Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Fransa sandık başında | Dış Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Fransa'nın efsanevi lideri Charles De Gaulle'ün önderliğinde anayasa değişimi sonrası yarı başkanlık sistemine geçen Fransa'da cumhurbaşkanları doğrudan halk tarafından seçilir, en fazla iki dönem görev yapabilir ve geniş yetkilere sahiptir. Başta dış politika olmak üzere, siyasi yetkileri bulunan, ancak parlamentoya karşı sorumluluk taşımayan Cumhurbaşkanı, Hükümetin işleyişinin içinde olmakla birlikte, Bakanlar Kurulu adına parlamentoya karşı sorumluluk Başbakan'dadır. Fransa'da da tıpkı Türkiye'de olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçiminde ilk turda en fazla oy alma değil; oyların en az yarısını alma şartı var.

        REKLAM

        14 yıl cumhurbaşkanlığı yapan sosyalist lider François Mitterrand ve onun ardından iktidara gelen Jacques Chirac sonrasında ne Sarkozy ne de Hollande iki dönem cumhurbaşkanlığı yapmadı.

        Bugün seçimlerde Emmanuel Macron (liberal), Marine Le Pen (milliyetçi), Valérie Pécresse (muhafazakâr), Jean-Luc Mélenchon (radikal sol), Eric Zemmour (milliyetçi), Yannick Jadot (çevreci), Fabien Roussel (komünist), Anne Hidalgo (sosyal demokrat), Nicolas Dupont-Aignan (muhafazakâr/ulusalcı), Jean Lassalle (kırsalcı), Philippe Poutou (troçkist), Nathalie Artaud (troçkist) cumhurbaşkanlığı için yarışıyor.

        EMMANUEL MACRON

        2017 yılında ilk turda %24,01 alarak ilk sıraya yerleşen, ikinci turda Le Pen'e karşı yüzde 66 oy alarak Fransa'nın en genç (40 yaşında) cumhurbaşkanı olan Macron'un beş yıllık iktidarı hem iç hem dış politikada çok yoğun geçti. İktidarının ilk yılının ardından benzine yapılan zamla birlikte 'sarı yelekli' protestocular sokaklara çıkarak Macron'u protesto etti. Gösteriler 2018'deki gibi şiddetli olmasa da hala sürüyor. Bu süreçte Fransız polislerinin protestoları sert yöntemlerle bastırmaya çalışması da eleştirilere konu oldu.

        REKLAM

        Birleşik Krallık'ın AB'den çıkma sürecinde değişen dengelere göre pozisyon alan Macron, eski Almanya Şansölyesi Merkel'le beraber AB'nin süreçten en az zararla çıkması için çaba gösterdi. Dönemin ABD Başkanı Donald Trump nedeniyle zedelenen transatlantik bağı sonrası AB'nin ve Fransa'nın özgül ağırlığını daha çok artırıcı hamlelerde bulunan Macron, üyesi olduğu NATO'nun 'beyin ölümünün gerçekleştiğini' söyleyerek, bir 'Avrupa ordusu' kurulması gerektiğini ifade etti.

        Macron, Trump sonrası iktidara gelen Demokrat Joe Biden yönetimiyle de sorunlar yaşadı. Avustralya'yla büyük ölçekli denizaltı anlaşması yapan Fransa, daha sonra Avustralya'nın anlaşmayı iptal ederek ABD ve İngiltere ile anlaşma imzalamasının ardından 'Sırtımızdan hançerlendik' tepkisini gösterdi.

        Türkiye ile ilişkileri 'mesafeli' olan Macron, Türkiye'nin Libya ve Doğu Akdeniz politikalarına sert tepki gösterdi. Türkiye’nin AB üyeliğine de karşı çıkan Macron, "Türkiye, siyasal İslam'ı genişletme projesi yürütüyor. AB üyesi Kıbrıs'ı tanımıyor. Doğu Akdeniz'de saldırgan bir politika izliyor. Ben Türkiye'nin Avrupa ile ilişkisi olmasını arzu ederim. Çünkü bizim değerlerimize bağlanırsa, bizden daha fazla uzaklaşamaz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Macron'u İslam düşmanlığıyla suçlayarak, "Nasıl Fransa'da Türk markalı mal satın almayın deniyorsa ben de şimdi milletime sesleniyorum. Sakın Fransız markalarını satın almayın" diye konuştu.

        REKLAM

        Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin ardından ise NATO'nun 'beyin ölümünün gerçekleştiğini' söyleyen Macron, NATO'nun çok daha önem kazandığı bir sürece şahit oldu. Türkiye ile de ilişkileri yakınlaştıran Macron, hem Rusya hem Ukrayna ile yakın temasını sürdürüyor.

