Türkiye’nin gri listeden çıkma hikâyesi
Türkiye, ülkemize sermaye girişini engelleyen, yatırımların önünü tıkayan, ülkenin refahını olumsuz engelleyen FATF'ın "gri listesi"nden büyük bir çaba ve mücadele sonucunda çıkmayı başardı. Bu sürece gelinmesinde Hazine ve Maliye Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere bütün kurumlar katkı sağladı. Bu kararın alınmasında, süreç içinde atılan bazı kritik adımların ve sergilenen liderlik iradesinin büyük etkisi bulunuyor
Türkiye’nin Uluslararası Mali Eylem Görev Gücü (FATF)’nün gri listesinde çıkarılmasının hikâyesi şöyle:
TÜRKİYE 30 YIL SONRA GRİ LİSTEDEYDİ
Mali Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force – “FATF”), 1989 yılında suç gelirlerinin aklanması, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının finansmanının önlenmesi amacıyla İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (Organization for Economic Co-operation and Development – “OECD”) tarafından kurulan bir organizasyondur.
Dünya genelinde 200’den fazla ülke FATF tavsiyelerine uyacağını taahhüt etmiştir. Türkiye, 1991 yılında FATF tavsiyelerini kabul ederek teşkilata üye olmuştur. Bu kapsamda, finansal ve finansal olmayan kuruluşlardan suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanının önlenmesiyle ilgili veri toplamak, şüpheli işlem bildirimlerini almak, analiz etmek ve gerektiğinde detaylı inceleme yapmak veya yaptırmak amacıyla 1997 yılında Maliye Bakanlığı bünyesinde Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) kurulmuştur.
FATF, yılda üç kez suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanıyla mücadelede (Anti Money Laundering & Counter Terrorist Financing- AML/CTF) yetersiz kalan ülkeleri açıklamaktadır. Yapılan değerlendirmeler sonucunda; ülkelerin kara para aklama, terörizmin finansmanı ve kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadelede eksiklikleri olduğu kanaatine varılması halinde; ilgili eksiklikleri iyileştirici aksiyonlar alarak gidereceğini taahhüt eden ülkeler “gri listeye” alınırken FATF tavsiyelerine uymayı kabul etmeyen ülkeler (İran ve Kuzey Kore) “kara listede” takip edilmektedir.
FATF tavsiyelerine uymayı kabul eden fakat taraf oldukları ticari faaliyetlerdeki işlemlerin mahiyetlerini detaylı bir şekilde ele alacak hukuki düzenlemeleri, yapısal reformları, izleme mekanizmaları yeterli olmayan ülkeler ise Gri Liste’de takip edilmektedir.
FATF Genel Kurulu, 21 Ekim 2021’de aralarında Pakistan, Suriye ve Güney Sudan’ın da bulunduğu gri listeye Türkiye’yi de alma kararı verdi.
Gri listeye alınan ülkeler; dış yatırım çekme sürecinde uluslararası otoriteler, kredi kuruluşları ve yatırımcılar nezdinde itibar kaybına uğramaktadır. Bu durum, ihracat ve ithalat ağı yüksek olan şirketlerin çeşitli yaptırımlarla ve ek yükümlülüklerle (detaylı durum tespit çalışmaları, denetim, sıkılaştırıcı tedbirler vb.) karşılaşması sonucu pazar paylarının daralmasına yol açmaktadır.
Tüm bu etkenlerin sonunda, ilgili ülkelere sermaye akışı olumsuz etkilenebileceği gibi hem finans sektörünün hem de reel sektörün likidite sıkıntısı yaşaması kaçınılmazdır.
ERDOĞAN’IN İRADESİ
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni ekonomik program ve yönetim anlayışıyla birlikte İçişleri Bakanlığı’na Ali Yerlikaya’yı, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ise Mehmet Şimşek’i getirdi. Şüphesiz ki bu iki ismin en temel görevi öncelikle Türkiye’nin gri listeden çıkarılmasıydı. Aksi durumda Türkiye’ye istenen yatırımlar gelmediği gibi uluslararası toplumdan ve finans çevrelerinden tecrit şekilde işlerin yürümesi de pek mümkün değildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un devletin temel sac ayakları olan diğer iki bakanlıkta yürüttükleri çalışmalar da sürece çok büyük katkı verdi.
MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ
Türkiye’nin Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde suç niteliğindeki iktisadi faaliyetler ile ulusal güvenliğe etki eden unsurlar arasında sınır aşan suçlar da sayılıyor. Bu kapsamda terör örgütlerinin finansmanı, terör örgütlerinin kara para aklama faaliyetleri, terörün finansmanında kullanılan kripto paralar, uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı, uyuşturucu kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, organ kaçakçılığı, tarihi eser kaçakçılığı, akaryakıt kaçakçılığı, biyokaçakçılık, siber suçlar, yasa dışı güç gibi başlıklar sayılıyor. Öncelikle, bu suçlarla mücadele konusunda bir eylem planı oluşturularak, mücadeleye start verildi.
İNTERPOLLE ORTAK ÇALIŞMA
En kritik adımlardan biri para karşılığında vekalet yoluyla yabancı kişilere vatandaşlık veren aracı/iş takipçisi firmanın ruhsatlarının iptal edilmesi oldu. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, göreve başlar başlamaz bu firmaların ruhsatlarını iptal etti ve bir dizi tedbir hayata geçirildi.
Daha önce vatandaşlık için vatandaşlığa geçmek isteyenlerle ilgili dosya, güvenlik soruşturması kapsamında; Emniyet, MİT ve Dışişleri’ne soruluyordu. Yeni dönemde artık İnterpol’e de sorulmaya başlandı. İnterpolle yakın bir işbirliği sergilendi. Geçmiş dönemdeki açıklar kapatıldı, suiistimaller önlendi.
Hakkında arama kaydı, difüzyon ya da kırmızı bülten çıkarılmış suçlular, bu yolla tespit edilebiliyor. Bu durumdakilerin başvurusu kati şekilde reddedildi.
Nüfus müdürlüklerinde vatandaşlık işlerinde parmak izi verilmesi zorunlu hale getirildi. Vatandaşlık işlemlerinde kişinin kendisi ve/veya avukatının işlemleri takip etmesi zorunluluğu getirildi. Yeni yönetim anlayışının gereği olarak; Türkiye’de kaçak şekilde bulunan ve oturma izin süreleri bitmiş 190 bin kişi ilk etapta yakalanarak sınır dışı edildi.
FATF’LA İŞBİRLİĞİ
Organize suçlarla ve çetelerle mücadele kapsamında son bir yılda bin 451 operasyon yapıldı, 10 bin 285 kişi gözaltına alındı, 3 bin 891 kişi tutuklandı, 2 bin 116 kişi adli kontrolle serbest bırakıldı. 106 milyar TL mal varlığına el konuldu. 585 organize suç örgütü ve çete çökertildi. Bu örgütlerin 391’i KOM, 159’u narkotik, 35’i ise siber suçlarla ilgiliydi.
1 Eylül 2023’te FATF heyetiyle Tiran’da gözden geçirme toplantısı yapıldı. Uluslararası suç örgütü, “Leijdekkers Operasyonu” Türkiye’nin örnek vakası olarak FATF üyelerine sunuldu. Bu operasyon, “Proaktif, komplike ve ender görülen bir aklama soruşturması” olarak değerlendirildi.
Toplantıda özellikle, MASAK ile yapılan erken işbirliğinin çok kısa zamanda olumlu sonuçlar alınmasını sağladığı vurgulandı.
Toplantı sonrasında hazırlanan FATF Değerlendirme Raporu’nda kara paranın aklanmasıyla ilgili üç kriter açısından Türkiye’nin çabalarına ve mücadelesine vurgu yapıldı. Sadece bu operasyonda 1.5 milyar TL’lik mal varlığına el konuldu.
İNTERPOL İLE ÇALIŞMANIN MEYVELERİ
Türkiye, İnterpolle yakın ve sıkı işbirliğinin sonuçlarını aldı. Kırmızı bültenle aranan 344 kişi yakalandı. Kırmızı difüzyonla aranan uluslararası 153 zanlı ele geçirildi. Toplamda suç örgütlerine mensup 497 kişi yakalandı.
FATF heyetiyle 3 Mayıs 2024’te Ankara’da yapılan toplantıda, 2 Kasım 2023’te gerçekleştirilen Comanchero Operasyonu örnek vaka olarak sunuldu.
İngiliz ve Alman temsilciler tarafından çok boyutlu bir aklama soruşturması olduğu, polisiye işbirliği kapsamında Avustralya başta olmak üzere uluslararası paydaşlarla ve MASAK’la yapılan işbirliğinin ürünü olarak güzel sonuçlar alındığı ve bu vakanın ender görülen büyük bir soruşturma dosyası olduğu belirtildi. Bu operasyonda 4.6 milyar TL değerinde mal varlığına el konuldu.
DÜZENSİZ GÖÇLE MÜCADELE
Türkiye’nin gri listeye girmesinde önemli başlıklardan biri olan yasa dışı-düzensiz göçle mücadelede de önemli adımlar atıldı. Göçmen organizatörlerine yönelik 7 bin 599 operasyonda 12 bin 386 kişi gözaltına alındı, 4 bin 493’ü tutuklandı, bin 793’ü adli kontrolle serbest bırakıldı. 191 bin 450 düzensiz göçmenin sınırdan geçişi engellenirken, 141 bin 187 göçmen sınır dışı edildi. Bir yılda, 401 bin 325 göçmen kendiliğinden çıkış yaptı. Son 8 yılda ise kendi isteğiyle çıkış yapan göçmen sayısı 658 bin 463’e ulaştı. 30’u büyükşehirler olmak üzere Türkiye genelinde 265 mobil göç noktası kuruldu.
KARA PARA AKLAMA
MASAK tarafından yayımlanan 2021 yılı faaliyet raporuna göre; büyük çoğunluğu yükümlü finansal kuruluşlardan olmak üzere aklama veya ilgili öncül suçlara ilişkin MASAK’a yapılan bildirim sayısı 504 bin 602 olarak gerçekleşti. Bu sayı, bir önceki yıla göre iki kattan fazla artışı ifade ediyor. Bu bildirimlerde adı geçen kişi sayısı 500 bin, hakkında inceleme yapılan kişi sayısı ise 80 bin.
MASAK’a yapılan bildirimlerin yüzde 71.34’ü yasa dışı bahis ve kumar, yüzde 14.81’i vergi kaçakçılığı, yüzde 4.6’sı dolandırıcılık suçlarına ilişkin. 2021 yılındaki bildirimlerde en büyük paya sahip yasa dışı bahis kapsamında bin 553 kişiye ait 37 milyon TL değerinde mal varlığına el konuldu. Bir sonraki yıl ise yasa dışı bahisten elde edilerek yurt içi ve yurt dışındaki kripto varlık platformlarına aktarıldığı tespit edilen 40 milyon dolar değerindeki kripto varlığa el konuldu.
TERÖRÜN FİNANSMANI
PKK/KCK ve özellikle FETÖ’nün, terör eylemlerinin finansmanında ve kara para aklamada kâr amacı gütmeyen kuruluşları yoğun şekilde kullandıkları tespit edildi. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra yüzlerce dernek, sendika ve vakıf kapatıldı. PKK/KCK terör örgütü, Avrupa’daki Kürt kökenli şahıslardan bağış toplama amacını taşıyan pek çok yardam kuruluşuna sahip. Kürt Kızılayı (HSK) olarak bilinen oluşum, bu kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan biri olarak dikkat çekiyor. PKK/KCK, Kürt Kızılayı’nın bağış toplayan ve bunları yoksul Kürt halkına dağıtan bir yardın kuruluşu olduğunu iddia ediyor. Ancak gerçekte bu oluşum, bağışçılardan alınan paraları terör örgütüne aktarıyor. Terör örgütü böylece kâr amacı gütmeyen kuruluşlar aracılığıyla örgüt destekçisi olmasalar bile Kürt kökenli bağışçılardan da terörü finanse etmelerini ve parayı aklamalarını sağlıyor.
