İbrahim Kalın, Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 2019'un son Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Kanal İstanbul'un belediye veya bir parti projesi değil devlet projesi olduğunu belirten Kalın, "Kanal İstanbul Montrö'yü mülga edecek, ortadan kaldıracak bir proje değildir. Boğazlar Türkiye'nin yetkisi içerisinde Montrö Boğazlar Anlaşması içerisinde bizim coğrafyamızdır" diye konuştu. Kalın ayrıca asgari ücretle ilgili taraflarla ortak çalışma yürütüldüğünü ve orta noktanın bulunacağını söyledi. Değerli konut vergisinin 1 yıl uzatabileceğini ifade eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, "Değerli konut vergisiyle ilgili olarak önümüzdeki günlerde çalışma yapılacak. 1 yıllık erteleme sözkonusu olabilir. Yapılacak çalışma tekemmül ettirildikten sonra Cumhurbaşkanımıza arzedilecek. Gelen değerlendirmeleri, eleştirileri, çağrıları dikkate aldığımızı ifade etmek isteriz" diye konuştu...
ABONE OLCumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 2019'un son Kabine Toplantısı sonrası açıklamalardabulundu. Kalın, gündemin sıcak konusu olan Libya'daki gelişmelerle ilgili olarak şunları kaydetti:
"Libya'da Hafter güçlerinin saldırıları devam ediyor. Farklı ülkeler farklı şekilde meşru hükümeti hedef alan kanada askeri, siyasi ve parasal destek vermeye devam ediyor. Bildiğiniz gibi Berlin süreci devam ediyor şu anda. Sorunun askeri yöntemlere başvurulmadan çözülmesi için bir süreç yürütülüyor. Biz de bu sürecin bir parçasıyız. BM çatısı altında sayın Cumhurbaşkanımızın da katılımıyla Ocak ayında bir zirve öngörülüyor. Hafter'e daha fazla silah göndermek, para göndermek öncelikle bu süreci sabote etmek demektir. Uluslararası toplumun Hafter'e net bir mesaj vermesi gerekiyor. Bu saldırılarını durdurması gerekiyor. Aksi halde çok daha kanlı bir savaşın yaşanması kaçınılmaz hale gelecektir. Bu zor günlerde Libya halkını kendi başına bırakamayız. Biz Libya meşru hükümetiyle iki tane anlaşma imzaladık. Bu iki anlaşmadan büyük rahatsızlık duyan çevreler var. Üçüncü ülkelere tehdit teşkil etmeyen bir anlaşmadan bahsediyoruz. Kopartılan gürültüye baktığınızda, 'Türkiye Libya'ya girecek, işgal edecek' gibi haksız iddiaların ortaya atıldığını görüyoruz. Bunların hangi çevrelerden geldiğini tahmin etmek zor değil"