OSD'den ÖTV açıklaması: 'Tüm araçların yüzde 80'e girmesini doğru bulmuyoruz'

İkinci el oto satışlarına getirilen bir diğer yeni düzenleme, fiyatların aynı aracın sıfır kilometre fiyatını geçemeyecek olması yönünde. Böylece, online ilan platformlarına verilen ikinci el araç ilanları, sıfır kilometre araç fiyatını geçemeyecek.

Her iki düzenlemenin amacının da, ikinci el de fırsatçılığı ve stokçuluğu bitirerek, otomobili artık bir yatırım aracı olmaktan çıkarmak olduğu söylenebilir. Aynı zamanda, ikinci el araç piyasasında elde edilen vergisiz kazancın da engellenmesi yapılan düzenlemelerin hedefleri arasında.

Otomobil piyasasında bu iki düzenleme gündemin üst sıralarına yerleşirken, döviz kurundaki hareketlilik de fiyatları yukarı çekmeye devam ediyor. Gelinen noktada, aynı geçmişte olduğu gibi yeniden yüzde 80 ÖTV diliminin altında bir araç kalmamış durumda.

İşte gelişmeler bu yönde iken, Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, hem Türk otomotiv sanayisindeki üretim ve ihracat rakamlarına, hem de sektördeki güncel gelişmelere yönelik önemli değerlendirmelerde bulundu.

'VERGİLER TÜKETİCİNİN MOBİLİTEYE ERİŞİMİNDE ÖNEMLİ BİR SORUN'

OSD Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Eroldu, Türkiye'de tüm otomobillerin yüzde 80 ve üzeri vergi dilimine girdiğini vurgulayarak bu durumun yerli üretici ve tüketici için dezavantaj yarattığını vurguladı.

Eroldu, "Aralık ayında baktığımız zaman yüzde 80 ve üzeri vergi diliminde olan araçlar pazarının yüzde 65’ini oluşturuyordu. Haziran ayında bu rakam yüzde 98’e yükseldi, Temmuz ayında da yapılan zamlarla ve ÖTV matrahlarının değişmemesi sonucunda yüzde 100 oldu" dedi.

Mevcut ÖTV sistemindeki yüzde 45, 50, 60, 80 vergi dilimlerinin yerli üreticilere bir rekabet avantajı sağladığını anlatan OSD Başkanı Eroldu, "Faka, yıl başından bu yana yerli üreticilerin araçlarının fiyatları aslında ithalatçılara göre daha fazla artmış oldu. Çünkü sene başında yüzde 80 dilimde olan bir araçta vergi değişimi yok, fakat sene başında yüzde 50 vergi dilimine giren bir araçta yüzde 50’den 80’e gittiğiniz zaman bir vergi değişimi de geliyor. Türkiye'de satılan bütün araçların yüzde 80’lik ÖTV diliminde olması Türk tüketicisinin mobiliteye erişiminde önemli bir sorun. Dolayısıyla Türkiye'de bütün araçların yüzde 80’lik vergi dilimine konu olmasını uygun bulmuyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Eroldu, ÖTV’de yeniden araçların düşük matrahlara geçeceği bir düzenlemenin gerekli olduğuna da işaret ederek, "Bu olursa yerli üretici korunmuş olur ve vatandaş daha uygun fiyattan araç satın alabilir" görüşünü paylaştı.

OSD Başkanı Eroldu, pazardaki yüksek talebin de yüksek kalmaya devam edeceği yönünde tahminde bulunarak, "Eğer enflasyonun düşme eğilimine girdiği izlenimi yaratılırsa pazardaki talepte bir azalma yaşanabilir, fakat mevcut şartlarda talebin düşeceğini öngörmüyoruz" dedi.

'ÜRETİM PANDEMİ ÖNCESİNİ YAKALADI'

Yılın ilk 6 ayında kaydedilen 735 bin adetlik otomotiv üretiminin geçen senenin yüzde 13 üzerinde olduğunu vurgulayan Eroldu, bu rakamın yıl sonunda 1.5 milyon adetlik bir toplam üretime işaret ettiğini bildirdi.

Eroldu, "İlk 6 ayda pandemi öncesi üretim seviyelerine geri döndüğümüzü söyleyebiliriz. 2017'de, otomotiv sanayi tarihindeki en yüksek üretimi 6 aylık süreçte 870 binlik adetti. Ama 735 binlik adetle de 2019 üretim seviyesini yakalamış durumdayız" diye konuştu.

Eroldu, sanayide kapasite kullanım oranının da yüzde 67’den yüzde 74’e yükseldiğini belirterek, "Bunda hem ihracattaki artışın hem de iç piyasadaki artışın çok katkısı var. Malzeme bulunurluğu, çip sorunları tamamen ortadan kalkmış değil. Bütün bu zorluklara rağmen kapasite kullanım oranımız başarılı. İhracat adetlerimizin de bu sene 500 bini geçtiğini görüyoruz. Burada da bir milyonun üzerinde bir ihracatla seneyi kapatacağız gibi duruyor" dedi.

'YÜKSEK TALEP İTHALATI ARTIRIYOR'

OSD Başkanı Eroldu, iç pazardaki talebin ithalatı artırdığına da dikkat çekerek, "Üretimin içinde iç piyasaya ayırdığımız payı da arttırıyoruz fakat iç piyasadaki talebin bu kadar çok güçlü olması maalesef Türkiye'de ithalatı artıran bir sonuç yaratıyor. Şu anda otomobilde yüzde 34’lük bir yerli payımız var ki bunun biz 40- 41’li seviyelerde olduğunu da gördük geçmiş yıllarda. Keza hafif ticari araçlarda da yüzde 60’lık seviyelerden yüzde 50’lik seviyelere doğru bir geri gelmemiz söz konusu" görüşlerini paylaştı.

İthalattaki artışın otomotiv endüstrisindeki dış ticaret dengesini de etkilediğini kaydeden Eroldu, "İlk 5 aylık rakamlara baktığımız zaman geçen sene 4.4 milyar dolar olan dış ticaret fazlası bu sene 1 milyar dolara gerilemiş durumda. Bu da tamamen ülkedeki ithalatın artmasının getirdiği bir sonuç. Türkiye'de otomobil üretiminde ilk 5 ayda yüzde 30’luk bir artış varken Avrupa Birliği'nde yüzde 19’luk bir artış var. Otomotiv sanayi ihracattan iç piyasaya doğru bir kaydırma yapıp iç piyasadaki yüksek talebi karşılamaya çalışıyor. Fakat talep çok kuvvetli olunca da, bu talebin ister istemez bir miktarını ithalata kaptırmış oluyoruz" dedi.

Otomotiv sanayisi için yıl sonu öngörülerini de paylaşan Cengiz Eroldu, "Avrupa'da da talebin az da olsa azalacağı varsayımı var. Bu sene ihracatın 1 milyonun üzerinde, 1 milyon 60 binle 1 milyon 170 bin arasında kapanmasını bekliyoruz. Bu 2022’ye göre aslında yüzde 9 ile yüzde 20 arasında bir artış demek. Üretimde de 1 milyon 440 bin ile 1 milyon 590 bin arasında bir yerde olacağını tahmin ediyoruz" ifadelerini kullandı.

OSD'nin verdiği bilgiye göre, toplam otomotiv üretiminde Avrupa'da dördüncü büyük ülke olan Türkiye'nin, ticari araç üretiminde Avrupa birincisi ve otomobil üretiminde ise Avrupa 6'ncısı olduğunu belirtelim.