Özge Özpirinçci: "İyi ki bu kararı vermişim" diyebiliyorum
SHOW TV'nin yeni dizisi 'Sandık Kokusu'; izleyicilere; merkezinde anne - kız ilişkisinin olduğu çarpıcı bir hikâye sunacak. 'Sandık Kokusu'nda 'Karsu'yu canlandıran Özge Özpirinçci, dizide rol almayı kabul etmesindeki etmenlerin neler olduğundan, canlandırdığı 'Karsu' ile benzer yanlarının olup olmadığına kadar birçok konuda duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Özpirinçci, onlardan birinin altını şöyle çizdi; "Eğer senaryoya inanırsam, seversem, karakteri canlandırabileceğime inanırsam geri kalan şeyler çoğu zaman çözülebiliyor. Genel olarak televizyonda oynadığım karakterlerin sosyoekonomik durumlarından farklı bir durumu olan bir karakteri canlandırmak ama yine aynı zamanda bunu üç boyutlu bir karakter olarak da gösterebilmek beni heyecanlandırdı"
- 1
SHOW TV'den izleyicileri, ekran başına toplayacak yeni bir dizi daha yayın hayatına başlıyor; 'Sandık Kokusu'...
Yapımcılığını O3 Medya'nın üstlendiği, senaryosunu Melis Civelek ve Zeynep Gür'ün kaleme aldığı, kreatif danışmanlığını Zeynep Günay'ın yaptığı ve Nezaket Coşkun'un yönettiği 'Sandık Kokusu', bugün saat 20.00'den itibaren ekranlara yansıyacak.
'Sandık Kokusu'nun başrol oyuncularından Özge Özpirinçci, dizide rol almayı kabul etmesindeki etmenlerin neler olduğundan canlandırdığı 'Karsu' ile benzer yanlarının olup olmadığına kadar birçok konuda duygu ve düşüncelerini dile getirdi. - 2
- 3
• Bize biraz bu projeden bahsedebilir misiniz?
'Sandık Kokusu', aslında senaryosunu okumadan önce bana biraz yapımcımız Saner Ayar ve proje danışmanımız Zeynep Günay tarafından bahsedilen bir projeydi. Tabii bir anne - kız hikâyesi olması ve bu anne - kız ilişkisindeki sıkıntıları ele almayı tercih ediyor olması benim çok hoşuma gitti. Çünkü ben de şimdi yeni bir kız annesi olduğum için çok merak ettiğim bir ilişki gerçekten. Bakalım göreceğim... Senaryo ve hikâyenin heyecanlandırması başta en büyük cezbedici etkendi. Daha sonra oturup konuştuğumuzda geri kalan her şey de benim için tamam olunca projeyi kabul ettim ve gün geçtikçe de "İyi ki kabul etmişim" dedim. Kadro çalışmaları olsun, öncesindeki bizim oyuncular ve yönetmenlerimizle birlikte yaptığımız sahne çalışmaları olsun bana çok büyük şey kattı ve bir kez daha çoğu durumda aslında sürecin en az sonuç kadar kıymetli olduğunu bana gösterdi. -
- 4
• Dizinin çekim süreci nasıl gidiyor?
Dizinin çekim süreci çok güzel gidiyor. İki hafta Adana'da çekim yaptıktan sonra İstanbul'a geldik, burada devam ediyoruz. Tabii ilk 1 - 2 bölüm iç içe çekiyoruz, o bazen biraz kafa karıştırıcı olabiliyor. Çünkü "Ya bir dakika ben bu sahnenin bir öncesini Adana'da çekmiştim orada nasıldı, ne yaptım, ne ettim?"i hatırlamak bazen zor olabiliyor ama tabii ekipçe çok dikkatli bir şekilde çalışıyoruz.
