Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Cinsiyet değiştirme ameliyatlarında en çok hangi cinsiyet isteniyor?

        YAZI DİZİSİ 2 - Türkiye'de 2013 yılında açıklanan verilere göre; yılda ortalama 800 kişi cinsiyet değiştirme ameliyatı yaptırıyor.ABD’de 2016'da 3.250’den fazla cinsiyet değişikliği ameliyatı yapılırken, bu sayı İngiltere'de 2009 yılında 143'tü. Peki, cinsiyet değiştirme ameliyatlarında en çok hangi cinsiyet isteniyor?Cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirdiniz. Peki ya sonra? Pişmanlık yaşayan var mı? Hukuki süreç nasıl işliyor?Nüfus kağıdında değişiklik yapmak için genital organ ameliyatı geçirmek şart mı? Cinsiyet değiştiren kişi ismini değiştirmek zorunda mı? Ayrıca karşı cinsin haklarına doğrudan sahip olur mu? Konunun uzmanları Habertürk'e anlattı.

        Yvonne Buschbaum,2008 yılında cinsiyet değiştirme ameliyatı geçirerek erkek oldu, adını Balian Buschbaum olarak değiştirdi

        KADINDAN ERKEĞE CİNSİYET DEĞİŞTİRME DAHA ÇOK İSTENİYOR

        Yapılan başvurulara göre; kadından erkeğe dönüş başvurusunun daha çok olduğunu kaydeden Prof. Dr. Serdar Nasır, 20 yılda 150’ye yakın kadını erkeğe dönüştürdüğünü belirtti.

        Size başvuranlar arasında en çok hangi cinsiyet isteniyor?

        Hacettepe’ye yapılan başvurulara göre kadından erkeğe dönüş daha fazla. Ancak kadından erkeğe ameliyatlar mikro cerrahi dediğimiz işlemler olduğu ve teknik olarak yapılması zor ameliyatlar olduğu için dışarıda çok fazla yapılamıyor. Ancak yasal olmayan yerlerde yapılan ameliyatlara bakıldığında erkekten kadına dönüş oralarda daha fazla çünkü daha kolay bir ameliyat.

        Kaç yaşından itibaren bu ameliyatlar yapılabiliyor? Çift cinsiyetli (hermafrodit) doğan çocuklar var. Ailelerin genellikle çocuğun cinsiyetinin erkek olmasını istediği belirtiliyor. Böyle bir şey mümkün mü? Çocuğun rızası alınmadan cinsiyetine karar verilebilir mi?

        Doğru, çift cinsiyet diye bir genetik hastalık var. Dışarıdan çocuğun cinsel organına baktığımızda hangi cinsiyetin cinsel organına ait olduğunu anlayamadığımız durumlar söz konusu oluyor. Bu çocukları genelde çocuk endokrinologları ve çocuk genetikçileri takip ederler ve aileyle konuşarak karar vermeye çalışırlar. Doktorların ve ailenin kararı ile çocuğun izlenmesi sonucunda kişi hangi cinsiyete uygunsa cinsiyet değiştirme operasyonu ona göre yapılır. Kişinin cinsiyet değiştirebilmesi için 18 yaşından büyük olması gerekir. Aile ‘Çocuğum erkek olsun’ dedi diye hiçbir bilim insanı bu ameliyatı yapmaz.

        20 YILDA 250 CİNSİYET DEĞİŞTİRME AMELİYATI

        Bu zamana dek kaç kişiye istediği cinsiyeti verdiniz?

        Asistanlığımdan itibaren sayacak olursam, 20 yılda 150’ye yakın kadından erkeğe; yaklaşık 100 de erkekten kadına dönüştürme ameliyatı yaptım. Kadına dönüştürme daha az çünkü herkes bağırsaktan vajina yapılmasını kabul etmiyor.

        "PİŞMANLIK YAŞAYAN HASTAM HİÇ OLMADI"

        Cinsiyet değiştirdiği için pişmanlık yaşayan hastalarınız oldu mu hiç?

        Pişmanlık yaşayan hastam hiç olmadı.

        Diyelim ki kişi pişman oldu ve eski cinsiyetini geri istiyor. Mümkün olur mu?

        Cinsel kimlik konseyinin hastaları 2 yıl takip etmesinin sebebi tam olarak budur. Bu konseyden geçip de pişman olan hasta sayımız sıfır.

        TRANSSEKSÜELLERİN BEYİN YAPISI DAHA FARKLI

        Psikiyatri camiasının transseksüelliği hastalık boyutunda ele aldığını kaydeden Psikiyatrist Prof. Dr. Arif Verimli, "Bizler, insanların sadece insan olmalarına değer verip onların daha kaliteli bir hayat yaşamalarını istiyoruz" dedi.

        Transseksüelliğin belirli bir nedeni var mı?

        Nedeni çok faktörlüdür ama belirgin olan bir şey yoktur. Ancak belirgin olan şey şudur; kadın beyni ile erkek beyni birbirinden işleyiş olarak farklıdır. Dolayısıyla transeksüellerin özellikle de beyin yapılarında işleyiş bakımından ciddi organizasyonel farklılıklar söz konusudur.

        Nasıl bir farklılık bu?

        Bu kişilerin frontal (beynin ön kısmı) bölgeleri farklıdır. Amigdalaları da diğer erkeklere göre biraz daha karmaşıktır.

        Bir de çift cinsiyetliler var...

        Çift cinsiyetli (hermafroditizm) doğmak son derece nadir görülür. Transseksüellerin büyük bir kısmı 'Ben çift cinsiyetli doğmuşum' der. Ama bu gerçek çift cinsiyet değildir. Akseki civarında çok fazla hermafrodit vardır. Kapalı toplumlarda genetik geçişler oluyor. Hermafroditler de bu ameliyatlara yönelebiliyorlar.

        Prof. Dr. Abdurrahman Önen

        "AİLELERİN YÜZDE 51'İ CİNSİYET FARKLILIĞI VEYA SORUNU OLAN ÇOCUĞUNUN ERKEK OLMASINI İSTİYOR"

        Bir insanda hem kadın yumurtası hem erkek yumurtası (testis) varsa o zaman bu bireye biyomorfolojik olarak çift cinsiyetli (hermafrodit) veya interseks denildiğini vurgulayanÇocuk Ürolojisi UzmanıProf. Dr. Abdurrahman Önen, "Kişi genetik olarak kız ama organ gelişimi olarak iç genitalyası veya dış genitalyası farklı; ya da erkek için tam tersi... Bu kişilerin beyin seksine gittiğimizde üçüncü bir cins hissettikleri durum da söz konusu olabiliyor. Bilim insanlarının yapması gereken şey; önce bu şekilde doğan kişiye zarar vermemek olmalıdır. Aileler çocuğunda cinsiyet gelişim sorunu veya farklılığı olduğunu görünce doktora koşuyor. 'Çocuğumu ya kız ya erkek yapın' diyorlar. Bunu yapmasınlar. Kişiyi bir kalıba sokmak bizim görevimiz değil; doğrusunu isterseniz haddimiz de değil. Bu, bir bireyin kendi geleceği ama küçücük bir bebek aynı zamanda savunmasızdır, kendi haklarını savunamaz. Bu yüzden sadece yaşamsal bir risk varsa doktor müdahale etmeli. Yine de geridönüşü olmayan girişimlerden kaçınmalı. Bu çocukların gelecekte farklı düşünebileceklerini ve farklı hissedebileceklerini düşünerek,ne aile ne de doktorkendilerindebunuhak görüp çocuğa bir cinsiyet rolü biçmemelidir.Bu çocukların ailelerinin yüzde 51'i çocuğununerkek olmasını istiyor. Özellikle deentelektüel ve sosyo-kültürel düzey azaldıkça daha çok erkek yönünde düzeltme talepleri olabiliyor" dedi.

        Prof. Önen, bu durumu yaşayan bireylerin, ailelerin ve tıp dünyasının birbirlerini dinleyerek uzun dönemberaber ilerlemesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları söyledi: "Bazıinsanlar,çok küçükken birtakım yanlış veya haksız tedavilere maruz kaldığı içinerişkin hayatlarında çok mutsuz olabiliyorlar. Bunu tıp dünyasının da görmesi gerekiyor. Çocuk içinen iyisi neyse oyapılmalı, bunun aksiçocuk istismarına girebilir.Tıbbi müdahale gerekiyorsa yapılmalı ama gerekmiyorsa da hayatlar karartılmamalı.Cinsiyet ameliyatlarınınçoğunun geri dönüşü olmadığı için'Çocuğa bir an önce cinsiyet rolü verelim'şeklinde düşünülmemeli."