        Merkez bir siyasetçi olarak görülen ve Cumhuriyet Yürüyüşü adlı partisi hem sağcı hem solcu seçmenlerden oy alan Macron'un, anketlere göre ilk turda yüzde 26-28 oranında oy alması bekleniyor. Macron tüm seçim kampanyası dönemi boyunca sadece bir adet miting düzenledi. Bir ay öncesine kadar rahatça seçimi kazanacağı öngörülen Macron, son dönemde seçimi kaybetme ihtimalinin belirdiği bir noktaya geldi. Bu nedenle kampanya sürecinin sonuna girerken rotasını sol seçmene kırdı.

        Eskiden Sosyalist partiye oy veren ve seçim günü sandığa gitmemelerinden korktuğu seçmenleri harekete geçirmek için çaba gösteren Macron, şimdi bu tabanının gönlünü almaya çalışıyor.

        REKLAM

        Macron'un ilk dönemine bakıldığında genel olarak Fransa'yı askeri, ekonomik ve siyasi gücüyle 'dünyanın önemli bir kutbu' haline getirmeye çalıştığı; ancak bu konuda net bir başarı yakalayamadığı görülüyor.

        FREXIT'TEN VAZGEÇEN AŞIRI SAĞCI ADAY: LE PEN

        Bir ay önce Marine Le Pen, Başkan Macron'un 10 puan gerisindeydi ve ona karşı ikinci turda yer almak için savaşıyordu.

        Şimdi, bugünkü ilk turdan sonra cumhurbaşkanlığı için Macron'a meydan okuyacak açık bir favori olarak görülüyor. Kamuoyu yoklamaları ilk kez bir Le Pen zaferinin mümkün olduğunu gösteriyor. Öyle ki, geçtiğimiz hafta Le Pen'in kazanma ihtimali nedeniyle Fransız banka hisseleri borsada sert düşüş yaşadı.

        Le Pen'in oylarının hızlı yükselişinin en önemli sebeplerinden biri, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişimine karşı aldığı tutumunda sorunlar yaşayan bir diğer aşırı sağcı lider Zemmour. Le Pen, bu sebeple aşırı sağcı rakibinin oylarının önemli bir kısmını almış görünüyor.

        REKLAM

        Ancak Le Pen'i en çok öne çıkaran konu, enflasyon. Kamuoyu yoklamaları, Macron'un ana rakibi Le Pen'in benzin, gıda enflasyonundaki rekor fiyatlar gibi yaşam maliyetine odaklanma stratejisiyle güçlendiğini gösteriyor. Bu durum da Fransa'da seçmenlerin en büyük endişesi haline geldi.

        Yakıtta KDV’yi kesmeyi vadeden Le Pen, otoyol ücretlerini de yüzde 10 ila 15 oranında azaltma sözü veiyor. Le Pen, kamu medyasını da özelleştirmek istiyor.

        Le Pen'in diğer kritik vaatleri ise göçmenler üzerine. Le Pen, göreve geldiği takdirde kamusal alanda başörtüsünü tamamen yasaklayacak. Ülke göçmenlik konusunda referanduma gidecek. Referandumun geçmesi takdirde göçmen sayısı ciddi miktarda azaltılacak.

        Le Pen, bir önceki seçimde vadettiği AB’den ayrılık referandumu, FREXIT vaadinden vazgeçmiş olsa da hala AB'ye soğuk bakıyor. Sınır güvenliğini artırmayı düşünen Le Pen, AB'yi "özgür ve bağımsız vizyonlar arasındaki bir ortaklık alanına" dönüştürmek istediğini söyledi.

        'SOL' ANKETLERDE DARMADAĞIN

        Sosyalist Parti'nin 2012'de Hollande ile iktidara gelmesi, ancak 5 yıllık iktidarında Hollande'ın toplumda hayal kırıklığı yaratması; Fransa'da 'sol' cenahı sancılı ve kriz dolu bir sürece soktu. Anketler, 2017'deki cumhurbaşkanı seçiminin ilk turunda yüzde 19,58 oranıyla dördüncü sırada gelen ve en fazla oy elde eden sol aday olan Jean-Luc Mélenchon’un bu seçimde yüzde 15-17 bandında kalacağını gösteriyor. Melenchon'un vaatleri arasında asgari ücreti 1400 avroya yükseltmek, oy kullanma hakkını 16 yaşa düşürmek ve maaşlarda kadın-erkek eşitliğini sağlamak yer alıyor.

        REKLAM

        Sosyalist Parti'nin adayı, Paris Belediye Başkanı Hidalgo'nun ise anketlerdeki destek oranı sadece yüzde 4. Hidalgo cumhurbaşkanı seçilmesi halinde öğretmenlerin maaşlarını iki katına çıkarmayı, erkek ve kadınların maaşlarını eşitlemeyi ve oy kullanma yaşını 18'den 16'ya düşürmeyi vadediyor. Ancak seçim sonucunda, hazine yardımı için gerekli olan yüzde 5 barajını aşması bile zor gözüküyor.