Bütün bunlara dikkat ederek. O yüzden umarız ki gözümüzden bir şey kaçmaz, bir hata yapmayız. Set çok eğlenceli. Çünkü ne kadar ağır bir drama işi çekerseniz aslında setin o kadar eğlenceli olması gerek gibi hissediyorum. Çünkü ikisinin birbirini dengelemesi gerekiyor benim için... Öbür türlü "Sette sürekli ağır bir hava olur" diye düşünüyorum. Bütün ekip gayet güzel anlaşıyoruz. Umarım sezon sonuna kadar da böyle devam edeceğiz. - 5
• Bu projeyi kabul etmenizi sağlayan şey neydi?
Bu hikâyeyi kabul etmemi sağlayan en büyük şeyin senaryo olduğunu söyleyebilirim. Benim için aslında bütün projelerde bu böyle, önce senaryo... Eğer senaryoya inanırsam, seversem, karakteri canlandırabileceğime inanırsam geri kalan şeyler çoğu zaman çözülebiliyor. Genel olarak televizyonda oynadığım karakterlerin sosyoekonomik durumlarından farklı bir durumu olan bir karakteri canlandırmak ama yine aynı zamanda bunu üç boyutlu bir karakter olarak da gösterebilmek beni heyecanlandırdı. O3 Medya ile ilk defa çalışıyorum, hiç bilmiyordum çalışma
şekillerini ve çok çok mutluyum... Kendimi gerçekten prenses gibi hissediyorum. Bu çok güzel bir şey çok kıymetli bir şey. Bunu söylemek istiyorum. Çünkü bir yerde mutlaka söyleyecektim ama ilk size kısmet oldu. İlk bölümlerin senaryolarını basılı halde istediğim zaman evime yapım şirketinden bir arkadaş getirdi. Poşeti açtım baktım ve içinde bir paket de çikolata vardı. O anda o kadar hoşuma gitti ki bu... Küçücük bir jest çok kıymetli hissettirdi bana kendimi o yüzden harika bir
sezon, harika bir yolculuk olacağına eminim. Aynı zamanda Zeynep Günay, Nezaket Coşkun, Melis Civelek, Zeynep Gür gibi isimlerle çalışıyor olmak da benim için çok heyecan verici. Aynı zamanda Ulaş Hoca, ikinci yönetmenimiz. Onunla da 10 sene önceden çalışmıştık. Bu tarz eskiden çalıştığım insanlarla tekrar çalışmak bana biraz sağlama da yaptırıyor mesleki anlamda... 10 sene önce neredeydim, ne yaptım, bu geçtiğimiz 10 sene neler katmışım... Birilerinden bunları görmek çok keyifli oluyor. Bir de tabii Demet Akbağ ile anne - kız oynamak… Daha ne isterim? - 6
• Dizide oynadığınız karakterler için nasıl hazırlandınız?
Açıkçası tek başıma ekstra bir hazırlık yapmadım 'Karsu' karakterini oynamak için. Zaten Zeynep Hoca, Nezaket Hoca ve Ulaş Hoca ile birlikte oturup çok güzel çalışmalar yaptık. Hem diğer karakterlerle olan ilişkiler üzerinden, hem 'Karsu'nun geçmişi, neler yaşadığı üzerinden çok güzel birkaç buluşma yaşadık. Bu ön çalışmalar çok faydalı oldu. "Sete ne kadar az soru işareti bırakırsak o kadar iyi olur " diye düşünüp bunların hepsini setten önce en azından oturup konuşalım, tartışalım istedik. Kendileri tabii ki de tartışmaya, soru sorulmasına çok açık insanlar. Çünkü biz oyuncular soru sormayı çok seven insanlarız. Hep soru sormak istiyoruz ve aldığımız cevapların da bizi tatmin etmesini istiyoruz ki oynadığımız karakteri en gerçekçi şekilde, en kanlı canlı şekilde izleyicilere sunabilelim. Bu konuda da hep destek oldular. -
- 7
• Karakterinizin geçmişi ve geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