        Çift cinsiyetli olarak doğan Bülent Coşkun, "Bana ne istediğimi hiç sormadılar" diyerek, dedesi tarafından 20 yaşındayken erkek olmaya zorlandığını anlattı. Kendisini her zaman bir kadın gibi hissetiğinibelirten Coşkun, sağlığına kavuşabilmek için 40'ın üzerinde ameliyat geçirdiğini söyledi.

        20 YAŞINDA VAJİNASI KAPATILAN BÜLENT: HAYATIMI KARARTTILAR

        Bülent Coşkun (40), dünyaya çift cinsiyetle geldi. 20 yaşındayken dedesi tarafından zorla doktora götürülerek, erkek olmaya zorlandı. Çift cinsiyetli olmanın zorluklarını Habertürk'e anlatan Coşkun, "Bana ne istediğimi hiç sormadılar" dedi ve şunları söyledi: "Çift cinsiyetli olarak doğdum. 20 yaşımda ne istediğimi hiçkimse sormadı. Ameliyat edildim, erkek olmaya zorlandım ve vajinam kapatıldı. Ama ben kendimi her zaman kadın gibi hissettim. Yıllarca bunun mücadelesini verdim ve tekrar kadınlığımı alabilmek için defalarca ameliyat oldum. Beni ameliyat eden doktor damarımı kestiği için hiçbir zaman sağlığımı tam anlamıyla kazanamadım. İdrar yollarım iki ayda bir tıkanıyor, sürekli ameliyat oluyorum ve hastalığım ömür boyu devam edecek. Sağlık sorunlarım çok fazla. Ayrıca çift cinsiyetli olduğum için toplum tarafından çok dışlandım, evimin camı taşlandı, evim yakıldı. İnsanlara yüzde 61 özürlü olduğumu söylüyorum, bana karşı olan şiddetin, hakaretin son bulmasını istiyorum. Bu Allah'tan gelen bir şey, benim yapabileceğim bir şey yok" diye konuştu.

        Bülent Coşkun

        PROF. DR. VERİMLİ:YENİ KİMLİKLERİYLE MUTSUZ OLABİLİRLER

        Cinsiyet değiştiren kişilerin sayısında artış var gibi görünüyor. Medyada haber olan vakalar cesaret veriyor olabilir mi?

        Hayır, olayın tabiatı tamamen biyolojiktir.

        Ameliyat olduktan sonra pişman olanlar oluyor mu?

        Ameliyat öncesi psikiyatri tedavisinin en az 2 yıl alınması gerekir ama kişiler ameliyat sonrasında yeni kimlikleriyle mutsuz olabilir. Burada bir problemden başka bir probleme geçilir yani yeni edinilen kimlikle hayat düşünüldüğü gibi gitmeyebilir. Erkekken kadın olmak daha basit bir ameliyattır ama kadınken erkek olmak çok komplike ve karmaşık bir ameliyattır. Büyük bir kişilik bozukluğunu doğurabilir.

        En çok hangi yaşlarda size geliyorlar?

        Daha çok 17 ve 18 yaşlarında geliyorlar; çünkü kararlarını vermiş ve tercihlerini yapmış oluyorlar fakat ameliyat için yılların geçmesi gerekiyor.

        AMELİYAT SONRASINDA DA PSİKİYATRİK TEDAVİYE DEVAM EDİLMELİ

        Yeni cinsiyetin kabullenilişi rahat oluyor mu?

        Yeni bir cinsiyetin kabullenilişi daha rahat oluyor. Bu kişiler genelde çok huzurlu oluyorlar.

        Ameliyat sonrası psikiyatrik tedaviye devam etmek gerekir mi? Ne kadar bir süre devam etmek gerekir?

        Ameliyat sonrasında da psikiyatrik tedaviye devam etmek gerekir. Yeni cinsiyet sonrası psikiyatrik tedavi süreci kişiye göre değişiklik gösteriyor.

        Çift cinsiyetli olup da aile baskısıyla erkek olmaya zorlananlar cinsel kimlik konseyinde farkediliyor mu?

        Evet, farkediliyor. Kişi illa ki bize bir ipucu veriyor.

        Cinsel kimlik bozukluğunun tedavisi denildiğinde bu tedaviden ne kast ediliyor?

        Hakim olan görüş kişinin istediği cinsiyet değişimini yapmayarak biyolojik cinsiyetine devam ettirmesi yönündedir. Oysa bizim görüşümüz onların daha kaliteli bir hayat yaşayabilmesi için onlara destek vermektir. Böyle olduğu zaman ameliyat da tedavinin içine girer. Kişinin adaptasyonu da çok önemlidir. Onu yeni kimliğinde mutlu etmek de bizim görevimizdir.

