Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Keşfet Resmi İlanlar

Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Orhan Bursalı, Nobel ödüllü Prof. Dr. Aziz Sancar'la yaptığı röportajı, köşesine "Kanser ilacı da vücut saatine göre" başlığıyla taşıdı.

Kanser üzerinde çalışmalar yapan Prof. Dr. Aziz Sancar, kanser ilaçlarının etkisi ile insanın biyolojik saat ritmi arasındaki ilişkiyi araştırmada yeni bilgiler üretildiğine ve bu konuda yeni çalışmaları olduğuna dikkat çekti.

Kanser tedavisinde Cisplatin kullanıldığını kaydeden Prof. Dr. Sancar, bu ilacın kanser hücrelerini öldürdüğünü ama öte yandan DNA’ya zarar verdiğini ve başka ciddi yan etkileri de olduğunu söyledi.

Peki, hangi zaman diliminde alınmalı ki bu ilacın iyileştirici etkisi artsın veya zehirleyici etkisi azalsın?

Prof. Dr. Sancar, konuyla ilgili şunları söyledi: "Son yayınlarda, fare böbrek ve karaciğerinde, Cisplatin kanser ilacının yarattığı DNA hasarının onarımında, biyolojik saat zamanının etkisini test ettiler. Genom onarımının iki biyolojik saat tarafından kontrol edildiğini gördüler. Genel onarımın en çok etkin olduğu zamanları, çoğu kanserin hatalı sirkadiyen ritimlerini saptadılar ve ilacın zamanlanmış dozu ile yapılacak yeni araştırmanın, ilacın sağlıklı dokudaki hasarı azaltabileceğini ve tedavi indeksini geliştirebileceğini gördüler.

BU ÇALIŞMA NASIL İLERLİYOR?

Model farelerde gerçekleştirdikleri insan kalınbağırsak kanserinde keşfettikleri, eğer pek çok kanser türünde de doğrulanırsa, kanser ve biyolojik ritim ilişkisinde yepyeni bir aşamaya ulaşacaklar ve bu bulgu büyük ses getirecek. Bu araştırma sonucunun resmen açıklanmasını bekliyoruz."

KANSERE ONLARCA YILDIR KESİN BİR ÇÖZÜM ÜRETİLEMEDİ AMA...

Orhan Bursalı, bilimin mesela kanser konusunda her yıl 6 milyar doların üzerinde para harcamasına rağmen, onlarca yıldır kesin bir çözüm üretemediğinden hareketle, fikrini soruyor.

İşte Sancar'ın cevabı; "Bilim adım adım ilerliyor, taş üzerine taş konarak. Öyle büyük paradigma değişiklikleriyle büyük devrimsel çözümlerle sorunun halledileceğini düşünmüyorum. Çünkü moleküler ve genetik düzeyde anlaşılması gereken daha çok konu var. Bak, yeni yöntemler keşfediliyor ve bu yöntemler çalışmalara büyük hız kazandırıyor..."

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