3 mobilyacıyı öldürdü! Seri katili kontörlü telefon detayı yakalattı
Cinayet masasının genç komiseri, gece yarısı yorgun eve geldi. Uyumadan önce televizyonu açtığında bir 'seri katil' filmiyle karşılaştı. O yorgunlukta kendini filmin karşısından alamadı ve ilgiyle izledi. Film bittiğinde, 'İyi ki bizde böyle seri katiller yok' dedi. Ancak güne düşündüğü gibi başlayamadı. Sabah erken saatlerde gelen telefonla kendini ve ekibini, Türkiye'de günlerce konuşulacak bir seri katilin cinayetlerini takip edecek soruşturmanın içinde buldu. 1998'de İstanbul'da bir ay içinde 3 mobilyacı öldürüldü. Polis kontörle aranan bir telefon kaydından yola çıkarak seri katilin izini buldu. Filmlere taş çıkartan çalışmanın içinde yer alan o dönemin polis memurları Mustafa Bayram ve Erdal Karaman, cinayetin ayrıntılarını anlattı. Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberi..
Türkiye, siyaset dünyasındaki dalgalanmalar ve yaşanan siyasi kararlarla 1998 yılına çok hızlı girmişti. Aylarca gündemden düşmeyen siyaset haberlerini geride bırakacak bir olay, 5 Mayıs günü cinayet büro amirliğine gelen bir ihbarla başlayacaktı.
CİNAYET MASASINDA O GÜN
Hafif yağmurlu bir gündü. İstanbul’un namı diğer adı en yüksek tepe Gayrettepe’de bazı birimlerde çok yoğunluk vardı. Ama cinayet büro amirliğinde henüz bir hareketlilik yok gibiydi. Cinayet büro amirliği, asayiş şube müdürlüğünün en üst katında bulunuyordu. Gri renkli büyük demir kapısı, cezaevine giriş kapısına benziyordu ve suçlular için ürkütücü bir görüntüydü.
BİR İHBARLA BAŞLADI
O gün cinayet masasının nöbetçi bürosunda, genç polis memurlarından Mustafa Bayram bulunuyordu. İstanbul dışından cinayet masasına geleli bir yıl olmuştu. Nöbetçi büro, İstanbul’da yaşanan tüm silahlı saldırı olaylarının bilgisinin toplandığı ve memurların irtibatlı olduğu önemli noktaydı. Emekli polis memuru Mustafa Bayram o gün bir telefon geldiğini belirterek “Haber merkezinden bir telefon geldi. Esenler’de bir cinayet vakası olmuş denildi. Ekiplerin acil gitmesi gerektiği istendi. Biz tabi bunu amirlerimize bildirdik ve telsizlerimizde yoğun muhabere başladı” dedi.
CESEDİN ÜZERİNDE BATTANİYE ÖRTÜLÜYDÜ
O dönem bölgeden sorumlu amir cinayet büronun başarılı ve hızlı komiseri Mesut Gezer’di. Komiser Mesut Gezer ve ekibi hızla olay yerine gitti. Bayram, ekiplerin olay yerine gittikten sonra bir mobilyacının cesediyle karşılaştığını söyleyerek “Öldürülen Ali Osman Beldek 35 yaşındaydı. Ve ceset dükkanın depo kısmında bulunmuştu. Şöyle bir ayrıntı arkadaşlarımızın dikkatini çekti. Cesedin üzeri battaniye ile örtülmüştü. Bir yandan hızla bilgileri alıyordum. Maktul ensesinden kurşunu yemişti. Bu da şunu gösteriyordu. Katil arkadan habersizde ateş etmiş olabilir” ifadelerini kullandı.
“OLAY YERİNDE HİÇ İPUCU YOKTU”
O gün olay yerine giden polis memurlarından biri Erdal Karaman’dı. Emekli polis memuru Erdal Karaman, olay yerinde inceleme yaptıklarını ve katile ait hiçbir ipucu bulamadıklarını belirterek “Olay yerinde elde ettiğimiz tek ipucu boş bir kovan. Ve bu kovan 7.65’lik bir silahta çıkmıştı. Cinayet sabah erken olmuştu. Hatta üst katta küllükte içilmiş 4 sigara izmariti bulduk. Onları da incelemeye gönderdik. Ancak 3’ü maktule ait çıktı diğeri ise incelemeye elverişli çıkmadı. Araştırmalarımızda maktulün cep telefonunun da alındığını öğrendik." şeklinde konuştu.
EŞKALİ ALINDI
Öldürülen kişinin cep telefon kayıtları teknik büroya verilerek teknik çalışma yapılması istendi. Telefon açılırsa sinyal verecekti. Mustafa Bayram tüm bu çalışmaların ardından mobilyacının yanında çalışan elemanının sorgulanmak üzere şubeye getirildiğini söyledi. Bayram “Mobilyacı çırağından bazı bilgiler geldi. Olaydan bir gün önce dükkana birinin geldiğini ve ustasıyla konuştuğunu söyledi. '1.80 boylarında, hafif esmer bıyıksız, siyah takım elbiseli biriydi' dedi. 'Ustaya sabah erken geleceğini söyledi' dedi. ‘Usta da bana ben sabah erken dükkanı açarım dedi" ifadelerini kullandı.
CİNAYET PLANLIYDI
Emekli polis memuru Erdal Karaman da, öldürülenin eşinin de aynı ifadeyi verdiğini belirterek “Maktul eşine, sabah erken bir müşteri dükkana gelecek, mobilyaları nakit para vererek alacak bizde taksitlerimizi öderiz artık dediğini söylemiş. Bu, cinayetin planlı olduğunu gösteriyordu. Cinayet planlı ise bunun bir nedeni olmalı? Yani Maktulün birileriyle husumeti olması lazımdı. Ancak hiç öyle bir husumete rastlamadık” dedi.
SERİ KATİL FİLMİ
Öldürülen mobilyacı ile ilgili çalışmalar yapılıyordu ancak bir türlü katilin izine ulaşılamıyordu. Aynı zamanda maktulün alınan cep telefonundan da hiç ses çıkmadı. Açılmadığı için de sinyal vermiyordu. Cinayet masasında çalışmalar yorucu olur ve geç saatlerde eve gidilirdi. Aradan bir ay geçmişti. A bölge amiri Komiser Mesut Gezer, o gün gece 02.00’ye doğru eve gidebilmişti. Yorgun bedeniyle koltuğa oturdu. Yatmadan önce televizyona bir göz atmak istedi. Televizyonu açtığında bir seri katil filmiyle karşılaştı. İlgiyle izledi. Filmi izlerken aklından “İyi ki bizde seri katil cinayetleri yok" düşüncesi geçti. Film bitip uykuya dalarken bir gün sonra İstanbul’da bir seri katil avı başlatacağını asla tahmin edemezdi.
İKİNCİ CİNAYET VE SERİ KATİL AVI
Komiser Mesut Gezer’in telefonu sabah erken çaldı. Arayan nöbetçi amirliğindeki görevli polis memuru Mustafa Bayram’dı. Bayram, "Komiserim günaydın. Bağcılar’da bir cinayet vakası var. Bu da mobilyacı" dedi. Öldürülen kişi dükkan sahibi Mehmet Kayatuzu’ydu. Komiser Gezer hızla ekibiyle olay yerine gitti. Cesedi gören Komiser Gezer'in aklına gece izlediği ‘Seri katil filmi ve düşündüğü o sözleri geldi. Çünkü karşısında öldürülen kişi de bir ay önce öldürülen mobilyacı gibi öldürülmüştü. Ensesinden vurulmuş ve cesedin üzerine bir battaniye çekilmişti. Artık karşısında bir seri katil vardı. Bu o an inanılmaz bir duyguydu.
