Milyonerlerin 'yedek' planları: ABD'de neden 'ikinci vatandaşlık' furyası başladı?
Günümüzün getirdiği istikrarsızlık ve büyük değişimlerin 'anlık' hızlara çıkışı, özellikle ABD'deki milyonerleri 'ikinci vatandaşlık' sahibi olmaya yöneltti. En çok rağbet edilen ülkeler ise Portekiz, Malta, Yunanistan ve İtalya. Peki ABD'yi 'güvensizleştiren' etmenler ne? Habertürk'ten Emin Arslan'ın haberi...
Dünyada silahlanma yarışı her geçen gün artıyor. Teknolojinin geldiği noktada bir Post Truth (gerçek ötesi) gerçeklik sıfırdan inşa ediliyor. Kitleleri etkisi altına alıyor, majör siyaseti temelden etkiliyor ve bu sebeple makulün sesi giderek yerini komplo teorilerine, popülizme ve korkuların hükmünde şekillenen anti demokratik yönetimlere bırakıyor.
İstikrarsızlıktan, beklenmedik savaşlardan ya da barışlardan, popülist yönetimlerin sermaye üzerindeki karar alma süreçlerinden en çok etkilenenler kim? Tabii ki milyonerler. Peki neden ABD?
Amerikan rüyasına ne oldu?
Fırsatlarıyla, zenginliğiyle, filmiyle, müziğiyle; kısacası hayatın her alanında ABD uzun bir süredir en ön plandaki ülke. Hatta Soğuk Savaş'ı ABD'ye kazandıran en büyük sebeplerinden birinin de 'soft power', yani kültür savaşı olduğu söylenir. Nükleer silahların ya da siyasi gücün yerine müstakil bir evde, güzel birkaç araba ve güzel bir aileyle yaşama hayalinin komünizme karşı galip geldiğini savunanların sayısı hiç de az değil.
Ancak dünya 30 yıl öncesinden çok farklı. ABD de öyle. Her yıl açıklanan Dünya Mutluluk Raporu'nda bu yıl ABD ilk kez en mutlu 20 ülkenin dışında kaldı. Rapora göre 30 yaşın altındaki ABD vatandaşları, kendi akranlarının oluşturduğu ülke sıralamasında dünyanın en mutlu 62. ülkesi. Yaşlı jenerasyonun yarattığı refah devleti ya da refah devleti algısı, artık yok. ABD'de gençler geleceklerini ABD'de göremiyor.
ABD toplumunu kutuplaştıran siyasetçilerden olan Donald Trump'ın 2016 yılında Başkan seçilmesi, dünyanın en büyük ekonomisinin istikrar algısına derin bir zarar verdi. Post Truth kavramı, Trump döneminde kelimeleşti.
Mayıs 2020'de Minneapolis kentinde George Floyd polis tarafından boğazına basılarak öldürüldü. "Black Lives Matter" hareketi tüm ülkeyi sardı. Aynı yıl, ABD tarihinde görülmemiş bir olayla ABD Kongre Binası Trump destekçileri tarafından basıldı. Kendini tarihsel olarak modern demokrasinin beşiği ve savunucusu olarak gösteren ABD, bu olayla büyük bir yara aldı.
Bugün yeniden Trump'ın Başkan olma ihtimali var ancak istikrarsızlığın ve güvensizliğin sebebi bir şahsın varlığından ibaret değil. Trump'ın yeniden halkın çoğunluğunun desteğini alacağı bir iklimin var olmuş olması. Öngörülemeyen, kestirilemeyen, uzun vadeli planlar yapmayan bir anlayışın toplumun çoğunluğunun onayını almasının verdiği güvensizlik hissi.
Bir ABD distopyası: Civil War
Hatta bu güvensizlik hissinin şekillendirdiği 'taze' bir Hollywood filmi de var: Civil War. 12 Nisan'da vizyona giren distopyada bir grup isyancı, Beyaz Saray'a karşı ayaklanıyor. Diktatör bir Başkan'a karşı Texas ve California eyaletlerinin başını çektiği isyan, ülkeyi saran bir iç savaşa dönüşüyor.
Kongre baskını, tüm ABD'yi sarsan sivil itaatsizlik eylemleri, Black Lives Matter hareketi, Meksika sınırından giren kaçakların engellenmesinde Cumhuriyetçi Texas ve Demokrat Biden yönetimi arasındaki ihtilaf sonucu Texas Valisi'nin sınıra ulusal muhafızları göndermesi, ABD müesses nizamıyla mücadele ederken Başkanlık yarışındaki güçlü konumunu sürdürebilen Trump... Distopyanın gerçek hayatımızda kökleri yok mu sizce?
"En çok rağbet ABD'den"
İşte bu iklimde, ABD'li zenginler artık ülkelerinden kaçmak zorunda kalmaları ihtimaline karşı 'pasaport portföyleri', yani ikinci ve hatta üçüncü vatandaşlık koleksiyonları oluşturuyor.
İkinci vatandaşlıkların son zamanlardaki yüksek profilli örnekleri arasında Yeni Zelanda'dan vatandaşlık alan milyarder teknoloji yatırımcısı Peter Thiel ve Güney Kıbrıs'a vatandaşlık başvurusunda bulunan eski Google CEO'su Eric Schmidt yer alıyor.
Henley & Partners hukuk bürosuna göre Amerikalılar arasında ek pasaport için en çok tercih edilen yerler Portekiz, Malta, Yunanistan ve İtalya.
