Ahmet Selim Kul yazdi: Böyle düzene böyle yazı
Trendyol Süper Lig'in 33. haftasında Fenerbahçe, EMS Yapı Sivasspor ile deplasmanda 2-2 berabere kaldı. Ciner Medya Spor Yayınları Koordinatör Yardımcısı Ahmet Selim Kul sarı-lacivertlilerdeki son durumu değerlendirdi
Çok uzun uzun yazmaya gerek yok. Sportif gerçekliği olmayan bu ligde Fenerbahçe yine rakibine göre saha dışında, TFF odalarında, kamuoyunu yönetmede, algı yaratmada yetersiz kaldığı için ligin son bölümleri yaklaştıkça güç kaybetti ve yine güya kendisine maçın bırakılacağı bir karşılaşmada yine şampiyonluk umudunu mucizelere bıraktı… Maç öncesinde Bülent Uygun ve Sivasspor üzerinden kendi ahlaklarını yansıttıkları suçlamalar yapanlar utanmadan çıkıp sevinecekler ve mutlu olacaklar. Bu ülkedeki utanmazlık seviyesinin geldiği nokta artık beni utandırıyor.
FENERBAHÇE’NİN GÜCÜ YETER KİŞİLERİN YETMEZ
Türkiye’de futbol oynanmıyor. Eğer bir gün oynanırsa futbol da konuşuruz. Fakat Türkiye’deki ortamı Fenerbahçeliler bilmiyor değil. O yüzden bu düzende olmayı kabul ediyorsan bu düzenin kurallarına göre oynayacaksın. Düzeni yıkamıyorsan ya da rakibin gibi maksimum fayda alacağın ortamı sağlayamıyorsan düzende olmayacaksın. Ağlamak sadece güçsüz oluşumların aksiyonu olabilir. O yüzden isyan edip debelenmek yerine bütün masayı kırıp atman gerekiyor. Fenerbahçe’nin bu gücü var. Ama kişilerin bu seviyede bir gücü olamaz. Fenerbahçe’nin gücünü kullanmaktan başlanılabilir bir şeyleri değiştirmeye. Bugün tüm bunlar oluyorsa yine ilk suçlu Fenerbahçe’de başkandan başlayarak tüm camianındır. Öncelikle bunu unutmamak gerekiyor.
Bunları söyleyince 4 bir koldan organize bir şekilde bana saldıracaklar sene sonunda “Derin”, “Kültür”, “Lobi”, “Denge” gibi futbolda olmayan kavramlarla bu “başardıklarının” perde arkasını konuşacakları için ve biz bu filmi görmeye artık çok alıştığımız için gerçekleri ifade etmeye devam edeceğim.
TARİHİN EN KÖTÜ FEDERASYON BAŞKANI
TFF başkanının açıkca Fenerbahçe başkanına kafa tuttuğu, kendi üzerinden sorumluluk atmak için Suudi Arabistan’daki olayı Ali Koç’a yıkmaya çalıştığı, bu konuları kişisel olarak hesaplaşmaya çevirdiği, altındaki MHK başkanının Fenerbahçe başkanına dava açmaktan çekinmediği, hakemlerin siyasi mesajları havada kaptığı ve TFF başkanının kaygılarına göre hareket ettikleri bu ortamda er ya da geç Fenerbahçe meze edilecekti. Bu haftaya nasip oldu.
Kart standartlarından sonucu direkt olarak etkilenen ligde rakibin istediği maça istediği oyuncuyu çıkarabiliyorken sen derbiye en iyi oyuncunu çıkaramıyorsan mutlu sona ulaşamazsın. Rakibin tek başına TARİHİN EN KÖTÜ FEDERASYON BAŞKANINI bütün ülkeye karşı istediği tarihe kadar görevde tutabiliyorsa mutlu sona ulaşamazsın. Sistemin seni dışlama eğiliminde olduğu ortamda bir de kendi hükmedebileceğin alanlarda varlık gösteremezsen bu sonuç şaşırtıcı değil… Yazık 20 milyonun umutlarına, yazık harcanan bunca paraya…
OLACAKLARI FENERBAHÇE DEĞİL FENERBAHÇE’Yİ BU NOKTAYA İTENLER DÜŞÜNMELİ
Yazının sonunda tekrar etmek istiyorum. Fenerbahçe ya bu düzeni yıkıp geçmeli yok yıkamıyorsa da artık bu düzenin içerisinden gitmeli… Süper Kupa zamanı yazdığım gibi… “Eğer bir şeyi ısrarla düzeltmeye çalışmanıza rağmen düzelmiyorsa mevcut yapılanları sürekli tekrarlamak vakit kaybına yol açar. Fener sorunsuz bir şekilde yanarken bir şeyler hala aydınlanmıyorsa orayı biraz Fenersiz bırakmak gerekiyor diye düşünüyorum”
Artık bunu yaparsak başımıza ne gelir diye düşünme vakti geçti. Fenerbahçe’yi bu kararlara almayı itenler sonuçlarıyla baş başa kalmalı. Ne olacağını Fenerbahçe değil bu işi buraya getirenler düşünsün.