Petrol devlerinin kârında düşüş
Dünyanın en büyük 9 petrol şirketinin ocak-eylül döneminde elde ettiği kâr, geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 15.1 azalarak yaklaşık 173.45 milyar dolara geriledi
Amerikalı ExxonMobil ve Chevron ile Hollandalı Royal Dutch Shell, İngiliz bp, Fransız TotalEnergies, İtalyan Eni, Rus Rosneft, Norveçli Equinor ve Suudi Arabistan'ın ulusal petrol şirketi Saudi Aramco'nun bu dönemdeki toplam kârı 2023'e göre yaklaşık yüzde 15,1 düşüş gösterdi.
Söz konusu dönemde, Saudi Aramco 83,91 milyar dolar, ExxonMobil 26,1 milyar dolar, Shell 20 milyar dolar, Chevron 14,49 milyar dolar, TotalEnergies 11,8 milyar dolar, Rosneft 8,72 milyar dolar, bp 7,75 milyar dolar, Equinor 6,83 milyar dolar ve Eni 2,55 milyar dolar kâr elde ettiğini açıkladı.
Geçen yılın ocak-eylül dönemine kıyasla, Saudi Aramco yüzde 11,2, ExxonMobil yüzde 8, Shell yüzde 4,5, Chevron yüzde 24,4, TotalEnergies yüzde 27,7, Rosneft yüzde 13,8, bp yüzde 28,5, Equinor yüzde 26,5 ve Eni yüzde 47,9 daha az kâr açıkladı.
Saudi Aramco 2023'ün aynı döneminde 94,54 milyar dolar, ExxonMobil 28,38 milyar dolar, Shell 20,94 milyar dolar, Chevron 19,17 milyar dolar, TotalEnergies 16,32, bp 10,84 milyar dolar, Rosneft 10,12 milyar dolar, Equinor 9,3 milyar dolar ve Eni 4,9 milyar dolar kâr sağlamıştı.
Böylece geçen yılın ocak-eylül döneminde yaklaşık 214,51 milyar dolar civarında net gelir elde eden firmaların bu yılın aynı dönemindeki net gelirleri ortalama 182,15 milyar dolar olarak kayıtlara geçti.
YÜKSEK MALİYETLER DÜŞÜŞE YOL AÇIYOR
Viyana Enerji Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Fereydoun Barkeshli, uluslararası ve ulusal petrol şirketlerinin kâr marjının düşmesinde pek çok farklı etmenin rol oynadığını söyledi.
Barkeshli, uluslararası petrol endüstrisinin teknolojik yeniliklere ayak uyduramaması nedeniyle üretim maliyetlerinin hızla artmasının söz konusu nedenlerden biri olduğuna işaret ederek, "Verimlilikteki düşüş ve teknolojiye yapılan yetersiz yatırımlar sonucu, petrol artık daha yüksek maliyetlerle keşfediliyor ve üretiliyor. Bu da şirketlerin kâr marjlarının daralmasına yol açıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Çevresel düzenlemeler ve kısıtlamaların da keşif ve üretim maliyetlerini olumsuz etkilediğini belirten Barkeshli, şirketlerin çevresel koşulları dengelemek amacıyla daha uzun prosedürlerden geçmek ve tazminat planlarına uymak zorunda kaldıklarını vurguladı.
Barkeshli, petrol çağının sonuna gelindiği yönündeki anlatının da şirketleri petrol yatırımlarından uzaklaştıran önemli bir unsur haline geldiğini ifade ederek, "Birçok petrol şirketi, kazançlarını petrol sektörüne yeniden yatırmak yerine, özellikle yenilenebilir veya nükleer enerji gibi alternatif alanlara yönelmeyi tercih ediyor. Örneğin, TotalEnergies, nükleer santrallere yatırım yapmayı değerlendirmeye başladı" diye konuştu.
Ayrıca, piyasada arz fazlası beklentilerinin artmasının bu noktada önemli bir rol oynadığını ifade eden Barkeshli, "Guyana ve Brezilya'daki büyük petrol keşifleri, piyasa oyuncularına arz endişelerini hafifleten güçlü sinyaller gönderdi. Ancak, OPEC sekretaryası tarafından yayımlanan resmi verilere rağmen arz kısıntısına uymama gibi durumlar yaşandı" bilgisini paylaştı.
Barkeshli, artan üretimin yanı sıra düşük talep öngörülerinin de fiyat düşüşleri üzerinde etkili olduğunu dile getirerek, "Çin ekonomisi, yüzde 4'lük büyümede zorlandı. Aynı durum Hindistan ve çoğu Avrasya ülkeleri için de geçerliydi. Yani, piyasaların talep tarafında da üreticilere pek de iyi davrandığı söylenemez" ifadelerini kullandı.
Saudi Aramco ve Rosneft gibi ulusal petrol şirketlerinin fiyatlandırma yapılarının uluslararası petrol şirketlerine kıyasla farklı olduğuna değinen Barkeshli, "Ulusal petrol şirketlerinin üretim maliyetleri, devlet destekleri ve avantajlı mali koşullar sayesinde genellikle daha düşüktür. Uluslararası petrol şirketleri ise daha şeffaf mali sınırlamalar ve yükümlülüklere tabidir. Bu nedenle, yılın son üç çeyreğinde raporlanan ulusal petrol şirketlerinin kârı daha yüksek seviyelerde kaldı" dedi.
Barkeshli, ulusal petrol şirketlerinin temel amacının, en büyük paydaşları olan devlet için belirli fiyat ve gelir hedeflerini karşılamak olduğunu belirterek, "Bazı şirketlerin kâr açıklamaları, belirli durumlarda politize olabiliyor. Aslında, yaptırım altında olan şirketler için belirli bir kâr marjı oluşturmak oldukça karmaşık" diye konuştu.