Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık "Çocuklarınız için 1 dakika"

        HABERTÜRK TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un hazırlayıp sunduğu Sansürsüz programında "Nişasta Bazlı Şeker" dosyasını bir daha açıldı. Programa konuk olan uzmanlar ve yetkililerin açıklamaları toplumu bu konuda daha duyarlı olma konusunda uyarır nitelikteydi.

        Yiğit Bulut, tüm anne babaların, çocukları için daha dikkatli olmaları konusunda çağrıda bulundu ve Sansürsüz programı bir ilke imza atarak "Çocuklarınız için 1 dakika" kampanyasını başlattı.

        Program konukları TEMA Vakfı kurucusu Hayrettin Karaca, Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök, Prof. Dr. Kenan Demirkol, Dr. Yavuz Dizdar ve Arıcılar Birliği Eski Başkanı Mustafa Sarıoğlu dışında telefon ile bağlanan konuklarda NBŞ konusunda detaylı açıklamalar yaptılar.

        "ARKALARINDA ABD BAŞKANI VAR"

        'Toprak Dede' Hayrettin Karaca, ABD'deki sağlık kuruluşu FDA'nın bile gıdalardaki katkı maddelerine müdahale edemediğini öne sürerek "Çünkü bu işin arkasında ABD Başkanı var dedi. Karaca, şunları söyledi:

        “Efendim, bu GDO'ların zehir olduğu belli oldu mu? Daha ne konuşuluyor, zehir bu. Yok miktarı şu kadarmış da... Bırakın bunları. Bu bir zehirdir. Peki bu zehiri durdurmanın imkanı var mıdır? Şimdilik yoktur. Çünkü sermaye bunu eline geçirmiştir, bu kadar. Şimdi size bir cümle okuyacağım. Amerika'da FDA diye bir kurum var ya, bakın gücü ne kadarmış: “Amerika'da bile FDA tarafından gıdalarda kullanılan katkı maddeleri ve yeni ilaçlar kapsamlı bir testten geçirilmeden piyasada satılmasına onay verdiğinden, insan sağlığı için büyük tehlikelere yol açmıştır.” Adam izin almadan satıyor ama ona da bir şey diyemiyor FDA. Kim var biliyor musunuz arkasında o adamın? Amerikan Başkanı var... Bu iş artık biliniyor. Ne yapacağız? Uyacağız...

        "TEK ÇARE YENİ BİR TÜKETİM AHLAKI"

        Bakın 500 bin çocuğu, 400 bin insanı öldürüyor ilaçlarıyla Monsanto. Tek çare, bana göre yeni bir tüketim ahlakı lazım. Bugünkü global sanayinin tükettiği kadar değil, ben karar vereceğim. Bugün dünyada 2 milyar 8 milyon insan 2 dolar ve daha altında gelire sahip. Nüfus, 2030 yılından sonran 5 buçuk- 6 milyar insana çıkacak verilere göre. Demek ki benim bir çare aramam lazım buna, GDO falan değil. Ben tüketim ahlakına sahibim, ihtiyacımdan fazla tüketmem. Bugünkü ekonomi düzeni, kendine hayat veren doğal varlıkları bitirinceye kadar büyümeye devam edecektir, duramaz. Peki ne yapacağız? Toprak olmazsa hayat yok, bu kadar! Bakın bu erozyon broşürünü kim çıkarmış? Orman Bakanlığı. Güzel de anlatmış. Sonuç olarak ne yazıyor “Türkiye'de erozyon problemi, milletçe var olmak ya da yok olmak davasıdır.” Daha ne desinler? Bunu devlet söylüyor bana. Erozyon erozyon gidiyoruz!"

        "BAŞBAKAN'A MEKTUP YAZDIM"

        2005 yılında Danıştay kararıyla hukuka aykırılığı belgelenen Cargill'i Başbakan Erdoğan'ın talimatıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'n ın kurtardığını iddia eden Karaca, şu çarpıcı sözleri kullandı:

        "Hayret ediyorum. Sağlık Bakanlığı bir konuşma yapacakmış. Hayret ediyorum, neredeydiniz bugüne kadar? Neredesiniz? Zamanında işittim ki, Cargill, artık burada yaşama imkânını kaybetmiş, altı sene mahkeme sürmüş artık burada kapatması lazım geliyor, başka imkânı kalmamış. Başbakan, "Ben gelinceye kadar bunu halledin" demiş. Cumartesi günü söylüyor, Pazar günü Tarım Bakanlığı'nda Cargill'le birlikte buna çare buluyorlar. Ben de bunun üzerine Başbakan'a şöyle bir mektup yazmıştım:

        "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan. Hukuka aykırılığı, Danıştay kararlarıyla belgelenmiş olan bir yabancı firmanın Bursa'da gerçekleştirdiği yatırımı kurtarmak için ilgili firmayla birlikte Başbakanlık'ta bir çözüm toplantısı yapıldığını ve firma yararlarını

        koruması amacıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na yazılı emir vererek Toprak Kanunu'nu değiştirmesi isteğinizi duymuş bulunuyorum. Bir sade vatandaş olarak ülkenin Başbakan'ının ulusal egemenliğimizle bağdaşmayan böyle bir girişimde bulunmayacağına inanmak istiyorum. Türkiye Cumhuriyeti Cargill firmasına özel bürosu gibi fonksiyon göstermesine izin vermemiş ve verimli tarım arazilerimizin yabancılara peşkeş çekilmemesi için hukuksal düzenleme yapılmaması emrini göndermemiş olduğunuza inanmak istiyorum. ABD Başkanı Bush ile görüşmenizde bu firmanın yararlarını korumak sözü verdiğinize ise inanmak istemiyorum. Yurttaş olarak beni bu

        ülkenin kamuoyunu doğrulayan yönünde aydınlatırsanız bahtiyar olurum".

        2005 yılında yazmıştım bunu. Başbakan bana cevap vermedi. Şimdi, peki ama

        acaba bunu biz bir Cargill olarak almakta yanlışlık yaparız. Bu ABD'nin aldığı bir karar. Dünyayı bu şekilde istila etmek istiyor. Bunlar için Amerika'da FDA var. "Hayır, yanlıştır" diyor. Bir ay sonra diyorlar ki, "Yanlışlık yaptık". Demek ki bu ABD'nin kararı.

        Sayın Kemal Derviş'i havaalanında gördüm. Bir üniversitenin hocalarıyla birlikte. Görür görmez ödüm koptu, "Niye geldi bu?" dedim. Hocanın biri geldi, ne oldu diye. "Korkuyorum" dedim. Bu ABD'nin verdiği bir karardır.

        "NBŞ KOTALARI YÜZÜNDEN FABRİKALARIMIZ KAPANMA TEHLİKESİ YAŞIYOR"

        Şeker-İş Başkanı İsa Gök ise şunlara değindi: "Türk şekerinin kotası 11 milyon ton pancar civarındadır. Şeker fabrikaları Türkiye'de 2 milyar doların üzerinde yerli katma değer üretiyor. 10 milyon insanın ekmek yediği bir sektör. 120 binin üzerinde insana tam istihdam sağlayan bir sektör. Fabrikalarımız NBŞ kotaları yüzünden kapanmakla karşı karşıya gelmiştir."

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa