Beren Saat'in kaderinin değiştiği an

Beren Saat, liseden sonra üniversite öğrenimi görmek istemiyordu.

Kariyerini dans ve tiyatro üzerine kurmayı arzuluyordu.

Öğrenim gördüğü kolejde sahnelenen müzikallerde rol alıyor, evde parfüm şişesini mikrofon belleyip şarkı söylüyordu.

Sahne sanatlarına olan ilgisi ve yeteneğine rağmen üniversitede işletme öğrenimi görüyordu.

O an olmasaydı...

Beren Saat, belki de satış, pazarlama, finans, insan kaynakları veya muhasebe bölümlerinden birinde çalışıyor olacaktı. Oyunculukta olduğu gibi başarılı bir kariyeri olup - olmayacağını bilemeyiz. Bildiğimiz, o an o kararı almamış olsaydı yıldızlar zincirinde bir halkanın eksik olacağı.

Bir gün;

2004'te sevgilisi Efe Güray ile birlikte 'Okul' filmini izlemeye gitti.

Doğu Yücel'in senaryosunu yazdığı, Yağmur Taylan ile Durul Taylan'ın yönettiği filmde Nehir Erdoğan'ın canlandırdığı 'Güldem', şarkıcı olmak istiyordu amaçevresinin 'Kolunda altın bir bilezik olsun da' mantığı doğrultusunda işletme öğrenimi görmek zorundaydı.

Kendisine âşık olan 'Gökalp', sahnelerin birinde 'Güldem'e"Masanın başına oturduğun her gün için pişman olacaksın" dedi.

Bu replikten hemen sonra Efe Güray, Beren Saat'in kulağına eğilerek 'Sen de pişman olacaksın' cümlesini fısıldadı.

Efe Güray'ın bu cümlesi Beren Saat'in 'O An'ı oldu.

Keza 'Güldem', Beren Saat'in beyazperdeye yansımış haliydi.

'Güldem' hayali bir kişilik, hayatı ise kurguydu.

Ne var ki Beren Saat hayali bir kişilik değildi. Hayatı, güneşin her sabah Doğu'dan doğması kadar gerçekti.

Beren Saat, 'Güldem'in gerçek hayatta vücut bulmuş hali olmak istemediğini o an daha net şekilde idrak ederek "Sen de pişman olacaksın" cümlesiyle uyanış dönemine girdi.

O günlerde formatı yeni oyuncular keşfetme üzerine olan "Türkiye'nin Yıldızları" adlı TV programının başvuruları başlamıştı.

Beren Saat; Efe Güray'ın 'Sen de pişman olacaksın' cümlesini birkaç gün boyunca aklından çıkaramadı.

Kulağında yankılanıp durdu; 'Sen de pişman olacaksın', 'Sen de pişman olacaksın', 'Sen de pişman olacaksın'...

Efe Güray, Beren Saat için güvendi, inançtı, iyi günde de kötü günde de yanında olacak âşık olduğu adamdı.

Efe Güray, Beren Saat için o gün aynı zamanda 'Senin almaya cesaret edemediğin riskleri alanlar, senin yaşamak istediğin hayatı yaşarlar' diyen Sokrates'ti.

Beren Saat, birkaç gün sonra Efe Güray ile el ele İstanbul'a gelerek yarışmaya başvuruda bulundu.

Başvurusunun kabul edilmesinden sonra eleme turlarına katılmak için çekim yapılan salonun önünde oluşan uzun kuyrukta Beren Saat değil, Efe Güray vardı.

O sırada yarışmanın yayınlandığı SHOW TV'nin röporterine dedi ki; "Ben yarışmacı değilim. Kız arkadaşım için sıra tutuyorum, onun yorulmasını istemedim."

Ankara Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Ana Sanat Dalı Oyunculuk Bölümü mezunu olan Özlem Gürler'in birinci olduğu "Türkiye'nin Yıldızları"nda Beren Saat, ikinci oldu.

'Bir yarışmayı kazanamamak her şeyin sonu değildir'in en iyi örneklerinden biri olan Beren Saat, "Türkiye'nin Yıldızları"ndan sonra bir şeker markasının reklam yüzü olduktan sonra güzelliği ve sempatisiyle geniş kitlelerin dikkatini çekti.

Yarışmanın jüri üyelerinden Tomris Giritlioğlu'nun Beren Saat ile ilgili planları vardı ama o dönemde çekimlerine hemen başlayacağı bir projesi yoktu.

İlk dizi çalışmasını Nazif Tunç ile Ümit Efekan'ın birlikte yönettikleri 'Aşkımızda Ölüm Var'da başrol altı bir karakterle yapan Beren Saat'in kariyeri 'Aşka Sürgün' ile şekillenmeye başladı.

Tomris Giritlioğlu'nun yapımcısı olduğu dizi 53 bölüm sürünce Beren Saat'in karakter yorumlama yeteneği iyiden iyiye gözler önüne serildi.

Bir sonraki çalışması olan, yine Tomris Giritlioğlu'nun yapımcısı olduğu 'Hatırla Sevgili'de Beren Saat'in yeteneğinin altı çizildi. O yetenek, Saat'i 'Aşk-ı Memnu' ile 'Yıldız'lık mertebesine ulaştırdı.

Beren Saat, kulağına fısıldanan 'Sen de pişman olacaksın'dan sadece 4 yıl sonra Türkiye'nin yıldızı olmuştu olmasına ama 'Yıldız olmak iyidir, yıldız olarak kalmak her şeydir'in kendi adına acilen yürürlüğe girmesi gerekiyordu.

Zira şunları iyi biliyordu;

* Kişinin başarısı geçmişteki işiyle değil, şu anda yaptığı işle ölçülür.

* Kişinin bugünkü başarısı geçmişini onurlandırır. Bugünkü başarısızlığı ise geçmişini yerle yeksan eder.

* Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.

Beren Saat, belleklerde özel bir yer edinmişti edinmesine ama 'Aşk-ı Memnu'da 'Bihter'in izleyici üzerindeki etkisi neyse 'Behlül'ün de 'Adnan Ziyagil'in etkisi de o kadardı. Beren Saat'in tek başına sırtlayıp götürdüğü bir yapım olmadığı için 'Aşk-ı Memnu', her ne kadar kendisini yıldızlık mertebesine ulaştırmış olsa da ömrü hayatı boyunca kendisini orada tutacak bir yapım değildi.

Üstelik aynı dönemde ardı ardına rol aldığı 'Güz Sancısı' ile 'Gecenin Kanatları'nda karakter yorumlamadaki başarısını devam ettirse de her iki filmin de az izlenmesi ortaya yıldızlığının devamı konusunda soru işaretleri çıkardı.

Yoksa Beren Saat, tatlı bir meltem miydi?

'Sen de pişman olacaksın'ın da bu cümleyi kulağına fısıldayan trafik kazasında kaybettiği Efe Güray'ın da özel bir anlamı vardı.

Tatlı bir meltem olması özel olanlara ihanet olurdu.

'Fatmagül'ün Suçu Ne?' Beren Saat'in Katrina Kasırgası olup yıldızlığı adına oluşan soru işaretlerini yerle bir ettiği, özel olanlara hak ettikleri saygıyı gösterdiği bir yapım oldu.

Dizide tek bir kahraman vardı; o da 'Fatmagül'...

Hikâyenin akışı da karakterler de 'Fatmagül'ün etrafında şekilleniyordu.

En fazla ödül kazandığı"Fatmagül'ün Suçu Ne?"deki başarısı, Beren Saat'i yıldızlar masasının daimi üyesi haline getirdi.

Beren Saat, 'Sen de pişman olacaksın' cümlesiyle o anda başlayıp hayallerini gerçekleştirdiği 16 yıllık kariyerini 31 ödülle taçlandırdı.

Beren Saat, şişesinimikrofon belleyip çocuk yaşlarda şarkı söylediği parfümün reklam filminde rol aldı. O reklam filminden kazandığı 100 bin TL'yi Mor Çatı Derneği'ne bağışlayarak 'Sen de pişman olacaksın' cümlesi sonrasında elde ettiği şöhretini sosyal sorumluluk projelerine entegre etmeye başladı.

Diğer sosyal sorumluluk projeleri;

* Tasarladığı tişörtlerden elde edilen gelir, yetiştirme yurtlarındaki 18 - 24 yaşlarındaki kızların eğitimlerine katkı sağlayan Nar Taneleri Projesi'ne bağışlandı.

* Geliri LÖSEV'e bağışlanan takvim için lösemili bir kız çocuğuyla fotoğraf çektirdi.

* Avrupa Birliği ve Afganistan Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen projede Afganistanlı kadınlara sağlıklı doğum yapmalarını anlatan bir kamu spotu niteliğindeki filmde rol aldı.

* 'Baba Beni Okula Gönder' kampanyasının reklam filmini seslendirdi.

* Meme Kanseri Farkındalık Ayı'nda meme kanserine dikkat çekmek amacıyla sezonun ilk EuroLeague maçında pembe topla temsili bir hava atışı yaptı.

* İşitme engellilere hitaben meslektaşlarıyla birlikte 'Gençliğe Hitabe'yi işaret diliyle okudu.

* Kadın şiddetine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen yürüyüşlere katıldı.

YARIN: Ahmet Kural