Yeni doğan sarılığında yanlış bilinenler
Yeni doğan döneminde sık karşılaşılan fizyolojik sarılık cildin ve göz aklarının sararmasına neden olurken anne babaları da endişelendiriyor. Anne sütüyle beslenen bebeklerde yeni doğan sarılığının daha sık görüldüğüne ve uzun sürdüğüne dikkat çeken Dr. Şirin Seçkin "Ancak çözüm de yine anne sütünde. Emzirme konusunda ısrar edilmesi, hem sütün çoğalmasına hem de bebeğin yeterli beslenmesiyle sarılığa neden olan biluribin maddesinin vücuttan atılmasına yardımcı olur" dedi. Dr. Seçkin "Bebeğe şekerli su ya da ek mama verilmesi, emzirmenin sonlandırılması ya da sarı renkli kıyafet giydirilmesi yanlış inanışlardır" uyarısında da bulundu.
Fizyolojik sarılık yeni doğan bebeklerde çok sık görülüyor ve halk arasında yeni doğan sarılığı olarak biliniyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin bu sarılığın bebeğe herhangi bir zararının olmadığını belirterek yeni doğan sarılığı ile ilgili yanlış bilgilere dikkat çekti.
“FİZYOLOJİK SARILIK BEBEĞE ZARAR VERMİYOR”
Yeni doğan bebeklerde patolojik ve fizyolojik olmak üzere iki türde sarılık görüldüğünü belirten Dr. Şirin Seçkin “Alyuvarların yakımı sonucu biluribin denilen, deriye sarı renk veren bir pigment ortaya çıkıyor ve vücut bunu karaciğerde dönüştürerek dışarı atıyor. Yeni doğan bebekler hem fazla sayıda kan hücresiyle doğuyor, hem de karaciğeri fazla oluşan biluribini atabilecek duruma gelmemiş olduğundan fizyolojik sarılık oluşuyor” dedi. Az beslenen ve bağırsakları henüz yetersiz çalışan bebeklerde de fizyolojik sarılık oluşabildiğini belirten Dr. Seçkin “Bu en sık görülen ve en telaşlanmadığımız sarılık türü ve bebeğe hiçbir zararı yok. Bir de patolojik dediğimiz altta bir hastalık, genetik rahatsızlık ya da anatomik bir bozukluk yatan sarılık türü var. Bu önemli bir sarılık türü ama bebeklerin yüzde 1’inde görülüyor. Tanı ise bebeğin topuk kanıyla konuyor” şeklinde konuştu.
“GÜN IŞIĞINDA BAKIN”
Yeni doğan sarılığında bebeklerin göz akında ve cildinde fark edilir bir sararma oluştuğunu söyleyen Dr. Şirin Seçkin “Fizyolojik sarılıkta bebeğin rengi sarı ama genel durumu sağlıklı oluyor. Patolojik sarılıkta ise bebek hasta görünüyor, sürekli uyku halinde oluyor, muayenede karaciğeri ile dalağının büyük olduğu anlaşılıyor ya da vücudunda noktasal kanamalar olabiliyor. Fizyolojik sarılık genellikle bebek doğduktan sonra ikinci ya da üçüncü gün başlıyor, patolojik sarılık ise genellikle ilk yirmi dört saatte başlıyor” dedi. Dr. Seçkin “Burada anne babaların bebekteki sararmayı fark etmesi önemli. Bebeği gün ışında soyup bakmak gerekir. Sarılık önce göz aklarında ve yüzde fark edilir, bilirubin miktarı arttıkça aşağı doğru gövdeye, bacaklara ve ayaklara kadar iner. Alt gövdede sarılık varsa bilirubin miktarına bakmak gerekir” şeklinde konuştu. Anne sütü sarılığının ise bu iki sarılık türünden farklı olduğuna dikkat çeken Dr. Şirin Seçkin “Anne sütü sarılığı farklı, daha geç başlıyor. Anne sütündeki bir madde biluribinin bebeğin vücudundan atılımını geciktiriyor. Düzelmesi aylarca sürebiliyor ama tehlikeli bir sarılık türü değil, yüzde 1 oranında görülüyor. Burada da yine anne sütünün devamı öneriliyor” dedi.
YANLIŞ BİLGİLERE DİKKAT
Fizyolojik sarılığın yeni doğan bebeklerde en sık hastaneye yatış nedeni olduğunu belirten Dr. Şirin Seçkin “Burada anne babayı bilinçlendirmek gerekiyor. Çünkü bebeğin ilk tuvaletini yapması için sık sık beslenmesi lazım. Bu, hem anne sütünü artırmanın hem de bebeğe vücuttan biluribini attırmanın en doğru yolu” dedi. Yeni doğan sarılığı ile ilgili yanlış bilgilere de dikkat çeken Dr. Seçkin “Halk arasında bu bebeklere ek hazır mama ve şekerli su verilmesi gerektiği gibi yanlış bir inanış vardır. Ek mama ya da su verilmesi anne sütünü azaltacağı gibi verilmesi de gerekli değildir. Emzirmenin sonlandırılması ya da sarı renkli kıyafet giydirilmesi gibi inanışlar yanlıştır” uyarısında bulundu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin “Yeni doğan sarılığında hastanede bebeğe fototerapi uygulanması ve evde güneş banyosu da önerilir. Burada bebeğin güneşe bakmayacak şekilde çıplak şekilde açık havada ya da cam arkasından onar dakikalık sürelerle iki yan, ön, sırt tarafından güneş alması sağlanır” şeklinde konuştu.