol Antonio Banderas ile el sıkışıldı.

        Tarquin Olivier, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den iş birliği taahhüdü de almıştı ama film çekilemedi.

        DESTEKLERİNİ ÇEKTİLER

        Joyce Garabedian August adlı bir Ermeni, ABD kamuoyunda filmin protesto edilmesini istediğini dile getiren açıklamalar yaptı. Bir süre sonra Antonio Banderas'a tehdit mektupları gönderilmeye başlandı.

        O sıralarda New York Times, uç görüşlü Ermeni ve Yunanların, Atatürk'ün bir kahraman olarak tanıtılmaması ve Türkiye'ye karşı olumlu bir hava yaratılmamasını arzuladıklarını içeren bir haber yaptı. Antonio Banderas, o haberden ziyadesiyle etkilendi. Filme gösterilecek tepkinin hiç de küçük ölçekte olmayacağı kanısına vardı.

        'Atatürk' filmini ne olursa olsun çekmek isteyen Tarquin Olivier ile Zelfa Olivier, tüm çabalarına rağmen Antonio Banderas ile menajeri Lisa Baum'u ikna etmeyi başaramadı.

        Filme para yatıracak olanlar, Antonio Banderas olmayınca desteklerini geri çekti.

        "KAMPANYA KÜÇÜK BİR GRUP TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜYOR"

        Tarquin Olivier, Antonio Banderas'ın ilk olarak film için çok istekli olduğunu ancak tehdit mektuplarının onun pes etmesine yol açtığını söyleyip ekledi: Yunan camiasından olan bağlantılarımız, bu kampanyanın çok küçük bir grup tarafından yürütüldüğünü söylüyor. Bu sadece Atatürk'e değil, Türkiye'ye olan bir nefret. Banderas'ın bunu fark etmesini umuyoruz, konuşma ve sanatın özgürlüğünün baltalandığı bir durum yaşamak istemiyoruz.

        DÖRT YIL SONRA KONUŞTU

        Antonio Banderas, filmin rafa kaldırılışından dört yıl sonra şunları söyledi: Modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili tarihi bir film yapmayı planlıyorduk. Bunun için hem Hollywood'dan hem de bütçenin geri kalanı için Türkiye'den gerekli finansörler bulunmuştu. Fakat daha sonra filmi çekmemem için tehdit mektupları almaya başladım. Bu mektupların sayısı binleri aştı ve hemen hepsinde de ölüm tehditleri vardı. Özellikle Rum ve Yunan lobilerinden bu filmi yapmamam için tehditler geliyordu. Tüm dünyada aynı anda gösterime girecek olan filmde Atatürk portresinin sempatik bir şekilde çizilmesini istemediler. Çünkü eğer benim gibi ünlü bir aktör bu filmde Atatürk'ü canlandırırsa, Atatürk'e sempatiyle yaklaşılacağını düşündüler. Filmi çekmememin en büyük nedeni işte bu tehdit mektupları. Ben yalnız bir adam değilim, evliyim ve bir ailem var. Yalnız bir adam olsam hiç düşünmeden bu filmi çekerdim...

        "ÖYLE TEHDİTLER GELİYORDU Kİ..."

        Alinur Velidedeoğlu ise Antonio Banderas'ın açıklamalarıyla ilgili olarak şöyle konuştu: Bizim dört yıl önce söylediklerimizi o şimdi söylemiş. O günlerde her şey hazırlanmış, sıra sete girmeye gelmişti. Ancak öyle tehditler geliyordu ki Banderas bu işten vazgeçti. Gelen imzasız mektuplarda çocuklarının okula hangi saatte hangi yollardan gittiği bile vardı. Filme mali kaynak sağlayacak kuruluşlar da Banderas gibi bir isim olmayınca projeye girmediler.

        "EN UFAK HATADA TEPKİ ÇEKEBİLİRİM"

        Aynı Antonio Banderas, 2007’de katıldığı Sundance Film Festivali'nde ‘Atatürk’ filmiyle ilgili yöneltilen soruya, bir hayli ilginç cevap verdi: Atatürk rolü için teklif almadım ama dünyada onu canlandırmak istemeyecek bir oyuncu bulunduğunu sanmıyorum. Atatürk gibi büyük insanları canlandırmak risklidir. Ufacık bir hatada çok fazla tepki çekebilirim.

        Görünen oydu ki Antonio Banderas, her iki kesmin de tepkisini çekmeme adına 10 yıl arayla çelişkili açıklamalar yaptı.

        REKLAM

        KAYNAĞI ANDREW MANGO'YDU

        Yıl 2013…

        Fuad Kavur, 1970’li yıllarda Londra’da uluslararası ilişkiler öğrencisiyken bir ‘Atatürk’ filmi için senaryo yazmaya karar verdi. Londra’da tanıştığı ünlü İngiliz tarihçi yazar Andrew Mango'nun yazdığı Atatürk biyografisini okuduktan sonra senaryonun kaynağını Mango’nun yazdıkları olarak belirledi.

