Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Faruk Çelik: Milletin ekmeği ile oynamayın - İş-Yaşam Haberleri

        HABERTURK.COM / EKONOMİ SERVİSİ

        Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik Habertürk TV'de canlı yayında Habertürk TV Genel Müdürü Veyis Ateş'in gündeme dair sorularını yanıtladı.

        İşte Bakan Faruk Çelik'in açıklamalarında öne çıkanlar:

        "TAMAMEN BIRAKMAYI DÜŞÜNÜYORDUM"

        * İhtiraslı bir insan değilim, hep görev adamı, takım adamı oldum. Tüm genç arkadaşlara da tavsiye ederim. Takım oyuncusu olarak insanın üzerine düşeni yerine getirmesi gerekiyor.

        * 7 Haziran'da ara verdik, asgari 4 yıl idi. 4 yıl oldu 4 ay. Aslında ben tamemen bırakmayı düşünüyordum. Ülkenin ihtiyacı varsa insan 'şöyle biraz dinleneyim' diyemez. Siyasette herkes baş olmaya çalışırsa siyasette ahengi sağlayamazsınız. Oysa burası bir hizmet yeri. Kavga alanı olursa orada verim alamazsınız. Verilen görevin hakkını vermek için mücadele eden arkadaşlarız.

        BÜLENT ARINÇ'IN ELEŞTİRİLERİ HAKKINDA

        Bakan Çelik, eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın bir televizyon kanalında dile getirdiği eleştirilere cevap verdi.

        Arınç, çözüm sürecini terör örgütün bitirdiğini söylemiş, adının ve içeriğinin farklı da olsa çözüm süreci benzeri bir duruma ihtiyaç olduğuna dair kanaati olduğunu dile getirmişti. Arınç, "Hükümetten ayrılmış bir insan olarak iki sebeple mutlaka çözüm sürecine benzer bir şeye ihtiyacımız var. Türkiye'nin iç ve dış tehditler vardır ancak dış tehditler daha öndedir. Türkiye'nin terörü mutlaka sonlandırması gerekiyor. Yarından itibaren olacak şekilde bunun gerçekleşmesi lazım. Operasyonlara bitti gözüyle bakmamız lazım, sonlanmaya yakın. Terör örgütünün, dış dünyada kendisine destek bulabileceği bir ortamdayız" ifadelerini kullanmıştı.

        Bakan Faruk Çelik de Arınç'ın bu sözlerine ilişkin olarak şunları söyledi:

        "Bülent Bey'in eleştirilerini izlemedim. Sayın Bülent Arınç bu geleneğin içinden gelen bir siyasetçi. Partimiz bünyesinde imkanları hizmete çevirmeye çalışmış birisi. Terör örgütü ve uzantısı siyasi partinin ne menem olduğunu bilen birisi. Neler yaptıklarını, neler hedeflerini gördük. Kobani olaylarında Türkiye 180 bin Kobaniliyi kucakladı, onları karşılayan bir devletin bakanı olarak da oradaydım. Siz onları kucaklıyorsınız, sonra bahsi olan siyasi parti insanları sokağa dökerek adeta bir iç isyana teşvik ediyor. Bunlar da kobani bahanesiyle. Terör örgütüne bir tek kelime söyleyemeyen siyasi parti, bu parti Türkiye'de bir ayaklanmanın öncülüğünü yapıyorsa, bunların savunulacak neresi var? Bu partinin mayasını, yapısını çok iyi bilen bu arkadaşların bu tarz konuşmaları hiç şık değil. Kimsenin moral bozmaya hakkı yok. Çözüm noktasına geldik.

        AK Parti'yi boğmak için binbir türlü hesap yapanlar var. Bunu en iyi Arınç bilir. Fikirlerini en üst düzeyde anlatma olan arkadaşlarımızdan biridir. Kimin ne yapmak istediğinin çok iyi bilindiği dönemde bu konuşmaları doğru bulmuyorum."

