Tekerleği kim, nerede, ne zaman ve nasıl buldu? Tekerleği kim icat etti ve hangi devirde bulundu?
Hem yük hem de insan taşımak için oluşturulmuş ve dairesel bir forma sahip olan tekerleğin icadı insanlık tarihinde önemli bir yere sahiptir. İlk örneklerine Mezopotamya bölgesinde rastlanan tekerleği kim icat etti? Tekerlek ne zaman bulundu? En başlarda büyük ağaç kütüklerinin yuvarlanması sonucu keşfedilen tekerlek hangi devirde bulundu? Ayrıntılar içeriğimizin devamında…
İlk kullanım amacı yük taşımak olan fakat ilerleyen teknoloji ile birlikte savaş araç gereçlerinde de sıklıkla kullanılmaya başlanan tekerleği hangi uygarlık keşfetti? İşte, tekerleğin icadı ile ilgili tüm detaylar...
Tekerlek Nerede Bulundu?
İnsanlık tarihinin en büyük buluşlarından biri olan tekerleğin ilk örnekleri, yük taşımak için kullanılan yuvarlak ağaç kütükleridir. Tarihçesi 5000 yıl öncesine dayanan ve bugünkü daire formuna yakın bilinen ilk tekerlek izlerine Mezopotamya’da rastlanmaktadır. İzlerine rastlanan bu tekerlekte, yuvarlak bir kütükten disk şeklinde kesilen iki parça, daldan yapılan bir mil ile birbirine bağlanmıştır.
Tekerleğin icat edildiği tarihle alakalı elimizde net bir veri olmamasına rağmen, Amerikalı arkeolog Speiser’in Gawra’da gerçekleştirdiği kazılarda tekerleğin ilk izlerine rastlanmış ve bu kalıntılar M.Ö. 3000 ile M.Ö. 2500 yıllarına tarihlenmiştir.
Peki, tekerleği kim buldu? Amerikalı arkeolog Speiser’in gerçekleştirmiş olduğu kazılarda tekerlek ile ilgili en eski kayıtlara ulaşılmıştır. Bu kazılarda ele geçirilen Sümer piktogramlarında (bir objeji resmetme yoluyla anlatma) çizilen tekerlekli kazığa rastlanmıştır. Bir başka kazı çalışmasında ise İngiliz Arkeolog Woolley de bir Sümer şehri olan Ur’da M.Ö. 2950 yılından kalan bir mezarda tekerlek kalıntılarına rastlamıştır. Bu bilgilerden hareketle tekerleği hangi uygarlık keşfetti ya da tekerleği kim buldu sorularına Sümerler cevabını vermek doğru olacaktır.
Tekerleğin ne gibi bir ihtiyaca cevap olarak icat edildiği tam olarak bilinmemekle birlikte bu konuda farklı görüşler mevcuttur ve bunlardan ilki General Frugier’e aittir. Frugier’e göre; Yontma Taş Çağı’ndan itibaren insanlar avladıkları hayvanları ve kaya parçalarını taşımak için bir araca ihtiyaç duymuştur. Bu soruna çareler arayan insan, kesilmiş bir ağacın yuvarlandığını görmüş ve bunun taşımayı kolaylaştıracağını akıl etmişlerdir. Bir İngiliz tarihçisi olan Maccurdy’e göre ise tekerleğin ilk örnekleri kâğıt ya da deri tomarlarından oluşmaktaydı.
Gerçekleştirilen arkeolojik kazılarda M.Ö. 3000’li yıllara ait Sümer arabaları kalıntılarına da rastlanmaktadır. Bu da bize tekerleğin icadını, arabanın izlediğini göstermektedir. Rastlanan bu araba örneklerinde, iki tekerleğin bir mil vasıtasıyla birleştirildiği ve sürücünün de iki tekerleğin tam ortasına konulan bir eyerde ata biner gibi oturduğu görülmüştür. İcat edilen bu arabaların da bölgede bulunan yaban eşekleri tarafından çekildikleri tahmin edilmektedir.
Tekerleğin Gelişimi
İlk örneklerine Mezopotamya’da rastladığımız tekerleğin gelişmiş bir versiyonu da M.Ö. 2000’li yıllarda Anadolu savaş arabalarında görülmektedir. Daha sonra M.Ö. 1400 gibi Anadolu’da demir çağının başlamasıyla birlikte, demir işlenmeye başlamış ve tekerlekler bağlı oldukları mile sabitlenmiş ve tahta tekerlekler daha uzun ömürlü olması için demir bir çıtayla çevrelenmiştir.
Kauçuğun Avrupa’ya ulaştığı tarih olan 18. yüzyılda lastikten imal edilen tekerlekler ortaya çıkmıştır. İlk olarak Londra’da 1881 yılında havasız lastik tekerlekler üretilmiş ve taksilerde bu lastikler kullanılmıştır. İçine hava basılan lastikler daha önce, 1845 yılında icat edilmiş olmasına rağmen; John Boyd Dunlop tarafından 1888’de patenti alınana kadar popüler olamamıştır.
Tüm zamanların en büyük mekanik icatlarından biri olan, modern çağın pek çok alanında kullanılan ve hayatı kolaylaştıran bir icat olan tekerlek; makinelerden taşıtlara kadar birçok alanda insanlığa hizmet etmektedir.