        Andrew Mango (1926 -2014)

        'ATATÜRK'ÜN TANITIMI CANNES FİLM FESTİVALİ'NDE YAPILACAKTI

        Aradan geçen yıllar içinde filmi çekmeyi başaramayan Fuad Kavur, 2013’te projeyi bir kez daha gündeme getirdi. Fuad Kavur’un senaryosunu yazdığı ve yöneteceği filmin yapımcılığını “Shindler’in Listesi”, 'Hannibal' ve 'Gladyatör' gibi Oscar ödüllü filmlerin yapımcısı Branko Lustig’in üstlendiği açıkladı.

        ‘Atatürk’ adlı filmin tanıtımının o yıl 2014'te 67’ncisi düzenlenecek olan Cannes Film Festivali’nde yapılmasına karar verildi.

        "HEYECAN VE GURUR VERİCİ"

        Andrew Mango, yaptığı açıklamada 'Atatürk' filminin neden önemli olduğunu şu sözlerle dile getirdi: Böyle bir projenin parçası olmak benim için heyecan ve gurur verici. Fuad Kavur ile Londra’daki ilk yıllarımdan bu yana tanışıyoruz. Kendisi hem Londra'da okurken oynadığım oyunları hem de profesyonel oyunculuk hayatımdaki oyunlarımın hepsini izledi. Bu projeye dâhil olmamı istediğini söylediğinde çok heyecanlandım. Bir liderin hikâyesi fakat aynı zamanda bir insanın hikâyesi anlatılıyor. Bu çok önemli…

        Jack Fox

        ANNEANNESİ ATATÜRK'ÜN ÖĞRETMENİYDİ

        Fuad Kavur’un “Kurtuluş Savaşı’nın hemen sonrasının anlatıldığı bir aşk, ihanet ve intikam hikâyesi” şeklinde özetlediği ‘Atatürk’te Atatürk’ü İngiliz Jack Fox’un canlandırmasına karar verildi. Öyle olmasındaki ana neden ise Fox'un anneannesinin Atatürk’ün İngilizce öğretmeni olmasıydı.

        Oona Chaplin

        Oluşturulan kadroda ayrıca şu oyuncular vardı;

        Latife Hanım… Oona Chaplin (Charlie Chaplin’in torunu)

        İsmet İnönü… Julian Rhind Tutt

        II. Abdülmecid… Terence Stamp

        Vahideddin… Richard Griffiths

        Büyük bir kısmı Macaristan’daki film stüdyolarında çekilmesi planlanan ‘Atatürk’ün İstanbul çekimleri ise Savarona Yatı’nda gerçekleştirilecekti. Proje, zihinlerde hazırdı. Parasal kaynak da öyle... Ne var ki çekim hazırlıklarının devam ettiği sırada Andrew Mango’nun hayatını kaybetmesiyle ‘Atatürk’ hayata geçirilemedi.

        Metin Erksan (1929 - 2012)

        NEDEN ÇEKİLEMEDİĞİNİN KİTABINI YAZDI

        Ünlü yönetmenimiz Metin Erksan, 1980’li yıllarda yazdığı 76 sayfalık ‘Atatürk Filmi’ adlı kitabında neden bir 'Atatürk' filmi çekilemediğini yazdı.

        Dünyada herkes tarafından izlenecek bir ‘Atatürk’ filminin nasıl olması gerektiğini de kaleme alan Erksan, yabancı sinemacıların neden bir ‘Atatürk’ filmi çekmek istemediğini de açıklamaya çalıştı.

        Ömer Muhtar (1858 - 1931)

        'ÖMER MUHTAR' FİLMİ HOŞ KARŞILANMADI

        Libya’nın İtalya tarafından sömürgeleştirilmesine karşı mücadele veren Ömer Muhtar’ın hayatından bir kesitinin filme aktarıldığı Mustafa Akad’ın 1981 yapımı ‘Çöl Arslanı’nın Batı’da soğuk karşılanmasından dem vuran Metin Erksan, Batılıları yenen insan imgesinin Batılılar tarafından hoş karşılanmadığının altını çizdi. Metin Erksan, ayrıca Türk sinemasının Atatürk’ü dünyaya yeterince tanıtıp anlatamamamızın yabancıların bir 'Atatürk' filmi çekmemesinde en büyük etken olduğunu da belirtti.

        Sadece Türkiye'de izlenen yapımlarda Atatürk, birçok oyuncu tarafından canlandırıldı.

        'Atatürk' ile ilgili peşi sıra açıklamalar
        Haberi Görüntüle
        İstediler vermediler
        Haberi Görüntüle
        Ünlülerin tepkisi sürüyor
        Haberi Görüntüle
        Zarar veren iki yıl hapis yatar
        Haberi Görüntüle
        ÖNERİLEN VİDEO

        BURÇLAR

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa