Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'dan Habertürk'e açıklamalar - İş-Yaşam Haberleri

        Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Habertürk'ten Büşra Akın Dinçer'in Türkiye ve dünya tarımındaki son gelişmelere dair sorularını yanıtladı. Bakan Yumaklı "Küresel iklim değişikliğinin en büyük etkisi suyla alakalı durumda kendisini gösterecek. Bizler ülke olarak su stresi altında olan bir ülkeyiz." değerlendirmesinde bulundu.

        Bakan Yumaklı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

        Tarımın olmadığında neler olabileceğini düşündüğünüzde tarımsal üretimin ne anlama geldiğini tespit etmek mümkün. Tarımsal üretimle karşılaşmış olmanız ya da zaafiyetiniz uluslararası iddialarından tutun da her türlü konuda etkilenmenizden birinin zeminini oluşturabilir. Pandemi gıda milliyetçiliği tam da burada devreye giriyor. Bütün dünyada ülkelerin kendi içlerine çekilmesiyle sonuçlandı.

        "TARIM KONUSU MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR"

        Bütün dünyanın panik ortamına girdiğini girdik. Size vermiyorlarsa yapabileceğiniz bir şey yok. Paranız olsa da alamıyorsunuz. Tam bu noktada sayın Cumhurbaşkanımızın bütün dünyada büyük takdirle ortaya koymuş olduğu tahıl koridoru bu havayı dağıttı. Hep konuştuk, tarım konusu bir milli güvenlik meselesidir.

        "TARIM POLİTİKALARI BİZİ İLERİ GÖTÜRDÜ"

        Bizler Avrupa'da 1. dünyada tarımsal hasılada 10. sıradayız. Çok farklı ürünlerin hasatının yapıldığı ülkeyiz. Bu durumumuzu devam etmekle alakalı olarak bu konumumuzu sürdürmek ve bunun da üzerine koyacak unsurları hayata geçirmek. Bizler son 21 yılda AK Parti ve hükümetimizin tarımla alakalı politikaların bugün bizi daha da ileri götürecek önemli altlıklar oluşturduğunu söylememiz gerekir. Bugün itibariyle bizlerin yapması gereken dünya gündemini çok yakından takip etmek, kendi pozisyonumuzu dünyadaki gelişmelerden bağımsız olmayacak şekilde belirlemek. Tarım konusu sadece sizin etki edebileceğiniz şeylerden oluşmuyor. Aynı zamanda etki edemeyeceğiniz unsurlar da tarım sürecinin içinde.

        REKLAM

        "2030'DA SU FAKİRİ BİR ÜLKE OLABİLİRİZ"

        Küresel iklim değişikliğinin en büyük etkisi suyla alakalı durumda kendisini gösterecek. Bizler ülke olarak su stresi altında olan bir ülkeyiz. Kişi başına yıllık 1700 metreküpün üzerindeki ülkeler su açısından zengin olarak kabul edilir. 1000 ile 1700 metreküp arasındaki ülkeler su stresi olan ülkeler kabul edilebilir. Bizim ülkemiz şu anda 1313 metreküp kişi başına düşen yıllık su miktarıyla. Bizim suyu doğru ve verimli şekilde kullanmamız gerekir. Bunun alt başlıkları var. Su depolama sistemlerinizi, barajlarınızı, yeraltı depolamanızı geliştirmeniz gerekir. Suyu en verimli şekilde kullanılacak sistemleri oturtmanız gerekir. Yarın bir gün, çok uzak bir süreç değil bu, bugünkü gibi devam etsek 2030 yılında su fakiri olan ülkeler kategorisine su tehlikesine düşme tehlikesi ile karşı karşıyayız.

        "ULUSAL SU VERİMLİLİĞİ SEFERBERLİĞİ" BAŞLATILDI

        Bu konuyu sadece dişlerimizi fırçalarken suyu açık bırakmayalım basitliğinde düşünmemiz gerekir. Yokluğunu düşündüğünüzde ortaya çıkacak olarak sonucu kıyaslarsanız olayın büyüklüğünü görmüş olursunuz. Bütün toplumun mutabakatını sağlayacak su verimliliği seferberliği başlatılmış oldu. Bir kurulumuz var artık herşeyimizi çözdük dememek gerekir. Bireysel su kullanımı, sanayi su kullanımı, tarımsal su kullanımı için belirlenmiş eylemlerimizi tek tek uygulamamız gerekir. Toplumun bütün kesimlerin bu konuya odaklanması gerekir ki, yarınlarımızda çocuklarımız için onların sorun yaşayacağı bir ortamı bırakmayalım. Kriz oluşmadan bu işi yönetelim diyoruz. Yönetirsek minimum sorunla bu süreci geçmiş oluruz.

        "BOŞA GİDEN KISMI HALLETMEMİZ GEREKİYOR"

        1744 adet baraj ve gölet yapıldı bu ülkede. Suyu tutmanız gerekir. Bakanlığımız suyu kullanırken damla sulama ve yağmurlama ile en verimli şekilde kullanacak biçmide yatırım yapan çiftçilerimize yatırımın yüzde 50'sini hibe desteği olarak veriyor. Bireysel kullanımda yine belediyelerimizin altyapılarıyla alakalı izlemeler devam ediyor. Türkiye ortalamasında yüzde 30'dayız. Bazı belediyelerin yüzde 60-70'e varan kaçakları var. Boşa giden kısmı halletmemiz gerekiyro. Sanayide atık su, gri su kullanımı aynı şekilde devam ediyor. Şu anda deprem bölgelerinde olmak üzere yeni yapılan evlerde gri su kullanımıyla mekanizmaların oluşması devam ediyor. Topyekün bir seferberlikten bahsediyoruz.

        "SUYU MERKEZE ALARAK TARIMSAL ÜRETİMİ YAPMAMIZ GEREKİYOR"

        İklim değişikliğini sadece kuraklık olarak görmemek gerekir. Yağış rejimin değişkenliğini konuşuyoruz aynı zamanda. 100 birimlik bir alana 100 birim yağan yağmurun, yine 100 birim olarak sadece 10 birimlik alana yağdığını gördük. Seller, taşkınlar aynı zamanda tarım alanlarımızda gerçekleşiyor. 360 derecelik değerlendirmede iklim değişikliğine ve kuraklığa uyum sağlayan tohum çalışmalarımız devam ediyor. Tescil edilmiş tohum çeşitleri oluşmaya başladı. Taşkınlarla ilgili tarım arazilerinin korunmasıyla ilgili DSİ'nin yaptığı çalışmalar var. Bizim tarımsal üretimi suyu merkeze alarak planlamamız gerekiyordu ve bununla ilgili çalışmalar tamamlandı. Biz bu üretim planlamasını hayata geçireceğiz.

        "TARIMSAL FAALİYETERİ KAYIT ALTINA ALDIK"

        Siz elinizdeki varlıklarınızla toprak varlığınızla, su varlığınızla o bölgedeki tahminlerini yaptığınız hava koşulları varlığınızla neyi üretmeniz gerektiğini planlamanız gerekir. Hangi ürünü nerede ne kadar üreteceğimiz konusu. Bazı yasal değişiklikler yapmamız gerekti tarımsal üretim planlamasını yaparken. Sözleşmeli üretim vardı; tarımsal üretimin ana unsuru olarak günün koşullarına göre yeniden modelledik ve uygulamaya soktuk. Kayıtlılıkla alakalı Çiftçi Kayıt Sistemi'ne herhangi sebepten dolayı, miras hukukundan dolayı ÇKY'a kaydedilmeyen lerin bu sisteme dahil edilmesini sağladık. Türkiye'de bütün tarımsal faaliyeti kayıt altına almalısınız ki, bunu da yaptık.

