Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Son dakika... Çavuşoğlu'ndan Trump'ın açıklamalarına yanıt!

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Lüksemburglu mevkidaşı ortak basın toplantısı düzenledi.

        Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun konuşmasından satır başları;

        Asselborn'un "Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine müdahalesinden endişe duydukları" belirtmesi ve FETÖ ile mücadeledeki tedbirlere ilişkin değerlendirmesine cevap verenÇavuşoğlu, 15 Temmuz sonrası Türkiye'nin aldığı tedbirlerin milleti ve demokrasiyi koruma amaçlı olduğunu söyledi.

        Demokrasiyi savunan herkesten destek beklediklerini vurgulayanÇavuşoğlu, AB'nin yeterince destek vermediğini kabul ettiğini dile getirdi.Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

        "PKK/YPG'nin ve FETÖ'nün Avrupa'da kirli kara propagandası yüzünden halen yanlış bilgiler içinde farklı yorumlar geliyor. Bugün Asselborn'a 'Adalet Bakanlığından randevu da alırız, bilgileri rakamlarıyla beraber oradan öğrenebilirsiniz' dedik. Bugün teröre karşı Fransa, Belçika ve terörden etkilenen ülkeler yasa değişiklikleri ve olağanüstü hal gibi tedbirlere Lüksemburg dahil AB ülkeleri sadece dayanışma adı altında, bunu bahane ederek ses çıkarmaması ve destek vermesi, Türkiye'ye gelirken bile onların tereddüt eden ülkelerin ve kişilerin gelip de sadece Türkiye'ye ders vermeye çalışmasını biz ülke olarak da, millet olarak da kabul edemeyiz."

        Suriye'de yaptığımız mücadeleler, Avrupa için de çok önemli. Kürtlerde teröristleri ayırt etmediğiniz zaman bu yanlışa giriyorsunuz. Bu terör örgütü şu anda Suriye topraklarının neredeyse üçte birini bölmeye çalışıyor.

        Çavuşoğlu, PKK/YPG'nin Suriye topraklarının yüzde 33'ünü ülkeyi bölmek için işgal ettiğini belirterek, "Ona karşı niye ses çıkaramıyorsunuz? DEAŞ'a karşı olduğunuzu söylüyorsunuz da diğer terör örgütlerine karşı olduğunuzu söylemiyorsunuz. İşte bunlar Avrupa'nın terörle mücadelede güvenilirliğini zedeliyor." diye konuştu.

        YPG'LİLERİ, PKK'LILARI BU KADAR SEVİYORSANIZ, ALIN ÜLKENİZE GÖTÜRÜN

        Lüksemburg dahil burada DEAŞ'a karşı 65 ülke var. Fakat bugüne kadar DEAŞ'a karşı mücadele eden tek ülke Türkiye olmuştur. Sizlerin verdiğiniz paralar PKK'ya, YPG'ye silah olarak gitmiştir ve biz sadece Suriye'de 3 binden fazla DEAŞ'lı teröristi etkisiz hale getirdik. Bu toplantıların hepsine katıldım, dostlar alışverişte görsün babında toplantılar. Herkes ikişer, üçer dakika içerisinde konuşmasını yapıyor ve dağılıp gidiyor, iş bize kalıyor. Hiçbir ülke DEAŞ ile göğüs göğse çarpışmamıştır Türkiye'den başka. Bir terör örgütüne karşı çarpışırken iyi, diğerine geldiğin zaman savunmaya geçiyoruz. Eğer bu kadar çok seviyorsanız YPG'lileri, PKK'lıları zaten ülkelerinizde yeterince var, onları da alır götürürsünüz. Avrupa'da zaten yeterince faaliyette bulunuyorlar, para bile topluyorlar" cevabını verdi.

        "İDLİB TERÖR YUVASI OLDUYSA SORUMLUSU REJİM"

        İdlib'deki gelişmeleri ilişkin bir soruyu yanıtlayanÇavuşoğlu, "İdlib bir terör yuvası olduysa bunun sorumlusu Suriye halkı da değildir, Türkiye de değildir. Bunun sorumlusu rejimdir ve rejimi destekleyen ülkelerdir." dedi.

        Doğu Guta, Humus, Dara gibi kentlerden teröristlerin silahlarıyla beraber İdlib'e gönderildiğini hatırlatanÇavuşoğlu, rejim ve destekçilerinin teröristleri bahane ederek İdlib'e saldırmayı amaçladıklarını belirtti.

