Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Galatasaray - Beşiktaş maçının yazar yorumları - Galatasaray Haberleri

        ULU HAKAN HAMİT | FATİH ALTAYLI

        HAZIR Galatasaray maçı kazanmışken, pek de bahsetmeyi sevmediğim hakem mevzusundan başlayalım...

        Kaybedince hakemi eleştirmek sıradan ama kazanınca eleştirelim de sıradışı olsun. Bu Hüseyin Göçek isimli zat-ı muhterem eğer hakemse, ben şimendiferim!Merkez Hakem Komitesi bu saygıdeğer vatandaşımızı böylesi önemli bir maça hakem diye atadıysa, bunlardan hakem komitesi değil, Osmanlı’ya pusu kuran Balkan komitacısı olur ancak.Hüseyin Göçek’e, MHK’nin yapması gereken tek birşey var. MHK Başkanı kendisini çağıracak, “Bak Hüseyinciğim, güzel çocuksun, hoş çocuksun. Ama senden hakem olursa kıvırcık salatadan da cacık olur” diyecek.Sonra da elini sıkacak, “Kardeş futbolu seviyorsan tribünde yerini al, bu sahaya yakışmıyorsun. Karakterin hakemlik yapmaya müsait değil” diyecek. Böylece Türk futbolu Hüseyin Göçek tarafından göçertilmeyecek. Pozisyon pozisyon anlatmaya gerek yok.Bu adam hakem değil, gerçekten yüz karası.

        Şimdi dönelim maça...

        SEN NE BÜYÜK BİR ADAMMIŞSIN...

        Ey Hamit, sen ne büyük bir adammışsın ki oynar mı, oynamaz mı tartışmaları arasında çıktığın maçta, sahanın en iyisi olarak Galatasaray’ın şampiyonluk yolundaki en önemli mücadelesini Sarı-Kırmızılılar’a üç puan olarak hediye eden adam oldun.Savunmada dört dörtlük, hücum organizasyonunda dört beşlik, takımı toparlamada dört altılık oynadın.Zaten Hamza hoca, 90. dakikada onu değiştirirken bu durumun farkındaydı.Tribünlerdeki 50 bin kişinin Hamit’e saygı duruşunda bulunmasını, avuçlarını patlatırcasına alkışlamasını sağladı. Hazır Hamza hoca demişken.Bu maç Hamza’nın da ispatı-rüşt maçıdır.Çok ilginç bir 11 ile sahaya çıktı. Orta sahaya Hamit’i koyarak Melo-Hamit ikilisiyle rakip karşısında muazzam bir avantaj sağladı. Bu Galatasaray’ın, Beşiktaş’ı önce durdurmak, sonra da yapılacak bir değişiklikle vurmak formülüydü. Ama Yasin’in 11. dakikada muazzam uyanıklığı sayesinde oluşturduğu gol pozisyonu ve attığı gol sonrasında Galatasaray, bu 11 ile öne geçmeyi başardı. Bu, Galatasaray açısından büyük bir şanstı. Çünkü tek forvetle ve güçlü orta sahayla savunma öncelikli bir oyun oynarken öne geçmek, Galatasaray’ı rahatlattı.Fakat ne yazık ki, golden sonra Galatasaray’ın üstüne yatma hastalığı nüksetti. Galatasaray durunca Beşiktaş oynar gibi göründü.Ama yorgun ve hedefsiz Beşiktaş, Galatasaray’ın geriye yaslandığı anda bulduğu pozisyonları değerlendiremedi ve tam aksine tecrübeli Galatasaray’ın kucağına oturdu. 1-0 ile soyunma odalarına gidilirken, Galatasaray’ın maçı kazanacağına dair en ufak bir şüphem yoktu. Maçın 2, hatta 3’e gideceği belliydi. Ancak Galatasaray ikinci yarıda da bir ara bocaladı. Fakat Beşiktaş’ın pili zayıflamıştı. Demba Ba ise akşam namazı saati çoktan geçtiği için gol atıp da secdeye yatma ihtiyacı içinde değildi.O yüzden de çok net iki golü kaleye dürtükleyemedi.

        Tabii şimdi ben yarın Fenerbahçe’nin mümtaz yöneticisi, saygıdeğer spor adamı Mahmut Uslu’dan Demba Ba’nın şike yaptığı yolunda bir açıklama beklemiyor da değilim.Çünkü Ba’nın kaçırdığı golün geçen hafta Stancu’nun kaçırdığı golden pek bir farkı yoktu. Büyük ihtimalle Demba Ba da şike yapmıştı...

        Beşiktaş’ın skoru değiştiremeyeceği ortaya çıkınca, Sneijder “Bari ben skoru değiştireyim” dedi ve çok güzel bir gol attı.Beşiktaş kalecisinin, Sneijder’ın vuruşu sırasında elini çekip çekmediğini spor kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Büyük ihtimalle Türk sporunun müstesna değerlerinden Ahmet Çakar da bu konuda gerekeni söyleyecek ve şike kokan bu ikinci golün de Beşiktaş kalecisi tarafından özellikle içeri alındığını TV’lerde açıklayacaktır. Hatta belki dün akşam açıklamıştır bile...

        KOŞAR ADIM ŞAMPİYONLUĞA

        Şu kadarını söyleyelim; Galatasaray koşar adım şampiyonluğa gidiyor.Türk spor basınımızın, hakemleri ve Galatasaray’ın rakiplerini gaza getirme çabalarına, Türk sporunun değerli yöneticilerinin her türlü iddialarına rağmen ligin bitmesine üç puan kala, üç puanla son maça çıkacak.Şimdi Fenerbahçeliler’in bir kez daha Rizespor’u motive etmeleri gerekecek. İsmail Kartal geçen hafta “Rize’den çok umutluyuz” demişti.6222’ye göre bu sözler oldukça suç olsa gerek. Ama ben yine de Galatasaray’ın rakibi olan takımın Rize için dua etmesinden çok keyif alıyorum. Tabii Başakşehir’in kolay lokma olmadığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.Galatasaray yöneticileri, İsmail Kartal gibi rakibin rakibine yalvarmamalı.Son lafımı söylerken, Galatasaraylı basketbolcuları da kutluyorum.

        YILDIZ FARKI İLE 4. YILDIZ ALINIR | SERDAR ALİ ÇELİKLER

        MERSİN deplasmanından 3 puanla dönüldüğü andan itibaren söylediğimi bir kez daha tekrar edeyim; “Galatasaray’ın 20. Şampiyonluğu Hayırlı Uğurlu Olsun.” Hem maça hem de sezonun son bölümüyle ilgili madde madde nokta atış yapalım:

        * 2 Hoca; 3 Başkan ile 4. Yıldız geldi.

        * Abdürrahim Albayrak ve Ali Dürüst başta Duygun Yarsuvat ve yeni Başkan, eski yönetici Dursun Özbek’e büyük tebrikler.

        * Muslera ile Günay Güvenç farkı skora yansıdı. Muslera gol yemiyor; benzeri şutları sektiren Günay nedeniyle Beşiktaş 2 gol yedi.

        * Zaten G.Saray bu sezon Muslera - Chedjou - Melo - Selçuk - Wes ve Burak ile şampiyon oldu. Bu ekibe Hamzaoğlu’nun gelişiyle birlikte katkı sağlayan Yasin - Balta ve Hamit de katıldı ve topu topu bu kadar oyuncu ile Sarı-Kırmızılı ekip zafere yürüdü.

        * Juventus maçında turu getiren; geçen yıl ve bu yıl Telekom’da Fener’i tek başına yenen Wes, bu kez de 50 bin kişinin tırnaklarını yemeye başladığı stresli dönemde fişi çeken vuruşu yaptı.

        * Maç boyu ilk yarıda ilk atakta Yasin golü buldu; 80’de Sneijder işi bitiren vuruşu yaptı. Bir de bana göre Umut’a yapılan penaltı var. Evinde şampiyonluk maçına çıkan takımın bulduğu toplam pozisyon sayısı bu. Buna rağmen Beşiktaş 4 net; 2 yarım olmak üzere ciddi pozisyonlar buldu. Siyah-Beyazlılar’ın yeteneği yetmedi, Muslera ve Wes farkı yarattı.

        * Kusura bakmasın Hamzaoğlu sınıfta kaldı. 45-80 arası Beşiktaş bariz şekilde oyunu domine etti. İlk yarıda da 20-45 arası yine misafir takım üstündü. Hamzaoğlu Beşiktaş’a karşı hiç ama hiç hamle yapamadı, adeta paralize oldu. Wes’in golü olmasa Beşiktaş 1 gol bulsa bugün Hamza Hoca çok eleştirilirdi. Tersi oldu ben yine de eleştiriyorum. Oyuna müdahale anlamında çok eksiği var.

        * G.Saray’ın bir genetik kodu var. Nisan ortasından sonra liderliği verdiniz mi camia kenetlenir; birbirinin arkasından sallayan herkes susar; ortak düşmanlar yaratılır, korkunç bir birliktelik havası oluşur, etkin G.Saray medyası hakemlerin ve MHK’nın canına okur, taraftar takımın iki misli iter ve böylesine sezonlarda ‘Mayıs’lar hep G.Saray’ın olur,’ Bu genetik koda çok saygı duyuyorum.