        RUS UÇAĞININ SINIR İHLALİ

        * Rusya ile gerek ekonomik gerek siyasi olarak ilişkilerimiz son derece düzeyli gelişti. Ticaret hacmimiz artarak devam etti. Türkiye uçak krizinden, o elim olaydan sonra angajman kurallarını açıkladı. Angajman kurallarını ihlal etmemek için gerekli tedbirleri almalıydı Rusya. Ancak kriz tırmandı buralara geldi. Eğer ihlal edilmediyse, Rusya olarak çıkar karakutu ile 'ihlal yoktu' dersin, ispatlarsın, o zaman Türkiye gereğini yapar. Ya da 'ihlal oldu, bir daha olmaması için gerekeni yapacağız' dersin. Ama Rusya bunları yapmadı. Rusya uluslararası kurallara aykırı bir yaklaşım içinde davranabileceğini düşünüyorsa hala soğuk savaş dönemi reflekslerinden kurtulamamış demektir.

        * Sınırlar NATO sınırıdır. Bunun zorlanmaması gerekiyor. NATO gereken açıklamayı yaptı. Cumhurbaşkanımız da gereken açıklamayı yaptı. Bu Rusya'nın menfaatine bir yol değil. Rusya'nın bu mütecaviz devlet yönetme anlayışı bu modern dünyada kimse tarafından onaylanmayacaktır. Aklıselimin hakim olmasını diliyorum."

        RUSYA İLE TİCARİ İLİŞKİLER

        * Tarım ürünleri açısından 1 Ocak itibariyle meyve sebze ihracatı açısından bir durdurma var. Portakalı almıyor ama limonu alıyor. Biz de buğday almıyoruz, Rusya'dan buğday almayı kesebiliriz de, başka yerden de alabiliriz. O zaman Rus çiftçisinin durumunu düşünebiliyor musunuz. Rus çiftçisi ihlal etmedi ki hava sahasını. Bir ihlalin bedelini çiftçiye ödetmek doğru değildir. Biz bu anlayıştayız.

        "BİZ KRİZİ ALTTAN ALAN TARAF DEĞİLİZ"

        * Biz makul mantıklı bir devlet yönetimi gösteriyoruz, alttan almıyoruz Rusya'ya karşı. Fevriliğe gerek yok. Ticari ilişkilere, suçu olmayan vatandaşa yıkmaya hacet yok. Ülkeler arasında sıkıntı olabilir, o sıkıntıdan sonra da bir uzlaşma dönemi gelebilir. O zaman Türkiye'nin söyleyeceği çok şey var.

        * Her ithalat içeride tüketime dönük alım demek değildir, her ithalat ihtiyaç anlamına gelmez. Örneğin aldığınız ürünlerde kalite farkı vardır. Sizin ürettiğinizin besin değeri farklıdır, ithal ettiğinizin değeri farklıdır.

        "BUĞDAYDA TÜRKİYE KENDİNE YETECEK NOKTADA"

        * Türkiye kaliteli tohum üretiminde belli bir noktaya geldi.

        * Buğdayda rekoltemiz iyi. Kendi kendimize yeter noktaya geldik.

        * 1 milyon ton kırmızı et üretiyoruz. Ama ihtiyacımız 1 milyon 300 bin ton civarında. Bazı dönemlerde çok ciddi bir hayvan elden çıkarma olduğunu hatta damızlık hayvanların elden çıkarıldığını görüyoruz. Bu da ithal et ihtiyacı doğuruyor.

        * Et fiyatlarındaki, tarım ürünlerindeki artışların, gıda ürünlerindeki artışların enflasyona çok önemli bir etkisi var.

        HAYVAN ÜRETİMİNİ TEŞVİK EDECEĞİZ

        * 300 bin ton et açığının kapatılması için kendi kaynaklarımızı kullanma, hayvan sayısının artırılması konusunda çalışma yapmamız gerekiyor. 53 kalemdeki hayvan teşviklerini birkaç kaleme indireceğiz.

        * Damızlık son derece önemli. Süt varsa hayvan varlığından bahsedilebilir. Şu an yeterli süt üretimimiz var. Süt tüketimi ile ilgili önlemler aldık, alıyoruz. Sütün tüketilmesi gerekiyor. Çocuk gelişiminde faydalı, insan sağlığı için önemli. Sütün tüketilmesi lazım ki hayvan varlığı devam etsin.

        * İki yıl içerisinde havyan varlığını hedeflenen şekilde artırmamız gerekiyor.Anadolu insanı tarafından talep edildiğinde onbinlerce damızlık hayvanı yurtdışından getirmek yerine TİGEM çiftliklerimizden, yurtiçinden sağlamamız gerekiyor.