        İdlib mutabakatının zor şartlara rağmen başarılı şekilde uygulandığını vurgulayanÇavuşoğlu, radikal grupların, teröristlerin bundan rahatsız olduğunu söyledi.Çavuşoğlu, hem rejimin hem de terör gruplarının zaman zaman ihlaller yaptığını, ancak genel anlamda mutabakatın başarılı ilerlediğini, ufak aksaklıkların giderilmesi için birimlerin çalıştığını aktardı.

        Çavuşoğlu, "HTŞ'nin veya El Nusra'nın terör örgütlerinin İdlib bölgesinin yüzde 50'sini ele geçirdiği söylemi doğru değil. Zaten büyük bölümü şimdi silahtan arındırılmış bölge oldu ve burada yaşayan milyonlarca sivil var. Ama bu radikal gruplar alınan tedbirlerden rahatsız ve ılımlı muhalefete saldırıyorlar." ifadelerini kullandı.

        Çavuşoğlu, terör gruplarının içindeki yabancı savaşçıların durumunu da bu kişilerin geldiği ülkelerle konuşmaları gerektiğine işaret ederek, "NATO'da ben bunu gündeme getirdim ama tüm dışişleri bakanları dostlarımız sadece gülümsedi. 'Bunları evinize kabul etmek istemiyorsunuz biliyorum ama ne yapacağız. Bunlar sizin vatandaşlarınız' dedim. Burada ciddi bir durum var." dedi.

        "DEAŞ İLE MÜCADELE EDEN SADECE TÜRKİYE"

        Çavuşoğlu, ABD ile görüşmeler hakkındaki soru üzerine de hem liderler, hem bakanlar hem de çalışma grupları düzeyinde görüşmelerin devam ettiğini söyledi.

        Patriot füze sistemlerinin satışı, FBI'nın FETÖ hakkındaki soruşturması gibi konularda diyalogun sürdüğünü aktaranÇavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasında Suriye, konsolosluk işleri ve PKK ile mücadele konularında üç çalışma grubu bulunduğunu hatırlattı.

        Çavuşoğlu, çalışma gruplarının 8 Ocak'ta Washington'da görüşmesinin planlandığını ancak Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un Ankara ziyareti nedeniyle 5 Şubat'a ertelendiğini, Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal başkanlığındaki heyetin Washington'a gideceğini söyledi.

        Çavuşoğlu, 6 Şubat'ta da DEAŞ ile Mücadele Koalisyonunun toplantısı olacağını, koalisyonda 65 ülke bulunduğunu belirterek, "Fakat bugüne kadar DEAŞ'e karşı mücadele eden tek ülke Türkiye olmuştur. Sizlerin verdiğiniz paralar PKK/YPG'ye silah olarak gitmiştir. Biz sadece Suriye'de 3 binden fazla DEAŞ üyesini etkisiz hale getirdik." diye konuştu.

        Çavuşoğlu, Irak'ta da binden fazla DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdiklerini, Türkiye'den başka hiçbir ülkenin DEAŞ ile göğüs göğüse çarpışmadığını vurguladı.

        "AVRUPA YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMELİ"

        Asselborn’un dünyanın en tecrübeli dışişleri bakanlarından biri olduğunu söyleyenÇavuşoğlu, Lüksemburg Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'nin AB sürecine destek verdiğini belirtti ve desteğinden ötürü teşekkür etti. Karşılıklı ziyaretlerin devamı konusunda hemfikir olduklarını dile getirenÇavuşoğlu, ikili ilişkiler ve bölgesel konuları ele aldıklarını ifade etti.

        Suriye’deki son gelişmeler, AB’nin içinden geçtiği süreç, mayısta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleri, Avrupa Konseyi'ndeki gelişmeleri değerlendirdiklerini kaydedenÇavuşoğlu, iki ülke arasında siyasi sorun bulunmadığını, dostluk ve müttefiklik ilişkilerinin iyi ilerlediğini belirtti. Bunun ekonomik ilişkilere de yansıdığını aktaranÇavuşoğlu, Türkiye'deki yabancı yatırımlarda Lüksemburg'un 10 milyar dolar ile 6. sırada bulunduğu bilgisini verdi.

        Çavuşoğlu, ticaret hacminin birkaç yüz milyon dolar seviyesinde bulunduğunu ama potansiyelin daha fazla olduğunu, karma ekonomik ve ticari komisyon toplantılarını yaparak ticareti artırmak istediklerini dile getirdi. Türkiye'ye gelen Lüksemburglu turist sayısının arttığını vurgulayanÇavuşoğlu, artışın devamını arzu ettiklerini bildirdi.

        Terör konusunu da ele aldıklarını anlatanÇavuşoğlu, terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün Avrupa'da yoğun olarak faaliyet gösterdiğini, bu örgütlere mensup kişilerin Lüksemburg'da ilişkileri zehirlemek için faaliyetlerde bulunduklarını Asselborn'a söylediklerini aktardı.Çavuşoğlu, bu tür terör faaliyetlerinin önlenmesinin önemini vurguladı.