KRİPTO PARA DÜZENLEMESİ YASALAŞTI
2008 yılında Bitcoin ve blok zincir teknolojisinin icadıyla ortaya çıkan kripto paralar, hem küresel finans sistemini etkileyebilecek bir piyasa büyüklüğüne ulaşmış, hem de dijitallik, merkeziyetsizlik, anonimlik ve işlem hızı gibi çeşitli özellikleri nedeniyle yasa dışı kullanım açısından cazip hale gelmiştir. Bu çerçevede FATF, merkezi kripto para borsalarını ve emanete dayalı cüzdan tedarikçilerini kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele çerçevesinde yükümlü tüzel kişi olarak tanımlıyor. Kripto paraların yasa dışı kullanımı ve yol açabilecekleri finansal istikrarsızlıkla mücadele için uluslararası işbirliği gerekiyor.
4 milyondan fazla kripto para kullanıcısının bulunduğu Türkiye de kripto para alanını düzenlemek ve kriterleri karşılamak amacıyla bir yasal düzenlemeyi hayata geçirdi.
New York merkezli blok zincir veri analiz şirketi olan Chainalysis, 2022’de yayımladığı Kripto Suç Raporu’nda 14 milyar dolar değerindeki kripto paranın, küresel finans sistemi açısından çok küçük olsa da Türkiye’yi hedef alan PKK, FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütleri açısından büyük kaynaklar sağlayabilecek nitelikte olduğunu ortaya koyuyor.
Kripto para sisteminden ülkemize yönelik bir diğer tehdit ise yol açacağı sermaye çıkışlarıdır. Chainalysis tarafından yayımlanan 2021 Kripto Para Coğrafyası Raporu verilerine göre Türkiye, sahip olunan kripto paranın yurt dışına gönderilme oranında yüzde 92 ile dünyada birinci sırada. Kripto para benimseme oranının yıllık bazda yüzde 1500 artış gösterdiği Orta Doğu coğrafyasında bulunan Türkiye’nin kripto para işlem hacminin 2020-2021 arası dönemde 132 milyar dolar olduğu dikkate alındığında mevcut eğilim, ülkemizin finansal istikrarı adına sadece günümüz açısından değil, uzun vadeli olarak da ciddi bir tehlike arz ediyor.
ÖNEMLİ EŞİK AŞILDI
Türkiye, içinden geçtiği finansal krizi aşma konusunda, FATF’ın gri listesinden çıkarak önemli bir dönemeci geçmiş oldu. Türkiye’de sadece yapısal ve mali politika alanında değil, uluslararası organize suç örgütleriyle mücadele konusunda da önemli adımlar atıyor. Bu adımların devamı yargı alanında yapılacak reformlarla gelebilir.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek FATF Genel Kurulu toplantısına katılmak üzere Singapur’a gitmişti. Bakan Şimşek, X hesabından “Başardık” mesajıyla ilk müjdeyi verdi. Ardından, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya şu mesajı verdi:
"Ülkemizin “Gri Liste”den çıkmasında emeği olan herkese teşekkür ediyorum. Başta terör ve o hainlerin finansmanına yönelik olmak üzere, organize suç örgütleriyle, zehir tacirleriyle, göçmen kaçakçılığı organizatörleriyle, kara para aklayan suç odaklarıyla mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz."
Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan ise şu açıklama yapıldı:
“Atılan doğru adımlar sayesinde Türkiye, gri listeden çıkarılmıştır. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; Adalet, İçişleri ve Dışişleri bakanlıklarımız başta olmak üzere tüm kamu ve özel sektör paydaşlarımızın katkısıyla elde edilen bu sonuç, finansal sistemimize güveni daha artırarak program hedeflerine ulaşmamızı kolaylaştıracaktır. Türkiye, terörizmin finansmanı ve kara paranın aklanmasıyla mücadelesini bundan sonra da uluslararası standartlarla tam uyum içinde kararlılıkla yürütecektir. Bu çerçevede, MASAK ve diğer kurumların idari ve teknik kapasitesi daha da güçlendirilecek; gerektiğinde yasal ve idari düzenlemeler aynı hassasiyetle hayata geçirilecektir.”
Ülkemize hayırlı olsun…