Netflix ve benzerlerine gelen RTÜK yönetmeliği kimi, nasıl etkileyecek?
Türkiye'de Netflix başta olmak üzere internet üzerinden yayın yapanların RTÜK denetimine alınması, gündeme bomba gibi düştü. Peki bu yeni düzenleme, kimi, nasıl etkileyecek? İşte 5 maddede bu sorunun cevabı… Necdet Çalışkan'ın analizi
İnternet ortamından yapılan radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayın hizmetleri artık Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimi kapsamına alındı.
Netflix, BluTV ve Puhutv gibi online dizi ve film izleme mecralarının yanısıra, internet üzerinden yayıncılık yapan dijital platformları yakından ilgilendiren düzenlemeyle bu platformlara Türkiye’de şirket kurma, RTÜK’ten yayın lisansı alma, her yıl yıllık gelirlerinden belirli bir payını RTÜK’e ödeme, hem 5651 ve hem de 6112 sayılı kanunlardaki hükümlere uyma ile RTÜK’ün uygun bulmadığı içerikleri kaldırma zorunluluğu getirildi.
Peki kamuoyunda eleştirilerle birlikte geniş yer bulan bu düzenleme, kimi, nasıl etkileyecek? İşte cevabı…
1- ÖNCE BURADA ŞİRKET KUR...
Öncelikle artık internet ortamından radyo, televizyon veya isteğe bağlı yayın yapabilmek için RTÜK’ten yayın lisansı (izin belgesi) almak gerekecek. Habertürk’ten Necdet Çalışkan’ın haberine göre bu lisans da Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulan limited veya anonim şirketlere verilebilecek.
Dolayısıyla Netflix gibi merkezi yurtdışında olan platformların Türkiye’de hizmet vermeye devam etmesi için önce Türkiye’de şirket kurmaları şartı aranacak. Dolayısıyla Netflix gibi merkezi yurtdışında olan yayın platformlarına göre yerli oyuncular yeni döneme bu anlamda daha avantajlı başlayacak.
2- LİSANS ÜCRETİ BÜYÜKLERE ÇEREZ PARASI AMA...
Bir diğer unsur internet ortamından radyo yayını sunmak için İNTERNET-RD, televizyon yayını sunmak için İNTERNET-TV, isteğe bağlı yayın hizmeti sunmak için de İNTERNET-İBYH yayın lisansı sahibi olmak gerekecek. 10 yıllık bir dönemi kapsayan bu lisansların ücretleri İNTERNET-RD’de 10 bin TL, İNTERNET-TV ve İNTERNET-İBYH için ise 100 bin TL olacak.
Bu tutarlar hem Netflix gibi yabancı hem de BluTV ve puhuTV gibi yerli ticari kuruluşlar açısından kayda değer bir tutar değil şüphesiz. Örnek vermek gerekirse, Netflix bu lisansın parasını ortalama 20 aboneden elde ettiği gelirle çıkarabiliyor. Diğer bir ifadeyle, 20 abonenin 10 yılda ödediği toplam tutar, 10 yıllık lisans ücretine bedel. Ancak özellikle internet üzerinden TV yayınını kamuyu aydınlatmak için yapanlar açısından bu 100 bin TL’lik lisans bedeli ciddi bir engel oluşturacak.
3- ABONE VE GELİRİNİ BİLDİR...
Yayın hizmetlerini abone ve/veya kullanıcılara ücret karşılığında sunan kuruluşlar yıllık net satışlarının binde 5’ini izleyen yılın Nisan ayı sonuna kadar RTÜK’e ödeyecek. Yani Netflix Türkiye’den elde ettiği gelirin binde 5’ini her yıl RTÜK’e verecek. Tabi mevcut duruma göre bunun olması pek mümkün değil.
Çünkü genel merkezi ABD olan Netflix, Türkiye’deki abonelerine faturalarını Hollanda’daki birimi üzerinden gönderiyor. Abonelerin ödediği aylık tutarların içinde yüzde 18’lik KDV de yer alıyor ancak faaliyetleri Türkiye’de kurulu bir şirketi üzerinden yürütülmediği için kurumlar vergisi gibi diğer vergiler sözkonusu olmuyor. Sonuç itibariyle bu binde 5’lik ücretin ödenmesi için önce Türkiye’de şirketinin olması; ardından Türkiye’deki kullanıcı sayısını, elde ettiği geliri her yıl RTÜK’e bildirmesi gerekiyor.
4- YENİ YERLİLER KAPIDA HAZIR BEKLİYOR..
Mevcut durumda Netflix, ABD dışındaki pazarlarda ülke bazında kullanıcı/abone sayısı ve gelir rakamlarını paylaşmıyor. ABD’de New York Borsası’na kote olan şirket, yatırımcılarına da finansal ve operasyonel sonuçlarını bu şekilde duyuruyor. Yani bu madde itibariyle de yerli rakipleri bir adım öne çıkıyor.
Bu durum sadece mevcut yerli platformları değil, yeni yerliler için de bir avantaj olarak öne çıkıyor. Habertürk’ten Mehmet Çalışkan’ın geçen aylarda gündeme taşıdığı gibi Türkiye’de görsel sanatlar alanında en çok içerik üreten yerli yapım şirketi BKM de kendi dijital platformunu kurmak için çalışmalar yürütüyor.
5- VPN, TORRENT…
Yayımlanan yönetmeliğin en çok tartışılan konularından biri de hiç şüphesiz ki içeriklerin denetimi. Buna göre Üst Kurul, medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, yayınlarının içerikleri nedeniyle program durdurma, yayın durdurma ve lisans iptali yaptırımlarını uygulayabilecek.
Netflix gibi isteğe bağlı yayınlar için program kataloglarını RTÜK’e bildirmek zorunda olacak. Üst Kurulca 6112 sayılı Kanun kapsamında uygun bulunmayan içerikler program kataloğundan çıkarılacak.
Bu durum ise bir yandan denetim ile sansür arasındaki ince ayrımı daha da belirsizleştirirken, diğer yandan da Türkiye’deki internet kullanıcılarının geçmiş yıllardaki erişim engellemeleri nedeniyle zaten oldukça aşina olduğu VPN uygulamaları ve torrent sitelerine yönelmesine yol açabilecek.
SONUÇ…
Netflix’in yerli rakipleri için avantajlı gibi görünen yönetmelik, arkasında büyük ticari oluşumlar bulunmayan yerli yayıncılık/habercilik platformları için hayli zorlayıcı olacak. Türkiye’ye 2016 yılında gelen Netflix’in yanısıra, HBO, Disney ve Apple TV+ gibi dünyanın önde gelen dijital yayıncılık platformları, ya Türkiye’deki bu son yönetmelik kapsamında yerelleşerek yoluna devam edecek ya da Türkiye pazarıyla arasına mesafe koyacak.
İnternet üzerinden isteğe bağlı yayın yapan kuruluşlar, Türkiye’de yasal otoriteler tarafından denetlenebilecek ve daha fazla gelirin elde edilebileceği bir kalem haline gelecek.
Ama son kullanıcılar açısından bakıldığında ise içerik ve program katalogu kısıtlamaları, hem isteğe bağlı olarak hem de aylık bir bedel ödenerek alınan bir hizmetin aboneliğine devam edip etmeme kararını sorgulatacak.