        İlahiyat Profesörü Mustafa Saim Yeprem

        İLAHİYAT PROFESÖRÜ MUSTAFA SAİM YEPREM:

        "CİNSİYET DEĞİŞTİRME AMELİYATI İSLAM DİNİNE UYGUNDUR"

        İlahiyat Profesörü Mustafa Saim Yeprem, cinsiyet değiştirme ameliyatının İslam dini açısından uygun olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Bu konuda şöyle bir kriter var; İnsan bedeninde sağlık tarifine uygun olmayan hastalık denilen her yapının tedavi edilmesi gerekir. Bu bir gerekliliktir, dinimizin kesin hükümlerinden biridir.

        Hatta islam alimleri, hastanın tedaviyi reddetme hakkının olup olmadığı konusunda da tartışma içindeler. Çoğunluğun görüşü hastalığın tedavi edilmesinin mecburiyeti ve hastanın bunu reddetme hakkının olmadığı şeklindedir. Olaya bu açıdan baktığımızda sağlıklı bir insanın, Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization)'nün sağlık tanımına uygun yapının bozulması halinde tıbbın tedavi için öngördüğü her çeşit tedaviyi yapması İslam dinine uygundur. Cinsiyet değiştirilmesi konusunda da bu temel prensip üzerinden hareket edilir. Eğer cinsiyet bozukluğu kişinin bedeni, ruhi ve sosyal hayatında onun sağlıklı yaşamasına engel bir durum meydana getiriyorsa bunun için her çeşit tıbbi müdahalenin yapılması dinimizin uygun gördüğü, imkan verdiği bir görüştür.

        Son söz tıbbındır, sağlığa aykırı olduğu tıbbın tespiti halinde cinsiyet değiştirme ameliyatları yapılabilir.

        Avukat Ayşe Gül Hanyaloğlu

        "GENİTAL ORGAN AMELİYATI KONUSU HEM TIBBİ HEM DE HUKUKİ OLARAK TARTIŞMALI BİR KONU"

        Türk Hukukunda ilk cinsiyet değiştirme ile ilgili düzenleme ne zaman yapıldı?

        Doğumdan sonra meydana gelen cinsiyet değişikliklerine ilişkin ilk düzenleme İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak hazırlanan 743 sayılı Eski Türk Kanunu Medenisi’nin 29. maddesinde yer almaktaydı. Bu hüküm, 4.5.1988 tarihinde ilk kez kanuna eklenmiştir. Ancak Yeni Türk Medeni Kanununda bu süreç madde 40’da düzenlenmiş olup gerekli şartlar ağırlaştırılmıştır.

        Kimler cinsiyet değiştirme talebinde bulunabilir?

        Cinsiyet değişikliği kişiye sıkı sıkıya bağlı bir haktır ve ancak mahkeme kararıyla mümkündür. Kişinin mahkemeye başvurması zorunludur. Bu durumda, 18 yaşını doldurmuş olmak, bekar olmak, ayrıca transseksüel yapıda olup, cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu bir eğitim ve araştırma hastanesinden alınacak resmî sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi şarttır. Bu şartların olması halinde ve ancak mahkeme kararıyla cinsiyet değişikliğine izin verilmektedir.

        Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbî yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir.

        3444 Sayılı Kanun ile EMK m.29 hükmüne eklenen ikinci fıkra ile doğumdan sonra meydana gelen cinsiyet değişikliğinin sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi halinde nüfus sicilinde de gerekli düzeltmenin yapılmasının mümkün olduğu kabul edildi. Peki, sağlık kurulu raporu neleri içeriyor? Cinsiyet değişikliği için aranan şartlar nelerdir?

        Eski Medeni Kanunun 29. maddesine 1988 yılında eklenen fıkra ile nüfus sicilinde değişiklik yapılabilmesi açısından bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan sağlık kurulu raporunu şart koşmuştur. Ancak eski yasanın yürürlükten kaldırılarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu yürürlüğe girmiştir. TMK’nın 40/2 maddesinde de “mahkemece verilen cinsiyet değiştirme izni kararına bağlı olarak cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmî sağlık kurulu raporuyla doğrulanması hâlinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verileceği” belirtilmektedir. Sağlık kurulu raporu, çeşitli branşlar tarafından muayene edilen kişinin ruh sağlığı, hormonal seviyeleri ve ürolojik tahlillerini de içeren mevcut durum bildiren detaylı bir rapordur.

        Cinsiyet değiştirme uzun ve meşakkatli bir sürecin sonunda gerçekleşmektedir. Mahkeme, nihai olarak nüfus sicilinde cinsiyet değişikliği yapmadan önce kişinin, doğuştan gelen fiziksel cinsiyet kimliğinin sonlandırılmış olmasını ve sonrasında da genital organ ameliyatını geçirmiş olmasını aramaktadır.

        İkinci şart, yani genital organ ameliyatı konusu hem tıbbi hem de hukuki olarak tartışmalı bir konudur. Genital organ ameliyatı neticesinde bazı durumlarda geri dönülemez hasarlar meydana gelebilmektedir. Dolayısıyla bu ameliyatın, alanında uzman hekimler tarafından, donanımlı bir hastanede yapılması büyük önem taşımaktadır; fakat ülke geneline baktığımızda bu alanda uzman hekim sayısının azlığı ve bu ameliyatın önemiyle birlikte gelen fahiş fiyatlandırmalar sebebiyle bu şart birçok eleştiriye tabi tutulmuştur. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde verilen Y.Y. – TÜRKİYE kararında “trans bireylerin operasyona zorlanması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin özel hayata saygı hakkının ihlali niteliğindedir” şeklinde hüküm kurulmuştur. Ülkemizde ise Anayasa Mahkemesi’ne genital organ ameliyatını zorunlu tutan Medeni Kanun hükmünün ikinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuru 6 karşı oy ve oyçokluğu ile reddedilmiştir.

        Daha önceden kişinin cinsiyet değiştirme ameliyatı için üreme yeteneğinden yoksun bırakılması gerekiyordu. Şimdi durum nedir?

        Medeni Kanun 40/2 madde hükmünün ilk halinde kişinin, “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu” belgeleme zorunluluğu bulunmaktaydı. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru sonucunda Kanunda yer alan bu ifade 29.11.2017 tarihinde Anayasa’ya aykırı bulunmuş ve iptal edilmiştir.

        Zaten kişi, cinsiyet değiştirme ameliyatıyla birlikte bu ameliyatın doğal bir sonucu olarak üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun kalmaktadır. Anayasa Mahkemesi tarafından, kişiyi cinsiyet değiştirme ameliyatı öncesinde tekrar bir tıbbi müdahaleye mecbur bırakmak ölçüsüz bir sınırlama olarak nitelendirilmiştir. Aynı şekilde, ön şartı sağlamak için üreme yeteneğine ameliyat ile son verilen kişinin cinsiyet değiştirme ameliyatını herhangi bir sebepten dolayı olamaması gibi durumlar da göz önünde bulundurulduğunda bu şartın, ağır bir şart olduğu ve sonuçlarının telafisinin imkânsız olduğu sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla artık cinsiyet değişikliği ameliyatından önce kişinin üreme yeteneğinden yoksun bırakılması şartı bulunmamaktadır.

        Cinsiyet değişikliğinin hukuki sonuçları nelerdir? Kişi ismini değiştirmek zorunda mı? Kişi cinsiyetini değiştirdiğinde karşı cinsin haklarına doğrudan sahip olur mu?

        Cinsiyet değişikliği ileriye yönelik sonuç doğurur. Kişi, gelecek haklar bakımından yeni cinsiyetine göre değerlendirilecektir. Bu duruma örnek alarak da Türk Hukukunda kadın ve erkek için farklı düzenlenmiş olan emeklilik yaşını, askerlik görevi gibi konuları verebiliriz. Bununla birlikte, mahkeme tarafından nüfus sicilinde kişinin cinsiyetinin değişmesine karar verildikten sonra kişiye ait her türlü bilgi, belge ve fotoğraflı olan tüm resmî belgelerin değişmesi gerekliliği doğacaktır.

        Hukukumuzda isim değiştirme sadece haklı sebeplerin varlığı ile gerçekleştirilebilmektedir. Kanun ve yargı kararlarına bakıldığında, cinsiyet değiştiren kişinin ismini değiştirme zorunluluğu bulunmamaktadır; fakat, cinsiyet değiştiren kişinin ismini değiştirme talebi ile mahkemeye başvurması durumunda, mahkemece bu durumun haklı sebep olarak değerlendirileceği aşikardır.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa