İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa gündemde
Türkiye'nin kanını donduran ve kadın cinayetlerine karşı yeni bir duyarlılığın gelişmesi gerektiğini hatırlatan Emine Bulut cinayeti İstanbul Sözleşmesi'ni gündeme getirdi. İstanbul Sözleşmesi'nin kadına karşı ve ev iç şiddeti önlemeye yönelik usul, hak ve yükümlülükleri içerdiğini kaydeden Prof. Adem Sözüer, "Aileyi sarsan, dağıtan şiddeti önlemeye yönelik kanunlar değil, şiddetin kendisidir" dedi... Sözleşmeyi ve 6284 sayılı yasayı bir "devrim" olarak niteleyen Habertürk yazarı Nagehan Alçı da "Bugün kadının beyanı esas alınarak erkek evden uzaklaştırılabiliyor, şiddete otomatik olarak müdahale edilebiliyor" hatırlatmasını yaptı
ABONE OLTürkiye, Kırıkkale'de kızının önünde eski kocası Fedai Varan tarafından vahşice öldürülen Emine Bulut'un ardından kadın cinayetlerine karşı ne yapılması gerektiğini tartışıyor. 2011 yılında kabul edilen ve "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi'nin uygulanması için sosyal medyada #İstanbulSözleşmesiYaşatır etiketiyle çağrı yapılıyor.
SÖZÜER: DEVLETİN GÖREVİ
Sözleşmenin aile yapısını bozduğunu öne sürerek karşı çıkanlara ceza hukukçusu Prof. Adem Sözüer, Twitter'dan yanıt verdi. Sözüer, "TÜİK’e göre 37 Milyon insanın evli olduğu Türkiyede İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasadan sonra ne evlilikler azaldı ne boşanmalar arttı. Boşanmaların çoğunun nedeni aile içi şiddet ve ekonomik sorunlar. Şiddet mağdurları ise kadınlar ve çocuklar. Bunu önlemek devletin temel görevi" dedi.