“KARŞIMIZDA BİR SERİ KATİL VARDI”
Karşılarında artık bir seri katil olduğunu anlatan emekli polis memuru Erdal Karaman “Cesedi gördüğümüzde komiserimle birbirimize baktık. Karşımızda bir seri katil var. Bunun da cep telefonu alınmış. Aynen bu kurban da ilk kurban gibi sabah erken saatlerde depoda ensesine sıkılan bir kurşunla vurulmuştu. Bu olayda da 7.65 silah kullanılmıştı. Olay yerinde hiç boğuşma izi yoktu. Hiç görgü tanığı yoktu? Eşkali dışında hiçbir iz bırakmayan bu katil kimdi? İşimiz onu bulmaktı ama çok zordu dediğim gibi hiç iz yoktu. Tek umudumuz cep telefonuydu kurbanın ancak o da açılmamıştı” dedi.
MOBİLYACILAR UYARILMAYA BAŞLANDI
İki olayda kullanılan tabancadan çıkan kurşun ve bulunan boş kovan ile ilgili yapılan balistik inceleme bu gerçeği ortaya çıkardı. Emekli polis memuru Mustafa Bayram şunları kaydetti: “Bu iki olayda kullanılan kurşunlar aynı tabancadan çıktı. İşin adı net bir şekilde konuldu. Bu ikisini öldüren kişi aynı kişiydi. Ve hep mobilyacıları hedef almıştı. Bunun için şöyle bir çalışma yaptık. Katilin durmayacağını biliyorduk arkadaşlarımız o bölgede başka mobilyacılara giderek uyarmaya ve iz sürmeye başladı.”
İKİ GÜN SONRA ÜÇÜNCÜ CİNAYET
Cinayet ekipleri yoğun çalışma yaparken, 6 Haziran yani ikinci cinayetten iki gün sonra seri katilin üçüncü kurbanını öldürdüğü haberi geldi. Esenler Atışalanı’nda mobilyacı Celal Pınargözü aynı yöntemle öldürüldü. Yine cesedin üzerine battaniye atılmıştı. Ve olayda hiçbir iz yoktu. Cinayette diğer kurbanlarda olduğu gibi 7.65 silah kullanılmıştı.
KONTÖRLÜ BİR ARAMA BULUNDU
Emekli polis memuru Erdal Karaman, katilin mutlaka bir iz bırakması gerektiğini düşündüklerini belirterek “Bir yerde hata yapmış olması lazımdı. Bizim o hatayı mutlaka bulmamız lazım yoksa cinayetler devam edecekti. Biz üç kurbanın cep telefonlarını inceledik. Ancak katilin herhangi bir cep telefon görüşmesi yoktu. Ancak tüm aranan görüşmeleri inceleyelim dedik. Olaydan bir gün önce veya olay günü maktullerin cep telefonundan aranan tüm numaraları tek tek çıkarttık. Ve eleye eleye gittik. Bir maktulün kontörlü telefonla arandığını gördük. O dönemler kontörlü kart vardı. Jeton yerine kartlar çıkmıştı. O kontörlü kartla Merter’de bir telefon kulübesinden maktulün arandığını tespit ettik” dedi.
“İZİ BULDUK”
Olaya birkaç ekiple baktığını anlatan Karaman şöyle devam etti: “Mesut komiserimiz başımızda. Kayıtları çıkarttık. Bu kartı incelemeye aldık. Başka kimi aramış diye. Sadece bir farklı aramasını tespit ettik. Başka da araması yoktu. O aradığı numaranın kimin olduğunu çıkarttık. Aradığı saat geceydi. Biz şunu düşündük. Bu aranan kişiyi bulduğumuzda kendini o saatte kimin aradığını rahatlıkla hatırlar. Dediğim gibi geç saatte arandığı için arayan kişiyi mutlaka bilir dedik. Bizim için önemli bir izdi bu.”
“KAYIN BİRADERİM DEDİ”
Hemen tespit ettikleri kişinin adresine gittiklerini anlatan Karaman “Adamı aldık ve dedik ki seni şu tarihte şu saatte kim aradı. O arayan kişi kimdi. Bize arayan kişinin kayınbiraderi Seyit Ahmet D. olduğunu söyledi. Heyecan seviyemiz artıyordu. Mesut komiserim hemen plan yaptı. Bu kişiyi bırakmadık. Çünkü kayınbiraderine haber verebilirdi. O denilen kişiyi almaya gidecektik. Artık katilimizin ismini yüzde yüz biliyorduk. O kişinin profilini de hemen çıkarttık zaten" şeklinde konuştu.