        * G.Saray taraftarının koreografisi gayet güzeldi.

        * Beşiktaş tecrübe, baskı kaldıramama ve en önemlisi bir türlü 2 yıldız bulamaması nedeniyle bu sezon hiç bir derbide gol dahi atamayarak tarihe geçti.

        * Belli ki Gökhan Töre satılmış. Ya da Biliç gidene kadar oynamayacak. Hastalık martavalına inanmamızı beklemesinler.

        * Opare nedir? Bunu kim aldı? Biliç’in transferleri her anlamıyla sorgulanmalı.

        * Bugün Fener Başakşehir’i yenemez ve son hafta ‘öylesine’ oynanır.

        ALKIŞLAR NAMOĞLU’NA!!

        Hüseyin Göçek hakem değil. Demba’ya itirazdan sarı gösterip Selçuk’a gösteremeyen; Melo’ya toplam 7. faulünde lütfen kart gösterebilen; eyyam üstüne eyyam yapan hakemsi bir şey. Ama 2012’de onun için “Derbi hakemi değil’ diyen Namoğlu bu maça bu ‘hakemsi’yi atadı. Üstelik sayesinde öğrendik ki Göçek hem Beşiktaşlı hem Galatasaraylıymış. Bir daha Fener maçı yönetemez. Namoğlu yarın şampiyonluk turuna çıkabilir; hakkıdır.

        GALATASARAY ŞAMPİYON GİBİ | İBRAHİM YILDIZ

        GALATASARAY, Beşiktaş’ı yenerek kritik gecenin mutlu tarafı oldu. 50 bin seyircisinin önünde Sarı-Kırmızılılar 2 golle büyük sevinç yaşadı. Şimdi gözler Fenerbahçe’nin maçlarında.

        Spor Toto Süper Lig’de aslında her şey dün akşamki derbiden önce belli olmuştu.

        Fenerbahçe ve Beşiktaş son maçlarında umut vermeyerek, “bizden buraya kadar” demişlerdi.

        Bu nedenle oynadıkları oyun, maçlara çıkarken ortaya koydukları performans ve motivasyonları net olarak bize Galatasaray’ı işaret ediyordu.

        Anımsanacağı gibi, sezon başı Galatasaray için sıkıntılı başlamıştı. İtalyan çalıştırıcının takım içindeki tutumu ve başarısız sonuçlar, tüm Galatasaraylılar’ı hayal kırıklığına itmişti. Ardından Hamza Hamzaoğlu’nun göreve gelmesiyle takımda ki ‘kazanma inancı’ arttı. Ve başarı da geldi.

        Özellikle ligde ikinci yarının başlamasıyla birlikte Galatasaray’ın iştahlı oyunu, sürekli rakip alana yıkılan taktik anlayışı ve baskı, yaşanılacak mutlu sonda önemli göstergelerdi. Ve tabiki, Melo faktörü Galatasaray için çok önemliydi. Kısa süren sakatlığının ardından, kaldığı yerden devam eden Brezilyalı oyuncu aslında iyi bir örnekti. Profesyonel olmanın ne demek olduğunu bilinçli hareketleriyle en iyi biçimde anlatıyordu. Belki bir çok kişiye antipatik gelebilir davranışları. Ancak, aldığı paranın değerini bilen ve hakkını vermek isteyen bir futbolcu modeli çizmiştir Melo.

        Beşiktaş sezonun tamamını deplasmanda oynadı diyebiliriz. İstanbul’daki maçları da ya Olimpiyat, ya da Başakşehir statlarındaydı. Düşünülecek olursa, bir takımın sürekli seyahat durumunda olmasının getirdiği fiziksel yorgunluktan öte mental yorgunluktan söz etmek mümkün. Üstelik orta alanın dinamosu, rakibin oyun kurmasının önleyicisi olan Veli’nin sakatlığı Siyah-Beyazlılar için ciddi bir eksiklikti. Ve bu eksiklik giderilemediği içindir ki Beşiktaş, son maçlarda sıkıntılar yaşadı.

        Dün oynanan derbi maçına Beşiktaş, beklenilenin aksine daha istekli çıkmıştı. Demba Ba forvette tek başına gol aradı. Oyunda kaldığı süre içinde Beşiktaş’ın en başarılı oyuncusuydu. Ciddi bir eksiklik ise Gökhan Töre’nin olmayışı idi.

        Ancak, Beşiktaş 1-0 yenik duruma düştükten sonra oyunda hakimiyetini kurdu. Maçın son 10 dakikasına kadar da bu üstünlüğü sürdürdü. Fakat, Sneijder’in golüne engel olamadılar. Bu sonuç Galatasaray’ı şampiyonluğa çok hem de çok yaklaştırdı.