'Karsu'nun geçmişi bayağı karışık aslında... Başına bir sürü şey gelmiş onun hiçbir kontrolü olmadan. Dolayısıyla 'Karsu' daha çok başına gelen şeyler üzerine hareket etmek zorunda kalan bir karakter. Fakat çok büyük bir karar verip hayatında bir değişiklik yapıp 'Reha' ile evleniyor ve aslında kendini olmak istemediği bir yerden çıkarttığını zannederken başka olmak istemediği bir yere düşüyor. Ve günümüzde onu ayakta tutan tek şey 3 çocuğuna olan sonsuz sevgisi. Geleceğine baktığımız zamanda, geleceği daha karışık olacak geçmişinden. Çünkü yine başına bir şeyler geliyor ve 'Karsu' hayatta yine çok büyük bir karar verip asla olacağını düşünmediği bir noktaya geliyor. Böyle konuşmak zorundayım. Çünkü izleyicilerimize bölümü izlemeden önce sürprizi bozacak bir şey söylememeye çalışıyorum bir taraftan. Dolayısıyla aslında hep etrafında bir şeyler olan ve bunlardan etkilendiği için kararlar vermek zorunda kalıp bu kararların arkasında büyük bir kararlılık ve cesaretle durmaya çalışan bir kadını izleyeceğimizi söyleyebilirim. - 8
- 9
• Karakterlerinizden ve aralarındaki ilişkiden bahsedebilir misiniz?
'Karsu' ve 'Filiz' arasında başta aslında artık birbirlerini olduğu gibi kabul ettiğini zannettiğimiz bir ilişki görüyoruz fakat 'Filiz'in yaptığı çok büyük bir hatayla aralarındaki ilişki tamamen kopuyor. Ve 3 sene sonra tekrar bir araya gelmek durumunda kalıyorlar. 'Reha' ile olan ilişkim, üzücü bir ilişki.... Yani aslında çok mutlu olabilecek bir çiftin verdikleri yanlış kararlardan dolayı ya da yaptıkları hatalardan dolayı maalesef heba olduğunu söyleyebiliriz. Üç tane çocuğu var; 'Tılsım', 'Kuzey' ve 'Selin'.... Bu üç çocuğu onun için tabii ki dünyadaki en önemli şey ama 'Tılsım' tabii ergen yaşlarına ulaştığı için onunla güzel çatışmaları da oluyor. -
- 10
• Canlandıracağınız karakterlerle sizin aranızda herhangi bir benzerlik var mı?
'Karsu' ve Özge'nin arasındaki benzerliğin sıfır olduğunu söyleyebilirim. Hayatımda ilk defa bir karakterle aramda hiçbir benzerlik yok. Hatta böyle ön çalışmalar zamanında Zeynep Hoca ve Nezaket Hoca ile çalışırken "Şimdi tabii Özge olsa böyle yapar ama işte Özge tabii bunu demez ama" diye hep böyle çalışmalarımızda 'Karsu' ile Özge'nin birbirinden ne kadar farklı iki insan olduğunu konuştuk. Tabii olduğum kişiden farklı karakterler oynamak hep çok hoşuma gidiyor. Çünkü kendi içimde de kapalı olan bir sürü kapıyı açıyorum, aralıyorum. Bazen içinden çıkan şey beni rahatlatıyor, bazen korkutuyor ama bu sefer böyle rahatlatıcı şeylerle karşılaşacak bir durum olacak gibi hissediyorum. Çünkü 'Karsu', çok daha uysal, çok daha sisteme ayak uydurabilen bir karakter aslında. Benim de zaten Özge olarak bu hayatta en çok zorlandığım şeylerden biri sisteme ayak uydurmak. Sistemi daha iyi yapabilmek varken ben, "Neden hali hazırda işlediği için sadece devam eden bir sisteme ayak uydurayım" sorusu hep kafamda yankılanıyor. Hele ki büyüdükçe ve bir kız annesi olunca... Tek benzerliğimiz ikimizin de çocuğumuzun olması. - 11
• Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz, küçüklüğünüzden beri düşündüğünüz, hayalini kurduğunuz bir meslek miydi?