“SENİ NİYE ALDIK BİLİYOR MUSUN”
Emekli polis memuru Mustafa Bayram, cinayet büro amirilğinde büyük hareketlilik yaşandığını söyleyerek “Bizim arkadaşlarımız çok iyi çalışmıştı. Ve çok önemli iz bulmuşlardı. Büyük baskı vardı bu katilin tespit edilip yakalanması için. Biz şubede hazırlıklarımızı yapıyorduk. Arkadaşlarımız operasyon için düğmeye basmıştı" dedi. O sırada ismi belirlenen şüpheli Seyit Ahmet D.’nin evi sarıldı. Emekli polis memuru Erdal Karaman ‘Bunun evi giriş kattaydı ve arka camdan da kaçma ihtimali olabilir diye arka tarafta da tedbir aldık. Şahıs kapı eşiğine çıkınca Mesut komiserimle daldık ve onu aldık. Cinayet ekiplerinden olduğumuzu söyledik. Mesut komiserim şüpheliye ‘Seni niye aldığımızı biliyorsun değil mi’ dedi. Şüpheli de bize ’Evet biliyorum’ dedi. Artık olay çözülüyordu. Ancak silahı da bulmamız lazımdı” ifadelerini kullandı.
SİLAH DA BULUNDU
Bir ay içinde 3 kişiyi öldüren seri katil yakalanmıştı. Yıllarca konuşulacak bu seri katil cinayette kullandığı silahı polise teslim etti. Yapılan incelemede teslim edilen silahın 3 olayda da kullanılan silah olduğu ortaya çıktı.
POLİSTE VE MAHKEMEDE AYNI İFADEYİ VERDİ
Gayrettepe’de cinayetleri neden ve nasıl işlediğini detayları ile anlattı. Aynı ifadeleri mahkemede de kullandı. Seyit Ahmet D., polis ve hakime yaptığı savunmada, Fatsa'da çocukken yaşlı bir mobilyacının tacizine uğradığını ve bu olayı unutamadığını anlattı. Zanlı, "Küçükken arkadaşlarımla sokakta top oynuyorduk. Bir mobilyacı sürekli bize küfür ediyor; dövüyor, topumuzu yırtıyordu. Bir gün arkadaşım Habil ile beni bodruma indirip üstümüze saldırdı. Ben kaçtım, Habil kurtulamadı. Mobilyacı, zorla ona cinsel tacizde bulunmuş. Bu psikolojiden kurtulamayan arkadaşım yıllar sonra üniversitedeyken intihar etti. Psikolojim altüst oldu. Mobilyacılardan intikam almaya ant içtim. Öldürdüklerimi rastgele seçtim. 'Bodrumda başka modeller var' dediklerinde çıldıracak gibi oluyor ve şuursuzca hareket ederek onları öldürdüm" dedi.
NASIL ÖLDÜRÜYORDU
Olayın ardından Seyit Ahmet D.’nin cinayetleri de nasıl işlediği ortaya çıktı. Emekli polis memuru Erdal Karaman “Bu kendisini yurt dışında yaşayan biri olarak tanıtıyordu. Kız kardeşinin evleneceğini ve mobilyaları da düğün hediyesi olarak peşin parayla alacağını söylüyordu. Kurbanlarına sabah erkenden gelip ödemeyi yapıp eşyaları götüreceğini söylüyordu. Sabah erken dükkana gelen maktulleri depoya eşyaya bakmaya giderken arkadan enseye ateş ederek öldürüyordu. Biz olayı çözdüğümüz için mutlu olduk. Çok yoğun çalıştık o işte" dedi.
İL EMNİYET MÜDÜRÜ OLDU
Polis memurları Mustafa Bayram ve Erdal Bayram yıllarca cinayet masasında çalışıp önemli cinayetleri çözdüler. Bayram ve Karaman emekli oldu. O dönem katili yakalayan ekibin başındaki komiser Mesut Gezer ise birçok başarılı işe imza attı. Ve şu an Manisa İl Emniyet Müdürü olarak görevine devam ediyor.