        Türkiye'nin 2016'da Türkiye ile AB arasında imzalanan göç mutabakatındaki yükümlülüklerini kusursuz şekilde yerine getirdiğine işaret ederek, "Avrupa da eksik kalan yükümlülüklerini yerine getirmelidir." dedi.

        Çavuşoğlu, Asselborn ile görüşmesinde ayrıca Türkiye'nin reform sürecini, Reform Eylem Grubu toplantılarını ve Türkiye'nin üzerinde çalıştığı yargı reform stratejisini değerlendirme imkanını bulduklarını belirtti.

        TRUMP'IN SÖZLERİNE YANIT

        Sayın Trump iki kere Cumhurbaşkanımızı iki kere arayarak kararını iletti. Stratejik ortaklar Twitter üzerinden konuşmaz. Suriye'yi bölmek isteyen bir terör örgütü var, bizim hedefimiz bu terör örgütü... Biz Kürtlerin düşmanı değiliz, tarihte de en çok savunan biz olmuşuzdur, olmaya da devam edeceğiz. Bu terör örgütlerini bir tutarak bir yere varamayız. Avrupa, ABD bu gerçeği bizden çok daha iyi biliyor. Trump'ın durumunu anlıyoruz, üzerinde çok ciddi baskı var. Son tweetinde bir iç politika olduğunu biliyoruz, ama stratejik ortaklar sosya medya üzerinden konuşmaz. Hiçbir tehdide pabuç bırakmayacağımızı söyledik. Bir tarafta ekonomik zorluklar, bir tarafta terör tehdidi, bu millete sorsalar, karşı karşıya kaldığı tehdidi yok etmek için ne gerekiyorsa onu yaparız. Trump'ın kullandığı dili doğru bulmuyoruz. Öncelikle hak ettiğimiz saygıyı, ABD ve herkes bilmeli.ABD ve herkes üslubunu ve davranışlarını ayarlamalı.

        REKLAM

        "(Sınırda 30 kilometre güvenli bölge) Türkiye’nin kararlılığından sonra bu fikri ortaya attılar, buna karşı değiliz. Trump'ın üzerinde ciddi bir baskı var. Güvenlik birimleri (Suriye'den) çekilmemesi için baskı yapıyor. Biz hiçbir tehditten korkmayacağımızı söyledik. Ekonomik tehditle bir yere varılamaz"

        İdlib bir terör yuvası olduysa bunun sorumlusu rejim ve destekçisi olan ülkelerdir. O teröristleri Dara'dan Humus'tan rejim ve destekçisi ülkeler gönderdi. En son sıra İdlib'e gelince, bunu bahane ederek İdlib'e saldırmak amaçtı. Sahada değişik gruplar var, hepsini kontrol etmek kolay değil. Ama genel anlamda baktığımız zaman İdlib muhtırası başarılı bir şekilde uygulanmıştır. HTŞ'nin ya da El Nusra'nın, İdlib bölgesinin yüzde 50'sini ele geçirdiği söylemi doğru değildir. Radikal gruplar alınan tedbirlerden rahatsız ve ılımlı muhalefete saldırıyor. Bu terör örgütlerine yönelik ne yapacağımızı da konuşmamız lazım. Burada ciddi bir durum var ama Türkiye burada yapıcı bir şekilde üzerine düşeni yapıyor çünkü Suriye'de siyasi çözüm için bu çok önemlidir.

        Her şeyden önce Trump ile Erdoğan arasında telefon görüşmesi niye olmasın? Ben de Pompeo ile bunları değerlendireceğim önümüzdeki günlerde. İyi bir diyaloğumuz var bu diyalog varken neden Twitter üzerinden açıklama yapıldı, onu da açıkladım.

        ABD ile aramızda üç tane yükek düzeyli çalışma grubu var. Bir tanesi Suriye'yle ilgili, ikincisi konsolosluk konularına ilişkin, bir diğeri de PKK üzerine bir çalışma grubu. Amerikan tarafı 5 Şubat'ta toplantı gerçekleştirmek istediler. Arkadaşlarımız da gidecek. 6 Şubat'ta da DEAŞ'a karşı mücadele koalisyonunun toplantısı var. Burada 65 ülke var ancak DEAŞ'a karşı mücadele eden tek ülke Türkiye olmuştur. O toplantılar dostlar alışverişte görsün toplantısı. Irak'ta bine yakın DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik. Hiç kimse DEAŞ'la göğüs göğüse çarpışmadı Türkiye dışında.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa