Young Boys - Galatasaray maçı yazar yorumları

Barış, fizik açıdan diri rakip karşısında geçirdiği rahatsızlıktan dolayı beklenen performansı gösteremedi. Benim senelerdir üstünde durduğum bir konu var. Fizik güç günümüz futbolunda çok önemlidir. Tüm teknik direktörlerimizin şapkalarını önüne koyup bu soruya cevap bulmaları gerekiyor. Neden Avrupa'nın en vasat takımları bile fizik açıdan bu kadar üstünlük sağlıyor. Ben Galatasaray'ın bu skorla turu geçeceğine inanıyorum. (SABAH)

CEM DİZDAR: GRUPLARA KALACAK OYUN OYNUYOR

İlk devresi pozisyon açısından dengede geçen maçın belirleyici istatistiği sanırım, ‘Kaleci kurtarışı’ oldu. Değişen kaleciye rağmen 2’ye sıfırdı istatistik. Bu işin savunma tarafıydı. İşin hücum yönünde ise onların yaptığını, örneğin Barış Alper Yılmaz karşı karşıyada doğru kararı veremedi ve pas yerine şut denedi. Esasen devre boyunca Galatasaray üstün göründüyse sonuç alan rakip takım oldu. İşler ikinci devreye kalmıştı!

Önce Mertens geldi kenara ama düzen değişmedi. Nihayet Fenerbahçe’nin bir önceki sezon defalarca yaptığı gibi 65. dakika civarlarında Michy Batshuayi’yi oyuna gönderdi Galatasaray! Ve o Batshuayi, art arda attı golleri. Doğrusu ya eski Fenerbahçe’nin düştüğü kararsızlığa düşmüş gibiydi Galatasaray kenar yönetimi. Ne var ki işler tam dengeye gelmişken şu ‘Elin doğal konumda olması’ saçmalığı girdi devreye ve hem penaltı hem de sabit stoperinden oldu Galatasaray. (FANATİK)

BÜLENT TİMURLENK: DİREKTEN DÖNDÜ!

Colley'in topu direkten döndüğünde tabelada 2-0 ve dakika 58'di. O direk Şampiyonlar Ligi'ne ve 40 milyon Euro'ya veda demekti. Yeni bir Neuchatel hikâyesine doğrusu hiç gerek yoktu. Süper Kupa hezimeti ve Konya deplasmanında gerekli derslerin çıkartılmadığı bir 45 dakika oynadı Galatasaray. Vasat iki bek, ülkenin en iyi yerli stoperliğinden yokuş aşağı koşan Abdülkerim ve ayağının temiz olmadığı malumunız Nelsson'dan oluşan defans dörtlüsüyle Buruk "Ben topla çıkamam, yine uzun vuralım" deyince olanlar oldu. Süper Kupa'da olduğu gibi erken yenilen golde Muslera'nın kolay topu içeriye alması, ikinci golde Abdülkerim'in facia kademesi...

İkinci yarıda rezaleti önleyen adam Batshuayi oldu. Oyuna girip attığı iki golle tabelayı eşitlediğinde hiç olmazsa İstanbul'da tur kapısı aralanır dedirtti ama Abdülkerim'in daha yapacakları varmış. Penaltı ve kırmızı kartla bu takımdaki kariyerini artık sorgulatır hale geldi. Okan Buruk rakibi doğru analiz etmemiş. Uzun boylu bir takıma karşı bu kadar uzun oynamak, orta sahayı yine hafife almak... (SABAH)

GÜNTEKİN ONAY: GALATASARAY, ŞAMPİYONLAR LİGİ'NE KALIR

Sarı-kırmızılıların temposu gerçek gücününün çok altında ve Young Boys gibi sıradan ama atletik bir takım karşısında bu durum hissedildi. İlk yarı tüm inisiyatifi rakibe bırakan Galatasaray ikinci yarıda daha kişilikli ve güçlü bir oyunla sahada idi. Durgun Mauro Icardi bekleneni veremezken 66. dakikada oyuna dahil olan Michy Batshuayi adeta aranan kan oldu ve attığı gollerle sarı kırmızılı takımı Şampiyonlar Ligi için rövanş umuduna taşıdı.

Dünkü deplasman maçında iyi bir Galatasaray izlemedik ama bence bu oyuna karşılık alınan skor iyi. Galatasaray 27 Ağustos Salı günü sahasında oynanacak rövanş maçında taraftarının desteğiyle Young Boys’u yener ve Şampiyonlar Ligi’ne kalır. (HÜRRİYET)

TOLGA ERSARI: UMUT İSTANBUL'A KALDI

Twitter icon Young Boys maçı öncesinde Galatasaray’ın iki büyük handikabı vardı: 1- Suni çim. 2- Defans problemi. Gerçekten de bu iki handikabı maç boyunca yaşadı sarı- kırmızılılar. Özellikle de defansif hatalar karşılaşmanın kaderini belirledi. Galatasaray’ın tel tel dökülen savunma dörtlüsü çok kopuk ve uyumsuzdu. Doğal olarak da çok kademe hatası yaptılar. Abdülkerim ve Nelsson, bu sezon başı da çok formsuzlar. Nitekim bu oyuncuların özellikle de Abdülkerim’in hataları, skora doğrudan etki etti.

Sonuçta tur umutları İstanbul’a kaldı. Rövanşta Galatasaray’ı zorlu bir mücadele bekliyor. Okan Buruk yine tribünde olacak. Abdülkerim Bardakcı, kırmızı kart cezasından dolayı sahada olamayacak. Belki biraz dinlenmesi onun için de iyi olur. Davinson Sanchez belki rövanşa yetişebilir. Kaan Ayhan’ın cezası bitiyor. O da stoper rotasyonunda değerlendirilebilir. Sarı- kırmızılı camiayı derin endişeye sevk eden ise Muslera’nın durumu. Dilerim Muslera’nın önemli bir sorunu yoktur ve rövanş maçında sahadaki yerini alabilir. (MİLLİYET)

ÇAĞATAY ÇELİK: İFLASIN EŞİĞİNDEN

Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde ses getiren futbol oynayan Galatasaray bunu sadece tek maçta sonuca yansıtabilmişti: Deplasmandaki Manchester United müsabakası. Altı maçın beşinde rakibinden daha az mesafe kat eden sarı-kırmızılıların kazandığı tek maç aynı zamanda rakibinden daha fazla koştuğu tek karşılaşmaydı. Futbol bütünlüklü bir oyun olsa da bazı tekil veriler çoğul şeyler anlatabiliyor. Ön alan baskısı takımı olan Galatasaray'ın baskısını belli bir seviyenin altında yaptığında karşılaştığı zorluk gibi.

Galatasaray Okan Buruk'lu üçüncü sezonuna da rakibi adam adama karşılayarak başladı ancak enerjisi her geçen ay azalan Icardi - Mertens ikilisiyle yapılan ön alan baskısı kırıldığında gerideki 6'lı çok ciddi mesafeleri kapamak zorunda kalıyor. Temelde rakibi baskıyla hataya itme takımı olan Galatasaray'ın ilk yarıdaki oyunu iflas etmişti ki Batshuayi kısa Galatasaray kariyerine bir ipten alma daha sığdırdı. Sentetik çim, bir türlü hızlanamayan ayaklar, rakibin baskısına çözüm üretememek gibi problemlere rağmen Galatasaray ikinci Sparta Prag vakasını yaşamadan dönüyor. Ligde boş geçilecek hafta sonunda bu maçın muhasebesinin yapılması şart. (HABERTÜRK)

UĞUR MELEKE: LİGİ ERKEN BAŞLAYANLAR DAHA HAZIR

Dün de Bern’de ilk 45 dakikada kalite ölçeğinde Galatasaray’ın altında ama fiziksel olarak sarı-kırmızılılardan diri bir takım vardı karşıda. Rakip sağ açık Monteiro ilk yarıda 4 net pozisyon buldu, ikisini attı. Kalan 45 dakikada bu farktan dönmek kolay değildi elbette.

Maçın ilk yarısında dikkat çeken bir başka detay da, özellikle hücumda hemen her ikili mücadeleyi Galatasaraylılar’ın kaybetmesi idi. Ben bayağıdır bu kadar çok uzun oyuncudan kurulu bir takım hatırlamıyorum eşleştiğimiz. Camara (193), Ganvoula (191), Monteiro (191), Zourou (190) ve Niasse’ın (188) hepsi savunmada-hücumda duran toplarda aktifler. Galatasaray 11’ininse kaleciyi çıkarırsanız boy ortalaması 1,78! Böyle fiziksel bir maç kenardan Batshuayi’yi çağırıyordu, o da girer girmez gerekeni yaptı ama yetmedi maalesef. (HÜRRİYET)

LEVENT TÜZEMEN: TARAFTARIYLA BİLETİ ALIR

Jelert basit oynamadı, seken topta Abdülkerim rakibini kovalayamadı, ağır kaldı, Köhn de yerini kaybetti, Monteiro'nun basit vuruşunda Muslera kurtarması gereken topu içeri aldı, Galatasaray erken yediği gol sonrası hücum eden taraf görünse de Young Boys çok akıllı oynadı. Ayağa pasları başarıyla yaptılar. Yüksek topların hepsini kazandılar. Galatasaray'ın baskılı olduğu anlarda sakatlık bahanesiyle oyunu soğuttular. Kalecileri üç kez oyunu durdurdu. Alman hakem Siebert de İsviçre ekibinin tuzağına destek oldu. İsviçre ekibinin sert oyununa izin verdi. Galatasaraylı oyuncular, rakibin temaslı oyunundan yıldı ve çok pas hatası yapıp, çok top kaybettiler.

Galatasaraylı oyuncular sanki ilk kez birlikte oynuyormuş gibi uyum konusunda birbirlerinden kopuktu. Bu kopukluk hatalarla birleşti ve iki gol yemeğe mal oldu. Okan Hoca'nın ikinci yarı Ziyech ile Batshuayi'yi oyuna alması Galatasaray'ın üzerindeki ölü toprağını attı. O Batshuayi attığı iki muhteşem golle Galatasaray'ın geri dönüşüne imzasını koydu. Abdülkerim'in neden olduğu şanssız penaltı ve gördüğü kırmızı kart, Galatasaray'ın İstanbul'daki turunu engellemez, çünkü G.Saray, taraftarı önünde Şampiyonlar Ligi biletini alır. (SABAH)

METİN KARABAŞ: AMATÖRCE HATALAR

Young Boys maça golle başladı. Ev sahibi takım üçüncü dakikada Monteiro ile skoru 1-0’a getirdi: 1-0. İlk dakikadan itibaren temponun yüksek olduğu mücadelede iki takım da savunmada ciddi hatalar yaptı. Temsilcimiz zaman zaman gole yaklaşsa da hem orta alanda hem de savunmada ciddi açıklar verdi. Hızlı ofansta etkili olan İsviçre ekibi ise ilk yarının uzatma anlarında Monteiro maalesef bir gol daha bulu. 2-0. Temsilcimiz yediği iki basit golle soyunma odasına 2-0 yenik giderken oynadığı oyunla hayal kırıklığı yarattı.

İkinci yarıdaki değişikliklerle toparlanan temsilcimiz sahadan 3-2 mağlubiyetle ayrılırken tur umutlarını İstanbul’a taşıdı. Özellikle ilk yarıdaki amatörce hatalarla kalesini gole kapatamayan Okan Buruk’un takımı bu 90 dakikadan gerekli dersi çıkartırsa adını Şampiyonlar Ligi’ne yazdırabilir. Fakat görünen o ki bu oyun tur için yeterli olmayabilir. (FANATİK)

ALİ GÜLTİKEN: İSTANBUL'DA TELAFİ EDERLER

Temel oyun prensiplerinde bu kadar basit hatalar yapıldığı zaman skor kaçınılmaz hale geliyor. Galatasaray'ın ön tarafa çıkıp baskı yapma düşüncesi gayet normal. Fakat top rakibe geçtiğinde geniş alanda bu kadar dengesiz yakalanmak, sarıkırmızılılara korkulu anlar yaşattı. Özellikle Abdülkerim Bardakcı ve Köhn'ün arasına atılan toplarda Monteiro, boşlukları affetmedi.

İkinci yarı doğal olarak gelen hamleler var. Hakim Ziyech'in oyuna girmesiyle Galatasaray, biraz daha kıpırdadı. Oyunu tamamıyla Young Boys yarı alanına yıkabildi. Bu baskı, Michy Batshuayi'nin oyuna girmesiyle de Galatasaray'ın istediği noktaya geldi. Batshuayi çok önemli bir golcü. Türkiye'de bunu birçok defa ispat etti. Galatasaray, sonrasında gol yiyip mağlup bitirmiş olsa da genel bütünlük içinde hücum yönüyle aslında hâlâ favori olduğunu ortaya koydu. Fakat işin savunma tarafında iyi bir sınav vermedi ama kendi evinde bu skorun telafisini yapacaktır. (SABAH)