Samsunspor-Beşiktaş maçı yazar yorumları

Kuşkusuz siyah - beyazlı oyuncular iyi niyetli, ancak üç puan için bu faktör yetmiyor. Kartal vites yükseltemiyor, tempoyu bir kenara bırakın, rakibe baskı yapamıyor. O öldürücü pas trafiğinin bir hayli uzağında, üretimden oldukça yoksun... Bu oyunda bir benzetme vardır, “Oynamadan kazanmak” diye... Valla kimse alınmasın ama bu Kartal’ın dünkü oyunuyla müthiş örtüşüyor. Rıza Çalımbay, bu işin içinde yoğrulmuş, öyle ‘pes’ kelimesi onun lugatında yok. Biliyorum ki, Rıza hoca Ümraniye’de işi zor, ama zoru sever, Ümraniye’yi toparlar. Kartal’ı devre arası takviyelerle zirve yarışına ortak eder.

Ali Gültiken (Sabah): İki takımı da ortaya koyduğu mücadele nedeniyle kutlamak gerekiyor. Son dakikaya kadar heyecanı zirvede tuttular. Samsunspor, ligde bulunduğu yeri tamamen reddeden bir futbol oynadı. Lige yeni çıkan ve sorunlarla boğuşan bir takım değil, önemli ekiplerden biri gibi mücadele ettiler. Aslında zorlu süreç, iki takım için de geçerli… Beşiktaş da çok keyifli günler yaşamıyor. Buradan çıkabilme adına kazancın ilaç olacağının farkında olan bir takım izledik. Oyun tamamıyla istenilen ölçüde Beşiktaş'ın yönlendirmeye çalıştığı şekilde olmasa da sonuç tamamen arzu ettiği şekilde neticelendi.

Rıza Hoca'nın orta alandaki Chamberlain, Fernandes ve Amir tercihi tempo açısından Beşiktaş'ı bir vites daha yukarıya çıkarttı. Hücum hattındaki ihtiyaç duyulan istikrar henüz sahada olmasa da mücadele anlamında onların da oyuna katkısı Beşiktaş'ı önemli bir yere taşıdı. Dengenin başmimarlarından biri de Mert oldu. Riskli ortamlarda kaleciniz sizi oyunun içinde tutabiliyorsa büyük bir avantajı cebinize koymuş oluyorsunuz.

Cem Dizdar (Fanatik): Rıza Çalımbay’ın ilk maçından sonra atılan, “Sihirli dokunuş” başlıklarını boşa çıkaran ilk devrede Beşiktaş savunması, “güvenlik” ile “tedirginliği” harmanlamış göründü. Mert Günok, ilk devre mevkii performansı açısından Beşiktaş’ın, Zeki ile Marius da Samsun’un “iyi”siydiler. Oyun inşaa edilemiyorsa çözüm bireysel beceridedir ve ülkemiz bu çözüme bayılır. İkinci devreye Çalımbay da tıpkı kendinden öncekiler gibi Vincent Aboubakar ipine sarılarak başladı! Ancak Gedson Fernandes atak başlangıç kararlarının neredeyse tamamına yakınında ya hatalı karar verdi ya topu Samsun’a verdi.

Ne var ki, Samsun kaptığı toplarda antrenman yapmamış bir takım gibi öne çıkışlarda ne yapacağını bilemez haldeydi. Bildik, tanıdık bir “Süper Lig” maçı. Aboubakar’ı görünür kılacak bir oyun kuramayınca Beşiktaş, iş ülke klasiği “duran top”a kalmış görünüyordu. Öyle de oldu!.. Gerçi 92’de Muleka kaleciye antrenman vermek 94’te avuta vurmak yerine arkadaşlarını gözlese, “Çalımbay’dan sihirli dokunuş 2” başlıkları sayfaları süsleyecekti! 90 dakika sonunda biz, “Maç izlemiş” sayıldık! Şu maçın bitiminde insan sormadan edemiyor, “Bu takımlar acaba nasıl antrenman” yapıyorlar?

İbrahim Yıldız (Habertürk): Rıza Çalımbay’ın göreve gelmesinden sonra ikinci maçını da kazanan Siyah-Beyazlılar lig üçüncülüğüne çıkarak yarışın içinde olduğunu da gösterdi. Ev sahibi takım oyunun belli bölümlerinde baskı kurdu. Beşiktaş savunması zor anlar yaşadı. Kaleci Mert’in kurtardığı toplar, Beşiktaş’ı oyunda tuttu. İkinci yarı Aboubakar’ın sahada olması, Beşiktaş’ın ofansif gücünü yükseltti. Rıza hoca yaptığı değişiklikler ile takımının rakip kaleye daha etkili gelmesini sağladı. Alınan 3 puan Beşiktaş’ı gelecek adına umutlandırdı.

