Kültürel ve doğal miraslarımız VI (Alanya)
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde bulunan Alanya, tarihi boyunca askeri ve ticari bir üs oldu. Alanya, ticari bir üs olma özelliğini günümüzde turizm gelirleriyle sürdürüyor
Cumhuriyet'e kadar adı Alaiye olan Alanya'nın adı Mustafa Kemal Atatürk tarafından değiştirildi. Günümüzde en çok turist çeken bölgelerimizden biri olan Alanya tarihi boyunca askeri ve ticari üs olarak önemli bir konuma sahip oldu.
Bu konuma sahip olmasında da şüphesiz Alanya Kalesi önemli bir paya sahip.
.png6 km uzunlukta surlar tarafından çevrilmiş, 10 hektarlık bir yarımada üzerinde bulunan, Alanya'nın Helenistik dönemlere tarihlenen kalesi, Roma, Bizans ve son olarak da Selçuklulara ev sahipliği yaptı.
Kalede bulunan Selçuklu sarnıcı, Bizans Kilisesi, Sultan Sarayı ve Selçuklu hamamı kalıntıları geleneksel kent dokusuyla bütünleşiyor.
İlk kuruluş tarihinin ve kimler tarafından kurulduğu kesin olarak bilinmeyen Alanya'dan, ilk olarak M.Ö IV. yüzyılda coğrafyacı Scylax, Korakesion (Coracesium) olarak söz etti. Strabon ise Korakesion'u Kilikya'ya batıdan girildiği zaman, ilk görünen şehir olarak tanımladı ve zapt edilmesi güç çok dik bir kaya üzerinde kurulmuş olduğunu belirti.
Korakesion; küçük bir askeri birlikle bile doğal savunma kolaylığı ve korunaklı limanı sayesinde, korsanlar ve asiler için ideal bir sığınak olarak, M.Ö II. yüzyılda korsan limanı ve merkezi oldu. Orta Kale'nin Arap Evliyası'ndan Ehmedek'e kadar olan kısmında bulunan iri blok taşlı, harçlı Helenistik sur duvarı M.Ö II. yüzyılda kentin hakimi Diototos Tryphon döneminden kaldı.
M.Ö 65'te Roma'lı Pompeius'un galibiyetiyle sonuçlanan Korakesion Savaşı ile korsan egemenliği son bulunca kent, Roma döneminde surların genişletilmesi ve yeni binaların ilave edilmesiyle büyüdü.
Alanya Kalesi; Bizans döneminde Kalonoros adıyla, gemiciler için önemli bir yer belirleme noktası ve Akdeniz'in en işlek limanı haline dönüştü.
İçkale'deki kilise, Arap Evliyası, Cilvarda burnu üzerindeki manastır harabeleri ve Orta Hisar'dan İç Kale'ye devam eden yuvarlak kuleli sur kalıntıları Bizans dönemine ait.
1221'de Kalonoros; kalenin sahibi Kyr Vart tarafından Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaaddin Keykubat'a teslim edildi ve adı Alaiye olarak değiştirildi.
I.Alaaddin Keykubat, büyük bir imar faaliyetine başlar, eski surları sağlamlaştırmasının yanı sıra yeni surlar da inşa ettirdi.
I. Alaaddin Keykubat'ın inşa ettirdiği diğer yapılar şunlar; büyük sarnıçlar, tersane, kızıl kule, tophane, İç Kale'deki saray kompleksi.
Alaiye; 14'üncü yüzyılın ilk yarısında Anadolu Selçukluların önde gelen bir ticaret kenti, önemli bir deniz üssü, Mısır ve Suriye ile güçlü ilişkileri olan bir ticaret ve gemi inşa merkezi olarak Anadolu'nun ve Akdeniz'in önemli kentleri arasında yer aldı.
Alaiye; Selçuklu devletinin çöküşüyle kısa bir süreliğine Kıbrıs Krallığı'nın eline geçti. Karaman ve Alaiye Beylik dönemlerinden sonra ise 1471'de Osmanlı hakimiyeti altına girdi.
UNESCO'nun Dünya Miras Geçici Listesi'nde Türkiye'nin 77'si kültürel, 3'ü doğal ve 3'ü karma (Kültürel / Doğal) olmak üzere topmak 83 varlığı bulunuyor.
UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme kapsamında Taraf Devletler, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne kaydedilmesi uygun olan varlıklara ilişkin envanterlerini (geçici liste) UNESCO Dünya Miras Merkezi'ne iletmekle yükümlüdürler.
UNESCO Dünya Miras Merkezi'nce yayınlanan bu listede yer alan varlıklara ilişkin hazırlanan adaylık dosyaları Dünya Miras Komitesi'ne sunulmaktadır. Geçici Listeler hazırlanırken varlıkların Dünya Miras Komitesi'nce belirlenen kriterleri karşılama durumları ile mimari, tarihi, estetik ve kültürel, ekonomik, sosyal, sembolik ve felsefi özellikleri de dikkate alınmaktadır.
İlk kez 1994'te UNESCO Dünya Miras Merkezi'ne iletilen Geçici Listemiz 2000, 2009, 2011, 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017, 2018, 2019 ve 2020'da güncellendi.