        LE PEN'DEN DE DAHA SAĞDA: ZEMMOUR

        Fransa seçimlerinin en tartışmalı ismiyse Eski yayıncı Zemmour. İslam ve göç karşıtı söylemleriyle ön plana çıkan Cezayir asıllı Fransız, nefret söylemi nedeniyle Fransız mahkemeleri tarafından 3 kez cezaya çarptırıldı.

        Adaylığını ilk açıkladığı dönemde anketlerde ikinci sıraya kadar yükselen Zemmour, Le Pen'e kaybettiği seçmenlerin ardından göç söylemini daha da sertleştirdi.

        REKLAM

        M6 televizyonuna konuşan aşırı sağcı siyasetçi, "Artık daha fazla istemediğimiz tüm insanları geri göndermek istiyorum" dedi. Bu amaçla bir geri gönderme ve sınır dışı bakanlığı kurmayı planladığını ifade eden Zemmour, uçaklarla gerçekleştirilecek "tersine göçün" bu bakanlık tarafından organize edileceğini belirtti. Söz konusu yabancıları "Fransa'da artık daha fazla tahammül edilemeyen kişiler" olarak tanımladı.

        Zemmour, Aralık 2021'de kurduğu siyasi partiyi Endülüs döneminde İberya yarımadasının Hristiyanlar tarafından Müslüman Araplardan kurtarılışı için kullanılan "Reconquista" teriminden esinlenerek "La Reconquête" (Yeniden Fetih) olarak adlandırdı. Zemmour'un Putin'e olan hayranlığının ise Rusya'nın Ukrayna'yı işgal girişiminin ardından aleyhine bir etken olduğu tahmin ediliyor.

        GELENEKSEL MERKEZ SAĞIN ADAYI: VALERIE PECRESSE

        1995-2007 yılları arasında cumhurbaşkanlığı yapan Jacques Chirac'ın ekibinde görev alan, daha sonra Nicolas Sarkozy'nin cumhurbaşkanı olduğu dönemde eğitim bakanı olan Pecresse, adaylar içinde NATO'ya en güçlü desteği veren siyasi figür.

        REKLAM

        Ülkeye ve mesleklere göre Fransa'ya gelecek yabancıların sayısına kota uygulanması için referandum düzenlenmesini isteyen Pecresse, ülkede 5 yıldır düzenli olarak ikamet etmeyen yabancılara sosyal yardımları durdurmayı öngörüyor. Vatandaşlık hakkını kazanmayı zorlaştırıcı yasalar vadeden Pecresse, maaşlara yüzde 10 zam yapılması sözünü verdi.

        Zemmour gibi Pecresse de adaylığını açıkladığı ilk dönemdeki rüzgardan çok uzak. Anketlere göre yüzde 9-10 bandında oy alacağı öngörülüyor.

        SÜRPRİZ OLUR MU?

        İki yıl boyunca dünyayı neredeyse durduran pandeminin yaralarının sarıldığı bir dönemde Avrupa'nın doğu kapısında patlak veren savaşın gölgesinde gidilen cumhurbaşkanlığı seçimi, son dönemin en kritik seçimlerinden biri olarak öne çıkıyor.

        REKLAM

        Kamuoyu yoklamalarına bakıldığında Ukrayna savaşı, ekonomi ve göç konularının ön planda olduğu görülürken; özellikle Ukrayna-Rusya savaşının Fransa vatandaşlarının oy verme tercihinde kritik bir etkisi olduğu tahmin ediliyor. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısının ardından dünya kamuoyunun Ukraynalı sivil vatandaşlara pozitif bakışının, Fransa’da da göçmenlere, sığınmacılara bakışı değiştirdiği belirtiliyor. Le Pen’in 2017 yılından beri partisini ve söylemlerini daha merkeze çekme çabası, verdiği ılımlı mesajların anketlerde sonuç verdiği görülürken; Le Pen'i yeterince radikal görmeyen Zemmour'un savaş sonrasında değişen kamuoyu bakışı nedeniyle elindeki oyları Le Pen'e kaptırdığı görülüyor. Merkez sağın adayı Pecresse'in de güçlü bir söylem geliştirememesi ve Le Pen'in partisini daha merkeze kaydırmasının; Le Pen'i ilk defa bu kadar güçlü bir iktidar adayı yaptığı da belirtiliyor.

        Savaş nedeniyle artan enerji fiyatları, Fransa dahil Avrupa'nın Rus enerjisine bağımlı oluşu; ülkeye enflasyon olarak geri dönerken, bu da Le Pen'i daha da güçlendirmiş durumda. Hatta emeklilik yaşını 65'e çıkaracağını söyleyen Macron’a tepki olarak Le Pen sol kesimden bile önemli sayıda oy alabilir.

        Güvenlik politikalarının ön plana çıktığı, NATO ve Rusya gerginliğinin hat safhada olduğu, Avrupa'nın yükselen enflasyonla karşı karşıya kaldığı bu dönemde dünyanın en büyük 7. ekonomisi olan Fransa halkının vereceği karar global ölçekte etkili olacak.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa