Taşı toprağı sanat: Floransa gezi rehberi!

Levent Özçelik, HT Cumartesi'de Floransa'yı kaleme aldı. Floransa’yı anlatmaya Medici Ailesi’nden başlamalıyım. Zira bu şehir, tarihe adını yazdırmış zengin ve ünlü ailelerden Mediciler’in mirası sayılabilir. Pitti ve Vecchia sarayları, Uffizi Galerisi, Boboli Bahçeleri, San Lorenzo Kilisesi gibi Floransa’yla özdeşleşen birçok yapı, 13. ve 17. yüzyıllar arasında şehirde etkin ve güçlü olan bu aile tarafından yaptırıldı.

Floransa’daki ilk sabahıma yağmurla uyanıyorum. Tüm gün süren bir yağmur! Otelim Vecchio Köprüsü’ne ve Signoria Meydanı’na sadece iki blok uzaklıkta; yağmura rağmen yürüyerek gitmeyi tercih ediyorum. İkinci gün sabahın 5’inde güneş yüzünü gösteriyor; ilk ışıklarını yakalamak için ünlü Davut Heykeli’nin sergilendiği Michelangelo Tepesi’ne çıkıyorum. Panaromik manzara büyüleyici: Arno Nehri’nin iki yanına sıralanmış kirli sarı boyalı eski güzel binalar, köprüler, Duomo Katedrali’nin muhteşem kubbesi, Uffizi Galerisi, Vecchio ve Pitti sarayları, Santa Maria Novella Kilisesi...

Şehri ortadan ikiye ayıran Arno Nehri üzerindeki köprülerden en ünlüsü Vecchio Köprüsü. İlk yapıldığında ahşap olan köprü önce kasaplara, daha sonra da kuyumculara tahsis edilmiş. Şimdi ise üzerindeki küçük mağazalarda el yapımı saatler, meşhur Murano camlarıyla ve gümüşle imal edilen takılar satılıyor.

HER KÖŞEDE DANTE

Floransa bir sanat ve Rönesans şehri olduğunu sık sık hatırlatıyor size gezerken. Ünlü mimar ve sanatçılar Leonardo da Vinci, Michelangelo, Giorgio Vasari, Giotto, Botticelli şehre izlerini bırakırken cömert davranmış. Mimari deha Giotto’nun eseri Duomo Katedrali’nin her taraftan görülen ünlü kubbesi, aynı zamanda Rönesans mimarisinin ilk örneği olarak biliniyor. Ve Dante... Hemen her köşede bir mermer levhanın üzerinde ünlü yazar Dante’nin satırlarını okuyabilirsiniz.

Floransa tabii ki bunlardan ibaret değil. Örneğin makarna tutkunu olan ben, Floransa’da nasıl mutluydum anlatamam. Her gün başka bir yerde, başka bir çeşit nefis makarna! Bu arada, Floransa Usulü Biftek de şehrin özel tatlarından. Yemeğe Toscana Vadisi’nin şarapları eşlik ediyor.

3 günlük geziden sonra havaalanına doğru giderken; eski evleri, meydanları, dar sokakları, sarayları ve müzeleriyle “eski Floransa”yı geride bırakıp modern mimariyle yükselen yeni Floransa’yı izliyorum. Bu betonlaşmanın, “eski Floransa”nın içine sızmasına izin verilmemiş. Keşke İstanbul’un eski semtleri Beyoğlu, Balat, Eyüp de böyle olabilseydi...

SEYAHAT NOTLARI

- Floransa kışın genelde yağmurlu. Nisan-kasım ayları arası ise genellikle güneşli ve sıcak.

- Adını Fellini filminden alan Dolce Vita, şarap barıyla ilgi çekiyor. “İlle de makarna ve pizza” diyorsanız Il Portale tam size göre. Ristorante i Quattro Amici, bir İtalyan klasiği.