Daha bugün yolda gelirken Emre Can var bizim prodüksiyonda, onunla sohbet ediyorduk. Hayatta herkesin bir hobisi olması gerektiğini söylerdi babam hep ve onun bir sürü hobisi vardı. Ben, hobimi ben işime çevirdim. Yani hobim artık benim profesyonel hayatım oldu. Bu sene mesleğimde 16'ncı yılıma giriyorum ve "İyi ki bu kararı vermişim" diyebiliyorum. Çok şükür... Ağabeyim, küçücük yaşlarda evde eğlenmek için oyun niyetine kısa skeçlerden oluşan filmler çekerdi. Beni, kuzenlerimi, komşularımızın çocuklarını, arkadaslarını oynatırdı. Çok eğlenceli bir aktiviteydi o bizim için. Çünkü hep "Oyun oynuyorduk." Şimdi hayatımı "oyun oynayarak" kazanıyorum. - 12
• Ne tip rolleri canlandırmayı daha çok seviyorsunuz?
Dijital platformların hayatımıza girmesiyle özellikle kadın oyuncular için yelpazenin biraz daha genişlediğini söyleyebilirim. Ben her şeyi oynamak isterim. Eğer senaryo güzelse her rolü oynamak isterim. Bizim işimizde önce senaryo ve sonrasında da o senaryoya doğru ekibi kurmak önemlidir. Bu oyuncu seçiminden tutun da çekim mekânına kadar geniş yelpazesi olan faktörler. Bir iş başarılı oluyorsa, bütün bu faktörler ahenk içinde bir araya gelmiştir. Televizyon bir maraton. Hem oynadığınız dizinin tutmasını istersiniz hem de yolda yorulursunuz. O yüzden ekip çok önemlidir. Gün gelir siz ekibinizi motive edersiniz gün gelir ekibiniz sizi ayağa kaldırır. -
- 13
• Sizin boş zamanlarınızda izlemeyi sevdiğiniz şeyler neler? Dizi, film vs...
'Crown'un son sezon ilk bölümünü izledim ve tabii ki de ağladım. Hatta karavanda izledim... Sahneye girmeden önce kendimi ağlarken buldum. 'Succession'ı çok seviyorum, dönüp dönüp izleyebileceğim bir dizi... 'BoJack Horsemen'i çok seviyorum, her zaman izleyebilirim. 'Sex and The City' benim için en güzel çerezlerden biri. Böyle sanki "Canım bir parça çikolata istiyor" der gibi ara ara izlerim. Onun dışında bu geçtiğimiz iki sene çok konsantre olabildiğim bir dönem değildi. O yüzden sinema ve film konusunda bayağı bir geride kaldım. - 14
• Yurt dışındaki izleyicilerinize neler söylemek istersiniz?
Uluslararası arenada bu kadar çok seçeneğin içinde Türk dizilerini de, Türkiye'de çekilen dizileri de kendi izleme listelerine kattıkları için çok mutluyum. Çünkü bizim topraklarımız gerçekten çok fazla hikâye barındırıyor. Bunların hepsinin anlatılması imkânsız olsa da içlerinden seçtiğimiz hikâyeler aslında daha çok buzdağının görünen kısmı gönül isterdi ki hiçbir kaygımız endişemiz olmadan, başarı parametrelerimiz farklı olarak bu hikâyeleri anlatabilsek. Ama inşallah ilerleyen zamanlarda onun da olacağını düşünüyorum. Biz yazmaya, çekmeye, oynamaya, kurgulamaya devam edecegiz. Her türlü güzellikleri birleştirerek günün sonunda güzel diziler yapmaya çalışmaya devam edeceğiz. Umarız onlar da bizi izlemekten keyif almaya devam ederler.