        G.SARAY TAKIMI İNANMIŞ

        Galatasaray futbol takımı şampiyonluğa inanmış. Her maçta, istekli, mücadeleci ve son dakikaya kadar kazanma arzusu içinde oldular. Dün de şampiyonluk yolunda atılan dev adımın en önemli aktörleriydiler.

        BİLİÇ DERBİ KAZANAMADI

        Bilic, önümüzdeki sezon artık Beşiktaş’ın başında olmayacak. Bugüne kadar hiçbir derbi kazanamadı. Taraftarlara ve futbolculara kendini sevdiren Bilic’in, derbi karşılaşmalarında taktiksel anlayışı ne yazık ki hep negatif oldu.

        FİNALDE ÇÖKÜŞ | ALİ GÜLTİKEN

        HEDEFTEN kopan bir takım için en büyük şans akabinde bir derbi maçı oynamasıdır. Böyle kritik bir dönemde derbi oynamak, durumu düzeltmek ve en azından güven tazelemek açısından önemli bir fırsattır. Bu kağıt üstünde her zaman böyledir. Bunun sahadaki tarafını ise teknik heyet ve oyuncular belirler.

        Beşiktaş son bir haftada çok büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Bunu anlamak da anlatmak da zor. Sonrasındaki Galatasaray maçı her şeye rağmen önemli bir fırsattı. 3 puanla beraber tekrar Şampiyonlar Ligi hedefini yakalamak mümkün olabilirdi ama Beşiktaş takımı bunu da elinin tersiyle itti.

        Anlamak zor gibi gelse de bunu yaratan belli sebepler vardır. Takımın tecrübesizliği, tecrübeli oyuncu azlığı, dirençsiz oluşu, teknik direktör yetersizliği, mali problemler ve yönetimsel zafiyetler... Bu fotoğrafları gördükten sonra tahmin edilen hemen hemen bunların hepsinin olduğu yönünde. Ama yine de oyuncuların bunu bir şans ve bir fırsat olarak görüp bu maçı çok daha fazla istemeleri gerekirdi. Oyun anlamında dönem dönem güzel işler ve yaratılan pozisyonlar var ancak kafalar yüzde yüz sahada olmayınca ‘iyi futbol’ buna tek başına cevap vermiyor.

        Uzun yıllardır Beşiktaş, ligde bu kadar kötü bir bitiriş yapmadı. Daha düşük puan ortalamalarıyla geldiği, finallerde kaybettiği dönemler oldu. Ama şampiyonluk virajına girdiği son 4 maçın hepsini kazanamadığı bir dönem hiçbir zaman olmadı. Beşiktaş daha önce böyle bir çöküşü yaşamadı.

        Sezonun içerisinde çok güzel örnekler veren, keyifle izlenen performanslar ortaya koyan bir takımın finali böyle yapması Beşiktaş’a hiç yakışmadı. Ve Bilic’in süreci Beşiktaş’ta aynen tekerrür etti. Hırvat teknik adam derbi kazanamadan 2. sezonunu ve Beşiktaş’taki kariyerini neticelendirdi...

        PENALTI VERSE KIYAMET KOPARDI | BÜLENT YAVUZ

        Derbi maçları yönetmek her babayiğit hakemin harcı değildir. Kaybeden illa ki hakemden dem vurur ve bütün kabahati de ona yıkar. Hüseyin Göçek ligimizin tecrübeli ve deneyimli hakemlerinden biri. Üstelik de FIFA kokartlı. Bir Cüneyt Çakır değil tabii ki. Ama Avrupa’da ve dünyada önemli maçlar yöneten CV’ye de sahip. Maçın 1. devresinde kayda değer hakem kararı yok. Birkaç basit faul dışında hakemi zorlayacak pozisyon da olmadı. Ama ikinci devre öyle değil. 50. dakikada Hakan Balta’nın eline gelen topta penaltı yoktu. Hakemin devam kararı doğruydu. 56. dakikada Melo yine yaptı yapacağını; rakibinin baldırına bastı. Hakem Göçek de tıpkı diğer hakemler gibi faul verdi ama sarı göstermedi. Bir dakika sonra bu sefer Selçuk İnan şanslıydı, hakemden sarı görmedi. 60. dakikada Melo nihayet sarıyı gördü. Sarı yeterliydi. 76. dakikada Sivok’un Umut Bulut’a ceza alanı içerisinde yaptığı müdahale gri posizyon tabir edilen cinstendi. Hakem oyunu devam ettirdi. Versede olurdu vermesede. Kural gri posizyonlar için hakeme bu yorum hakkını veriyor.

        Yazı Boyutu
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Habertürk Anasayfa