Güneş AKSÜS / HT MAGAZİN
Bayram yazılarını hazırlarken her seferinde şunu fark ediyorum. Bizim için dini anlamları olan iki önemli bayram var ve ikisi de çok değerli, ama bir diyetisyenin veya diyet yapmaya çalışan birinin gözünden bakarsak bu bayramlardan biri şeker (tüm karbonhidratlar) biri de et bayramı. Durum böyle olunca yine şunu hatırlıyoruz. Bizim her etkinliğimiz, düğünümüz, cenazemiz, doğum günümüz hepsi yeme-içme aktivitesi değil mi? Ee… O zaman neden bir sebze bayramımız yok? Neden Ramazan veya Kurban Bayramı’nın en büyük özelliği en güzel sebzeleri yapmak ve ailece toplanıp sebze yemek değil? Mesela şöyle bir bayram düşünsenize, bayramda aile geleneğimiz mutlaka büyüklerimizde toplanıp fırında kabak mücveri ve pancar salatası yemektir. Sanırım bu bir hayal. En sevdiğiniz yemekler neler deyince kimse bamya, börülce demiyor. Ya et, tavuk ya da mantı, börek veya kadınların bayıldığı tatlılar. Kurban Bayramı geliyor, büyüklerin evinde toplanılacak, etler yenecek hatta mangallar yakılacak, anneanne ve babaanneler mutlaka börekler yapmış olacak ve hatta gelen misafirlere ısrarla tatlılar ikram edilecek. Yemek istemeyene de bugün bayram bir şey olmaz denecek. Madem durum böyle o zaman bu güzel bayramı nasıl kendimizi zorlamadan, kilo almadan, sağlık ve mutlulukla geçiririz bunu anlatayım. Sofrada şunlara dikkat edin;