Beklentilerimiz ve Covid-19 aşılarının gerçek gücü
Aşılar bir salgını durdurmada ve salgın yönetiminde çok önemli araçlar olarak görev yapsalar da bir kediyi leopara dönüştürme güçleri bulunmuyor. Bu durumda başarı için gerçekçi beklentiler içinde olmamız gerekiyor. Uzmanlar, "Abartılı ve bilimselliği olmayan umut ve inanışların başarıyı düşürdüğünü unutmayıp aşı olsak bile salgın bitene kadar alarm halinde olmaya devam etmemiz gerektiğini aklımızdan çıkarmamalıyız" diyor. Habertürk'ten Ceyda Erenoğlu'nun haberi
ABONE OLAşılar büyük salgınlarda ve dünya geneline yayılan kronik enfeksiyonlarda (hepatit B vb) hastalığın yayılımını durduruyor ve insanlığın başına bela olan bir hastalığı (çiçek ve yakın gelecekte çocuk felci virüsü) dünyadan tamamen ortadan kaldırmada en büyük yardımcılarımız olarak görev yapıyor. Üstelik aşı sadece aşı olan kişiyi korumakla kalmıyor aynı zamanda enfeksiyona duyarlı kişi sayısını azalttığı için enfeksiyonların yayılımını da engelliyor.
AŞI İLE İLGİLİ EN GERÇEKÇİ BEKLENTİ
Covid-19 pandemisiyle ilgili umutla beklenen aşının gerçeği ne? Ve beklentiler gerçeklerle ne kadar uyumlu? Dünyaca ünlü sağlık kuruluşlarından FDA (Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) salgın döneminde, bir aşının, duyarlı kişilerin yüzde 50’sinde hastalığı önlemesinin veya hastalık şiddetini azalttığının gösterilmesi durumunda onay için başvuru yapılabileceğini belirtti. Bu nedenle öncelikle yeni aşıların bizi mutlak bir şekilde koruyamayabileceğini kabullenmemiz gerekiyor. Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner, “Bu durum, aşı ile ilgili haberleri heyecanla takip ederken gelecekte aşı olan kişilerin yüzde 30-40’ı enfekte olduğu için ‘aşılar işe yaramıyor!’ diyerek üzülmeyelim demek. Çünkü eldeki veriler bunun beklenen bir durum olduğunu gösteriyor. Bir benzetme yapmak gerekirse bir kediden bir leoparın gücü beklenmesin ki, salgını durdurmada büyük öneme sahip olabilecek yüzde 50’yi bulan koruma oranı değersiz görülmesin” diyor.