        "TARIMSAL DESTEKLERİ GETİRMİŞ OLACAĞIZ"

        Siz bir şehirdesiniz, tarımsal üretimin yapıldığı havzadasınız diyelim. O havzadaki bütün üreticiler, üretici birlikleri, ziraat, ticaret odaları hep birlikte oturup suyu merkeze alarak üretim desenini konuşacak ve kararlaştıracaklar. Biz onları alıp bütün Türkiye'de konsolide edeceğiz. Önümüzde bir veri setimiz olacak. Yurt dışı pazarı oluşturmak kolay değil. 1 yıl satıp öbür yıl satmadığınızda o pazarlar elinizde kalmıyor. Sizin için stratejik ürünleri fazlalaştırmak istiyorsanız, tarımsal desteklerimizi, üretim planlamasına uyarlamanız lazım. Destekleri getirmiş olacağız.

        "TARIM DESENİNE GÖRE ÜRETİM YAPILMASINI İSTİYORUZ"

        Bu çalışmalar 81 ilde teknik komiteler dediğimiz üreticilerin, üretici birliklerin, paydaşların bir araya gelerek vermesi gereken karar. Biz şu anda bunun nasıl olacağı konusunun konuşulduğu safhadayız. Türkiye gibi geniş yelpazede üretim yapan ülkede birden bire 'yarından itibaren planlı üretim safhasına geçiyoruz' diyemeyiz. Şu an için spesifik bir örnek vermeyim. Örneğin A şehrinde siz bundan sonraki bütün tahminlerinizde şuna ulaştınız; burada ayçiçeği ürününün üretilmesi diğer ürünlerin üretilmesinden daha fazla verimli sonuç verecek.

        Siz orada ayçiçeği değil de tıbbi aromatik bilgi üretiyorsunuz. Sizin orada ayçiçeği gibi ürünü üretim desenini ortaya koymanız gerekiyor. Olabilir 'ben burada tıbbi ürün üreteceğim' derseniz, bizim desteklerimizden faydalanamayacaksınız. Örneğin mısır üretiyorsunuz. Bu su tüketen bir ürün. Sizin gelecekteki tahminleriniz, 2-3 yıl içerisinde su ile ilgili problem olduğunu gösteriyor. Ama oradaki üretici bununla devam etmek istiyor. Orada çatışma var.

        Diyeceksiniz ki 'Bu üretim desenini değiştirmediğiniz sürece desteklerimizdten faydalanamıyorsunuz'. Üretim desenini değiştirmek istemiyorsa kanunda yer verildiği şekilde oradan elde etmiş olduğu hasılatın bir bölümünü orada devam etmenin bedeli olarak ödemesini istiyoruz. Çiftçilerimiz önümüzdeki 3 yıl boyunca değişmeyecek üretim deseniyle ilgili kesin bilgilere sahip olmalarını sağlayacağız.

        "GENÇLERLE GÖRÜŞÜP GÖRÜŞLERİNİ ALIYORUZ"

        Türkiye'de 30 arkadaşımızla zaman zaman bir araya geliyoruz. Bazı tarım projelerimizi onlarla görüşürek düşüncelerini alıyoruz. Aynı zamanda bakanlığımızda özellikle gençlerin ve tarımsal üretim sürecine girmesiyle ilgili ciddi destekleri var. Tarım Orman Gençlik Konseyimiz var. Önümüzdeki sene AB ile yapılacak olan yüksek düzeyli diyalog toplantısını Türkiye'de yapmak üzere mutabık kaldık. Bu yıldik toplantılarda Türk ihracatçıları vardı. AB de ithatalat ya da ihracat yapan sektörü getirdi. İki grup birbirleriyle görüş alışverişinde bulundu. Türkiye'de yapılacak diyalog toplantısında AB'deki genç çiftçileri davet ettik. Genç kardeşlerime o toplantı için hazırlık yapmalarını istirham ediyorum. Bu bilgi deneyim paylaşımı içinde bulunmak isteyecekleri ortamın ne şekilde elde edilebileceği şekilde görüş alışverişi olacak.

        TARLADAN SOFRAYA NASIL DENETİM SAĞLANIYOR?

        Vatandaşların bu sorgulama mekanizması içinde olmasını arzuluyoruz. Her bir vatandaşımızın Tarım ve Orman Bakanlığı'nın gıda ile alakalı hususlarda gönüllü elçisidir. Son dönemde gıda ile alakalı, halk sağlığını etkileyecek konulara ilgi basit ve yüzeysel değil. Bakanlık olarak özellike ürünlerin tarladan itibaren önümüze gelene kadar ki süreçte kullanılmış olan ilaçlarla alakalı denetimlerini tarlada yapıyoruz. Bir bölümü yurt içine geliyor bir bölümü ihracata gidiyor. Eğer halk sağlığını etkileyecek düzeyde tespit edilen ürünlerin tamamı imha edilir. İhracatta tespit edildi diyelim, Türkiye'ye dışarıdan ürün geliyormuş gibi muamele edilip aynı şekilde imha edilir. Vatandaşlarımız müsterih olsun, tespit edilen bu tarz ürünlerin piyasaya bsunulması hiçbir şekilde sözkonusu olamaz.

        "VATANDAŞLARIMIZ ALO 174 VEYA CİMER'E BAŞVURABİLİR"

        Arkadaşlarımız rutin ve planlı denetimlerini yapıyor. Sektörel denetimleri yapıyor. Bugüne kadar 1 milyon 200 bin denetim yapıldı. Et ve süt ürünü satan yerler denetlendi. 7 bin 500 arkadaşımız zeytinyağı üretim ve satış yerlerini denetlemeye devam ediyor. Yüzde 100'ünü kontrol edebiliriz diyemem. Böyle bir şey teknik olarak mümkün değil ama şu mümkün; bütün vatandaşlarımız ister direkt ister Alo 174 ister Cimer'le bize ulaştırdıkları her konuya mutlaka bakıyoruz. Her şikayeti mutlaka değerlendiriyoruz. Zerre tavizimiz olamaz. Halkımızın güvenilir gıdaya ulaşma hakkına engel olacak hiçbir konuya hoşgörüyle bakamayız. İşletmelerin kapatılmasından savcılığa suç duyurusuna kadar bütün yaptırımları devreye sokuyoruz.

        "ORMAN YANGINLARININ YÜZDE 90'I İNSAN İHMALİNDEN KAYNAKLI"

        Orman yangınlarının sebebleriyle ilgili açıklık getireyim. Yüzde 90 ihmal ve insandan kaynaklanan yangınlar. Tarla temizliği diyelim ya da farklı sebeplerle olan yangınlar. İnsan unsurunun ihmalinden kaynaklı, gerekli tedbirlerinin alınmamasından kaynaklanan yangınlar yüzde 90. Onun dışındakiler de terör faaliyeti kısmı bunların içinde en düşük olanı. Yüzde 90'ı ihmal ve gerekli ihtimamın gösterilmemesinden kaynaklanan hususlar. İklim değişikliğini gözardı edemeyiz. Elinizde küçük bir ateş kaynağı koca bir ormanı yakabilir. İklim değişikliğinin buna ortam hazırlayıcı olarak etkisi var. Bu sene kabiliyetlerimiz arttı. Müdahale edebilecek ekipman varlığımız arttı. Rezerv varlıklarla beraber diğer bakanlıklarla birlikte 24 uçağımız var. 100 helikopter ve 10 İHA ile müdahale ettik. İHA'yı Avrupa'da kullanan ilk ülkeyiz, dünyada ikinciyiz.

        "YANGINLARDA HEDEFİMİZ MÜDAHALEYİ 10 DAKİKAYA DÜŞÜRMEK"

        Hızlı bir şekilde yangına müdahale ettik. Bunu tamamen ülke gündeminden çıkarmak üzere her geçen yıl performansımızı artırmak üzere kurulu bir yol izliyoruz. En nihayetinde 11 dakikalara kadar müdahale zamanımızı düşürdük. Hedefimiz 10 dakikaya düşürmek. Elinizdeki kabiliyetlerinizle yangına müdahale ediyorsunuz. Bu yıl iyi tahminlemerle konuşladığınız ekipman ve insan gücünüzle Türkiye'nin gündeminde çok yer almadan sadece gerçekleştiği an konuşulan bir unsur olarak kaldı orman yangınları. Yanan alanların tamamı ağaçlandırıldı.

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!
        Yazı Boyutu

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ

        Habertürk Anasayfa