        * Hayvan varlığını artırmamız gerekiyor. Buzağının doğması, büyümesi... 2 yıldan biraz daha fazla zamana ihtiyacımız var. Hemen başlamamız lazım.

        "ET FİYATLARINI ARTIRANLARA SESLENİYORUM..."

        * Bugün bu haksız artışları yapanlara sesleniyorum: Bu spekülatif hareketleri yapmayın. Üretici binbir zahmetle havyan yetiştiriyor. Üreticinin emeğini zayi etmemek için ithal ete sıcak bakan bir iktidar değiliz.

        * Herkes bilsin ki elimizde 50 bin ton et ithal etme imkanımız var. Bu vurgulayacağım ilk nokta. İkincisi ise Kamu İhale Kurumu'nun istisnaları arasına Et Süt Kurumu'nu koyacağız. Derhal et ithalatı yapacak imkanları elimizde bulunduracağız.

        * Üreticiyi koruyacağız ama spekülatörler araya girerse et ithalatını da yaparız. Herkes aklıselim davransın. Ağıllarınızı, ahırlarınız doldurun, sizin yanınınzda olan bir iktidar, bir bakanlık var. Ama tekrar ediyorum, spekülatörler araya girerse üreticiyi baltalamaya devam ederse hemen yarın 50 bin ton et ithal etme imkanımız var.

        MEYVE SEBZEDE TARLADAN RAFA OLAN ZİNCİRDEKİ AKSAKLIKLAR GİDERİLECEK

        * Sebze meyvede tarla ile raf fiyatları arasında ciddi bir fark var. Emeği veren başkası, eli nasır olan başkası ama tarımda emeği olmadan rafa koyan ürünün fiyatını 4-5 katına çıkarıyor. Bunu Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda (EKK) konuştuk. 1 liraya sattığınız şeyi 5 liraya rafta gördüğünüz zaman üretici olarak şevkiniz kırılıyor. Sonra o ürünü üretmek istemiyorsunuz.

        * Emeği kim veriyorsa, ürünü o sattığında aldığı para onu tatmin ediyorsa rafta da tüketiciyi rahatsız edecek bir fiyat çıkmamalı. O zaman üretici değil rafçı olmak ister herkes. Tarladan rafa olan zincirdeki aksaklıkları net bir şekilde teşhis ve tedavi etmek amacındayız. Emeksiz dönemdeki fiyat artışı nedeniyle enflasyonda artış oluyor.

        TARTIŞMALI GIDA TAVSİYELERİ

        * Denetimler artacak. Vatandaşımız sofrasına gelen ürünü 'devletim bunu kontrol etmiştir' güveniyle tüketmeli.

        * Medya grupları gıda komiserliği yapanlara çok dikkat etmeli.

        * 'Ekmek et yemeyin' diyenlerle mücadele edeceğiz. Bu mevsimde içinde şeker var diye portakal yemeyin diyorlar, böyle şey olur mu? Sağlıklı insan için herşeyi tüketin diyorum. Kararında tüketin, herşeyin aşırısı zarardır. Sağlık sorunu olan bir insanın neyi ne kadar yiyeceği hekiminin tavsiyesine bağlıdır. Ama onun dışında genel değerlendirmeler tarımı baltalıyor.

        "MİLLETİN EKMEĞİ İLE OYNAMAYIN"

        * Ekmek fiyatı 1,25 lira. Bu yüksek bir fiyat. Biz maliyeti çıkardık. Ekmekte maliyet 48 kuruş, bütün karları koyduğunuzda 61 kuruş oluyor. Milimetrik bayi karı, asgari ücret artışı da içinde olmak üzere yaptığımız hesaptan çıkan ücret 61 kuruş.

        * Ne değişim oldu da yüzde 33 zam yaptınız ekmeğe? Ya gelecek bize 'maliyetlerimizde şu şu artış oldu' diyecekler, bunu yapamıyorlarsa da fiyatı düşürecekler. Ekmek fiyatında zam için serbest piyasaya sığınmalarını kabul etmiyoruz. Girdilerde böyle bir zamma sebebiyet verecek bir artış olmamıştır.

        * Kendi işletme eksikliklerini milletin ekmeği ile oynayarak gideremezler. Bunun standardı bulunmalıdır. İşletme yanlışlarından doğan hataları da vatandaşın sırtına kimse yüklememelidir.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa