Ceyda ERENOĞLU / GAZETE HABERTÜRK
cerenoglu@htgazete.com.tr
Ramazan ayında değişen beslenme alışkanlıkları ve bozulan diyetler en çok diyabet, hipertansiyon, kalp yetmezliği gibi kronik hastalıkları olanları etkiliyor. Riskleri anlatıldığı halde hastaların çoğunlukla oruç tutma yönünde karar vermelerine ise çözüm bulunamıyor.
En küçük bir riske bile tahammülü olmayan diyabet hastalığında, 10 Müslüman diyabet hastasından 8’inin oruç tuttuğunu biliyor muydunuz? Geçtiğimiz yıl ortaya konan veriler ve yapılan haberler işe yaramamış olmalı ki bu önemli konuyu tekrarlıyoruz. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Şahin, her ramazan ve onu izleyen bayram sonrasında hastanelerin acil servislerine yapılan başvuruların ciddi oranda arttığına dikkat çekiyor. Şahin, en büyük risk faktörünün hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) olduğunu belirtirken, ortaya bu konuda direnç gösteren ve oruç tutmakta kararlı diyabet hastalarına yönelik somut veriler koyuyor. Dünyada 1.5 milyar civarında Müslüman bulunuyor. Ramazanda oruç tutmak sağlıklı Müslümanlar için İslam’ın şartlarından olmakla birlikte hastalar için istisnalar söz konusu oluyor. Ülkemizde yapılan bir çalışmaya göre (TURDEP 2) son 10 yılda diyabet sıklığının ikiye katlandığı görülüyor ve erişkin nüfusun yüzde 13’ünün diyabetik olduğu belirtiliyor. Diyabetin; ülkemizde ve dünyada körlüğün ve son dönem böbrek yetmezliğinin en önde gelen nedeni, bacak amputasyonlarının (kesilmesi) ise en sık görülen ikinci nedeni olduğuna dikkat çekiliyor. Diyabet ayrıca kalp, hipertansiyon ve inme (felç) gibi hastalıkları artıran ve tedavisini zorlaştıran bir hastalık olarak görülüyor. Sağlıklı insanlara göre daha sık beslenmesi gereken (3 ara ve 3 ana öğün) diyabetli hastalarda, ramazan ayı boyunca 16-18 saat yemek yenilmemesi ve özellikle yaz aylarında su içilmemesi yaşamsal risklere yol açabiliyor.