Kuruma göre ABD'li varlıklı aileler finansal risklerden korunmanın bir yolu olarak giderek daha fazla ikinci vatandaşlık ve ikamet başvurusunda bulunuyor.
Vatandaşlıklar konusunda uzmanlaşmış bir hukuk firması olan Henley & Partners, alternatif ikamet ya da ek vatandaşlıklar söz konusu olduğunda Amerikalıların artık diğer tüm milletlerden daha fazla rağbet gösterdiğini söyledi.
"Tek pasaporta sahip olmak manasız"
Henley & Partners'ın özel müşteriler grup başkanı Dominic Volek, "ABD hala harika bir ülke, hala harika bir pasaport. Ama eğer varlıklıysam, dalgalanma ve belirsizlik seviyelerine karşı korunmak isterim. Hayatımın bu yönünü de çeşitlendirme imkanım varken, tek bir vatandaşlık ve ikamete sahip olmanın bir anlamı yok" diyor.
Elbette zenginler toplu halde bir araya gelip Amerikan vatandaşlıklarından vazgeçmiyor. Her yıl nispeten az sayıda Amerikalı yeni bir ülke beyan etmek üzere vatandaşlıktan çıksa da, esasen vergi beyannamesi gereklilikleri nedeniyle vatandaşlıktan çıkmak için gereken 'çıkış vergisi', ultra zenginler dışında çoğu kişinin vatandaşlıktan çıkıp yeni bir vatandaşlık beyan etmesini mali açıdan engelleyici hale getiriyor.
Bunun yerine, birçok varlıklı Amerikalı ABD pasaportlarına ek olarak vize ya da vatandaşlık programı için yatırım yapıyor.
Amerikalılar arasında ek pasaport için en çok tercih edilen ülkeler Portekiz, Malta, Yunanistan ve İtalya. Portekiz'in "Altın Vize" programı, bir fona veya özel sermayeye 500 bin avro yatırım karşılığında Avrupa'da vizesiz seyahat ile ikamet ve vatandaşlığa giden bir yol sağladığı için özellikle popüler. Malta, gayrimenkule yatırılan 600 bin avro karşılığında Altın Vize sunuyor. Bu seçenek de özellikle Amerikalılar arasında popüler.
Bu ülkelerin tercih edilmesindeki kritik sebeplerden biri de Avrupa Birliği ülkeleri olmaları nedeniyle regülasyonun Birlik genelinde düzenlenmesi.
Amerikalılar için diğer avantajlar ise şu şekilde sıralanıyor: "Malta ile Avrupa genelinde tam yerleşim hakkına sahip bir Avrupa vatandaşı oluyorsunuz. Böylece Almanya'da yaşayabilirsiniz, çocuklarınız Fransa'ya gidip okuyabilir ve Avrupa'nın her yerinde yaşama, çalışma ve eğitim alma hakkına sahip olabilirsiniz."
Amerikan pasaportu portföylerinin ya da 'ikametgah çeşitlendirmenin' yükselişinin bir diğer sebebi, dünyanın ABD'ye daha az dostça yaklaşan bölgelerine seyahat eden Amerikalılar için seyahati kolaylaştırması.
"Daha güvenli ve daha az dikkat çekici pasaportlar revaçta"
Kurumun raporuna göre Amerikan, İngiliz ve İsrail vatandaşları bazı ülkelerde hoş karşılanacaklarından emin olamadıkları için ek pasaportlar hayati bir esneklik sağlıyor. Kurum, "Küresel istikrarsızlığın arttığı bir dönemde, başka bir ülkenin, özellikle de daha tarafsız veya siyasi açıdan daha 'iyi huylu' olduğu düşünülen bir ülkenin vatandaşlığına sahip olmak artık değerli bir yedek veya alternatif seçenek sunuyor." ifadesini kullanıyor.
Bir başka neden de, birçok ülkede ABD dışı pasaportla daha güvenli ve daha az dikkat çekici olabilen iş seyahatleri.
Rapora göre ABD'li iş dünyası liderleri, çökmüş devletlerin kaosunda ya da iş amacıyla seyahat etmeleri gereken yüksek riskli ülkelerde öfke, rehin alma ya da rastgele terörizmin hedefi olabilir.
İkincil bir pasaport kullanmak, sınır ötesi finansal transferlere veya ülke içindeki anlaşmalara da yardımcı olabilir.
Yaşam tarzı, emeklilik hayali, uzaktan çalışmanın konforu...
Son olarak, bazı varlıklı Amerikalılar olası bir emeklilik için, yurtdışında yaşayan ailelerine daha yakın olmak için veya pandeminin arından hayatımızda kök salan 'uzaktan çalışma' çağında yaşam tarzı nedenleriyle yedek bir ikametgah istiyor.
İstikrarsızlaşan dünyanın insanları alternatif planlar yaratmaya ittiği belirtilirken, "Bundan sonra ne olacağını kim bilebilir?" sorusu öne çıkıyor.
2024 yılında milyoner göçü zirveye çıkacak
Savaşlar, hükümetlerin baskıları ve siyasi belirsizlikler daha fazla varlıklı bireyi başka ülkelere yönlendirirken, küresel olarak milyoner göçünün 2024 yılında yeni bir zirveye ulaşması bekleniyor.
ABD, 2023 yılında net 2 bin 200 milyoner girişi ve 2024 yılında öngörülen 3 bin 500 milyoner girişi ile diğer ülkelerden ayrılarak, küresel milyonerler için en önemli ikametgah noktası olmaya devam ediyor.
Çin ise geçen yıl net 13 bin 500 milyoner kaybederek milyoner göçünün en büyük kaynağı.