Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

İsrail’in Lübnan’a yönelik politikaları, 1948 Arap-İsrail Savaşı’ndan bu yana sürekli bir değişim ve dönüşüm geçirmiştir. Öncelikle Lübnan, İsrail’in kuzey sınır güvenliği ve bölgedeki Filistin direniş gruplarının etkisiz hale getirilmesi açısından stratejik bir öneme sahip.

İsrail, 1978 ve 1982 yıllarında Lübnan’a iki büyük askeri müdahalede bulunmuş, özellikle 1982’de Beyrut’a kadar ilerleyerek Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) ve diğer Filistinli grupları hedef almıştır. Bu müdahale, Lübnan’daki güç dengelerini köklü bir şekilde değiştirirken, İsrail’in Lübnan’da uzun vadeli bir askeri varlık tesis etme girişimi olarak görülmüştür.

1978 Lübnan İşgali: “Litani Operasyonu”

İsrail'in 1978’deki “Litani Operasyonu”, Güney Lübnan’da yerleşik FKÖ kamplarını hedef alan bir askeri harekât olarak başlamış; ancak kısa sürede daha geniş hedeflerini ortaya koymuştur.

Bu operasyonun amacı, FKÖ’nün Lübnan’daki varlığını sona erdirmek ve İsrail’in kuzey sınırındaki güvenliğini sağlamlaştırmaktı. Ancak operasyon, bölgedeki Filistinli mülteci kamplarında büyük kayıplara yol açmış ve Lübnan’ın iç savaş dinamiklerini daha da karmaşık hale getirmiştir. İsrail’in bu operasyonla Lübnan’daki kontrolünü artırma girişimi, Arap dünyasında büyük bir tepki yaratmış ve bölgedeki dengeleri daha da kırılgan hale getirmiştir.

1982 Lübnan İşgali: “Büyük Lübnan Savaşı”

1982’de Lübnan’ı yeniden işgal ederek Beyrut’a kadar ilerleyen İsrail, Lübnan’ın siyasi ve askeri yapısını köklü bir şekilde değiştiren bir dizi olayı da tetikledi.

İsrail’in bu işgaldeki öncelikli hedefi, Lübnan’daki FKÖ varlığını sona erdirmek ve FKÖ liderliğini Beyrut’tan çıkarmaktı. Ancak bu işgal, aynı zamanda Lübnan’daki Hristiyan milis grupları ve İsrail destekli “Güney Lübnan Ordusu” (SLA) ile işbirliğini artırarak Lübnan’daki politik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan daha geniş bir stratejinin parçasıydı.

Bu işgal, İran’ın Lübnan’a nüfuz etmesine ve Hizbullah’ın kuruluşuna zemin hazırlayan önemli bir kırılma noktası oldu.

2000 ve 2006 Lübnan Savaşları

İsrail’in 2000 yılında Güney Lübnan’dan çekilmesi, Hizbullah’ın bölgede kazandığı askeri ve politik gücün bir sonucu olarak değerlendirilir. İsrail’in çekilmesini büyük bir zafer olarak görülmüş ve Hizbullah, Lübnan’daki siyasi meşruiyetini sağlamlaştırmıştı. Ancak 2006 yılında patlak veren İsrail-Hizbullah savaşı, İsrail’in Hizbullah’ın askeri kapasitesini zayıflatma girişimiydi.

Bu savaş, Lübnan’da büyük yıkımlara yol açmış, binlerce sivilin ölümüne ve yüz binlerce insanın yerinden edilmesine neden olmuştu. İsrail, bu savaşta Hizbullah’ın askeri kapasitesini tamamen yok edememiş ve savaş, Hizbullah’ın direniş kapasitesini daha da güçlendirdiği bir süreç olarak tarihe geçmiştir.

Netanyahu'nun stratejik hedefleri

Netanyahu hükümeti, 2023 Gazze Savaşı’ndan sonra Lübnan cephesine yönelik stratejik hazırlıklarını yoğunlaştırdı.

Bu stratejik hazırlıklar, İsrail’in Lübnan’daki varlığını artırma, Hizbullah tehdidini ortadan kaldırma ve Litani Nehri’ne kadar olan bölgedeki su kaynaklarını kontrol etme amacını taşıyor.

Netanyahu hükümeti, bu hedeflere ulaşmak için askeri, diplomatik ve ekonomik araçları etkin bir şekilde kullanıyor.

Askeri hazırlıklar

Netanyahu hükümeti, Lübnan’a yönelik askeri müdahalelerin altyapısını oluşturmak amacıyla geniş çaplı askeri hazırlıklar yaptı.

İsrail, 2024 yılı itibarıyla Lübnan sınırındaki askeri varlığını artırarak sınır bölgelerine özel birlikler kaydırdı. Özellikle 98. Paraşütçüler Tümeni ve 35. Paraşütçüler Tugayı gibi seçkin birlikler, Lübnan’a yönelik olası bir kara harekâtı için konuşlandırıldı.

İsrail bu birliklerin yanı sıra, 50 bin yedek askeri de göreve çağırarak Lübnan cephesinde olası bir savaş için hazırlıklarını hızlandırdı.

Litani Nehri ve bölgesel kontrol hedefleri

İsrail’in Litani Nehri’ne kadar olan bölgeyi kontrol etme hedefi, su kaynaklarının kontrolü ve güvenliği ile doğrudan ilişkili. Litani Nehri, Lübnan’ın en önemli su kaynaklarından biri olup, İsrail’in kuzey sınırına sadece 30 kilometre uzaklıkta.

Bu bölgenin kontrolü, İsrail’e su güvenliği sağlayacak ve aynı zamanda Hizbullah’ın güçlü olduğu Sur şehrini de içine alacaktır. İsrail, bu stratejik hedef doğrultusunda bölgedeki askeri varlığını artırıyor ve Litani Nehri’ne kadar olan bölgede kalıcı bir işgal planı hazırlıyor.

Demografik ve sosyopolitik mühendislik

İsrail aslında Lübnan’daki Şii nüfusu yerinden etmeyi ve bu bölgelere Hristiyan veya Yahudi yerleşimcileri yerleştirmeyi planlıyor.

Bu tür demografik mühendislik projeleri, İsrail’in Lübnan üzerindeki etkisini artırmayı ve Hizbullah’ın sosyal tabanını zayıflatmayı hedefliyor. Bu vesileyle Lübnan’da mezhepsel ve etnik gerilimleri artabilir ve yeni bir iç savaşın patlak vermesine yol açabilir.

İsrail, bu tür bir demografik değişimi gerçekleştirmek için askeri ve politik araçları etkin bir şekilde kullanmayı planlıyor.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