Önümüzdeki günlerde yapılacak kongrede iki adayın yarışacağı belli oldu. Kim kazanırsa kazansın, bir gerçeği görmek zorundalar. Siyah-Beyazlılar şampiyonluk hedefini sürdürmek istiyorsa, (kaldı ki başka bir şey düşünülemez) ara transferde takviyeye büyük gereksinim olduğu ortada. Stoper sorunu mutlak çözümlenmeli. Orta saha ve kanatlara kaliteli oyuncular alınmalı. Gedson’dan daha fazla üretim alınmak isteniyorsa, Salih’ten daha iyi bir 6 numaraya ihtiyaç var. Aboubakar’ın gol şansını artırmak için de iki kanat oyuncu alınmalı. Yoksa, şampiyonluk uzak bir liman gibi ulaşılmaz olur. Çalımbay’a güvenip eksikleri tamamlarsanız uzak gibi gözüken şampiyonluğa ulaşmak hayal olmaktan çıkar.

Attila Gökçe (Milliyet): Maç, çaresizlerin arayışlarıyla başladı. Milli aranın da katkısıyla oyuncuların ve takımların performansında yükseliş bekleyenler umduklarını bulamadı. Beşiktaş’ta sakatlıktan uzak duranlar, Cenk ve Aboubakar gibi kurtulanlar, evet, topa yüzde 62 sahip oldular ama, o topu kullanma konusunda hiç de iyi görünmediler. Oyun temposuz ve yavaştı. Pas sayılarına bakalım: 272’ye 470.. Bu sayıları ciddiye almıyorum.

Hakçası, Beşiktaş savunmada çok açık veriyor, topu kazandıktan sonra pozisyonu tamamlamadan kaybediyordu. Gördük ki tedavi sürecinde Cenk ve sonradan oyuna giren Aboubakar da formundan uzaklaşmış. Chamberlain, Amir ve Gedson iyi niyetle bir şeyler yapmaya çalıştılar ama olmadı. Verimsiz ve etkisiz oyunun önemli nedenlerinden biri, sağ ve sol kanatta bekler Rosier ve Masuaku ile hücumda Onur ve Muleka’nın ritm tutturamamasıydı. Öyle ya da böyle… Beşiktaş şimdilik istediğini aldı. Peki kimin kredisiyle? Rıza Hoca’ya sormalı.

Ali Ece (Fanatik): Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ta devraldığı kadrodan daha az güçlü kadrolarla bile seri galibiyetlerin nasıl oyunla gelebileceğini bilen bir teknik direktör. Rıza Çalımbay, milli maç arasını bu açıdan iyi değerlendirmiş: Beşiktaş 11’i fiziksel açıdan daha derki topluydu ve kondisyon açısından da zorlu hava şartları testini bir şekilde geçtiler. Gerisi daha ılıman hava ve saha şartlarında son 4 ayda gördüğümüz gibi kadronun birbirini tamamlamayan aksine mevkisel açıdan çakışan oyunculardan kurulu olmasından kaynaklanan oyun geometrisi ve matematiği sorunları.

Beşiktaş bir maça daha merkez orta sahada iki driplingci ve arkalarında stoperlere yakın oynayan Amir ile başladı, ikinci alandan üçüncü alana geçerken lider pasörü yoktu. Benzer bir sıkıntı ileri üçlü geometrisinde vardı: Solda bir santrfor Cenk, sadece santrforda etkili oynayabilen Muleka, Rosier yabancı sınırına takılsa bekte başlayacak olan Onur Bulut. Net yüksek hıza ulaşabilen sprinter kanadı olmayan bir Kartal, en fazla bu kadar yükseğe uçabilir. Gerisi göreve seçilecek yönetimde, keşke Arat ve Adalı birleşse de devre arasından itibaren Kartal, yakın tarihteki kadar yüksekten uçmaya kaldığı yerden devam etse!

Oktay Derelioğlu (Takvim): Maçın tamamında yani 90 dakikasından çok fazla zevk almadım. Futbolseverler de aynı şeyi düşünüyordur. 3 puan ile dönmek Beşiktaş için neden değerli?

Kongre süreci var. Hem Rıza Çalımbay hem de yeni başkana bir moral olarak yazacaktır. İlk yarıda gerçekten de sönük bir futbol vardı. Samsunspor'un kendi saha ve seyirci avantajını kullanamadığını düşünüyorum. Ayrıca Beşiktaş da öyle çok iştahlı bir oyun ortaya koymadı. Sakatlıktan dönen oyuncular var, eksikler var. Bunlar her zaman futbolda var.

Beşiktaş takımının acil bir şekilde toparlanması gerekiyor. Daha etkili olmalı ve rakibine karşı üstünlük sağlayacak bir oyun göstermesi lazım. Kornerden atılan gol, bilinçli bir gol değildi. Puanlar da kaybedebilirdi Beşiktaş. Kartal'ın zamana ihtiyacı var. Zevksiz bir maçtı. Oyun olarak detaya girmeye de gerek yok. Fakat; alınan 3 puan Beşiktaş açısından motive edici.