Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 2,5 milyar TL'lik 'Recep İvedik' Ekonomisi

        'Recep İvedik'...

        Agresif, kompleksli ama perdelerini kaldırdığında kedi gibi bir insan.

        Yıl 2008...

        'Recep İvedik 1'

        Söylenen: Kıllı, kaba saba bir tipi film haline getirmişler.

        Olan: İzleyici rekoru (4.301.693)

        Yıl 2009...

        'Recep İvedik 2'

        Söylenen: İlkine meraktan gidildi. İkincisi iş yapmaz.

        Olan: Yeni izleyici rekoru (4.333.144)

        REKLAM

        Yıl 2010...

        'Recep İvedik 3'

        Söylenen: İnsanlara kötü örnek oluyor.

        Olan: Yılın en çok izlenen 2'nci filmi. (3.326.084 )

        Yıl 2014...

        'Recep İvedik 4'

        Söylenen: Film değil ki o. Saçmalık örneği.

        Olan: Yeni izleyici rekoru. (7.369.098)

        Yıl...2017

        'Recep İvedik 5'

        Söylenen: İğrenç bir film. Sakın gitmeyin.

        Olan: Yeni izleyici rekoru (7.437.050)

        Yıl 2005..

        Şahan Gökbakar, TV'de 'Dikkat Şahan Çıkabilir' adlı bir skeç programı yapmaya başladı.

        Skeçlerin kahramanları şunlardı; 'Engin Jurnal', 'Bülent Binbaş', 'Hayri Gülle', 'Süha Amca ile Masal Saati', 'Metin Tok', 'Küçük Oskar' ve 'Recep İvedik'.

        Yıl 2007...

        Amacı yeni şeyler yapmaktı. Ama televizyonda çalışırken bu kolay değildi. Örneğin yeni bir skeç hazırlıyordu, televizyonun müdürü komik bulmazsa yayınlanamıyordu.

        Canı fena halde sıkılmıştı.

        Bir gün dedi ki; "Ben artık TV'ye iş yapmak istemiyorum. Sinema filmi çekeceğim."

        Pencere kenarında otururken sarkıttığı sepetin ipinden çekerek üst komşusu 'Halime'yi aşağıya düşüren 'Recep İvedik'in gün gelip TV'den beyazperdeye sıçrayarak Türk sinemasında 22 rekor kıracağını sinema sektörü ön görmemişti.

        Şahan Gökbakar, tipini de adını da tamamen doğaçlamayla ortaya çıkardığı 'Recep İvedik' için bu kez sinema filmi senaryosu yazdı.

        Sinemaya sıçramanın ilk adımı senaryo yazmakla atılmıştı.

        Peki filmi çekecek para nerede?

        Şahan Gökbakar'da para yoktu.

        Koltuğunun altına sıkıştırdığı senaryosuyla İstanbul'daki bütün yapımcıları kapı kapı dolaşmaya başladı.

        Kimisi hikâyeyi duyar duymaz 'Hayır', kimisi ise 'Senaryonu ve telefon numaranı bırak. Bir bakalım. Biz seni ararız' dedi.

        'Olabilir, çekilebilir' diyen de oldu ama uzun süre dönüş yapılmadı.

        Bir kapı kapanırsa diğeri açılmıyordu.

        Kapılar, kapandıkça kapanıyordu.

        Sanki kapıların üzerinde 'Dikkat Şahan gelebilir' yazıyordu.

        'Recep İvedik'in senaryosu İstanbul'daki yapımcıların neredeyse tamamının çekmecesinde aylarca dururken Şahan Gökbakar'ın kurduğu hayaller, hayal kırıklığına, gördüğü tatlı rüyaları karabasana, yeşerttiği ümitleri ise ümitsizliğe dönüşmek üzereydi.

        O esnada hangi özlü söz, Şahan Gökbakar için "Hey Şahan efendi! Dur bakalım. Hayatın içine öyle gökten lap diye düşmedim. Beni ilk dile getirenin de özlü söz haline dönüştürenlerin de deneyimlerini görmemezlikten gelemezsin" demiştir?

        Ümidin kendisi olduğunu biliyordu.

        Yanı başlarında nöbet tutarak hayallerinin ve hırslarının derin bir uykuya dalmasına izin vermedi.

        Filmi çekme üzerine olan ümidini, 'Filmini çekmiyoruz'u duyduğunda çektiği acıdan daha büyük kıldı.

        Ve sersemlik ederek azminin katsayısını düşürmedi.

        Belirsizliğin verdiği gerginliğin karşısına dikilen azim, yapımcı Faruk Aksoy'un Gümüşsuyu'ndaki ofisinde umuda dönüştü.

        Faruk Aksoy da Şahan Gökbakar'ın kendisinden önce görüştüğü yapımcılar gibi 'Dikkat Şahan Çıkabilir'deki 'Recep İvedik'ten bihaberdi.

        Dedi ki; 'Recep İvedik de kimdir?

        Şahan Gökbakar, internetten izleterek 'İşte budur' dedi.

        Faruk Aksoy'un 'Bir bakayım, neymiş bu?' demesi diğer yapımcılarla arasındaki farkıydı.

        Bir farkı daha vardı.

        Karakterin internette oldukça çok izlendiğinin farkına vardı.

        Öyle ya; genel sinema izleyicisi internet kullanan yaş aralığındaydı.

        Senaryo hazırdı.

        Peki yönetmen kim olmalıydı?

        O ana kadar Şahan Gökbakar'ın kafasında 'Recep İvedik'i kardeşi Togan Gökbakar'ın çekmesi üzerine bir fikri yoktu.

        Faruk Aksoy: Kim çeksin?

        Şahan Gökbakar: Kardeşim sinema - TV okudu. 22 yıldır aynı evde oturuyoruz. Beni en iyi o anlar. Zamanlamamı en iyi o bilir. İstersen konuş.

        Konuştular, Faruk Aksoy ile Togan Gökbakar'ın kafaları uyuştu.

        Ne var ki Faruk Aksoy'un o dönem filme yatıracak nakit parası yoktu.

        Ortağı Ayşe Germen'in destek vermesi ve Özen Film'in sahibi Mehmet Soyaslan'ın da belli oranda para yatırarak ortak olmayı kabul etmesiyle çekilen 'Recep İvedik', 22 Şubat 2008'de izleyiciyle buluştu.

        Kıllı, iri yarı, argolu konuşan, 'Recep İvedik'in beyazperdeye yansımasıyla birlikte izleyiciler, belki de hiç bir film için olmadığı kadar kutuplaştı.

        Amerika iç savaşındaki kuzeyliler ile güneyliler gibi.

        Fenerbahçe ile Galatasaray gibi.

        Maradonacılarla Peleciler gibi.

        Brexit yanlısı olan ve olmayan İngilizler gibi.

        Kamuoyunda 'Recep İvedik, itici bir tiptir'cilerle 'Recep İvedik, iyi bir insandır'cılar arasındaki tartışmanın zeminini oluşturan unsurlar şunlardı;

        - Kıllı, argolu konuşan, kaba, itici bir tip.

        - Metroseksüel olup da ne çakalları, ne zararlıları gördük. Bu adamın çakallığı yok. Samimi biri. Kişiliğinde değer yargıları, kıllı vücudunun içinde yufka bir yürek var. Ve bizim gibi, bizden biri. Ve halk kahramanı...

        Sinema sektöründe ve medyada da 'Recep İvedik' üzerine tartışmalar oldukça alevliydi.

        'Recep İvedik, bir filmdir'cilerle 'Recep İvedik, bir film değildir'ciler arasındaki tartışmanın zeminini oluşturan unsurlar ise şunlardı;

        - Skeç tiplemesi film olamaz.

        - Senaryosu, yönetmeni, oyuncuları var. Beyazperdeye yansıdı. İnsanlar izliyor. Filmdir.

        Gösterimde kaldığı 32 hafta boyunca bu tartışmalar sürerken 'Recep İvedik', Türk sinemasının izleyici ve hasılat rekorunu kırdı.

        Şahan Gökbakar, filminin bu kadar çok izleneceğini ön görmemişti.

        Bırakın ön görmesini elde ettiği gişe rakamını hayal bile etmemişti.

        Gişe beklentisini soranlara en fazla 1 milyon 500 bin kişi tarafından izleneceğini söylemişti.

        Ne var ki 4.301.693 kişi tarafından izlendi.

        Görünen oydu ki tartışmayı kazanan 'Recep İvedik, iyi bir insandır'cılarla 'Recep İvedik bir filmdir'ciler oldu.

        Şahan Gökbakar;

        Yapımcıların istememesi nedeniyle geçirdiği uykusuz gecelerin, belirsizliğin koşar adımlarla önüne getirdiği stresli günlerin, karakter yaratmadaki kabiliyetinin ödülünü, çalışmalarının ve azminin karşılık bulmasıyla kazandı.

        Faruk Aksoy;

        Bilmediğinin ne olduğunu merak etmesinin, analiz yapabilmesinin ve ön görüsünün ödülünü yüksek miktarlarda para kazanarak hayalindeki film olan 'Fetih 1453'ü çekmesiyle kazandı.

        Şahan Gökbakar, birçok tiplemesinin arasından neden 'Recep İvedik'i seçti?

        Çünkü;

        'Recep İvedik', düz bir karakter değil. Çok değişken bir tip.

        Sinematografik özellikleri bir hayli fazla.

        Sinema sektörünün kazanımları ise şunlardı;

        * Yeterli izleyici olmadığı için kapatılması düşünülen sinema salonları için sahipleri bu kararlarından vazgeçerek işlerine devam etti.

        * Gişe başarısının sektör içinde meydana getirdiği sinerji, komedi filmlerinin önünü açtı. Bu durum da izleyici sayısının ve buna bağlı olarak sinema salonu sayısının artmasına neden oldu.

        Yapımcıların istemediği, deyim yerindeyse hep direkten dönmesine rağmen oyunda kalan 'Recep İvedik' için son saniyede şampiyonluk golü 90'dan atıldı.

        İzleyicinin ilgisi doğal olarak 'Recep İvedik'in ikincisinin çekilmesini gündeme getirdi.

        Şahan Gökbakar, senaryoyu yazdı.

        Bu kez yapımcı da hazırdı.

        Vakit kaybetmeden çekimlere girildi.

        İkinci filmde ilk filme oranla izleyici sayısının artması üçüncü film için de aynı sonuca neden olacağı düşünülüyordu.

        Üçüncüsünün ikinciden daha fazla izleneceği ön görülmüştü.

        Ne var ki öyle olmadı.

        Üçüncüsü ilk ikisinden daha az izlendi.

        Belki de Şahan Gökbakar, hikâyeyi izleyicinin aradığını yeterince bulamayacağı şekilde yazdı.

        Belki de ilk iki filmin gişelerinin etkisiyle getirdiği rehavet veya aşırı öz güvenin sonucu olarak Faruk Aksoy, filmin pazarlanmasında hata yaptı.

        Belki de filmin gösterime girdiği dönemde ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi etkilerin sonucuydu.

        Belki de hepsi...

        İzleyici sayısının azalması 'Recep İvedik'e yöneltilen eleştirilerin şiddetinin artmasına neden oldu.

        'Recep İvedik 3', her ne kadar ilk iki film kadar izlenmemiş olsa da 3.326.084 izleyiciyle o yılın en çok izlenen 2'nci filmi oldu.

        2010'da Türk filmlerinin izleyici sayısının ortalaması 155.597 kişiydi.

        'Recep İvedik 3', ortalamanın 21 katı izlenmesine rağmen eleştiri oklarının hedefi olmaktan kurtulamadı.

        'Recep İvedik', belki de Türk sinemasının en çok eleştirilen filmi olurken Şahan Gökbakar, o günlerde bu konu hakkında şöyle demişti; "Yaptığım filmlerin hepsini Türk izleyicisine yapıyorum. Dolayısıyla bir tarafa göz kırpma veya bir entelektüel grubu tatmin etme gibi bir amacım yok. Benim tek amacım insanları güldürmek. Çünkü komedyen birisinin amacı bu olmalı."

        Başlarda 'Recep İvedik'in izleyici kitlesi gençlerden oluşuyordu.

        Yetişkinler ise henüz izlemedikleri filme mesafeli yaklaşıyordu.

        Çünkü ilk zamanlar film hakkında olumlu bir yazıya, yoruma rastlamak Kaf Dağı'nda Anka Kuşu aramakla aynı anlamı taşıyordu.

        'Recep İvedik'in kıllı, kaba - saba itici bir tip olduğu merkezli yorumlarda amacı çakal zihniyetlilere aman vermemek olan iyi bir insandan söz edilmiyordu.

        Ve gençlerin filmle ilgili beğenilerinin kaynağı ıskalanıyordu.

        Bu nedenle de yetişkinler, 'Recep İvedik'in gösterimde olduğu salonlardan uzak duruyordu.

        Ta ki 'Recep İvedik', TV'lerde yayınlanana kadar.

        Film, TV'lerde yayınlanmaya başlayınca karakter hakkındaki ön yargılar kırıldı.

        'Recep İvedik'in ön yargılarında şekillendiği gibi sadece kıllı, kaba - saba tavırları olan itici bir tipten oluşmadığı anlaşıldı.

        İşte bu nedenden dolayı sinema salonlarının gişelerinin önünde oluşan kuyruklardaki izleyici profili çeşitlendi.

        İşte bu nedenden dolayı serinin dördüncü filmi için kesilen bilet sayısı önceki filmden 4.043.014 daha fazla oldu. (2,2 katı)

        'Recep İvedik', izleyici sayısıyla yurt dışında 'Event Movie' şeklinde tanımlanan, sinema sektörüne olduğu kadar birçok işkolu için de ciddi bir ekonomi oluşturan filme dönüştü.

        Ekonomistlerin hesaplamalarına göre diğer sektörlerin kazançları da hesaplandığında bir film, hasılatının 10 katı değerinde bir ekonomi oluşturuyor.

        Buna göre bugüne kadar gösterime giren 5 'Recep İvedik' filminin oluşturduğu ekonomik değer, yaklaşık 2 milyar 500 milyon TL.

        'Recep İvedik', aynı zamanda sanat filmlerinin çekilmesine de en çok katkıda bulunan film oldu.

        Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Sinema Destekleme Fonu, filmlerin hasılatlarından alınan paylarla oluşur.

        Bakanlık, fonda toplanan paraları sanat filmlerine ve ilk filmini çekecek olan yönetmenlere kredi olarak dağıtır.

        En yüksek hasılata sahip film olduğu için fonda toplanan parada en çok 'Recep İvedik'in payı bulunuyor.

        Sinema sektöründe 'Film değildir' denilen 'Recep İvedik', sanat filmlerinin çekilmesine ve birçok yönetmen adayının yönetmen olmasına neden oldu.

        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa